5 Nisan 2016 Salı

ABD'DE İKİ AYLIK MESLEKİ EĞİTİM SONRASI SAĞLIK BAKANLIĞI'NA MEKTUBUM

Sayın Orhan Aktunç
KKTC Çalışma ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarı
Lefkoşa                                                                                                        9 Aralık 1991

Konu: Serbest çalışan çocuk doktoru Ahmet Cavit’in iki ay süreyle Washington/ABD’de CASP bursu ile sağladığı mesleki eğitim ve izlenimleri hakkında

       1. Washington Hospital Center: Bu hastanenin Neonatoloji Bölümü’nde bir ay süreyle (1-29 Ekim 1991) gözlemlerde bulundum. Bölüm başkanının yazısı ekte sunulmuştur. 912 yataklı olup, yoğun bakım, tıbbi eğitim ve araştırma dallarında çalışan bu kuruluşta, 50’den fazla poliklinik hizmeti verilmektedir. 4,700 kişinin çalıştığı hastanede, 1,200 hekim ve dişhekimi görev yapıyor ve 13 dalda 205 hekim ihtisas eğitimi görüyordu. 50’den fazla poliklinikte, her yıl 72 bin hasta tedavi edilirken, 30 bin yatılı hasta ve 18 binden fazla cerrahi müdahale söz konusu. Yılda 4 bin kalp kateterizasyonu, 12 kalp nakli ve 140 böbrek nakli yapılıyor. 1 milyon laboratuvar testi, 150 binden fazla radyolojik teşhis ve tedavi yapılıyor. Cerrahi, tıbbi, koroner ve yanık vakalarıyla ilgili 71, yeni doğan bebeklerle ilgili 21 tane yoğun bakım biriminde bir günlük kalış ücreti 1.305 dolar olarak belirlenmiş. İlaç ve doktor muayeneleri bunun dışında. Yeni doğan bebeğin ilk saatinde yapılan kritik bakım için 250 dolar, izleyen her 30 dakika için 150 dolar alınıyor. Kapsamlı ilk konsültasyon 2,014 dolar, bakımın devamı halinde 180, 100 veya 65 dolar günlük ücret talep ediliyor. Sünnetin ilk hafta içinde yapılması halinde 185 dolar tutan masrafı, daha sonra anestezi gerektirdiğinden daha pahalı oluyor. Yeni doğan bebekte yapılan laringoskopi 500 dolar, acil endotrakeal intübasyon 200 dolar tutuyor. Arterial kan gazları tahlili 82, venöz kan tetkiki 85 dolar vb… 1990 yılında 3,256 doğum, 39 ölü doğum, 3,271 canlı doğum ve 44 yenidoğan ölümü kaydedilmiş. Toplam doğumların %13.3’ü 2,500 gram altında bir ağırlıkla, %21.6’sı da prematüre (37 haftalık veya daha önce) olarak gerçekleşmiş.
        2. Children’s Medical Center: Bu hastanenin Genel Pediyatri Polikliniği’nde bir ay süreyle (30 Ekim-29 Kasım 1991) gözlemlerde bulundum. Bölüm başkanının yazısı ekte sunulmuştur. 279 yatağı bulunan bu Çocuk Hastanesi, ABD’nin 6 önemli Çocuk Hastanesi’nden biridir. 2,300 kişinin çalışmakta olduğu bu merkezde, 250’den fazla hekim, diş hekimi, psikolog vd mesleklerden uzmanlar görev yapmakta olup, 35 pediyatrik tıbbi ve cerrahi uzmanlık ve alt  uzmanlık dalında hizmet vermektedirler. Doğum ile 21 yaş arasındaki çocuk ve gençlere bakım sağlayan hastanede her yıl, 24 hekim, çocuk ihtisası görür, 60’dan fazla hekim de, alt uzmanlık dallarında üst ihtisas yapar. 600 hemşire full- veya part-time olarak çalışır. 1990 mali yılında 185,727,000 dolar gideri olan hastane, 189,673,000 dolar net gelir sağlamış, 37.3 milyon dolarlık parasız / toplanamayan borçla bakım yapmıştır. Ayaktan tedavi 201,408, acil tedavi 53,116, yatılı tedavi 11,205, cerrahi tedavi 8,017, laboratuvar testleri 969,000, radyolojik tetkik 60,000 olarak saptanmıştır. 1975’den beri böbrek nakli, 1988’den beri kemik iliği nakli programları uygulanmakta olup, hastanedeki ilk çocuk kalp nakli, Nisan 1989’da gerçekleştirilmiştir. Her yıl 8 binden fazla cerrahi işlem yapılmaktadır. Tonsillektomi’den sistik fibrosis’e, juvenil romatoid arthrid’den çocuk kanserlerine kadar tedavi uygulanmaktadır. Bu hastanede doğum yapılmamakla beraber, her yıl 600’den fazla bebek, ambulans, helikopter ve jet uçağıyla taşınıp, burada neonatal hemşire, solunum terapistleri ve doktorlardan oluşan bir ekip tarafından bakım görmektedir. 40 yataklık neonatal yoğun bakım birimi bulunmaktadır. Yanık tedavisi için 4 yataklık ayrı bir birim vardır. Tıbbi laboratuvar bölümünde kan bankası, klinik kimya, mikrobiyoloji, hematoloji, immünoloji, klinik viroloji ve sitogenetik de içinde 300’den fazla teşhis testi yapılabilmektedir. Rutin idrar tahlilinden, çok karmaşık flow cytometry’ye  kadar, yılda 1.1 milyon tahlil gerçekleştirilmektedir. Hastanenin full-time çalışan 43 ayrı  bölümünde hepsi de çocuk sağlığı ve hastalıklarıyla ilgili eğitim ve araştırma yürütülmekte,  sabah 6.30’dan akşam 7.00’ye kadar seminer ve vaka takdimleri yapılmaktadır. Ayda bir, verilen tıbbi hizmetin kalite kontroluyla ilgili ve her hekimin katılması zorunlu toplantı  düzenlenir.
        3. Öneriler: Yukarıda çok kısa bir şekilde özetlemeye çalıştığım iki aylık gözlemlerime dayanarak, Kıbrıs Türk sağlık hizmetlerinde çocuklara yönelik olarak verilen hizmetlerin geliştirilmesi hakkında ve genel olarak bazı önerilerde bulunmak istiyorum:
Lefkoşa’daki Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde neonatoloji bölümünün bulunmaması, büyük bir eksikliktir. Rum kesimindeki Makarios Hospital’deki neonatoloji bölümünü ziyaret ederek, ABD’deki durumla kıyaslama isteğimin (30 Mayıs 1991 tarihli Dışişleri Bakanlığına mektubum) reddedilmesi yüzünden, ayrıntılı bilgi edinemedim. Ancak ABD’de görüşebildiğim Rum meslektaşlarımdan aldığım bilgiye göre, bu bölüm 16 yataklı olup, bütün Kıbrıs’a hizmet verebilmektedir. Acil durumlarda bu hastaneden yararlanma yolları aranabilir. Neonatoloji’ye ilgi duyan bir çocuk hekimi olarak, Makarios Hospital’deki Neonatoloji Bölümü Başkanı Dr. Angastiniotis ile temaslarımı sürdürmek istiyorum. Kullanılan yüksek teknolojik ve pahalı aletlerin mali yetersizlikler yüzünden bizim Devlet Hastanesine alınmasının zor olacağını düşünerek, neonatal yoğun bakım birimi tedavisini gerektiren bebeklerin Rum kesiminde tedavilerinin uygun olacağına inanıyorum. Aksi durumda, en azından 2,000 gram ve üzerindeki prematüre’lerin beslenme, teşhis veya tedavilerini yürütecek 2-3 yataklık bir birimin bizim Genel Hastanede kurulabilmesi için bilgi ve görgümü, Bakanlığın hizmetine sunmaya hazır olduğunu tarafınıza bildirmek istiyorum.
Elde edebildiğim Bakanlık İstatistiklerinde, ne yazık ki KKTC’deki bebek ölüm oranı hakkında bir bilgi bulamadım. 1990’da kaydedilen 30 erken doğum vakası ile 128 sezaryen doğumda, “respiratory distress sendrom”, ya da “resuscitation” olayı hakkında bir bilgi yok. Toplam 975 doğumun ağırlık açısından dökümü yapılmamış. Kaldı ki özel kliniklerde yapılan doğumlarla ilgili hiçbir istatistik yer almıyor. Bütün bu verilerin toplanarak, Kıbrıs Türk toplumunda bebek ölüm oranı, ağırlıklara göre bebek sağlığı, ölüm yüzdesi saptanması bir an önce gerçekleştirilmesi gereken bir çalışma olmalıdır.
Poliklinik çalışmalarında Amerikan pediyatri uzmanlarının anne ve çocuk sağlığına çok önem  verdiklerini ve bunu yazılı broşür ve tavsiyelerle ailelere ilettiklerini saptadım. Yayınların bir kısmı hastane hekimleri tarafından hazırlanırken, bir kısmı da Amerikan Pediyatri Akademisi’nin resmi tavsiyeleri olarak basılıp dağıtılıyor. İlaç şirketleri, basımların bir kısmını finanse ediyor.  Çocuğun fizik ve psikolojik gelişmesinde annenin nelere dikkat etmesi gerektiği, hastalığın takibinde tedavinin nasıl uygulanacağı, çocuğun velisine yazılı olarak verilip, imza alınıyor. Beraberimde getirdiğim çeşitli konulardaki yayın ve broşürlerden yararlanarak, bizde de Sağlık Bakanlığı eliyle anne-çocuk sağlığı eğitimi için çeşitli girişimlerin yapılabileceğini ve bu konuda sizlere yardımcı olabileceğimi belirtmek isterim.
Washington’daki her iki hastanede de gözlemlediğim bir başka olay, dokümantasyona çok önem verilmemesidir. Ne yazık ki bilebildiğim kadarıyla, bizdeki devlet sağlık hizmeti veren kuruluşlarda hasta dokümentasyonuna gerektiği şekilde önem verilmemektedir. Bu nedenledir  ki toplumumuzun sağlık veya hastalık haritası çıkarılamamakta, ileriye yönelik herhangi bir perspektif çalışması yapılamamaktadır. Özellikle yoğun bakım birimlerinde tedavi gören  hastalar için saat başı hemşire raporu, doktor değerlendirmesi, ayrıntılı olarak tedavi şeması ve laboratuvar değerleri belgelendirilmemekte ve ileride araştırma yapacak olanlar için bir çok ipucu ortaya konmamaktadır.
Kanser, kalp hastalıkları gibi tedaviden çok korunma yollarını ve hastalığın oluşma nedenlerini araştırırken, ayrıntılı olarak yazılmış hasta hikayesinin önemi büyüktür. Tedavilerin başarılı olup olmadığını belirlerken, hastalığın seyrini anlatan doktor  raporlarının, taburcu edilen her hasta için yazılması gereken epikriz’lerin değeri büyüktür.            
O açıdan Bakanlığınızın bu konuda zaman geçirmeden gerekli önlemleri alması ve toplanacak verilerle sağlık dokumuzun belirlenmesi kaçınılmaz asli bir görev olmalıdır. Beraberimde  getirdiğim çeşitli basılı forma ve listelerden yararlanılabilir.
ABD’de uygulanan çeşitli özel ve devlet sağlık sigortalarının birleştirilerek “ulusal sağlık  sistemi”ne geçiş için çalışmaların yoğunlaştığı bir dönemde orada bulunmaktan çok  yararlandım. Bizde tek tip sosyal güvenlik sistemi ve sağlık sigortasının özel kesime de açılması çalışmalarında, bakanlığınıza yardımcı olabilirim. Daha ayrıntılı bilgiler istendiği takdirde ileride tarafınıza sunulabilir.

Saygılarımla,
Dr. Ahmet Cavit

Müftü Ziyai Sokak No.38, Lefkoşa  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder