2 Şubat 2018 Cuma

BARIŞ YILINDA SOSYALİST ÜLKELERİN BARIŞ PROGRAMI


Birleşmiş Milletler Örgütü, BM Kuruluş Bildirgesi’nin yürürlüğe girmesinden 40 yıl sonra, 24 Ekim 1985’de, 1986 yılını “Dünya Barış Yılı” olarak ilan etmişti. İnsanlığın 1981 yılından beklediği, uluslararası güvenliğim güvence altına alınması, silahlanmanın sınırlandırılması ve silahsızlanma için büyük adımların atılmasıydı. Sovyetler Birliği ve sosyalist topluluk üyesi diğer devletler, bu bekleyiş doğrultusunda çalışmışlar ve herkesin güvenlik içinde olacağı bir dünya oluşturmak ve milyarlarca insanın ümidi olan savaşsız bir dünyaya adım adım yaklaşmak için çaba harcadılar. Askeri ve politik alanda olduğu gibi, ekonomik ve insancıl alanlarda da, uluslararası güvenliğe ilişkin kapsamlı bir sistemin yaratılması ve buna Avrupa kıtası yanında Asya-Pasifik bölgelerinin de katılması için birçok girişimlerde bulundular.
15 Ocak 1986’da Sovyetler Birliği’nin sunduğu barış önerileri, 20. yüzyılın sonuna kadar üç aşamalı olarak, nükleer silahlar ve diğer kitlesel kırım silahlarının tam olarak ve dünya çapında yok edilmesini öngörüyordu. Varşova Paktı’na üye devletler ise, 10-11 Haziran’da Budapeşte’de yaptıkları toplantı sonunda çabaların, özellikle şu doğrultularda birleştirilmesi çağrısında bulundular:
-Bütün nükleer denemelerin durdurulması, nükleer silahsızlanma yolunda büyük ve kolayca atılabilecek bir adım olacak ve yeni tip nükleer silahların geliştirilmesi ve yaratılmasını önleyecektir. Bunun için SSCB ile ABD, iki yanlı olarak, nükleer denemelere moratoryum koymalı ve bu denemelere –sıkı denetlemelere tabi- kapsamlı bir yasak getirmek için derhal görüşmelere başlamalıdırlar. SSCB, Hiroşima’ya atom bombası atılmasının 40. Yıldönümü olan 6 Ağustos 1985 günü, tek yanlı olarak bütün nükleer denemelerini durdurmuş ve ABD ile diğer nükleer güce sahip devletlere, kendi örneğinin izlenmesi çağrısında bulunmuştu. Önce 1985 yılı sonuna kadar olan bu moratoryum, daha sonra çeşitli defalar uzatılmış ve son olarak 18 Ağustos’ta, her iki tarafça kabul edilebilecek bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmak için, 1 Ocak 1987’ye kadar uzatılmıştır.
-Varşova Paktına üye ülkeler 10-11 Haziran’da yapılan Budapeşte Toplantısı’nda Avrupa’daki Sovyet ve Amerikan orta menzilli füzelerinin tamamen yok edilmesi önerisini yaptılar. Ayrıca Büyük Britanya ile Fransa’nın sözkonusu nükleer silahlarının sayılarını artırmamaları ve ABD’nin stratejik ve orta menzilli füzelerini başka ülkelere vermemesi isteniyordu. Sovyetler Birliği ise, Asya’daki orta menzilli füzelerinin sayısını artırmayacaktı. Avrupa’daki ABD orta menzilli füzeleri tamamen ortadan kaldırılacak olursa, Alman Demokratik Cumhuriyeti ile Çekoslovakya topraklarındaki uzun menzilli Sovyet taktik füzeleri de kaldırılacaktı.
-Sovyetler Birliği’nin 15 Ocak’taki kapsamlı önerilerinde, SSCB ile ABD’nin 5-8 yıl içerisinde stratejik saldırı silahlarının sayısını yüzde 50 oranında azaltmaları ve uzay saldırı silahlarının geliştirilmemesi, denenmemesi ve yerleştirilmemesi isteniyordu. ABD’nin bu öneriler karşısında suskun kalmasına rağmen, Mihail Gorbaçov, 16 Haziran ‘da bir ara çözüm önerisi getirdi.
-Füzesavar sistemlere ilişkin olarak varılacak anlaşmaya en az 15 yıl bağlı kalınmalı ve SDİ çalışmaları sadece laboratuvarda yapılmalı.
-Stratejik saldırı silahlarının (kıtalararası balistik füzeler, denizaltılardan atılan balistik füzeler ve stratejik bombardıman uçaklarının) sayısı her iki taraf için aynı düzeyde sınırlandırılmalı.
-SSCB, 15 Ocak tarihli silahsızlanma programında kimyasal silahların yasaklanmasına ve var olanların yok edilmesine ilişkin etkin ve denetlenebilir uluslararası bir anlaşmanın bağlanması için yürütülmekte olan görüşmelerin hızlandırılmasını önerdi. Sovyetler Birliği, kimyasal silah üreten fabrikaların yerini zamanında bildirmeye ve bu tür silahların üretimini durdurmaya hazır olduğunu duyurdu. Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra, var olan kimyasal silah depolarını yok etme ve bu işlemin, yerinde, uluslararası denetim de içinde olmak üzere sıkı denetim altında yapılmasını önerdi.
-Varşova paktına üye ülkeler, Budapeşte Toplantısı’nda asker ve silah yoğunluğunun tehlikeli boyutlara ulaştığı Avrupa Kıtası’ndaki askeri birlikleri ile konvansiyonel silahların sayısında indirime gidilmesini önerdiler. Buna göre,
         *Kara Kuvvetleri’yle taktik hava kuvvetlerinin bütün birimlerinde, 1000 km’ye kadar erişebilen nükleer füzelerin sayısında önemli ölçüde indirime gidilmeli
     *Kuvvet indirimi yapılacak coğrafi bölge, Urallar’dan Atlantik’e kadar bütün Avrupa’yı kapsamalı
        *Avrupa’daki kara kuvvetleri ile konvansiyonel silahlarda indirim yapılması, adım adım ve askeri dengenin bozulmamasına dikkat ederek ve bir diğer tarafın güvenliğini zedelemeyecek şekilde olmalıdır.
        *İlk adım olarak 1 veya 2 yıl içinde her iki karşıt ittifak üyesi devletlerin askeri birlik sayılarında bir defaya mahsus olmak üzere 100-150 bin askerlik bir indirim yapılmalı
       *1990’lı yılların başındaki Avrupa’daki her iki ittifaka ait kara kuvvetleri ve taktik uçakların sayısı, bugünkü düzeyin yüzde 25 kadar altına çekilmeli. Böylesi bir indirim, her iki tarafta yarım milyon kişilik bir azaltma tutacaktır.
       *Kara kuvvetleri ve konvansiyonel silahlardaki indirim, güvenilir ve etkin denetim altında olmalı ve hem teknik araçlarla, hem de yerinde denetlemeye kadar, uluslararası yöntemlerle gözetlenmelidir. 

(“Kemal Alpınar” imzası ile, Ekonomi ve Politikada Görüş, aylık dergi, İstanbul, Ocak 1987, Sayı:2)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder