19 Aralık 2015 Cumartesi

YENİ KİTAPLAR: 1. BATMAYAN EĞİTİM GÜNEŞLERİMİZ, 2. KIBRIS TÜRK BASININDA İZ BIRAKANLAR, 3. FOLKLORİK SKEÇLER: Seni Orakta Gördüm, Ramazandan Bayrama, Kız Sana Nişan Geliyor, Oldu Da Bitti Maşşallah, 4. KIBRIS MÜFTÜSÜ HİLMİ EFENDİ: Şiirler


1986 yılında Turizm ve Kültür Bakanlığı, Kıbrıs’lı yazar ve araştırmacıların kitaplarını basma kararını alarak, kitap­lığımıza 5 yapıt kazandırmıştı. Zamanın Bakanı İsmail Bozkurt kitapların girişinde yer alan açıklamasında şöyle diyordu:
“Ülkemizin somut ve özel koşullarında, bir kül­tür veya sanat yapıtının ortaya çıkması pek kolay olmu­yor. Özellikle yazımda sorun daha belirgin ve -devlet eli uzanmazsa- aşılması güç gibi görünüyor... Bakanlığımızın Kültür Yayınlarını yaşama geçirmesi; ülkemizde kitap basma konusundaki güçlüklerin aşılmasında bir önlem ola­rak düşünülmelidir.”
1987 yılında da Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Salih Coşar, yayımlanmak üzere seçilen 4 yapıtın girişinde şun­ları yazıyordu:
“Son yıllarda canlanmaya başlayan kitap yazma ve basımı konusunda yazarlarımızın ve yayımcıla­rımızın çabaları kadar; Bakanlığımız da kendine verilen görev doğrultusunda gerekli desteği ve katkıyı sağlayarak kitap gibi, bir kültür hazinemizin gelişip yücelmesinde ta­rihsel bir görevi yerine getirmektedir.”
Dizgi, montaj ve baskı işlerinin gecikmesi nedeniyle ancak 1988 yılı Aralık ayı başında kitapçılara verilip, satışa sunulan bu 4 yapıtı sırayla sizlere tanıtmak istiyo­ruz:

1. BATMAYAN EĞİTİM GÜNEŞLERİMİZ... Kıbrıs Türk Eğitimi hakkında bir araştırma, Hazırlayan: Ali Nesim, 464 s. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları: 6, Lefkoşa 1987
Halen Talim ve Terbiye Kurulu üyesi olan Felsefe-Sosyoloji öğretmeni Ali Nesim, kitabın önsözünde şöyle demektedir:
 “Evet “nerede” olduğumuzu hepimiz bili­yoruz, ama “nereden” geldiğimizi pek çoğumuz bilmiyo­ruz. İşte bilenlerimiz, öğretmenlerimiz geçmişi biliyor ve biz de ancak onların en iyi biçimde geçmişi bizlere aktara­bileceğine inanıyoruz... İki yıl önce başladığım bu çalış­manın bana verdiği zevk, öğrettiklerinin çok üstündedir... Bu kitabı, ulaşamadığım tüm öğretmenlere de adamak en büyük avuntum olacaktır.”
Dört bölüm halinde hazırlanmış olan kitabın birinci bölümü “Dünden Bugüne Eğitimimiz (İlkeler-Hedefler-Gelişmeler)” başlığını taşıyor. Bu bölümde Kıbrıs Türk eğitim sistemi­nin tarihsel geçmişi kısaca özetlenmekte ve özellikle İngi­liz sömürge yönetimi dönemindeki sorunlar dile getiril­mektedir.
“Unutulmayan Öğretmenler” başlıklı ikinci bölümde bir kısmı Türkiye’den gelen, çoğu da Kıbrıslı Türk olan 20’den fazla öğretmenle ilgili bilgiler, onların çeşitli etkin­likleri ve görüşleri verilmektedir. Bugün hepsi de hayatta olmayan bu öğretmenler arasında mutlaka yer alması gereken, ama ne yazık ki incelenmeyen şu isimleri anım­satmak isteriz: Mithat Bey, Başöğretmen Sabahattin Efendi, Kıbrıslı Türk öğretmenlerin ilk örgütleyicilerinden Şevki Vudalı, Arif Salih Efendi, Arap Necdet Bey vb.
50 kadar eski öğretmenle veya yakınlarıyla yapılan gö­rüşmeler sonucu hazırlanan “Öğretmenlerden Anılar” bölümü, kitabın üçüncü bölümünü oluşturuyor. Kitabın bize göre en ilginç yanı, bu emekli öğretmenlerin kendi kişisel deneyimleriyle ilgili olarak bizlere anlattıklarıdır. Anı yazma geleneğinin olmadığı toplumumuzda, geçmişle ilgili olarak birçok bilgi, gözlem ve deneyim, ne yazık ki yaşlı kişilerin ölüp gitmesiyle yok olmakta, genç kuşaklara yeterince aktarılmamaktadır. Bu açıdan Ali Nesin’in bu bölümde topladığı bilgiler çok yararlı olmuştur.
“Batmayan Eğitim Güneşlerimiz” kitabının 4. bölü­münde “Notlar ve Ekler”, 5. bölümünde ise eski okul yaşa­mını, öğretmenleri, öğrencileri yansıtan “Resimler” yer almaktadır. (Bu kitapla ilgili başka bir değinme yazısı, Haşmet M. Gürkan tarafından Yeni Düzen gazetesinin 20-21 Ocak 1989 tarihli sayılarında çıkmıştır.)

2. KIBRIS TÜRK BASININDA İZ BIRAKANLAR. Hazırlayan: Sabahattin İsmail, 414 s. KKTC Milli Eğitim ve Kîiltür Bakanlığı Yayınları: 7 , Lefkoşa 1987
Halen Enformasyon Dairesi Türkçe yayınlar sorumlusu olan yazar Sabahattin İsmail’in daha önce Yeni Kıbrıs dergisinde yayımladığı bu araştırma dizisi ile ilgili olarak yazar, kitabın başında bize şu bilgileri vermektedir:
“Bu ki­tapta yer alan gazeteler (Ses, Vakit, Ateş, Kurun, Türk Sözü, Sabah, Memleket, Milliyet, Vatan, Köylü, Akın, Savaş), ilk anda bulabildiklerimden ve harf devriminden sonra yayımlananlardan oluşuyor. Serinin ikinci kitabın­da, yine harf devriminden sonra yayınlanan, ancak bu kitaba alamadığımız gazeteler de alınacaktır. İstiklâl, Hürsöz, Nacak, Devrim, Zafer, Cumhuriyet, Halkın Sesi, Bozkurt bunlar arasındadır. Harf devriminden önce yayımlanan Zaman, Yeni Zaman, Doğru Yol, Söz, Vatan, Ankebut vb gazeteler ise serinin üçüncü kitabını oluşturacak­tır. Böylece Kıbrıs Türk Basınının tarihine, basın tarihine olduğu kadar, Kıbrıs Türkünün savaşımına eşsiz harçlar ve katkılar koyan mücadele basınımız, bir bütünlük içinde derlenmiş ve incelenmiş olacaktır.”
Sabahattin İsmail’in bu değerli incelemesi, daha çok “Kıbrıs sorunu ile ilgilenenlere” yönelik. Yazar kitabı ha­zırlarken kullandığı yöntemi ise şöyle açıklıyor:
“Gazete­lerden aktarmalar yaparken, olası olduğunca geçmişe, o günlerin sorunlarına ve bugünlere nasıl gelindiğine ışık tutan haber ve yorumları aktarmaya ve araştırmacılara kaynak olabilecek belge nitelikli bölümleri seçmeye özen gösterdim.” Araştırmacı-Yazar S. İsmail, incelediği gazete­lerin yazar kadrosu hakkında da derleyebildiği tanıtıcı bilgiler vererek, okuyucuya yardımcı olmaya çalışmış.
“Kıbrıs Türk Basınında İz Bırakanlar”, eski gazetelerin arşivlerde bile zor bulunduğu ülkemizde, bu konuda bilgi edinmek isteyenler için eşsiz bir çalışma. İkinci ve üçüncü ciltlerinin de hazırlanarak, okuyuculara sunulmasını bekliyeceğiz. Bu arada, eski gazetelerimizi yeni kuşaklara tanıt­mak için ilk çalışmaları başlatan ve 1984 yılının ilk yarısında Söz gazetesinde yayımlayan Haşmet M. Gürkan’ın yazılarının da kitaplaşması çok yararlı olacaktır.

3. FOLKLORİK SKEÇLER: Seni Orakta Gördüm, Ramazandan Bayrama, Kız Sana Nişan Geliyor, Oldu Da Bitti Maşşallah, Yazan: Mehmet Levent, 110 s. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları: 8, Lefkoşa 1987
Halen Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Devlet Halk Dansları Topluluğu yönetmenliğini yürütmekte olan Meh­met Levent, daha çok şiirleriyle tanınan bir yazarımız. Bu kitapta toplanan 4 folklorik skeç, sırasıyla 1983, 1984, 1985 ve 1987 yıllarında Bakanlığa bağlı Folklor Araştır­ma-Eğitim Merkezi tarafından sahnelenmiş bulunuyor.
Kitaba bir önsöz yazan folklor araştırmacısı Mahmut İslamoğlu şöyle demektedir:
“Folklor değerlerimizin bir çoğunun vaktinde yazıya geçirilmeyişi yüzünden ziyan olduğu acı bir gerçektir. Bundan ötürü elimizi çabuk tutup, ne kadar derleme yapar ve yayınlarsak toplumu­muzun geçmişine o kadar ışık tutmuş oluruz. İşte değerli folklorcu arkadaşımız Sayın Levent, elinizin altındaki bu yapıtında bunu başarmış ve folklorik değerlerimizin ço­ğunu yarınlara aktarmaya çalışmıştır. Levent’in bu yapıtı diliyle, oyunuyla, manileri ve türküleriyle, kısacası tüm geleneksel değerleriyle tamamen bizdendir, bizdir. Kıbrıs Türkçesiyle yer alan karşılıklı konuşmalar, kendi yaşa­mımızı bir ayna gibi yansıtırken, dil alanında çalışanlara da kaynaklık edecek niteliktedir.”
Kitabın sonunda ise 9 tane türkünün söz ve notaları verilmiş. Bu kitapla son yıllarda yoğunlaşan folklorik araştırma ve etkinliklere bir katkı sağlayan Mehmet Levent, çok yararlı bir çalışmasını kalıcılaştırmış olu­yor.

4. KIBRIS MÜFTÜSÜ HİLMİ EFENDİ: Şiirler, Yayıma Hazırlayan: Harid Fedai, 266s., KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları: 9, Lefkoşa 1987
Türkoloji eğitimi görmüş olan ve çeşitli devlet görevinde bulunduktan sonra Nisan 1988’de kendi isteğiyle emekli­ye ayrılmış olan Harid Fedai, Kıbrıs Müftülüğü de yapmış Şair Hasan Hilmi Efendi’nin (1782-1847) elde bulunan şiirlerini ilk kez bir kitapta toplayarak, büyük bir kültür kizmetini yerine getirmiş oluyor. Kitaba yazdığı “Sunuş” yazısında şiirleri elde edişinin öyküsünü anlatıyor. Kitabın hazırlanmasında kaynak olarak kullanılan iki şiir defterinden birincisi, ilkokul müdürlüğünden emekli Niyazi Bey’in el yazısıyla oluşturulmuş bir şiir defteri olup, 1962 yılında Harid Fedai’nin Eğitim Müdürlüğünde müfettiş bulunduğu sırada, Larnaka Bekirpaşa Ortaokulu Müdürü Necdet Alkaç tarafından kendisine iletilmiştir. 1953’de ölen Niyazi Bey’in (yeğeni Dr. Ali N. Fikret’e geçen) ktapları arasında, emekli öğretmen Orhan Seyfi Arı tarafından bulunan ikinci defteri, yine Niyazi Bey’in “çok güzel el yazısıyla ünlü eserleri oturup, baştan sona özene bezene yazma tutkusu”nun bir ürünü olarak ele geçiyor.
Harid Fedai “Sunuş” yazısında, Hilmi Efendi’nin şiirini değerlendirirken şöyle demektedir:
 “Ne ki Der-Saadet’in ağzıyla kuş kapan bunca ünlü şairi varken “Belde-i Kıb­rıs’tan padişaha övgü yazmaya girişmek, yüreklilik iste­yen bir işti doğrusu... Methiyede Sultan 2. Mahmud’un yenilik girişimleri övülerek, kütüphanenin Ada için taşıdı­ğı önem vurgulanır. (Sözü edilen, Sultan 2. Mahmud tara­fından 1829’da Lefkoşa’da yaptırılan kütüphanedir. A.An)
Methiye, şairimizin İstanbul’a çağrılmasına yetecektir. Padişahın yüreklendirmesiyle birlikte, sağlam kültürü, o güne değin gizli kalmış yeteneğiyle birleşince, birbirinden güzel ikililer döktürülecek ve şiir alanında en yüksek mertebe olan “Reisü’ş-Şu’arâ - Şairler Başkanı” ünvanına hak kazanacaktır. Kendi deyişi ile Lefkoşe’de sanki giz­lenmiş gibi yaşamını sürdürürken ansızın üne kavuşur.” (s.7)
Harid Fedai, “Hilmi Efendi’nin şiire bakış açısı neydi acaba?” sorusunu şöyle yanıtlamaktadır:
“Hemen söyle­yeyim ki içinde bulunulan şiir ortamını hiç beğenmiyor, hep yenilik peşinde koşuyordu... Bir yandan da beğenisini kanıtlayıcı diziler döktürür, divan şiirinin elekten geçmiş ürünlerine açıkça meydan okuduğunu gösteren örnekler verir... Hilmi Efendi, şiirde Mevlana, Hafız, Sadi gibi söz ustalarını birbirinden güzel ikililerle överken, şair geçinen­leri de yermeyi sürdürür.” (s. 8-9)”
Şairimiz, Gaalib gibi mistik, Nâbi gibi hakimane ve Nedim gibi şuhdur. Şiir tekniğinin çok sağlam olduğu gözlemlenir.” (s.11)
Hilmi Efendi’nin şiirlerinde adı geçen Raci, Sıdkı ve Nazım gibi Kıbrıslı şairlerle ilgili olarak ne yazık ki hiç­bir bilgi veya onların şiirlerinden örnekler henüz ortaya çıkarılmamış durumda. Harid Fedai “onları arayıp bulma çabalarımızı sürdürmekteyiz” diye yazmaktadır. (s.13)
Hilmi Efendi’ye ait 40 şiiri yayımlayan Harid Fedai, şu noktaya dikkat çekmektedir:
“Yadsınamayacak bir şiir düzeyi olan Hilmi Efendi’nin günümüze ulaşmış divan şairleri arasında bulunması gerekmez miydi? Ne ki, sayılan belli sayıdaki kaynaklarda ken­disi ve şiiri hakkında çok az, yetersiz bilgiler var. Sanki görünmez bir el şiirlerini gözardı ederek, unutturmak için olanca gücüyle çalışmıştır. Bir önceki yüzyıldan geçtik; derin bilgi ve aşırı titizliği ile tanınan İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal bile, sağlam bir kaynak olan üç ciltlik “Son Asır Türk Şairleri” adlı yapıtına O’nu almamıştır. İbnü’l-Emin adı edilen yapıtta Hilmi’den söz eder; ama araların­da Kıbrıslı Hilmi Efendi yoktur... Öte yandan Hilmi Efendi ile karşılaştırılması bile düşünülemeyen Kıbrıslı Hasan Tahsin Bey’e (1800-1861) yer verildiğini görüyo­ruz... Yalnız, Namık Kemal, Hilmi Efendi’nin usta-işi şiirlerinin ayırımındadır. Harabat’ı eleştirirken, hele Kıbrıs’ta Mutasarrıflık yaptığı, dolayısıyle bu düzeydeki şiirlerin dikkatinden kaçmaması gerektiğini belirterek, öfke ve alay dolu bir biçimde Ziya Paşa’ya bir kez daha çatacaktı.” (s. 14 -15)
Kitabın 26. ile 175. sayfaları arasında yer alan 40 şiir, solda eski Türkçe, sağda Latin harfleriyle okunuşu şek­linde verilmiş. Böylelikle konunun uzmanı, orijinal metni de inceleme olanağına kavuşmuş oluyor. 179.-228. sayfa­lar arasına yerleştirilmiş sözlük bölümü, Harid Fedai’nin titiz çalışmasının bir ürünü. Kitap 229.-265. sayfalar ara­sında yer alan, Lefkoşa’daki Sultan 2. Mahmud Kütüpha­nesi iç süslemeleri, tarih, levha yazıları ve bazı resimlerle son bulmaktadır.


(Yeni Kıbrıs dergisi, Nisan 1989)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder