29 Aralık 2015 Salı

Dr. AHMET CAVİT İLGİNÇ AÇIKLAMALAR YAPTI: “MİLYONLARCA LİRA VERGİ KAÇIRILIYOR.”

Röportaj: Ahmet Okan

Soru: Sayın Dr. Ahmet Cavit, siz Serbest Çalışan Hekimler Birliği Genel Sekreterisiniz. Bildiğiniz gibi, gazetemiz özel kesimde çalışan hekimlerin aç olduğunu vurgulamış ve konunun üzerine gitmişti. Gerçekten, özel kesimdeki hekimlerin durumunu bize aydınlatır mısınız?
Dr. Ahmet Cavit: Ülkemizde özel kesimde hizmet veren hekimler olarak çok ağır ekonomik koşullar altında çalıştığımız bir gerçektir. Her ne kadar da özel çalışan hekimlerin açlık çekmekte olduğunu söylemek bir abartma olacaksa da, bu kesimde çalışan meslektaşlarımızın ekonomik zorluklar içinde olduğu açıktır.  Kamu kesiminde çalışan hekimlerin Devlet Sağlık Hizmetlerini gerek hasta celbetme ve gerekse parasız tahlil yaptırma ve yatılı tedavi olanağı açısından istismarı, bizim için büyük bir dezavantaj oluşturmaktadır.

Soru: Buna karşı ne öneriyorsunuz?
Dr. Ahmet Cavit: Derneğimizin buna karşı önerisi tektir. Bu da devlet kamu hizmetlerinde çalışan gerek hekim, gerekse diş hekimlerinin özel kesimde de çalışmalarına bir an önce son vermektir. Bilindiği gibi Kamu Görevlileri Yasası’nın 41. maddesi aynen şöyle demektedir: “Kamu görevlileri, tüm zamanlarını kamu hizmetlerinin yürütülmesinde ve görevlerinin yerine getirilmesine ayırmakla yükümlü olup, çalışma saatleri içinde veya dışında ücretli veya ücretsiz bir iş tutamazlar ve serbest meslek yapamazlar. 27. ve 82. madde kuralları saklıdır.”

Soru: Ama bu maddeye karşın hükümet ters bir uygulama içindedir. Bu uygulama da yıllardır durdurulamadı.
Dr. Ahmet Cavit: Evet, ne yazık ki bir serbest çalışan hekim olan ve uzun süre Yönetim Kurulu üyeliğimizi yapan bugünün Sağlık Bakanı Dr. Erbilen, bu konuda ilkesiz davranarak, daha önce savunduğu fikirleri Bakan olduktan sonra terk etmiştir.

Soru: Bu kaos içerisinde serbest çalışan hekimler ne gibi başka sorunlar içerisindedirler?
Dr. Ahmet Cavit: Biz serbest çalışan hekimler olarak, yeterli olmayan iş güvencesi, iş görememezlik ve emeklilik güvencemizin iyileştirilmesi için bugüne kadar yetkili devlet yöneticileri nezdinde çeşitli girişimlerde bulunduk. Fakat ne yazık ki her türlü girişimimiz, katı bir duyarsızlıkla karşılanmıştır. Milyonlarca lira borç ve kredi sağlayarak, kurmak zorunda olduğumuz özel kliniklerde hasta azlığı nedeni ile rasyonel bir gelir sağlayamama durumu ile karşı karşıyayız. Toplumumuzun içinde bulunduğu ekonomik bunalım, hastaları özel klinik yerine, devlet hastahanesi kapılarına yığmaktadır. Saat 9.00 ile 12.00 arasında kısıtlı sayıda devlet hekiminin yapmakta olduğu poliklinikler, ihtiyacı karşılayamadığından, kuyruktaki hastalar öğleden sonraları aynı devlet hekimlerinin özel kliniklerinde yerini almaktadır.

Soru: Tabii dışarıdaki vizite, tahlil parasını vermemek için devlet hekimini tercih ediyor, değil mi?
Dr. Ahmet Cavit: Evet, dışarıda pahalıya mal olan ameliyatlar, devlet hastahanesinde yarı fiyatına verilen rüşvetlerle yapılabilmektedir. İşin en acı tarafı, bu durumun Sağlık Bakanı Dr. Erbilen tarafından “Alan memnun, veren memnun” şeklinde onay görmesidir.

Soru: Serbest çalışan hekimlerin hiç mi sosyal güvencesi yok?
Dr. Ahmet Cavit: Ağır ekonomik koşullar altında sürdürebildiğimiz mesleğimizde sağladığımız gelirle, çoğu meslektaşımız geçimini güçlükler içerisinde sürdürebilmektedir. Tatil yapma olanağımız çok sınırlıdır. İşsiz kaldığımız veya hasta olmamız durumunda sosyal sigortadan elimize geçecek 50 bin TL para ile geçinmek durumundayız. Yine emekli olduğunuz zaman bu 50 bin TL ile nasıl geçineceğimiz şimdiden birçok arkadaşımın kafasını meşgul etmektedir.

Soru: Genç hekimlerin adadan göç etmesi hakkında ne dersiniz?
Dr. Ahmet Cavit: Halem ülkemizde özel kesimde 170’e yakın hekim ve diş hekimi bulunmaktadır. Bunun yanında devlet sağlık hizmetlerinde 130 hekim ve diş hekimi görev yapmaktadır. Son yayınlanan telefon rehberinden saptadığımıza göre, kamu görevinde çalışan 130 hekimin 100’den fazlası, özel kesimde de çalışmaktadır. Bu durumda özel hekimlerin iş sahasına devlet hekimleri tarafından bir müdahale söz konusudur. Hem de Kamu Görevlileri Yasası’nın 41. maddesine aykırı olarak yasa dışı özel klinik çalıştıran devlet hekimlerinin milyonlarca lira vergi kaçırdıkları da bir gerçektir. Yeni gelen hekimler, en başta yeni bir muayenehane kurmak için milyonlarca liraya ihtiyaç duymaktadır. Bu gün bir diş hekimliği kliniğinin teknik olarak kurulması 10 milyon lirayı gerektirmektedir. Cerrah veya kadın-doğum uzmanının mali gereksinimi bunun kat kat üzerindedir. Klinik olarak kullanılabilen apartman daireleri veya dükkanların kirası, 100 binden başlamaktadır. Ailenin mali durumu iyi olmayan veya kredi alabilmek için çalacak kapısı olmayan genç hekim arkadaşlar, ülkeyi terk etmeyi tek çıkış yolu olarak görmektedirler. Bu arada yeni klinik açmış olan, fakat klinik kirası çıkaramadığı için yeni açtığı kliniği kapatmakla karşı karşıya gelen meslektaşlarımızın da varlığı bilinmektedir. Oysa, ülkemizde resmi makamların iddia ettiğinin aksine, her dalda hekim açığı bulunmaktadır.  Ayrıca Birliğimiz genç hekim arkadaşların özel kesim yerine, hizmetlerine muhtaç duyulan devlet kesiminde görevlendirilmelerinden yanadır. Çünkü tek tek özel klinikler yerine, tam teçhizatlı büyük devlet klinikleri halkımıza hem daha iyi hizmet verecek, hem de ülke ekonomisinde rasyonel bir tutum olacaktır.

Soru: Sosyal sigorta kurumu ile ilişkileriniz ne düzeydedir?
Dr. Ahmet Cavit:  Bu konuda yaptığımız bütün girişimler sonuçsuz kalmıştır. Sosyal sigortalar kurumu çalışanlardan yılda 700 milyon TL sağlık primi toplamasına rağmen, bunun ancak 175 milyonunu sağlık amacı ile kullanmaktadır. Sosyal Sigortalılara sağlık hizmeti veren tek kuruluş, devlet hastahanesidir. Bir yandan devlet sağlık primlerini geç yatırırken, öte yandan sosyal sigorta kurumu da muayene ve tedavi ücretlerini çok düşük tutmaktadır. Burada da “Alan memnun, satan memnun”! Halbuki sendikalarımız, üyelerinin seri ve çağdaş sağlık hizmeti görmeleri için çok daha etkin olabilirler. Sağlık primini düzenli olarak veren memur, niçin bunun karşılığını kolaylıkla almasın? Niçin buna rağmen kuyruklarda beklemek veya vizite ve tedavi ücreti ödeyerek, dışarıda özel veya devlet hekimine muhtaç olsun?

Soru: Serbest çalışan hekimlerin devlet hastahanesinde hasta yatırma veya tahlil yaptırma kolaylıkları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Dr. Ahmet Cavit: Bu konuda ne yazık ki devlette çalışan meslektaşlarımızdan hiç bir kolaylık görmemekteyiz. Hatta meslek ahlâkına sığmayan davranışlar içinde olan arkadaşlarımız bile vardır. Devlet hastahanesine havale ettiğimiz hastaların yüzüne karşı “Niye dışarıdaki hekime gittin de  bize gelmedin?” diye hastaları azarlayan meslektaşlarımız vardır. Dışarıda yapılan tahlilleri bile kabul etmeyip, tekrarlatmakta veya bunları gereksiz görmektedirler! Oysa tıbbi deontolojiye göre, havale eden hekim ile konuşarak, hasta hakkında bilgi alış-verişi yapılması gerekir. Hastahaneye havale ettiğimiz hastalardan hiç bir haber alamamaktayız. Yapılan teşhis ve tedaviden bizi haberdar etmemektedirler. Hastanın ondan sonraki takibi ise devlet hekiminin özel kliniği aracılığı ile yürütülmektedir.

Soru: Sonuç olarak ne dersiniz?
Dr. Ahmet Cavit: Ülkemizdeki sağlık çıkmazının tek çözüm yolu vardır. O da sağlık hizmetlerinde bir an önce sosyalizasyona gidilmesidir. Yasalar buna uygundur. Yeni bir düzenlemeyle bu amaca kısa sürede ulaşılabilir. Yeter ki bilimsel çalışma ve halk sağlığına saygı ön planda tutulsun. Böylece hasta ile hekim arasında para sorunu da ortadan kalkacaktır. Zaten çalışan halkımızın büyük çoğunluğu sosyal sigortalı değil mi?

(Kıbrıs Postası gazetesi, 23 Ağustos 1987)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder