31 Ocak 2018 Çarşamba

GRİVAS’TAN SONRA


Yunanistan’ın emperyalist emeli olan Enosis rüyasının gerçekleşmesi için, Kıbrıs’ın bağımsızlığına kavuşmadan önce ve sonra yürüttüğü sağ gerilla eylemleri ile tanınan General Grivas’ın ölümü, Kıbrıs sorununda yeni bir dönem açmıştır.
İngiliz sömürgecilere karşı savaşan Grivas’ın eylem arkadaşı olan Makarios, 1959’da Kıbrıs adasına Enosis değil de bağımsızlık getiren bir anlaşmayı kabul edince, iki arkadaşın arası açılmıştı. 1967 Rum saldırılarından sonra Yunanistan’a çağrılan Grivas, 1971’de yeniden Kıbrıs’a giderek, eylemlerini başlattı. Enosis fikrinden gittikçe uzaklaşan Makarios’u devirmek için Yunan diktatörü Papadopulos’un yardımları ile sürdürülen terör hareketi, adayı bir iç savaşın eşiğine kadar getirmişti. Markezinis’in başbakanlığa getirilmesi ile Makarios-Yunan ilişkileri yumuşamış, Kıbrıs sorununun toplumlararası görüşmelerle çözümlenebileceği ümidi açıklanmıştı. Ancak, Gizikis cuntasının yönetime el koyması, Grivas’ın ölümü ve ardından EOKA-B’nin tamamen Atina’nın denetimine girmesi ile durum değişmiştir: Yunanistan’ın Kıbrıs’taki büyükelçiliği sağ kanadın siyasi ve askeri merkezi haline getirilmiş, önceden hepsi de Kıbrıs’ta bulunmuş, Grivas’ın arkadaşı olan cuntacı albaylar, bir arkadaşlarını EOKA-B’ye lider yapmışlardır. Önümüzdeki aylarda gittikçe kötüleşen ekonomik sorunları çözemeyen Gizikis cuntasının, Makarios’a karşı Enosisçilerle birlikte bir eyleme girişerek, dikkatleri dağıtması beklenebilir. Bunun yanında Makarios’a karşı girişilen müteaddit suikast hareketleri, bu kez başarı ile sonuçlandırılabilir. Rum kesiminde çoğunlukta bulunan demokratik güçlerle Grivas’ın cenaze töreninde öncü rol oynayan elçiliğin arasının açık olması da havayı gerginleştirmektedir.   
Öte yandan ekonomik bunalım içinde bulunan İngiltere, Arap-İsrail çatışma bölgesine yakın en büyük batılı üs olan Kıbrıs’taki üslerinin masraflarını Malta’daki gibi paylaşmak için adam aramaktadır. Bu işe dünden hazır olan Nixon ise, bölgeye Amerikan hava kuvvetlerini göndermek istemiş, ama İngiltere bunu kabul etmemiştir. İngiltere’den üslerin geçmiş yıllara ait kirasını isteyen Makarios’un Arap yanlısı tutumuna karşı olan İsrail, Grivas’ın gerillalarına para ve silah yardımı yaparak onun devrilmesine çalışmaktadır. Rum toplumunun çoğunluğunun adanın Yunanistan’la birleşmesini istememesi ve Makarios’un da bunun gerçekleşmesi halinde bile adanın taksimi şeklinde olmamasındaki ısrarının esas nedeni, Kıbrıs’ın birer NATO üyesi olan Türkiye ve Yunanistan aracılığı ile bir NATO üssü durumuna geçmesini önlemektir. Süper diplomat Kissinger’in Kıbrıs’ı ziyaret edeceği söylentilerinin, Kıbrıs Rum yönetimince yalanlanması da belki bu amaçladır.
Öyleyse, Grivas’tan sonra Kıbrıs’taki toplumlararası kuvvet dengesi, adanın bağımsızlığından geçmek zorundadır. Gelecek günlerde gerek EOKA-B’nin eylemleri, gerekse Yunan cuntasının tutumu dikkatle izlenmelidir. Kıbrıs’ta barışın korunması ve devamı, ancak ve ancak bağımsızlıktan yana olan demokratik güçlerin elbirliği ile sağlanacaktır.

(“Ali Akansel” imzası ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 2 Mart 1974)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder