28 Kasım 2013 Perşembe

ANI KİTAPLARI YAKIN TARİHİMİZE IŞIK TUTUYOR

1997 yılı içinde Rauf R.Denktaş’ın “Hatıralar”ının 6 cildi, İstanbul’daki Boğaziçi Yayınları tarafından yayımlandı. 1964 ile 1969 yılları arasını kapsayan bu kitaplarda, yakın geçmişimize ilişkin birçok belge ve bilgiye yer verildi. Birçok konu yeniden tartışmaya açıldı, bilgiler tazelendi, bilinmeyen birçok belge gün ışığına çıkmış oldu.

“Dr.Küçük’ün Anısını Yaşatma Yasa Tasarısı”nın Meclisten geçmesi ile şimdi de, Dr.Fazıl Küçük’ün anılarının yayımlanması gündeme geldi. Böylece yakın geçmişimizle ilgili kimi bilinmeyen ayrıntılar geniş okuyucu kitlesine ulaşmış olacak.

1930’lu yılların liderlerinden Necati Özkan’la ilgili ve 4 cilt tutacağı söylenen biyografik çalışmanın ilk cildi de 1997’nin Ekim ayı içinde yayımlandı. Emekli öğretmen ve gazeteci Ergin Birinci’nin yayıma hazırladığı bu çalışmanın da, bir döneme ışık tutarak, günümüz Türk liderliğinin oluşmasıyla ilgili bazı ipuçlarını vereceği anlaşılıyor.

Kıbrıs’ın yetiştirdiği önde gelen şairlerden olan ve Kıbrıs’a küsüp yıllardır İstanbul’da yaşamayı tercih eden Özker Yaşın da, 1997’nin son aylarında “Nevzat ve Ben” adlı bir kitapla karşımıza çıktı. Kitapta, 1940’lı yıllarda Türkiye’ye yerleşmiş Kıbrıslılardan oluşan çeşitli dernekler kurup, Türkiye’nin 1923 Lozan Andlaşması ile bağlarını kopardığı Kıbrıs adasındaki Türklerle ilgilenmesini sağlayanlardan olan Kıbrıslı Avukat Nevzat Karagil’in yaşam öyküsü yer alıyor.

 Özker Yaşın, 848 sayfa tutan bu çalışmanın ilk cildinde, Karagil’in yaşamının 1955 yılına kadar gelen dilimini çeşitli kişilerin ağzından ve akıcı bir üslupla aktarmakta ve bilinmeyen birçok olayı ve bilgiyi okurlara sunmaktadır.

Esere başlangıçta “Nevzat’ın Romanı” adının verildiğini  duyduğumuz bu çalışma, sonunda “Nevzat ve Ben” adı altında yayımlandı. İkinci ciltte ise daha çok Özker Yaşın’ın edebi ve siyasal anılarının ağırlıkla ele alınacağı anlaşılıyor. Böylece Özker Yaşın’ın tanık olduğu 1950, 1960 ve 1970’li yıllardaki geçmişimize ilişkin ilginç değerlendirmeler ve anıları okuma olanağına sahip olacağız.

Keşke toplumumuzda anı yazma geleneği yerleşse ve içine düşürüldüğümüz çıkmazların nedenleri konusunda, birinci elden veriler bir araya toplanabilse diyoruz. Genç kuşakların buna çok ihtiyacı var.

 

(Kıbrıslı Türkün Sesi, aylık dergi, Ocak 1998, Sayı:29)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder