31 Ocak 2018 Çarşamba

KIBRIS’TA BARIŞ VE EMPERYALİZM İLE UZLAŞMA


Cumhuriyet gazetesinde Sayın Nadir Nadi’nin Rum kadınlarının yürüyüşüne ilişkin başyazısı, Kıbrıs’taki, ilerici Rum basını tarafından ilgi ile karşılanmış ve “Türk kamuoyunda sağlıklı düşünce belirtileri” olarak nitelendirilmişti. Yazıda, Kıbrıs’ta yaşayan iki toplum kadınlarının kucaklaşarak “barış, barış!” diye tempo tutmaları isteniyor ve bu davranışın yüzyıllar boyu kardeş gibi bir arada yaşamış mazlum ulusları kendi çıkarları uğruna birbirine düşman eden emperyalist politikacılara ibret verici bir ders olacağı belirtiliyordu.
Türk basınında yıllardır Kıbrıs olaylarının genellikle şoven milliyetçi bir açıdan yansıtılması, kamuoyunda belli bir şartlandırılmayı getirmiştir. Fakat zaman içinde giderek duygusallıktan uzaklaştıkça, daha akılcı ve Kıbrıs gerçeklerine daha uygun görüşlerin de yer bulabilmesi, Kıbrıs’ta barıştan yana olanları sevindirmektedir. Doğu Akdeniz’deki bu stratejik ada üzerinde uygulanmak istenen NATO planları değerlendirilirken, Kıbrıs halkının emperyalizme ve faşizme karşı vermekte olduğu mücadelede başı çeken ilerici güçlerin sesine de kulak vermek, bizi bazı yanlış yargılara varmaktan kurtaracaktır.
Kıbrıs’ta Rumların Türklere karşı gerilla savaşı vermek üzere hazırlandıklarına değgin haberler, çeşitli dönemlerde basında yer almıştır. Geçenlerde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir yazıda, yine aynı konu ele alınarak, göçmen durumuna getirilmiş ada halkının evlerine geri dönmesi halinde, Türklerle Rumların bir arada yaşayamayacakları ve Rumların şehir veya kır gerillacılığını başlatacakları öne sürülmektedir. Oysa Türklere karşı gerilla savaşına girişme gerektiği yolundaki anarşist görüş, bizzat Rum halkı tarafından reddedilmektedir. Öte yandan ilerici Rum basını da şunları yazmaktadır: “Gerilla savaşına girişeceğimiz yolundaki görüşler ve imalar, en hafif deyimi ile düşüncesizliğin mahsulüdür. Böyle görüşler ancak şüpheli insanlardan gelebilir. Geldiği zaman da takbih edilmelidir. Halk, maceracılığa karşı korunmalıdır.”
Kıbrıs’ın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğü için yıllardır mücadele veren Kıbrıslı Emekçilerin İlerici Partisi, geçtiğimiz Mart ayı başında aldığı bir kararda, Rumların bundan sonraki mücadelesinin silahlı değil, siyasal bir mücadele olması gerektiği görüşünü savunmuştur. Ada halkının büyük bir çoğunluğunun desteğine sahip olan partinin bu kararında daha sonra şöyle denilmektedir: “Bugünkü koşullar içinde Kıbrıs sorununun çözümüne yol açabilecek taktik, gerek içte, gerekse dışta siyasi bir mücadele taktiğidir. Uluslararası faktörün ve özellikle SSCB’nin desteği değerlendirilmeli, yapılacak görüşmeler Birleşmiş Milletler çerçevesinde olmalıdır. Gerilla savaşını ve silahlı çatışmayı destekleyen sloganlar, bugünün gerçeklerine uymamakta ve Kıbrıs sorununun çözümüne yardım etmemektedir.”
Kıbrıs sorununun NATO strateji çemberi içinde bir çözüme bağlanmak istendiği şu günlerde ilerici Türk kamuoyu, Kıbrıs’ta barış ve demokrasiden yana olan güçleri muhatap olarak almalı, faşizm yanlısı çevrelerin savaş kışkırtmalarına ve emperyalizmin uzlaşma eğilimlerine karşı çıkmalıdır.

(“Dr. Ali Yüksel” imzasıyla, Cumhuriyet gazetesi, “Tartışma” köşesinde, İstanbul, 25 Haziran 1975)
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder