18 Aralık 2015 Cuma

ARAŞTIRMACI EMEĞİNE SAYGISIZLIK


Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği’ni oluştururken amaçlarımızdan birisi de, sanatçı ve yazarların haklarını korumak olarak belirlenmişti. Ülkemizde telif haklarına önem verilmemesi ve özellikle araştırmacı yazarlarımızın çalışmalarına hiçbir göndermede bulunmadan, onlardan yararlanılması, hep bir sorun olagelmiştir. Araştırma geleneğimi­zin olmaması ve kaynak eserlerinin yok denecek kadar azlığı, Kıbrıs Türk kültürünü ve tarihini öğrenmek isteyenler için bir olumsuzluktur.
Ne var ki şimdiye kadar çeşitli konu­larda yapılmış olan araştırma ve yayınları görmezlikten gelme, ya da o kişilerin der­lediği bilgileri, vardıkları sonuçları kendilerininmiş gibi gösterme kolaylığı da sürmek­tedir. Halbuki bir araştırmaya başlarken, önce o konudaki önceden yapılmış bütün çalışmaları gözden geçirmek ve onlardan yararlanırken, o kaynağın ve araştırmacının adını vermek kaçınılmaz bir kural olup, yazarlık ahlâkının bir gereğidir.
Araştırmacı emeğine saygısızlık olarak nitelemek istediğim bu durumu son zamanlar­da ben iki kez yaşamış bulunuyorum. Bu konuda kendisini uyarmış olmama karşın, Sabahattin İsmail, 22 Mayıs 1990 tarihli Yeni Gün gazetesinde “Yayıncılığımız” başlıklı yazısında, benim, aylık Yeni Kıbrıs dergisinin çeşitli sayılarında çıkan “Kıbrıs Türk Bibliyografyası” konulu yazılarımda derlediğim bilgileri, kendi bulguları imiş gibi kamuoyuna sunmuştur. Dahası, 1989 yılında yayımlanan kitap, dergi ve gazete­lerle ilgili bilgileri, Yeni Kıbrıs dergisinin son Mayıs 1990 sayısı henüz yayımlanmadan, derginin pikajından sorumlu olduğu için önceden görerek, kendi bulguları imiş gibi, kaynak göstermeden aynen yayımlayabilmiştir.
İkinci örnek Kıbrıs Gazetesi’nin 19 Haziran 1990 tarihli Kültür-Sanat ekinde çıkan Eralp Adanır’ın “Kıbrıs’ın kendine özgü müziği var mı?” başlıklı yazısıdır. Burada da benim Halk Bilimi dergisinin Eylül 1988 tarihli 11. sayısında yayımlanmış olan “Pieris Zarmas’ın Kıbrıs Halk Müziği Araştırmaları” başlıklı yazımdan, kaynak gösterilmeden yararlanılmış ve yazının yarıya yakını, benim aktardığım bilgilerden alıntılanarak kaleme alınmış. Adanır, yazısının sonunda “Ben sadece küçücük bir araştırma­nın sonuçlarını, aralara kendi yorumlarımı da katarak kaleme almaya çalıştım” diyerek, kaynak göstermekten sakındığı, ama söz etmeden edemediği “toplumumuzun içinde yapılmış bulunan bazı araştırmalar”dan bilgi aşırtmayı da ihmal etmemiş ve Saba­hattin İsmail gibi o da çok ayıp etmiş.
Gerek Sabahattin İsmail’i, gerekse Eralp Adanır’ı, yazarlık ve araştırmacılık ahlâkına yakışmayan ve araştırmacı emeğine saygısızlık oluşturan bu davranışları yüzünden kınarken, bu konudaki duyarlılığı gerek kendimin, gerekse diğer araştırmacıların eserleri için de göstermeyi sürdüreceğimi duyurmak isterim.


(Ortam gazetesi, 27 Haziran 1990)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder