İnsanoğlunda bulunan yaratıcı yeteneklerin gerek iyi, gerekse kötü yönden geliştirilmesi ve şekillendirilmesi için en uygun gelişme dönemi, çocuk ve gençlik çağlarıdır. Bu çağlarda aile içindeki kültürel eğitimin önemi büyüktür. Çünkü çocuk, hem hayatının ilk yıllarında anne-babasının korumacılığı altındadır, hem de okul-öğrenim çağında kültürel eğitim açısından ailenin sorumluluğu sürmektedir. Kültürel yönden zengin bir ortam, zevkle döşenmiş bir ev, kitap raflarında iyi edebi eserler, duvardaki bir resim, tiyatro ve konsere gidişler, evde dinlenen iyi müzik, kısacası büyümekte olan insanın aile çevresinde yer alan her şey, onun çok yönlü ve uyum içinde bir gelişme göstermesi için gerekli temel taşlarını oluştururlar.
İLK SANATSAL ETKİLENMELER
Çocuk daha okuma-yazma öğrenmeden çok önce, duyduğu
bir şarkı, kafiyeli bir şiir veya anlatılan bir masaldan etkilenmekte ve onu
kendince yorumlayıp, değerlendirmektedir. Anne-baba, çocuğuna aldığı ilk
oyuncak veya resimli kitapla, eğitim açısından neyi, ne zaman, nasıl verme
konusunda çocuğu etkilemektedir. Ne var ki, çocukların eğitimi konusunda
velilerin bundan daha erken bir çağda, bazı estetik yasallıkların temelini
atması olası değildir.
ESTETİK EĞİTİM
Estetik eğitim aracı olarak sadece sanat akla
gelmemelidir. Söz konusu olan, insanın çok yönlü olarak yetişmesidir. Onun,
birlikte yaşadığı insanlar ve içinde yaşadığı çevreyle olan politik-ahlaki ilişkileridir.
Estetik eğitim, çocuğun her gelişme aşamasında, onun genel eğitimi ile yakından
bağlantılıdır. Ev çevresi, anne-babanın birbiriyle olan ilişkisi bile çocuğun
estetik eğitimi için büyük ve önemli bir rol oynayabilir.
Çevredeki gerçeklik yanında, sanatın da çocuğun
estetik eğitiminde büyük önemi olması doğaldır. Estetik eğitim, çocuğun sanat
zevkini geliştirme, onun sanatı yaşam için zorunlu bir şey olarak duymasını
sağlama ve çocuğun sanatsal yaratı için uyarılmasını, teşvik edilmesini
hedeflemektedir.
Eğitimde sanatın sağlam bir yeri olması demek,
tiyatro, edebiyat, resim, müzik, dans, pantomim, film gibi birçok sanat dalının
izlenmesi demektir. Çocuk bugün bütün sanat dallarıyla karşı karşıya gelmekte,
ancak bunlarla olan ilgileri, kendi gelişme süreçleri içinde farklı yakınlıkta
olmaktadır. Çocuğun vücut gelişmesiyle ilgili olanlar da içinde, tamamıyla
farklı teşvik ve etkileri bir dönem resim ve çizimi ön plana çıkarırken, bir
dönem de müzik ve tiyatro ile yoğun ilgilenmeyi ön plana getirebilir. Çocuğun
yaşamı boyunca, farklı sanat dallarının aynı derecede rol oynadığı haller çok
seyrektir.
ESTETİK EĞİTİMİNDE YÖNTEM ÖNERİLERİ
Çocuk günün birinde bir kağıt üzerine birşeyler
karalayarak, anne-babasının önüne koyabilir: “İşte, bu çizdiğim annemdir!” Bu
çizim, çocuğun yaratıcı hayal gücünün küçük bir ürünü olup, onun gerçek yaşamla
olan etkin ilişkisinden ortaya çıkmıştır. Çocuğun etkinlik ve hayal gücünü
yaşatmak ve daha da geliştirmek için, anne-babanın büyük bir anlayış göstermesi
gerekir. Davranışlarında biraz da olsa yöntem bilgisine ihtiyacı vardır. Bu
konuyla ilgili olarak, aşağıda yazılanlar, birer öneri şeklinde
değerlendirilmelidir:
1. Velilerin dikkat etmesi gereken noktalar:
Çocukların uğraşlarına ve bu sırada onlara göz-kulak olma eylemine şematik
olarak yaklaşılmamalıdır. Çocuklara sadece bazı el becerilerinin kazandırılması
yeterli değildir. Çocukları sıkılmaksızın gözlemlemek, onların ilgi duydukları
konuları belirlemek ve geliştirmek, daha iyi bir yoldur. Başlangıçta basit konular
seçilerek, çocukların ilgisi uyandırılmalıdır. Daha sonra çocuğun yaşına uygun,
düşünce ve teknik açıdan yeteneklerine uygun konular seçilebilir.
Gerek anne-babanın, gerekse eğitimcinin önerileri,
kural ve çalışma teknikleri olarak çocuğa aktarılabilir. Ama önemli olan, bunların
daima sadece uyarıcı nitelikte olması ve çocuğun uğraşında kendi girişimini ve
kendi yaratıcı karakterini asla bastırmamasıdır.
2. Eleştiri: Velilerin, “olumlu veya olumsuz yargıya
vararak, eleştiri yapılmalı mı?” sorusu, basit bir Evet veya Hayır ile
yanıtlanamaz. Bir çocuğun “İşte bu annemdir!” diye gösterdiği resim için, “bana
göre hiç de benzemiyor” demek, çocukta psikolojik duygu yeteneği ve anlayış
açısından çok az bir katkı sağlar. Bu tür eleştiri hatalıdır ve ayrıca çocuk
tarafından kabul görmez. Resmin konusu, şu veya bu ayrıntısı hakkında ustaca
sorulacak sorular, yapılan resmin bir kez daha gözden geçirilmesine, hakkında
yeniden düşünülmesine yardımcı olur.
3. Materyal ve olanaklar: Çocuğun sanatsal
uğraşısını olanaklı kılan en önemli koşullar arasında, onun kendi odasına veya
en azından kendine ayrılmış bir oyun köşesine sahip olması sayılabilir. Ayrıca
amaca uygun, ama çok fazla olmayan bir miktarda materyal gereklidir. Çünkü
çocuk, materyali kullanmalıdır, çar-çur etmemelidir. Çocuğun eline verilecek olan
şeylerin kalitesi de önemlidir. Kalitesi iyi olan bir fırça ve boya kutusu, iyi
aletler, iyi müzik enstrümanı ve benzeri materyal, çocuğun yapacağı işte
başarılı olmasına katkıda bulunur ve bu başarı da çocuğun o uğraşı yeniden
yapma sevincine katkı sağlar.
4. Süreklilik: Sanatsal-estetik sabır ve süreklilik,
en önde gelen koşuldur. Çocukla sanatın karşılaşması asla arada bir olmamalı,
sadece rastlantılara bağımlı kılınmamalıdır. Başlanmış olan bir iş bitirilmeli,
ele alınan müzik enstrümanı ile düzenli olarak çalışılmalıdır. Öte yandan bir
şeyle uğraşan çocuğun, çocuklar için tipik olan yoğun dikkat ve kendini o işe
verme hali de desteklenmelidir. Çocuğun oyun için ayırdığı zaman ve ona
gösterdiği ciddi yaklaşıma saygı gösterilmelidir. Babanın aklına gelen her şey,
annenin unuttuğu her ayrıntı, çocuğun kaba bir şekilde bu uğraşısından
vazgeçmesine neden olmamalıdır.
5. Eğitimci ve sanat eğitimcisinin dikkat etmesi
gereken noktalar: Veliler, çocuk yuvasında veya en geç okula başlamadan önce,
çocuklarının sanatsal uğraşılarının sistematik bir biçimde, konunun uzmanı bir
sanat eğitimcisi tarafından yürütülmesi çabasına girerler. Bu konuda her zaman
da haksız değiller. Çocuk yuvasındaki her bir grup için günlük programda bir “kendi
kendine uğraşma” saati konmalıdır. İlkokulun ilk sınıflarında müzik konularında
ve resim derslerinde temel bilgiler verilmelidir. Ortaokulda bu bilgiler, sanat
eğitimi ve müzik alanlarında genişletilip, derinleştirilmelidir.
6. Sanatla ilgilenen çalışma grupları: Gençlik
kulüplerinde ayrı çocuk çalışma grupları oluşturularak, çocukların şarkı
söylemesi, el işi yapması, resim çizmesi, kukla oynatması ve benzeri uğraşılar,
konularının uzmanı olan kişilerin gözetiminde bir öğretim planı çerçevesinde
yürütülebilir. Böylesi bir grubun yöneticisi, çalışmalarında anne-babaların
desteğine muhtaçtır. Ne yazık ki velileri çocuklarının matematik, teknik, doğal
ve sosyal bilimlere ilişkin çalışmalarına çok ciddi bir şekilde yaklaşırken,
onların resim-çizim, müzik yapma, tiyatro oynama, dans etme gibi çalışmalarını,
genellikle sadece vakit öldürme olarak görmektedirler. Oysa insanın yaşamda
güzel olanı anlaması, ancak teknik ve yararlı olanla bütünleşmesiyle olasıdır. Bir
şey ortaya çıkarmak için, eksiksiz ve sabırlı bir gözlem önkoşuldur.
Çocukların sanatsal uğraşıdan çocuksu bir sevinç
duymalarını sağlamak için aşırı sevgi ve sabır da gereklidir. Sanat eğitmeni,
her çocuğun kişisel yeteneğine dikkat ederek, hem derste, hem ders dışındaki
çalışma gruplarında çocuğun ilgisini uyandırıp, hevesini artırmalı, ona
sistematik olarak bilgi ve beceri aktarmalıdır. Başka çocukların da katıldığı
gruplarda, fikir ve deneyimler değiş-tokuş edilmeli, çocuk kendi yaptıkları ile
yanındakinin yaptıklarını kıyaslayarak, bir yargıya varmalıdır. Veliler,
böylesi bir gruba çocuğun katıldığı andan itibaren, onun bu gruba düzenli
olarak devam etmesine özen göstermelidir. Dahası, sanat eğitimcisi veya grup
başkanı ile buluşarak, onun gruptaki çabaları ile kendi çabalarını
uyumlaştırmalıdırlar. Ancak bu şekilde çocuktaki bütün yetenek ve beceriler ortaya
çıkarılıp, en geniş teşviki görebilir.
BOŞ ZAMANLARIN İYİ DEĞERLENDİRİLMESİ
Veliler çoğu kez çocuğun sanatsal uğraşısı için
gereken zamanı nasıl bulacaklarını sorarlar. Her ne kadar çocuklara okulda
fazla ödev veriliyorsa da, bir miktar boş zaman kalabilmektedir. İşte bu boş
zaman içinde, çocuğun bütün sorumluluklarını rasyonel bir şekilde
değerlendirmesi için velilerin, çocuğun bütün sorumluluklarını iyice gözden
geçirmeleri gerekir. Yaratıcı uğraşılara büyük önem verilmelidir. Sanatla
uğraşmak, genç insanlarda değerli karakter özelliklerini canlandırmakta ve
kişiliğin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır.
(Kültür Dergisi, KKTC Turizm ve Kültür Bakanlığı
Yayını, Sayı:2, Ekim-Kasım 1986)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder