18 Ekim 2024 Cuma

İşgal altındaki bölgedeki yeni tarih kitaplarında milliyetçilik öne çıkacak

13 Eylül 2021-Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu (KRYK)

Rumcadan Çeviren: Vula Harana

Dünkü Haravgi gazetesinde “İşgal altındaki bölgedeki yeni tarih kitaplarında milliyetçilik öne çıkacak” başlığı altında Kıbrıslı Türk analizci Ahmet Cavit An’la yapılmış bir söyleşi yer alıyordu. Kostas Pitsilludis imzalı röportaj yazısını aktarıyoruz:

Başlık: “İşgal altındaki bölgedeki yeni tarih kitaplarında milliyetçilik öne çıkacak”

Gazete Ahmet An’ın “İslamcı faşist bir çizgide… İki devlet çözümü desteklenecek – Kıbrıs Rum tarafını düşman gösterecekler” sözlerini alt başlık olarak vurguluyor. Şöyle yazıyor:

Çocuk doktoru ve Kıbrıs, politika konulu 24 kitabın yazarı Dr. Ahmet Cavit An 11 Temmuz 2021’de federasyon taraftarları listesinde adı geçtiği için Türkiye’ye girişine izin verilmemişti. An yeni tarih kitaplarının “iki devlet”liliğin yerleşmesine çalışacağına vurgu yaptı.

“Tüm okul kitapları Türkiye’den getiriliyor. 2000’li yıllara kadar sadece tarih kitapları Kıbrıs’ta yazılıyordu. Yazarı Vehbi Zeki Serter’di. Serter milliyetçi bir öğretmen ve daha sonraki dönemlerde UBP üyesiydi” diyen Ahmet Cavit, Serter’in kitapları’nın 30 yıl boyunca okullarda okutulduğunu vurguladı. Kitaplar etno-santrik Türk milliyetçi çizgide yazılmıştı, “Kıbrıs Türk toplumunun “milli hedefini” resmileştiriyordu ve “öteki” toplumun legalitesini inkâr ediyordu.

“Annan planı çalkantılı tartışmalarının ardından CTP’nin iktidara gelmesi ve yeni eğitim bakanının görevi devralmasıyla birlikte yeni öğretim teknikleri temelinde çok yönlü perspektifler ve eleştirel düşünce ışığında tarih kitaplarının yeniden yazılmasına karar verildiğini” söyleyen Ahmet Cavit An şöyle vurguladı: “Yeni, resimli kitaplar eski etno-santrik yaklaşımdan çok uzaklar. Yeni pedagojik metotlar izliyor ve toplumsal tarihe odaklanıyor. Kıbrıs tarihini ve Kıbrıslı Türklerin tarihini ele alan kitapların yanısıra o dönemde ülke coğrafyası gibi başka yerli kitaplar da yazıldı ve okullarda okutulmaya başlandı. Ancak 2009 Haziran’ında UBP yeniden iktidara geldiğinde bunlar kenara atıldı, zira “milli kimliğimizden uzak” olduklarına karar verilmişti.”

UBP’nin Türkiyeli ve Kıbrıslı Türk öğretmenlerden oluşan yeni bir komite kurduğunu ve yeni kitaplar hazırlattığını söyleyen Ahmet Cavit, bunun, ortaokul ve liselerde okutulan kitaplarda yapılan üçüncü değişiklik olacağını ve İslamcı faşist bir perspektife sahip olup Kıbrıs Rum tarafını tekrardan düşman olarak yansıtacaklarının kesin olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:

“Yeni kitaplar eskiden de olduğu gibi “iki devlet” politikasını öne çıkaracak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin özgür bölgesini ve Kıbrıs Rum toplumunu olası düşman olarak gösterecekler.”

Ahmet Cavit An, “Yeni tarih kitaplarının Kıbrıs Türk Sağının (UBP, DP vs.) ve Türkiye Hükümetinin öne çıkardığı geniş çerçeve dâhilinde yer aldığını düşünüyor musunuz sorusuna, “Elbette” cevabını verdi. “Erdoğan’ın talebi sonucunda 11 Ağustos’ta Girne’de düzenlenen “Kıbrıs Türk tarihi ve eğitimi” konulu panelde “Tarihin geleceğe yönelik değerlere dayalı bir kimlik oluşturulması ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bilinmeyen Kıbrıs tarihinin öne çıkarılması doğrultusunda bir araç olarak kullanılması gerektiği” belirtildi. Panelde yer alan çeşitli konuşmacılar “Kıbrıslı Türklerin adaya 450 yıl önce ayak basan Osmanlının torunları olduğunu” söyledi. Sanki ondan öncesi yokmuş ve adamızda ondan önce başka toplumlar yaşamamışmış gibi.”

Ahmet Cavit şöyle devam etti:

“Türkiye’nin ajandasında, 1974’ten bu yana, adamızın kuzeyinin “Türkleştirilmesi” var. Türkiye Hükümetleri Kıbrıslı Türkleri hep “daha fazla Türk ve daha fazla Müslüman” yapmaya çalıştı. AKP iktidarı döneminde bu politik çizgide daha da yoğunlaşıldı. Öte yandan bu doğrultuda yarım asırdır adada yaşayan Anadolulu yerleşimcileri ve çocuklarını hedef alıyorlar. Onlara KKTC vatandaşlığı verdiler ve sayıca onlardan daha az olan Kıbrıslı Türklerle birlikte oy kullandırıyorlar.”

Son olarak Ahmet Cavit “Seçimlerin ikinci turunda Tatar’ın 4.412 oy farkla kazandığı ve bu oyların yerleşimcilerin yoğunluklu yaşadığı Mağusa ve Trikomo bölgelerinden geldiği biliniyor” dedi.