Benim Dr. Tahsin Gözmen adıyla ilk tanışmam, 1953 yılında ölen dayım ve matbaacı M. Akif’in Birlik Matbaası çalışanlarından Ahmet Nidai Özan’ın kütüphanesinden bize kalan “Müstacel Tababet” adlı bir kitapla oldu. Sonradan Gözmen soyadını alacak olan Dr. H. Tahsin Salih imzasıyla, 1931 yılında Birlik Matbaası’nda 537 sayfalık bir kitap olarak basılan bu eserin tanıtımını, Mart 1987’de hem Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin her yıl çıkardığı dergide (Sayı:21, 14 Mart 1987) , hem de Yeni Kıbrıs adlı aylık dergide (Mart 1987) basılan makalem ile yapmıştım. Aynı makale, 1999’da basılan “Kıbrıs Türk Kültürü Üzerine Yazılar” ve 2014’de 2. Basımı yapılan “Tıp Alanındaki İlk Kıbrıslı Türkler” başlıklı kitaplarımda da yer almıştı. Dr. Hasan Tahsin Gözmen’in yaşamöyküsüne ilişkin üç sayfalık biyografik bilgiler ise, 2002’de Ankara’da basılan “Kıbrıs’ın Yetiştirdiği Değerler (1782-1899)” kitabımda özetlenmişti (s. 401-404).
Daha sonra yaptığım Kıbrıs Türk basını taramalarında
rastladığım bir haber, yine benim Dr. Tahsin Gözmen tarafından hazırlanan başka
eserleri de aramama yol açtı. Kasım 1957’de Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu
tarafından yayımlanan bir duyuruda, “Kıbrıs Türklerinin sosyal, kültürel ve
ekonomik gelişmesi” adı altında Türkçe ve İngilizce bir kitap yayımlama
fikrinde olduğu belirtilmekte ve yazılar gönderilmesi istenmekteydi. Kitap
yayımlandıktan sonra Federasyon yararına satışa çıkarılacaktı.
20 Şubat 1958 tarihli Halkın Sesi gazetesinde ise şu
bilgi var: “Pek değerli göz doktorumuz Dr. Tahsin Gözmen’in göndermiş olduğu
yazı, muhteviyatı ve uzunluğu dolayısıyla hazırlanmakta olan “Sosyal
Tarih”imize ayrılmıştır. Esaslı bir tetkik ve uzun bir tecrübeye dayanan bu
yazıyı –SOSYAL TARİH-imizde bekleyiniz.”
1997’de ilk basımı yapılan “Kıbrıs’ta Türkçe
Basılmış Kitaplar Listesi” adlı kitabımı hazırlarken, bu başlıkla yayımlanmış
bir kitaba rastlamamıştım. Girne’deki Milli Arşiv’deki “Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu” dosyasında da böyle bir çalışmanın bulunmadığını öğrendim.
2014 yılı Nisan ayında, Kıbrıs gazetesinde çıkan bir
söyleşiden hareketle, önce Sarper Gözmen’e, daha sonra da onun babası ve Dr. Tahsin
Gözmen’in İsviçre’de yaşayan oğlu diş hekimi Soyer Gözmen’e ulaştım ve
babasının yazdığı bu “Sosyal Tarih” adlı çalışmayı sordum. İlk defa duyuyordu.
Tahsin Bey’in evinde daktilo edilmiş 2. bir kopya varsaydı, belki de evin
boşaltılması sırasında büyük ihtimalle çöpe atılmıştı. Soyer Gözmen, babasının
çocukluğundan başlayarak 1975 yılına kadar olan yaşamını anlatan ve kendi el
yazısıyla yazıp, çeşitli orijinal belgelerle süslediği 325 sayfalık iki hatıra
defterinin, abisi Turhan Gözmen’in ölümünden sonra, kendisine intikal ettiğini
söyledi. Bu çok güzel bir haberdi. Ona yazdığım mektupta şöyle demiştim: “İnşallah
bir gün elinizdeki 325 sayfalık ve belgelerle süslü “Hatıralar”ı, toplumsal bir
sorumluluk ve kadirbilirlik olarak yayımlayıp, toplumumuza kazandırırsınız.
Bunu sizden talep ve rica ediyorum! (…) Bu hatıraların yayımlanması, çok
değerli bilgilerin toplum tarafından öğrenilmesine yarayacak ve belki de bazı
bilinmeyenlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.”
Bu haberleşmeden 10 yıl sonra bile olsa, Soyer
Gözmen arkadaşımızın babasının, Mayıs 1975’e kadar kaleme aldığı hatıralarını
“Bladan’dan Batum”a adıyla yayımlamış olması ve kendi hatıralarını da onun ölüm
yılı olan 1983’e kadar eklemesi beni hayli sevindirdi. İmzalayarak üç gün önce
bana verdiği 480 sayfalık bu hatıraları, büyük bir ilgiyle ve bazı satırların
altını çizerek okudum.
Fotoğraf ve belgelerle 480 sayfa tutan hatıraların 1.Bölümünde
(1891-1920) Tahsin Bey’in Kıbrıs’taki çocukluğu ile Türkiye’deki tıp eğitimi ve
1. Dünya Savaşı-Kurtuluş Savaşı sırasındaki yaşamı anlatılırken, 2. Bölümde (1920-1953)
ülkesine geri dönerek, bir hekim olarak yaptığı görevler ve yaşamından kesitler
anlatılmaktadır. Bunların içinde en önemlisi, körlüğe yol açan bir bulaşıcı
hastalık olan Trahom ile mücadelede yaptığı çalışmalardır.
1950 yılında 25 yıllık hükümet doktorluğundan sonra
emekli olan Dr. Tahsin Gözmen’i bu defa sosyal ve siyasal yaşam içindeki gönüllü
hizmetleriyle tanıyoruz. 3. Bölüm (1953-1961), Kıbrıs Türk toplumundaki insan
ilişkileri açısından da birçok ilginç gözlemi bize aktarır. Lefkoşa Türk
Bankası’nın Yönetim Kurulunda önce üye, sonra başkan olarak 1972 yılına kadar görev
yapar. Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nün başkanı olarak kulüp binasının yapımında
katkıları olur. 1953’de başladığı Lefkoşa Belediye Meclisi üyeliğini, 1958
yılına kadar sürdürür. 16 Haziran 1958’de kurulan Lefkoşa Türk Belediyesi’nin onursal
başkanlığını üstlenir ve 16 Ekim 1961’deki istifasına kadar yürütür. Bu arada
1956’da kurulan Atatürk Enstitüsü’nün de yöneticiliğini yapar.
1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine
Kıbrıs Türk liderliği tarafından Kıbrıslı Türk bakanların ve milletvekillerinin
seçimiyle ilgili gözlemleri çok ibret vericidir.
Dr. Küçük’ün Evkaf Yüksek Meclisi Başkanı bulunduğu
sırada Kuruçeşme Apartmanı, İşhanı ve daha sonra Saray Otel gibi büyük üç
inşaatın belediye inşaat ruhsatlarının alınmadan inşaat işlerinin tamamlandığını
belirten Dr. Tahsin Gözmen, Evkaf’ın Lefkoşa Türk Belediyesini tanımayarak ne
harç ve ne de vergi verdiğini yazar. Adadaki ayrı Kıbrıs Türk belediyelerinin
Türk Cemaat Meclisi’ne bağlanmasından sonra da, bazı Kıbrıslı Türk kişi ve
kurumların belediye vergilerini vermekten kaçındıkları ve liderliğin bundaki
rolüne değinir.
Babasının anılarını topluma kazandıran oğul Soyer
Gözmen’in kitabın sonunda yer verdiği “Penceremden Milliyetçilik ve Son Söz”
başlıklı yazısı ise okuyuculara günümüz için de bir yol göstermektedir. Dr.
Tahsin Gözmen “hiçbir koşulda feragat etmediği demokratik, hakçı ve sorgulayıcı
yapısı sebebi ile dokuz köyden kovulmuş olması bile onu kıramamıştır” diye
yazan Soyer Gözmen, şu sözlerle babası ile ilgili kişisel görüşlerini
özetlemektedir: “Bir toplum kurtarıcısı, bir toplum kahramanı olmasa da
prensiplerinin kendinden sonraki nesillere örnek olabileceğine inanıyorum.”
(21 Ağustos 2024 akşamı, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin
Merkez adlı salonunda yapılan kitabın tanıtım toplantısında yaptığım konuşma.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder