28 Kasım 2013 Perşembe

FADIL BEY'İN "HATIRALAR"I

             Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Yayınlarının 11. kitabı olarak basılan avukat ve kültür-siyaset adamı Fadıl Niyazi Korkut (1887-1975)'un "Hatıralar"ı, Harid Fedai ve Mustafa H.Altan tarafından yayıma hazırlanmış. 165 sayfalık kitap, 4 bölümden oluşmakta: 1. Aile çevresi, 2. Hatıralarım, 3. İngiliz idaresinde toplum davalarımız, 4. Kıbrıs tarihinden monografiler.

            1939 yılında kaleme alınmış olan "Aile çevresi" adlı bölüm dışında kalanların, 1963 yılı sonrasında kaleme alındığı belirtilmekte. Hatıralar bölümünün sonunda Harid Fedai tarafından hazırlanan ve gerek Osmanlıca kelimelerin anlamı, gerekse "Hatıralar"da değinilen konulara ilişkin 417 tane açıklama yer almış. Kitap, "Aile fotoğrafları" ve "Dizin" ile son buluyor.

            Ne yazık ki orijinal elyazmalarının bazı sayfaları eksik olduğu için, bunlar kitaba alınamamış ve bu eksik sayfalar belirtilmiş: "Köse Kadı-Evkaf Davası" başlığı altında s.17, 18, 19; "İmamın afaroz edilmesi" başlığı altında s. 29; "İngiliz idaresinde toplum davalarımız" başlığı altında  s.26; "Birinci Cihan Harbinin Kıbrıs'taki tepkileri" başlığı altında s.197-212. Kitabın 108. sayfasının baş kısmında da anlaşılan bir bölüm dizgiden kaçtığı için, eksik basılmış.

            Harid Fedai'nin kitaba yazdığı "Önsöz"de belirttiğine göre, bu kitaba alınan yazılardan "Aile çevresi" adlı ilk bölüm, Fadıl Bey'in kardeşi Ahmet Raik Çağlar'ın kızı Pervin Adataş'tan, "Hatıralarım" ve "İngiliz idaresinde toplum davalarımız" bölümleri de Fadıl Bey'in evlatlarından Argun Korkut'tan alınmış. O nedenle olsa gerek, kitap "Dolun Ali Riza, Argun F.Korkut ve Niyazi F.Korkut'a saygılar sevgilerle" diye bu evlatlarına ithaf edilmiş. Oysa ki Fadıl Bey'in bir evladı daha var ve onun adı da Aysel Ezel Nuri. Aysel Hanım'dan da bazı aile resimleri alınarak, onun adı da listeye eklenebilir ve dışta kalmaması sağlanabilirdi.

            Bilindiği gibi, 1887 yılında doğan Fadıl Niyazi Korkut, genç bir tapu memuru iken, ilk evliliğini eczacı Münir Bey'in kardeşi olan Aktar İzzet Ağa'nın kızı Nafia Hanım ile 1916'da yapmış (evlilik resmi için bkz. Ortam 28.8.1990) ve bu evlilikten Dolun Hanım dünyaya gelmişti. Nafia Hanım'dan ayrıldıktan sonra, Şayan Hanım'dan 1930 yılında Argun Bey'in dünyaya geldiği bilinmektedir. Yaşamının geriye kalan büyük bir bölümünü, Minareliköylü Emine Hanım ile yaptığı evlilikle geçiren Fadıl Bey'in bu ikinci evliliğinden de,  sonradan avukat ve yargıç olan Niyazi Korkut ile Türk Bankası emekli memurlarından ikinci kızı Aysel dünyaya geldi. Fadıl Bey uzun yıllar sürecek mutlu bir beraberliği Emine Hanım ile yakalayabilmişti. Ama nedense bu bilgilere, "Önsöz"de yer verilmemiş.

            Diğer bölümlerin nereden sağlandığı hakkında bilgi verilmiş olmasına karşın, "Kıbrıs tarihinden monografiler" adlı bölüm hakkında herhangi bir bilgi verilmemiş. Gerçi bu bölüm içinde yer alan bazı başlıkların işlendiği başka yazılar, Fadıl Bey tarafından daha önce de yazılarak yayımlanmış, ama bu metinlerin onlardan farklı olduğunu saptamış bulunuyoruz. Örneğin Avukat Fadıl Korkut, Kıbrıs Türk Müzesi Müdürü Cevdet Çağdaş tarafından 1965 yılında Lefkoşa'da yayımlanan "Kıbrısta Türk Devri Eserleri" başlıklı kitap için hazırladığı ve ilk kez burada  (s.17-20) yayımlanan, fakat bilahare 1967 yılında Kıbrıs Türk Müzesi Yayını olarak basılan "Taş Eserler Bölümündeki Kitabelerden Seçme Örnekler" başlıklı broşürde de aynen verilen "Kıbrıs'ta Türk Sanatı" başlıklı makalesinde (s.4-7), bize Kıbrıs'taki Osmanlı döneminde uygulanan sanat dalları ile ilgili ilginç bilgiler aktarmaktaydı. Fadıl Bey, 1945 yılında çıkardığı Yankı gazetesinde de "Geçmişten bir yaprak" başlığı altında "Kıbrıs'ta eski Türk sanatları", "Eski konaklarda yaşam", "Eski Ramazanlar" gibi makalelerini yayımlamıştı. 1949 yılında Hürsöz gazetesinde de "Kıbrıs'ın tarihi simalarından Müftü Hilmi" adlı bir monografisi yayımlanmıştı. Yaptığımız karşılaştırmada, aynı adlı/konulu bazı metinlerin içeriğinin farklı olduğunu belirledik.

            Öte yandan Mustafa H.Altan, 1986 yılında yayımladığı "Belgelerle Kıbrıs Türk Vakıflar Tarihi" adlı 2 ciltlik çalışmasında, Fadıl Niyazi Korkut'un "1928 Kıbrıs Evkafı Fermanı Kanunisi" ile ilgili görüşlerini (Cilt:2, s.730-732) ve "1931 Milli Kongresi'nin Evkaf'la ilgili kararı"nı aktarırken (s.733), Fadıl Bey'in kendi el yazısıyla kaleme aldığı bazı notlardan yararlandığını belirtmekteydi. Fotokopileri aynen aktarılan el yazması bu sayfaların (s.37,32,38,39,40,41,42) kaynağı, 734. sayfadaki 245 numaralı dipnotta  "Milli Arşiv, KATAK Belgeleri, Avukat Fadıl Korkut (Özel Notlar)" olarak verilmekteydi.   Gençlik, Spor ve Kültür İşleri Dairesi tarafından yayımlanan "Kaynak-Kültür ve Araştırma Dergisi"nin Mart 1977 tarihli 2. sayısında yer alan Mehmet Rifat imzalı ve "Kıbrıs'ta Siyasi Türk Partileri ve Kurumları" adlı makalede, "Bk. Kıbrıs Türk Milli Arşivi, A.2/24-41, Sh.3, Fadıl Korkut'un Hatıratı'ndan" diye kaydedilen kaynağa atıfta bulunularak, "1930 yılında üyelik seçimleri yapılacağı ilan edildiği zaman, gençlerin desteği önderliğinde Necati Mısırlızade, Milli Cephe Partisini kurmuştur" denmekte ve ondan sonra gelen 10, 11 ve 12 numaralı dipnotlarda bu "Hatırat"tan yararlanılarak, seçimle ilgili bazı bilgiler verilmekteydi. (s.44)

            Yukarıda sözü edilen "Milli Arşiv"deki "Hatırat"taki bu bilgiler, Harid Fedai'nin Fadıl Bey'in yakınlarından elde ederek Mustafa H.Altan ile birlikte yayıma hazırladığı "Hatırat"ında yer almamaktadır. Milli Arşiv'in de müdürü olan Haşim Altan acaba bu bilgileri neden kitaba almamıştır? Arşiv'de bir de KATAK Dosyası'nın varlığı bilindiğine göre, 1943 yılında kurulan KATAK'ın ilk yöneticileri arasında yer alan Fadıl Bey'in bu konuda "Hatırat"ında yazdığı bilgiler (bkz. agy, dipnot 13, s.46), neden kitaba alınmamış ve "Hatıralar", "1931 İsyanı'nın tepkileri" adlı bölümü ile bitirilmiştir? Bunlar aydınlatılması gereken konulardır.      

            23 Şubat 1981 tarihli Olay dergisinde yayımlanmış olan "Türk Toplumunun Bitmeyen Mücadelesi" başlıklı imzasız bir yazıda, Fadıl Bey'in yaşamöyküsü verilirken, onunla ilgili olarak, "Halen Milli Arşiv'de saklanan "Evkaf Mücadelemiz" ve "Müftülüğün Kıbrıs Türklerine Geçmesi" gibi siyasi eserleri hazırladı" denmekteydi. Bu eserler nerededir ve Milli Arşiv Müdürü, bunları da neden bu kitapla birlikte yayımlamamıştır?

            Bu arada Avukat Fadıl Korkut, "31 Mart 1947 tarihinde Kıbrıs'ta Mevcut Türk Kurumları Namına Ekselans Valiye Takdim Edilen Ariza" adı verilen broşürde yer alan ve kendisi tarafından kaleme alınmış olan "Hükümetten Talep Edilen Haklarımız" başlığı altındaki bölümleri, ayrı ayrı Hürsöz Basımevi'nde bastırıp yayımlamıştı. Örneğin, "Hükümetteki Haklarımızdan -1- Müftülük", "Haklarımızdan 2ncisi: Evkaf",  "Üçüncüsü Okullarımız" gibi. Bu önemli belgeler de kitaba alınabilirdi.

            Ama onun "Hatıralar"ı, yayımlanmış bu haliyle bile bizler için, eşsiz bir kaynak oluşturmaktadır. 1890'lı yıllardan başlayarak, 1930'ların başına kadar geçen dönem içerisinde Kıbrıslı Türklerin siyasal, sosyal ve  kültürel yaşamına ilişkin çok ilginç ve değerli gözlemler, bilgiler ve anılar burada okuyucuya sunulmaktadır. Gün ışığına çıkmasında yardımcı olan her iki araştırmacıyı da yürekten kutlarız. Kitabın ileriki baskılarında sözü edilen eksikliklerin giderilmesini diliyoruz.  

            1950'li yılların ortalarına kadar kızı Dolun Hanım'ın eşi Fevzi Ali Riza'nın Hürsöz gazetesinde ara sıra olsa da makaleleri yayımlanan Avukat Fadıl Niyazi Korkut, 1955 olayları ardından basından da uzaklaştı. Fadıl Bey'i, 28 Ocak 1975 tarihinde 88 yaşında iken kaybettik. Babamın Mecidiye Sokağındaki işyeri nedeniyle bu "yaşayan tarih"le komşuluk etme, tanışma ve onun zengin kültüründen, henüz daha lise öğrencisi iken, bir gazetenin açtığı bilgi yarışması nedeniyle yararlanma olanağı bulduğum için de kendimi mutlu saymaktayım. Fadıl Bey'in "Hatıralar"ını okuyup, okutmayı, tarih bilincimizi geliştirmek isteyen herkes için bir yurtseverlik görevi olarak addetmekteyim. Kıbrıslı Türklerin 1900'lerin başındaki yaşamının ayrıntıları bilinmeden, günümüzdeki yaşamı anlaşılamayacaktır.    

(Kıbrıs gazetesi, 19 Temmuz 2000)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder