31 Ocak 2018 Çarşamba

KIBRIS DÜĞÜMÜ MÜ?


Aralık 1963 olaylarından sonra uygulanamaz duruma düşen Kıbrıs Anayasasını yeniden düzenlemek amacıyla başlatılan toplumlararası ikili görüşmelerde, olumlu bir ilerleme elde edilemeyince, 1972 Haziran’ında, Türkiye, Yunanistan ve Birleşmiş Milletler temsilcilerinin de katılması ile genişletildi. Resmen açıklanmış olmamakla beraber, son günlerde verilen demeçlerden anlaşıldığı üzere, bazı ilerlemeler elde edilmiştir. Yılsonuna doğru da anlaşmanın açıklanması beklenmektedir.
Öte taraftan, Rum toplumu arasında, özellikle anlaşmaya yaklaşıldığı şu son aylarda artan tedhiş hareketleri, barışçı çabaları baltalar niteliktedir. Makarios’a karşı olan piskoposların girişimleri bir sonuç vermeyince, Enosisçi Grivas, eylemlerini artırarak, görüşmeleri çıkmaza sokmayı planlamaktadır. Kıbrıs’ta bir iç savaşın başlatılmasına ilişkin bir gerilla savaş planının ele geçirildiğini açıklayan Makarios ise, Yunanistan’la birleşmeyi istememekte, bağımsızlıktan yana olduğunu söyleyerek, çok taraflı bir politikayı ustalıkla sürdürmektedir. Esasen Kıbrıs Rumlarının büyük çoğunluğu da Enosis’e karşı olup, özgürlüğün en genişine sahipken, fikir ve politika akımlarının susturulduğu, basını sansürlü bir Yunanistan’ın yönetiminde yaşamak istememektedirler. Kıbrıs’ta bugünkü hayat standardı ise Yunanistan’a oranlar her yıl iki misli artmakta olup, yüksek bir düzeydedir. Ortalama milli gelir, son on yıl içinde on kat artmıştır. Bu durumu pek iyi bilen Makarios, “bağımsız ve tarafsız Kıbrıs” politikasını savunarak, politik kuvvetler dengesi ile iktidarını sürdürmektedir. Buna karşılık başta Amerika olmak üzere, Yunanistan ve yerli sermaye çevreleri tarafından desteklenen, azınlıkta da olsa, sağ güçler, gün geçmez, huzur bozucu olaylar çıkarmaktadırlar. Yunanistan’da sol eğilimin çoğunluk kazandığı bir sırada, Amerika’nın huna nasıl engel olduğu; Kıbrıs’ta en büyük siyasi parti olan Komünist AKEL’in Rum halkının yüzde 40’ından fazlasının desteğine sahip olduğu göz önünde bulundurulursa, Kıbrıs’ta dönen oyundaki gerçek, daha iyi anlaşılmış olur. On yıldır çözümlenemeyen sorunun anahtarının kimde olduğu artık ortaya çıkmıştır.
Kıbrıs sorunu, Amerika’nın baskısı ile, taraflara sürekli barış getirmeyecek, kağıt üzerinde kalacak bir çözüme bağlanmak istenmektedir. Son zamanlarda, Amerika’nın Yunanistan’dan, Pakistan’a kadar uzanan bir alanda nüfuzunu kuvvetlendirmeye çalıştığı dikkati çekmektedir. Kıbrıs’ın bu alan dışında kalmasına, Amerika hoşgörü ile bakmayacaktır. Bu nedenle soruna aceleci bir çözüm yolu hazırlanmak üzeredir. Gelişmeleri zaman gösterecektir.

(“A. Akansel – İstanbul” imzası ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 9 Ağustos 1973)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder