6 Mart 2023 Pazartesi

ÇOCUĞUN SANATSAL UĞRAŞI

İnsanoğlunda bulunan yaratıcı yeteneklerin gerek iyi, gerekse kötü yönden geliştirilmesi ve şekillendirilmesi için en uygun gelişme dönemi, çocuk ve gençlik çağlarıdır. Bu çağlarda aile içindeki kültürel eğitimin önemi büyüktür. Çünkü çocuk, hem hayatının ilk yıllarında anne-babasının korumacılığı altındadır, hem de okul-öğrenim çağında kültürel eğitim açısından ailenin sorumluluğu sürmektedir. Kültürel yönden zengin bir ortam, zevkle döşenmiş bir ev, kitap raflarında iyi edebi eserler, duvardaki bir resim, tiyatro ve konsere gidişler, evde dinlenen iyi müzik, kısacası büyümekte olan insanın aile çevresinde yer alan her şey, onun çok yönlü ve uyum içinde bir gelişme göstermesi için gerekli temel taşlarını oluştururlar.

İLK SANATSAL ETKİLENMELER

Çocuk daha okuma-yazma öğrenmeden çok önce, duyduğu bir şarkı, kafiyeli bir şiir veya anlatılan bir masaldan etkilenmekte ve onu kendince yorumlayıp, değerlendirmektedir. Anne-baba, çocuğuna aldığı ilk oyuncak veya resimli kitapla, eğitim açısından neyi, ne zaman, nasıl verme konusunda çocuğu etkilemektedir. Ne var ki, çocukların eğitimi konusunda velilerin bundan daha erken bir çağda, bazı estetik yasallıkların temelini atması olası değildir.

ESTETİK EĞİTİM

Estetik eğitim aracı olarak sadece sanat akla gelmemelidir. Söz konusu olan, insanın çok yönlü olarak yetişmesidir. Onun, birlikte yaşadığı insanlar ve içinde yaşadığı çevreyle olan politik-ahlaki ilişkileridir. Estetik eğitim, çocuğun her gelişme aşamasında, onun genel eğitimi ile yakından bağlantılıdır. Ev çevresi, anne-babanın birbiriyle olan ilişkisi bile çocuğun estetik eğitimi için büyük ve önemli bir rol oynayabilir.

Çevredeki gerçeklik yanında, sanatın da çocuğun estetik eğitiminde büyük önemi olması doğaldır. Estetik eğitim, çocuğun sanat zevkini geliştirme, onun sanatı yaşam için zorunlu bir şey olarak duymasını sağlama ve çocuğun sanatsal yaratı için uyarılmasını, teşvik edilmesini hedeflemektedir.

Eğitimde sanatın sağlam bir yeri olması demek, tiyatro, edebiyat, resim, müzik, dans, pantomim, film gibi birçok sanat dalının izlenmesi demektir. Çocuk bugün bütün sanat dallarıyla karşı karşıya gelmekte, ancak bunlarla olan ilgileri, kendi gelişme süreçleri içinde farklı yakınlıkta olmaktadır. Çocuğun vücut gelişmesiyle ilgili olanlar da içinde, tamamıyla farklı teşvik ve etkileri bir dönem resim ve çizimi ön plana çıkarırken, bir dönem de müzik ve tiyatro ile yoğun ilgilenmeyi ön plana getirebilir. Çocuğun yaşamı boyunca, farklı sanat dallarının aynı derecede rol oynadığı haller çok seyrektir.     

ESTETİK EĞİTİMİNDE YÖNTEM ÖNERİLERİ

Çocuk günün birinde bir kağıt üzerine birşeyler karalayarak, anne-babasının önüne koyabilir: “İşte, bu çizdiğim annemdir!” Bu çizim, çocuğun yaratıcı hayal gücünün küçük bir ürünü olup, onun gerçek yaşamla olan etkin ilişkisinden ortaya çıkmıştır. Çocuğun etkinlik ve hayal gücünü yaşatmak ve daha da geliştirmek için, anne-babanın büyük bir anlayış göstermesi gerekir. Davranışlarında biraz da olsa yöntem bilgisine ihtiyacı vardır. Bu konuyla ilgili olarak, aşağıda yazılanlar, birer öneri şeklinde değerlendirilmelidir:

1. Velilerin dikkat etmesi gereken noktalar: Çocukların uğraşlarına ve bu sırada onlara göz-kulak olma eylemine şematik olarak yaklaşılmamalıdır. Çocuklara sadece bazı el becerilerinin kazandırılması yeterli değildir. Çocukları sıkılmaksızın gözlemlemek, onların ilgi duydukları konuları belirlemek ve geliştirmek, daha iyi bir yoldur. Başlangıçta basit konular seçilerek, çocukların ilgisi uyandırılmalıdır. Daha sonra çocuğun yaşına uygun, düşünce ve teknik açıdan yeteneklerine uygun konular seçilebilir.

Gerek anne-babanın, gerekse eğitimcinin önerileri, kural ve çalışma teknikleri olarak çocuğa aktarılabilir. Ama önemli olan, bunların daima sadece uyarıcı nitelikte olması ve çocuğun uğraşında kendi girişimini ve kendi yaratıcı karakterini asla bastırmamasıdır.

2. Eleştiri: Velilerin, “olumlu veya olumsuz yargıya vararak, eleştiri yapılmalı mı?” sorusu, basit bir Evet veya Hayır ile yanıtlanamaz. Bir çocuğun “İşte bu annemdir!” diye gösterdiği resim için, “bana göre hiç de benzemiyor” demek, çocukta psikolojik duygu yeteneği ve anlayış açısından çok az bir katkı sağlar. Bu tür eleştiri hatalıdır ve ayrıca çocuk tarafından kabul görmez. Resmin konusu, şu veya bu ayrıntısı hakkında ustaca sorulacak sorular, yapılan resmin bir kez daha gözden geçirilmesine, hakkında yeniden düşünülmesine yardımcı olur.

3. Materyal ve olanaklar: Çocuğun sanatsal uğraşısını olanaklı kılan en önemli koşullar arasında, onun kendi odasına veya en azından kendine ayrılmış bir oyun köşesine sahip olması sayılabilir. Ayrıca amaca uygun, ama çok fazla olmayan bir miktarda materyal gereklidir. Çünkü çocuk, materyali kullanmalıdır, çar-çur etmemelidir. Çocuğun eline verilecek olan şeylerin kalitesi de önemlidir. Kalitesi iyi olan bir fırça ve boya kutusu, iyi aletler, iyi müzik enstrümanı ve benzeri materyal, çocuğun yapacağı işte başarılı olmasına katkıda bulunur ve bu başarı da çocuğun o uğraşı yeniden yapma sevincine katkı sağlar.

4. Süreklilik: Sanatsal-estetik sabır ve süreklilik, en önde gelen koşuldur. Çocukla sanatın karşılaşması asla arada bir olmamalı, sadece rastlantılara bağımlı kılınmamalıdır. Başlanmış olan bir iş bitirilmeli, ele alınan müzik enstrümanı ile düzenli olarak çalışılmalıdır. Öte yandan bir şeyle uğraşan çocuğun, çocuklar için tipik olan yoğun dikkat ve kendini o işe verme hali de desteklenmelidir. Çocuğun oyun için ayırdığı zaman ve ona gösterdiği ciddi yaklaşıma saygı gösterilmelidir. Babanın aklına gelen her şey, annenin unuttuğu her ayrıntı, çocuğun kaba bir şekilde bu uğraşısından vazgeçmesine neden olmamalıdır.

5. Eğitimci ve sanat eğitimcisinin dikkat etmesi gereken noktalar: Veliler, çocuk yuvasında veya en geç okula başlamadan önce, çocuklarının sanatsal uğraşılarının sistematik bir biçimde, konunun uzmanı bir sanat eğitimcisi tarafından yürütülmesi çabasına girerler. Bu konuda her zaman da haksız değiller. Çocuk yuvasındaki her bir grup için günlük programda bir “kendi kendine uğraşma” saati konmalıdır. İlkokulun ilk sınıflarında müzik konularında ve resim derslerinde temel bilgiler verilmelidir. Ortaokulda bu bilgiler, sanat eğitimi ve müzik alanlarında genişletilip, derinleştirilmelidir.

6. Sanatla ilgilenen çalışma grupları: Gençlik kulüplerinde ayrı çocuk çalışma grupları oluşturularak, çocukların şarkı söylemesi, el işi yapması, resim çizmesi, kukla oynatması ve benzeri uğraşılar, konularının uzmanı olan kişilerin gözetiminde bir öğretim planı çerçevesinde yürütülebilir. Böylesi bir grubun yöneticisi, çalışmalarında anne-babaların desteğine muhtaçtır. Ne yazık ki velileri çocuklarının matematik, teknik, doğal ve sosyal bilimlere ilişkin çalışmalarına çok ciddi bir şekilde yaklaşırken, onların resim-çizim, müzik yapma, tiyatro oynama, dans etme gibi çalışmalarını, genellikle sadece vakit öldürme olarak görmektedirler. Oysa insanın yaşamda güzel olanı anlaması, ancak teknik ve yararlı olanla bütünleşmesiyle olasıdır. Bir şey ortaya çıkarmak için, eksiksiz ve sabırlı bir gözlem önkoşuldur.

Çocukların sanatsal uğraşıdan çocuksu bir sevinç duymalarını sağlamak için aşırı sevgi ve sabır da gereklidir. Sanat eğitmeni, her çocuğun kişisel yeteneğine dikkat ederek, hem derste, hem ders dışındaki çalışma gruplarında çocuğun ilgisini uyandırıp, hevesini artırmalı, ona sistematik olarak bilgi ve beceri aktarmalıdır. Başka çocukların da katıldığı gruplarda, fikir ve deneyimler değiş-tokuş edilmeli, çocuk kendi yaptıkları ile yanındakinin yaptıklarını kıyaslayarak, bir yargıya varmalıdır. Veliler, böylesi bir gruba çocuğun katıldığı andan itibaren, onun bu gruba düzenli olarak devam etmesine özen göstermelidir. Dahası, sanat eğitimcisi veya grup başkanı ile buluşarak, onun gruptaki çabaları ile kendi çabalarını uyumlaştırmalıdırlar. Ancak bu şekilde çocuktaki bütün yetenek ve beceriler ortaya çıkarılıp, en geniş teşviki görebilir.

BOŞ ZAMANLARIN İYİ DEĞERLENDİRİLMESİ

Veliler çoğu kez çocuğun sanatsal uğraşısı için gereken zamanı nasıl bulacaklarını sorarlar. Her ne kadar çocuklara okulda fazla ödev veriliyorsa da, bir miktar boş zaman kalabilmektedir. İşte bu boş zaman içinde, çocuğun bütün sorumluluklarını rasyonel bir şekilde değerlendirmesi için velilerin, çocuğun bütün sorumluluklarını iyice gözden geçirmeleri gerekir. Yaratıcı uğraşılara büyük önem verilmelidir. Sanatla uğraşmak, genç insanlarda değerli karakter özelliklerini canlandırmakta ve kişiliğin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır.

(Kültür Dergisi, KKTC Turizm ve Kültür Bakanlığı Yayını, Sayı:2, Ekim-Kasım 1986)