22 Ağustos 2024 Perşembe

Dr. Hasan Tahsin Gözmen'in “Bladan’dan Batum’a” başlıklı hatıraları

Benim Dr. Tahsin Gözmen adıyla ilk tanışmam, 1953 yılında ölen dayım ve matbaacı M. Akif’in Birlik Matbaası çalışanlarından Ahmet Nidai Özan’ın kütüphanesinden bize kalan “Müstacel Tababet” adlı bir kitapla oldu. Sonradan Gözmen soyadını alacak olan Dr. H. Tahsin Salih imzasıyla, 1931 yılında Birlik Matbaası’nda 537 sayfalık bir kitap olarak basılan bu eserin tanıtımını, Mart 1987’de hem Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin her yıl çıkardığı dergide (Sayı:21, 14 Mart 1987) , hem de Yeni Kıbrıs adlı aylık dergide (Mart 1987) basılan makalem ile yapmıştım. Aynı makale, 1999’da basılan “Kıbrıs Türk Kültürü Üzerine Yazılar” ve 2014’de 2. Basımı yapılan “Tıp Alanındaki İlk Kıbrıslı Türkler” başlıklı kitaplarımda da yer almıştı. Dr. Hasan Tahsin Gözmen’in yaşamöyküsüne ilişkin üç sayfalık biyografik bilgiler ise, 2002’de Ankara’da basılan “Kıbrıs’ın Yetiştirdiği Değerler (1782-1899)” kitabımda özetlenmişti (s. 401-404).   

Daha sonra yaptığım Kıbrıs Türk basını taramalarında rastladığım bir haber, yine benim Dr. Tahsin Gözmen tarafından hazırlanan başka eserleri de aramama yol açtı. Kasım 1957’de Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu tarafından yayımlanan bir duyuruda, “Kıbrıs Türklerinin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesi” adı altında Türkçe ve İngilizce bir kitap yayımlama fikrinde olduğu belirtilmekte ve yazılar gönderilmesi istenmekteydi. Kitap yayımlandıktan sonra Federasyon yararına satışa çıkarılacaktı.

20 Şubat 1958 tarihli Halkın Sesi gazetesinde ise şu bilgi var: “Pek değerli göz doktorumuz Dr. Tahsin Gözmen’in göndermiş olduğu yazı, muhteviyatı ve uzunluğu dolayısıyla hazırlanmakta olan “Sosyal Tarih”imize ayrılmıştır. Esaslı bir tetkik ve uzun bir tecrübeye dayanan bu yazıyı –SOSYAL TARİH-imizde bekleyiniz.”

1997’de ilk basımı yapılan “Kıbrıs’ta Türkçe Basılmış Kitaplar Listesi” adlı kitabımı hazırlarken, bu başlıkla yayımlanmış bir kitaba rastlamamıştım. Girne’deki Milli Arşiv’deki “Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu” dosyasında da böyle bir çalışmanın bulunmadığını öğrendim.  

2014 yılı Nisan ayında, Kıbrıs gazetesinde çıkan bir söyleşiden hareketle, önce Sarper Gözmen’e, daha sonra da onun babası ve Dr. Tahsin Gözmen’in İsviçre’de yaşayan oğlu diş hekimi Soyer Gözmen’e ulaştım ve babasının yazdığı bu “Sosyal Tarih” adlı çalışmayı sordum. İlk defa duyuyordu. Tahsin Bey’in evinde daktilo edilmiş 2. bir kopya varsaydı, belki de evin boşaltılması sırasında büyük ihtimalle çöpe atılmıştı. Soyer Gözmen, babasının çocukluğundan başlayarak 1975 yılına kadar olan yaşamını anlatan ve kendi el yazısıyla yazıp, çeşitli orijinal belgelerle süslediği 325 sayfalık iki hatıra defterinin, abisi Turhan Gözmen’in ölümünden sonra, kendisine intikal ettiğini söyledi. Bu çok güzel bir haberdi. Ona yazdığım mektupta şöyle demiştim: “İnşallah bir gün elinizdeki 325 sayfalık ve belgelerle süslü “Hatıralar”ı, toplumsal bir sorumluluk ve kadirbilirlik olarak yayımlayıp, toplumumuza kazandırırsınız. Bunu sizden talep ve rica ediyorum! (…) Bu hatıraların yayımlanması, çok değerli bilgilerin toplum tarafından öğrenilmesine yarayacak ve belki de bazı bilinmeyenlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.”

Bu haberleşmeden 10 yıl sonra bile olsa, Soyer Gözmen arkadaşımızın babasının, Mayıs 1975’e kadar kaleme aldığı hatıralarını “Bladan’dan Batum”a adıyla yayımlamış olması ve kendi hatıralarını da onun ölüm yılı olan 1983’e kadar eklemesi beni hayli sevindirdi. İmzalayarak üç gün önce bana verdiği 480 sayfalık bu hatıraları, büyük bir ilgiyle ve bazı satırların altını çizerek okudum.   

Fotoğraf ve belgelerle 480 sayfa tutan hatıraların 1.Bölümünde (1891-1920) Tahsin Bey’in Kıbrıs’taki çocukluğu ile Türkiye’deki tıp eğitimi ve 1. Dünya Savaşı-Kurtuluş Savaşı sırasındaki yaşamı anlatılırken, 2. Bölümde (1920-1953) ülkesine geri dönerek, bir hekim olarak yaptığı görevler ve yaşamından kesitler anlatılmaktadır. Bunların içinde en önemlisi, körlüğe yol açan bir bulaşıcı hastalık olan Trahom ile mücadelede yaptığı çalışmalardır.

1950 yılında 25 yıllık hükümet doktorluğundan sonra emekli olan Dr. Tahsin Gözmen’i bu defa sosyal ve siyasal yaşam içindeki gönüllü hizmetleriyle tanıyoruz. 3. Bölüm (1953-1961), Kıbrıs Türk toplumundaki insan ilişkileri açısından da birçok ilginç gözlemi bize aktarır. Lefkoşa Türk Bankası’nın Yönetim Kurulunda önce üye, sonra başkan olarak 1972 yılına kadar görev yapar. Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nün başkanı olarak kulüp binasının yapımında katkıları olur. 1953’de başladığı Lefkoşa Belediye Meclisi üyeliğini, 1958 yılına kadar sürdürür. 16 Haziran 1958’de kurulan Lefkoşa Türk Belediyesi’nin onursal başkanlığını üstlenir ve 16 Ekim 1961’deki istifasına kadar yürütür. Bu arada 1956’da kurulan Atatürk Enstitüsü’nün de yöneticiliğini yapar.  

1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine Kıbrıs Türk liderliği tarafından Kıbrıslı Türk bakanların ve milletvekillerinin seçimiyle ilgili gözlemleri çok ibret vericidir.       

Dr. Küçük’ün Evkaf Yüksek Meclisi Başkanı bulunduğu sırada Kuruçeşme Apartmanı, İşhanı ve daha sonra Saray Otel gibi büyük üç inşaatın belediye inşaat ruhsatlarının alınmadan inşaat işlerinin tamamlandığını belirten Dr. Tahsin Gözmen, Evkaf’ın Lefkoşa Türk Belediyesini tanımayarak ne harç ve ne de vergi verdiğini yazar. Adadaki ayrı Kıbrıs Türk belediyelerinin Türk Cemaat Meclisi’ne bağlanmasından sonra da, bazı Kıbrıslı Türk kişi ve kurumların belediye vergilerini vermekten kaçındıkları ve liderliğin bundaki rolüne değinir.

Babasının anılarını topluma kazandıran oğul Soyer Gözmen’in kitabın sonunda yer verdiği “Penceremden Milliyetçilik ve Son Söz” başlıklı yazısı ise okuyuculara günümüz için de bir yol göstermektedir. Dr. Tahsin Gözmen “hiçbir koşulda feragat etmediği demokratik, hakçı ve sorgulayıcı yapısı sebebi ile dokuz köyden kovulmuş olması bile onu kıramamıştır” diye yazan Soyer Gözmen, şu sözlerle babası ile ilgili kişisel görüşlerini özetlemektedir: “Bir toplum kurtarıcısı, bir toplum kahramanı olmasa da prensiplerinin kendinden sonraki nesillere örnek olabileceğine inanıyorum.”

(21 Ağustos 2024 akşamı, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin Merkez adlı salonunda yapılan kitabın tanıtım toplantısında yaptığım konuşma.) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder