Türkiye’ye bir giriş
yasağı daha
11 Temmuz 2021 – 17:40 – yeniduzen.com
Cumhurbaşkanlığı Eski Basın ve İletişim Koordinatörü Ali
Bizden’in ardından, Araştırmacı Yazar Dr. Ahmet Cavit An da bugün gittiği
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan “giriş yasağı” olduğu gerekçesiyle
Türkiye’ye alınmadan geri gönderildi.
AHMET CAVİT AN DA TÜRKİYE’YE ALINMADI
Cumhurbaşkanlığı Eski Basın ve İletişim Koordinatörü Ali
Bizden’in ardından, Araştırmacı Yazar Dr. Ahmet Cavit An da bugün gittiği
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan “giriş yasağı” olduğu gerekçesiyle
Türkiye’ye alınmadan geri gönderildi.
Kanal Sim’e konuşan An, ablası ile birlikte İstanbul
üzerinden İzmir’e transit gitmek için Ercan Havalimanı’ndan ayrıldığını, 06:20
uçağıyla İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittiğinde ise, pasaport
kontrolünde, görevliler tarafından “G-82” gerekçe gösterilerek ülkeye alınmadığını
söyledi.
Havalimanında görevli polis eşliğinde üzerinde Göç İdaresi
yazan bir odaya alındığını söyleyen An, kendisine, hakkındaki kararın 2020
yılının Eylül ayında alındığının, detaylı bilginin de Kıbrıs’taki Türkiye
Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden alınabileceğinin söylendiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Eski Basın ve İletişim Koordinatörü Ali
Bizden de 6 Temmuz akşamı İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda “milli
güvenliğe aykırı davranış” ithamı ile Türkiye’ye alınmamış ve sabaha kadar
“Kabul Edilemez Yolcular Odası”nda tutularak, Kıbrıs’a geri gönderilmişti.
Ahmet Cavit An kimdir?
1950 yılında Lefkoşa'da doğan Ahmet An, İstanbul Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonta Leipzig'de çocuk doktoru ünvanını aldı.
1982'den beri Lefkoşa'da serbest hekim olarak çalışmaktadır.
Ahmet Cavit An, Kıbrıs’a yönelik araştırma, inceleme ve
kitaplarıyla da biliniyor.
________________________________________
G82 KODU NEDİR?
Ali Bizden’in Türkiye’ye girişine izin verilmemesine gerekçe
olarak ‘G82’ kodu gerekçe olarak gösterildi.
‘G82’ kodu, “milli güvenlik aleyhine faaliyetler” olarak
nitelendiriliyor ve bu kapsama alınan kişiler sınır dışı ediliyor.
Farklı harfler, farklı kategorilerden kişileri temsil
ediyor.
“A” kodu mahkeme
kararlarını, “Ç” kodu geçici olarak ülkeye giriş yasaklarını, “G” ve “O” kodu
ülkeye giriş yasaklarını belirtirken, “N” kodu ise (çalışma koşullu) izne
dayalı girişle ilgili.
Bir Kıbrıslıtürk daha Türkiye’ye alınmadı: Ülkeye girişiniz yasak!
12 Temmuz 2021 – ozgurgazetekibris.com
Muhalif duruşuyla tanınan Kıbrıslıtürk Araştırmacı Yazar Dr.
Ahmet Cavit An bugün İstanbul Havalimanı‘ndan Türkiye‘ye alınmadı ve kendisinin
ülkeye giriş yasağı olduğu söyleyenerek ülkeye geri gönderildi
An, İstanbul Havalimanı’ndan Türkiye’ye alınmadı
Özgür Gazete‘ye konuşan Dr. An, ablasıyla birlikte İzmir‘e
transit uçmak için bu sabah Ercan Havaalanı‘ndan saat 06:20 uçağıyla İstanbul’a
gittiğini anlattı. İstanbul Havalimanı’nda polis kontrolü için sıraya
girdiklerini belirten An, “Ablam kontrolden geçti, sıra bana gelince
durdurdular. Sizi alamayız diyerek ‘G28 nedeniyle’ dediler” dedi. (G28: ‘Milli
güvenlik aleyhine faaliyetler”’ olarak nitelendiriliyor ve bu kapsama alınan
kişiler sınır dışı ediliyor)
“Ülkeye girişiniz yasak”
Polisin bu açıklamasından sonra kapısında ‘Immigration
Department‘ (Göç Dairesi) yazan bir odaya alındığını belirten An, burada neden
ülkeye giremediğinin sebebini sorduğunu ve verilen cevabı aktardı.
An, “2020 yılının Eylül ayında alınan bir kararmış bu.
‘Ülkeye girişiniz yasak’ dediler ve ancak Kıbrıs’a dönüp TC Lefkoşa
Büyükelçiliği’nden bilgi alabileceğimi söylediler. Elime bir kağıt verdiler ve
o kağıtta ülkeye kabul edilmeme nedenleri arasından, ‘Yasa Numarası: 65/58
Article 15-1B hakkında’ yazan maddeyi işaretlediler. Bir sonraki uçuşla da beni
adaya geri gönderdiler” dedi.
Ahmet Cavit An kimdir?
Emekli Çocuk Doktrou olan Ahmet Cavit An aynı zamanda
Araştırmacı Yazar’dır. An, 1989’da kurulan Bağımsız ve Federal Kıbrıs İçin Temas
Grubu’nun da hem kurucuları arasında yer almış hem de Türk Koordinatörlüğü
görevini yürütmüştür. (Özgür
Gazete/Özel Haber)
Türkiye’nin 'yasaklı
Kıbrıslılar' listesi genişliyor: Araştırmacı yazar Dr. An geri gönderildi
KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın eski basın ve iletişim
koordinatörü Ali Bizden'ın ardından, araştırmacı yazar Dr. Ahmet Cavit An
'G-82' gerekçe gösterilerek Türkiye'ye alınmadı.
12 Temmuz Pazartesi 2021 - gazeteduvar.com.tr
Nikolaos Stelya
LEFKOŞA - KKTC’nin eski cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın
basın ve iletişim koordinatörü Ali Bizden’in ardından, araştırmacı yazar Dr.
Ahmet Cavit An, giriş yasağı’ olduğu gerekçesiyle İstanbul Sabiha Gökçen
Havalimanı’ndan Türkiye’ye alınmadan geri gönderildi. Çocuk doktoru olan ve
Kıbrıs’la ilgili sayısız kitap ve makaleye imza atan An, ablası ile birlikte
İstanbul üzerinden İzmir’e transit gitmek için İstanbul Sabiha Gökçen
Havalimanı’na vardığı esnada, pasaport kontrolünde, görevliler tarafından
'G-82' kodu gerekçe gösterilerek ülkeye alınmadı. 'G-82' kodu, 'milli güvenlik
aleyhine faaliyetler' olarak nitelendiriliyor.
Havalimanında görevli polis eşliğinde üzerinde Göç İdaresi
yazan bir odaya alınan An, kendisi hakkında Eylül 2020'de alınan bir kararın
olduğu konusunda bilgilendirildi. Havalimanındaki yetkililer ayrıca An’a,
detaylı bilgiye de Kıbrıs’taki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden
ulaşabileceğini söyledi. An, ‘giriş
yasağı’ temelinde başka bir uçak ile KKTC’ye geri gönderildi.
Kıbrıslı düşünürün başına gelenlerin benzerini geçtiğimiz
hafta başlarında Cumhurbaşkanlığı'nın eski basın ve iletişim koordinatörü Ali
Bizden de yaşadı. Kıbrıslı iletişim uzmanı, 6 Temmuz akşamı İstanbul Sabiha
Gökçen Havalimanı’nda ‘milli güvenliğe aykırı davranış’ ithamı ile Türkiye’ye
alınmamış ve sabaha kadar 'kabul edilemez yolcular odasında' tutularak,
Kıbrıs’a geri gönderilmişti.
AN SINIR DIŞI KARARI İÇİN NE DİYOR?
Geçtiğimiz senelerde, Kıbrıs'taki ve Türkiye'deki milliyetçi
çevrelerle Kıbrıs sorunu temelinde karşı karşıya geldiğini söyleyen An, 'sınır
dışı' kararı karşısında şaşkınlığını gizlemiyor. Kıbrıslı yazar 2003 yılında, Kıbrıs’ta
sınır kapıları-barikatların açılmasından evvel AİHM nezdinde ‘örgütlenme
özgürlüğü’ temelinde hukuki bir mücadele başlattığı hatırlatmasında bulunduktan
sonra, kendisi hakkında, yıllar sonra 2020 Eylül’ünde Türkiye’ye giriş yasağı
verilmesine bir anlam veremiyor.
“Karar nasıl ve neden alındı” sorusuna yanıt arayan An,
İstanbul’da havalimanında yetkililerin kendisine bir mektup verdiğini ve bu
mektupta milli güvenliğe atıf bulunduğuna dikkat çekiyor. An, KKTC pasaportu
sahip vatandaşlarla ilgili söz konusu işlem sonucunda 1 aydan 5 yıla kadar
ülkeye giriş yasağının gündeme geldiğini de vurguluyor.
KKTC'YE ELEŞTİRİ
Kıbrıs konusunda federal çözümden hiçbir zaman taviz
vermediği ve Türkiye’nin 1960 anlaşmaları hilafında hareket ettiği görüşlerini
dillendiren An, kendisi hakkında Türkiye’ye giriş yasağı konduğu dönemde
Mustafa Akıncı liderliğinin bir savunucusu konumunda olmadığı, KKTC’nin eski
cumhurbaşkanıyla Kıbrıs meselesinde ayrı düştüğü noktaların olduğunu da
belirtiyor.
Kıbrıs’a yönelik araştırma, inceleme ve kitaplarıyla tanınan
çocuk hekimi An, son gelişmeler karşısında KKTC yönetiminin takındığı tavrı da
eleştiriyor. An’a göre bu tavır ‘egemen KKTC’ iddiasıyla bağdaşmıyor.
'KAMU MENFAATİ' İDDİASI
Bizden ile An’ın Türkiye’de karşılaştığı muamele Kıbrıs’ta
‘yasaklılar listesi’ tartışmasını alevlendirdi. Söz konusu listede birçok
Kıbrıslı aydının bulunuyor olma ihtimali, Kıbrıs’taki muhalefetin tepkisine
neden oldu. Son gelişmelere KKTC’deki iktidar kesimleri de tepki verdi.
Kıbrıs basınına konuşan iktidardaki Ulusal Birlik Partisi
(UBP) Genel Sekreteri, Oğuzhan Hasipoğlu, "Yaşananlar Türkiye’nin kendi
kamu menfaatiyle ilgili” dedi. Parti olarak, şu ana dek bir tasarruflarının
olmadığı bilgisini de paylaşan Hasipoğlu ayrıca, "Bu, partinin meselesi değildir.
Gerek görülmesi halinde, gereken adımları Dışişleri Bakanlığı atacaktır”
ifadelerini kullandı.
BİZDEN, TATAR'DAN GÖRÜŞME TALEP ETTİ
Bu arada geçtiğimiz hafta Türkiye’den sınır dışı edilen
Bizden, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan görüşme talep ettiğini açıkladı. “Ersin
Tatar ile görüşme talebimi kendilerinin cumhurbaşkanlığındaki özel asistanına
ilettim” açıklamasında bulunan Bizden, şöyle konuştu: “Kabul etmeleri
durumunda, kabul edilemez durum hakkındaki düşüncelerimi iletip kendilerinin
düşünce ve değerlendirmelerini dinleyeceğim. KKTC cumhurbaşkanlığına kabulüm
mümkün değilse de bana bildirmelerini rica ettim."
An: Onların bürokrasisi de böyle çalışır
13 Temmuz 2021
- ozgurgazetekibris.com
Türkiye’ye ‘milli güvenlik aleyhine faaliyetleri’
gerekçesiyle alınmayan ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Kıbrıs’a geri
gönderilen yazar Dr. Ahmet Cavit An, söz konusu kararın barış ve çözüm
yanlılarını korkutma amacı taşıdığını söyledi
An: Karar, barış ve çözüm yanlılarını korkutma amacı taşıyor
İzmir’e gitmek üzere Ercan Havalimanı’ndan İstanbul Sabiha
Gökçen Havalimanı’na sabah saat 06.20’de inen araştırmacı yazar Dr. Ahmet Cavit
An, “G-82” olarak kodlanan ‘milli güvenlik aleyhine faaliyetler’ gerekçesiyle
ilk uçakla geri gönderildi. Havalimanında görevli polis eşliğinde üzerinde “Göç
İdaresi” yazan bir odaya alındığını belirten An, kendisine, hakkındaki kararın
geçen yıl Eylül ayında alındığını ve detaylı bilginin de Kıbrıs’taki Türkiye
Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden alınabileceğinin söylendiğini aktardı. Kıbrıs’ın
alternatif tarihi üzerine çalışmaları bulunan Cavit An, yaşadıklarını
Mezopotamya Ajansı’ndan gazeteci Sedat Yılmaz’a anlattı.
An: Karar barış yanlılarına karşı
İnternette edindiği bazı bilgilere göre aynı konumda 32
kişilik bir liste olduğunu ifade eden An, hakkındaki kararın geçen yıl Eylül
ayında alındığını ve bunun da son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir ay
öncesine tekabül edilmesinin tesadüf olmadığını dile getirdi. Kararın Kıbrıslı
aydın, muhalif ve barış yanlısı olanlara karşı olduğunu belirten An, “Seçim
öncesi federasyon yanlılarını, çözüm yanlılarını, barış yanlılarını,
Türkiye’nin buradaki işgaline karşıt olanları bir liste yapın dediler herhalde.
Biz bunları korkutalım dediler. Böyle istediler. Onların bürokrasisi de böyle
çalışır” dedi.
“46 senedir ne yapıyorsun?”
Bu kararın siyasal olduğunun altını çizen An, 2003’te
Türkiye’ye karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığı davayı kazandığını
hatırlattı. Daha önce Facebook sayfasında başkasına ait paylaştığı bir
karikatürde Türkiye’ye terörist denildiği yönünde suçlamalara da maruz
kaldığını vurgulayan An, “Kaldı ki şimdi ben Türkiye’ye terörist dersem, o
karikatürde olduğu gibi, haksız sayılmam. Sen Suriye’nin kuzeyini işgal ettin,
Irak’ın kuzeyini işgal ettin. Benim ülkemde de 160 bin Kıbrıs Rum’u, 40 bin
Kıbrıslı Türk’ü göçmen yaptın. Adada 46 senedir ne yapıyorsun? Bu sürede 150
bin nüfus aktardın, Kıbrıs Türkleri azınlığa düştü” diye konuştu.
G82 kodu nedir?
“G82” kodu, “milli güvenlik aleyhine faaliyetler” olarak
nitelendiriliyor ve bu kapsama alınan kişiler sınır dışı ediliyor. Farklı
harfler, farklı kategorilerden kişileri temsil ediyor. Buna göre, “A” kodu
mahkeme kararlarını, “Ç” kodu geçici olarak ülkeye giriş yasaklarını, “G” ve
“O” kodu ülkeye giriş yasaklarını belirtirken, “N” kodu ise (çalışma koşullu)
izne dayalı girişle ilgili.
'Kırılma noktası'
13 Temmuz 2021 – yeniduzen.com - Ayşe GÜLER
‘Güvenlik’ gerekçesiyle Türkiye’ye alınmayan KKTC
Cumhurbaşkanlığı eski Basın ve İletişim Koordinatörü Ali Bizden’in ardından,
Kıbrıslı Araştırmacı Yazar Ahmet Cavit An’ın da girişine izin verilmemesi,
gözleri ‘yasaklı listesine’ çevirdi.
‘Güvenlik’
gerekçesiyle Türkiye’ye alınmayan KKTC Cumhurbaşkanlığı eski Basın ve İletişim
Koordinatörü Ali Bizden’in ardından, Kıbrıslı Araştırmacı Yazar Ahmet Cavit
An’ın da girişine izin verilmemesi, gözleri ‘yasaklı listesine’ çevirdi.
Her iki isim, detaylı açıklama için Kıbrıs’taki Türkiye
Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne yönlendirilse de henüz bilgi paylaşımı yapılmadı.
Bilgi almak için aradığımız Polis Basın Subaylığı da resmi
açıklama yapılmazken, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı İsmet Korukoğlu ise
geçtiğimiz gün yapılan açıklamaya ek bir bilgi vermenin mümkün olmadığını,
istişarelerin sürdüğünü belirtti.
Öte yandan 'milli güvenliğe aykırı davranış' ithamı
nedeniyle Türkiye’ye girişinin yasaklandığını, İstanbul Sabiha Gökçen
Havaalanı’ndaki pasaport kontrolü sırasında öğrenen Bizden ise Cumhurbaşkanı
Ersin Tatar’dan görüşme talep etti.
Bir haftalık sürede hem Bizden, hem de An’ın Türkiye’ye
alınmaması, akıllara ‘sır’ gibi saklanan
yasaklı listesinde kimlerin olup olmadığı sorusunu da getirdi.
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı konuyla
ilgili endişelerini dile getirdi, Türkiye’nin KKTC vatandaşlarına yönelik
yaklaşımını ‘dikkat çekici’ ve ‘kırılma noktası’ olarak değerlendirdi.
Esendağlı, KKTC’deki yetkililerin yaşananlarla ilgili
herhangi bir girişim yapmayarak, sessiz kalmalarından duyduğu kaygıyı da dile
getirerek, konunun takipçisi olacaklarını aktardı.
Liste Eylül ayında oluşturuldu…
Bizden ve An’ın verdiği bilgiler dikkate alındığında
‘yasaklı listesine’ yönelik kararın geçtiğimiz yıl, Eylül ayında alındığı
görüldü.
‘Giriş yasağı’ listesinin Ekim ayında gerçekleşen
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde oluşturulması da dikkat çekti.
Türkiye’ye giriş izni verilmeyen Kıbrıslı Araştırmacı Yazar
Ahmet Cavit An, YENİDÜZEN’e konuştu:
“Giriş yasağı varsa, bu kararı kim aldı?”
Türkiye’ye giriş izni verilmeyen Kıbrıslı Araştırmacı Yazar
Ahmet Cavit An, YENİDÜZEN’e konuştu, “Yaşanılanları düşünce ve fikir özgürlüğü
anlamında değerlendirmek gerekiyor. Hakkımda giriş yasağı var denildi, ülkeye
alınmadım. Bana kabul edilemeyen yolcu formu gösterildi, 10-15 gerekçe vardı”
dedi.
An, “Giriş yasağı varsa, bunu kim aldı? Başkalarına da bu
karar alındıysa neden duyurulmaz?” diye sordu.
Giriş yasağı ile ilgili gerekli bilginin TC Lefkoşa
Büyükelçiliği tarafından verileceğinin ifade edildiğini söyleyen An, “Yasağın
gerekçesini söylesinler, elçilik bize açıklasın” şeklinde konuştu.
An, şöyle devam etti: Türkiye’ye giriş yasağına yönelik
kararın Eylül ayında alındığı ifade edildi. Ali Bizden ile aynı tarihler…
Bu olayı fikir ve düşünce özgürlüğü değerlendirmek
gerekiyor.
Türkiye’ye bir giriş yasağı daha
Bizden: Tatar’ın değerlendirmelerini dinlemek istiyorum
Öte yandan KKTC Cumhurbaşkanlığı eski Basın ve İletişim
Koordinatörü Ali Bizden, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan görüşme talep ettiğini
açıkladı.
Bizden, görüşme talebinin kabul edilmesi halinde Türkiye’ye
girişinin yasaklanmasına yönelik düşüncelerini ileteceğini ve Tatar’ın bu
konudaki değerlendirmesini dinlemek istediğini belirtti.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bizden, şöyle dedi:
Ersin Tatar ile görüşme talebimi kendilerinin Cumhurbaşkanlığındaki özel
asistanına az önce ilettim. Kabul etmeleri durumunda kabul edilemez durum
hakkındaki düşüncelerimi iletip kendilerinin düşünce ve değerlendirmelerini dinleyeceğim.
KKTC Cumhurbaşkanlığına kabulüm mümkün değilse de bana bildirmelerini rica
ettim.
Bizden: Tatar’dan görüşme talep ettim
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı:
“Endişeliyim, kırılma noktası…”
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı, Ali
Bizden’den sonra Ahmet Cavit An’ın da Türkiye’ye girişinin yasaklanmasıyla,
Türkiye’deki hükümetin bazı Kıbrıslı Türklere yönelik, daha sistemli denilecek
bir uygulama içinde olduğunu gösterdiğini belirtti.
Türkiye’nin KKTC vatandaşlarına yönelik yaklaşımını ‘dikkat
çekici’ ve ‘kırılma noktası’ olarak değerlendiren Esendağlı, bu konuda endişe
taşıdığını aktardı.
Esendağlı, KKTC’deki yetkililerin yaşananlarla ilgili
herhangi bir girişim yapmayarak, sessiz kalmalarından duyduğu kaygıyı da dile
getirdi.
“Türkiye, KKTC’nin resmi ilişki içerisinde olduğu tek ülke.
Oradan da KKTC vatandaşlarına milli güvenlik tehdidi gerekçesiyle engel
konulması, özellikle dünyaya erişim noktasında sıkıntı olan KKTC’li vatandaşlar
açısından ciddi bir olaydır” şeklinde konuşan Esendağlı, hem sebeplerini hem de
sonuçlarını takip edeceklerini aktardı.
“Türkiye, ifade özgürlüğü açısından sorunlu…”
“Türkiye Cumhuriyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında
sorunlu bir yer” diyen Esendağlı, orada TC vatandaşlarına yönelik uygulamaların
bunu gösterdiğini kaydetti.
Esendağlı, “Artık idrak etmemiz gereken şey, bu yaklaşımın
KKTC’de de muhalif unsur olarak gördüklerine sirayet edeceği noktasıdır” dedi.
Türkiye’nin KKTC’deki muhalif seslere olumsuz bir yaklaşımı
olduğunu dile getiren Esendağlı, ilk kez böyle bir tavır içerisine girildiğini
belirtti.
Esendağlı, “Her devletin kendi egemenliği altındaki ülkeye
girişleri düzenleme noktasında yetkisi var. Bu yetkinin kullanış şekli
anlamında buradan yapılacak eleştirilerin çok anlamı olmaz” dedi.
Dışişleri Bakanlığı, Ali Bizden'in Türkiye'ye girişine izin
verilmemesi üzerine gerekli girişimlerin yapıldığını, istişarelerin devam
ettiğini açıkladı.
Dışişleri'nden yapılan açıklama şöyle:
Cumhurbaşkanlığı Basın ve İletişim eski Koordinatörü Ali
Bizden’in 6 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası
Havalimanında Türkiye Cumhuriyeti’ne giriş yapmasına müsaade edilmemesinin
öğrenilmesi üzerine, Bakanlığımız ile Ankara Büyükelçiliğimiz ve İstanbul
Başkonsolosluğumuz Türkiye Cumhuriyeti ilgili makamları nezdinde gerekli
girişimleri yapmıştır. Vatandaşımızın durumuna ilişkin Türkiye Cumhuriyeti
ilgili makamları ile istişare devam etmektedir.
PROF. DR. LEVENT KÖKER “Toplu bir çıkış lazım”
“…Ersin Tatar’ın
seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı tehdit edildiğini
açıkladı. Herkes bunu normal karşıladı. Bu korkunç bir şey…Böyle bir şey
olabilir mi?...”
30 Temmuz 2021
yeniduzen.com
Türkiye ve KKTC arasında yarım asırdır iç siyasetteki
müdahale örneklerinin tartışıldığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden başlayarak son dönemde yaşananlarla ilgili değerlendirmelerini
soruyorum Levent Köker’e… Şöyle konuşuyor;
“Eskiden beri müdahale oluyor deniliyor ama Ersin Tatar’ın
seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı tehdit edildiğini
açıkladı. Herkes bunu normal karşıladı. Bu korkunç bir şey…Böyle bir şey
olabilir mi?”
Ünlü ve medyatik mafya lideri Sedat Peker’in ifşaatlarını da
değerlendiren Köker, bu ifşaatlarla Kutlu Adalı cinayetinin yeniden gündeme
geldiğine ancak daha ifşa edilmemiş birçok başka isim ve olay da olabileceğine
işaret ediyor.
“…Şimdi sormak lazım Mustafa Akıncı hakkında da acaba böyle
bir Türkiye’ye giriş yasağı kararı var mı?...”
“Ali Bizden’in Türkiye’ye girişinin yasaklanmasıyla ilgili
olarak ise, “Türkiye ne pahasına olursa olsun bu kadronun yeniden iş başına
gelmesini istemiyor” diyor ve eğer seçilmiş olsaydı bu yasaklamanın belki
Akıncı görevdeyken de yaşanabileceğine işaret ediyor ve dikkat çekici bir
noktanın altını çiziyor;
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale olmasaydı zaten
seçimi Mustafa Akıncı kazanacaktı. Şimdi sormak lazım Mustafa Akıncı hakkında
da acaba böyle bir Türkiye’ye giriş yasağı karar var mı?”
Türkiye’ye giriş yasaklılar konusunda 20-25 kişilik bir
listeden bahsedildiğine işaret eden Levent Köker, bu listenin özellikle Akıncı
yönetimiyle ilgili bir liste olduğunu düşündüğünü söylüyor.
Yine Türkiye’ye
girişi yasaklanan Ahmet Cavit An’ın Türkiye Kültür Bakanlığı resmi internet
sitesinde özgeçmişinin olduğunu da ifade eden Köker, buradaki tutarsızlığa
işaret ediyor.
Müdahale konusunda Türkiye’nin de ağır bir krizi olduğunu
belirten Levent Köker, 2017 Anayasa referandumunda yaşanan açıktan
müdahalelerle ciddi bir meşruiyet sorunu yaratıldığının altını çiziyor. (…)
Dr. Ahmet Cavit An, işbirlikçiler ve TRNC foreverciler!
Serhat İncirli – 7
Kasım 2021 – yeniduzen.com
Dr. Ahmet Cavit An… Daha önce de yazmıştım… Çocukluk – gençlik
dönemimizde, yaz aylarında ailesiyle Yeşilırmak’a tatile gelen biriydi… Sürekli
elinde kitap vardı… Belki de “şimdilerde çok yapamıyor olsam da”, “okuma”
sevgisini kazandıran kişilerden biri olmuştur…
-*-*-
Çok kibar, çok bilgili bir büyüğümüzdü… Hala öyledir… Ve
doktordu… Şimdi 71 yaşında… Yazdığı
kitapların, araştırmaların sanırım tümünü okudum… Özellikle “Kıbrıs’ın
yetiştirdiği değerler” adlı iki kitap çalışması, bu ülkede benzersizdir…
-*-*-
Elbette Kıbrıs ile ilgili düşünceleri, yönetenlerimizden,
ağalarımızdan, biat – itaat edenlerden ve haliyle biat – itaat edilenlerden
falan çok farklı… KKTC’de, “Özgür bir yurt istemeyeceksin, istersen de,
cezalandırılacaksın” diyenler bir hayli fazla ne yazık ki…
Doktorumuz, bunlara “TRNC foreverciler ve işbirlikçiler”
diyor!
-*-*-
Faiz Sucuoğlu yeni kabineyi açıkladı ya geçen gün… Sim
Tv’deki programımda, reklam arasına giderken, “Sucuoğlu kabinesini ele
geçirdim; reklamlardan sonra ilk ben açıklıyorum” dedim… Şaka yapmaya çalıştım
aslında… Ama o reklam arasında, en az 10 kişi aradı…
Amma meraklıyız ha kimin bakan olacağına! Oysa, mevcut yapı
içerisinde kimin bakan olduğunun bir önemi yok ki! Hepimiz Kıbrıslı deyişiyle,
“tıpkısının aynıyız”… Bazı bölgelerde, “aynısın gibin” diyenler de var sanırım…
Kimimiz biatçı – itaatçı ve de dibine kadar işbirlikçi ama çoğunluk ne yazık ki
doktorumuzun dediği gibi, “TRNC foreverci”…
-*-*-
Neyse, şaka maksatlı kurduğum kabinede Dr. Ahmet Cavit An’ı
da “Sağlık Bakanı” yaptım…
Bu ülkede belki de bu görevi yapabilecek en yeterli
insanlardan biridir… İlk mesaj annemden geldi; “… Keşke bu saydıkların olsa”…
Çünkü öyle bir kabine yazdım ki; ceplerini, ailelerini, hısımlarını,
kredilerini, arsalarını, ganimetlerini değil; ülkelerini çok seven insanlardı
onlar…
-*-*-
Ve tümü, aynı zamanda Türkiye’ye girmesi yasak olabilecek
kişiler… En azından Dr. An ve Ali Bizden hocam ki her ikisi de kabinedeydi;
tescilli “girememiş olanlar”dandı…
-*-*-
Dr. An ile daha sonra yazıştık… Kısa ama her şeyi anlatan bir mesajı var,
izniyle sizlerle de paylaşmak istiyorum:
“… Merhabalar, beni sahte devletin sahte bakanı yapman hoş
bir şakaydı. Teşekkür ederim. TC'ye giriş yasağı konusunda bir gelişme yok. Ne
TBMM'deki Erkan Baş (TİP) ve Utku Çakırözer’in (CHP) soru önergeleri 15 günlük
süre içinde yanıtlandı, ne de benim TC Lefkoşa Büyükelçiliği'ne avukatım
aracılığı ile yapmam önerilen "nedenini öğrenme" dilekçeme yanıt
geldi. En azından yasağın kaç yıl süreceğini söyleseler... 71 yaşındayım. Ağır
bir hastalık durumum olsa, TC'ye gidemem, KC'de de sigortalı değilim, tedavi
olamam. Kaldı ki büyük ablamın Ayvalık'taki evine de gidip bakamadık. Küçük
ablam da İstanbul'da, buluşamadık. Erdoğan ve AKP zulmü mü desek? Buradaki
işbirlikçiler ise kıllarını kıpırdatmadılar. Çözüm ise taa uzaklarda. 80 bin
KC'de kayıtlı KT seçmenin, sadece 5 bin 604'ü yurttaşlık bilinci ile AP
seçimlerine katılıyorsa, kuzeydeki yüzde 48'lik federalist oy'un ancak yüzde
8'i belki KC'den yanadır. Gerisi TRNC forever'ci olmalı! Selamlarımla...”
-*-*-
Fazla söze gerek yok… Doktorumuzun da dediği gibi; “…
biatçılar, itaatçılar, işbirlikçiler ve
TRNC foreverciler yüzündendir ki; tükeniş hızımız artıyor… Ve ne yazık
ki uyuyoruz…”
"Avrupa
vatandaşı olan Kıbrıslı Türklere giriş yasağı uygulanması abesle iştigaldir”
19 Kasım 2021 - yeniduzen.com
Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek, TC Dışişleri
Bakanı Çavuşoğlu’nun Türkiye’ye giriş yasağı getirilen bazı kişilerle ilgili
“ülkeye girecek yabancılara ilişkin alınan kararlar her devletin kendi
egemenlik yetkisindedir” sözlerine yanıt verdi.
Kızılyürek “Türkiye Avrupa Birliği’nden vize serbestisi
isterken ve Adanın kuzeyine kendi nüfusunu yığarken Avrupa vatandaşı olan
Kıbrıslı Türklere giriş yasağı uygulaması abesle iştigaldir” vurgusunda
bulundu.
Niyazi Kızılyürek “Hiçbir açıklama yapmadan, sadece “milli
güvenlik” gerekçesiyle Türkiye’ye sokulmayan kişiler, AKP’nin 2004 yılında
kendi çıkarları için can simidi gibi sarıldığı kişilerdi… Bu da AKP’nin nereden
nereye geldiğinin açık bir göstergesidir” dedi.
Kızılyürek’in açıklamasının tamamı şöyle:
Türkiye’nin Federal Kıbrıs’ı destekleyen ve iki devletli
çözüme karşı çıkan Kıbrıslı Türklere karşı düşmanca tutumu ne yazık ki her gün
daha kötüye gitmektedir. Kıbrıslı Türk Federalistler baskı altına alınırken,
ayrılıkçı milliyetçiler Türk Hükümeti’nin desteği ile cesaretlendiriliyorlar.
Türkiye Avrupa Birliği’nden vize serbestisi isterken ve
Adanın kuzeyine kendi nüfusunu yığarken Avrupa vatandaşı olan Kıbrıslı Türklere
giriş yasağı uygulaması abesle iştigaldir!
Hiçbir açıklama yapmadan, sadece “milli güvenlik”
gerekçesiyle Türkiye’ye sokulmayan kişiler, AKP’nin 2004 yılında kendi
çıkarları için can simidi gibi sarıldığı kişilerdi… Bu da AKP’nin nereden
nereye geldiğinin açık bir göstergesidir.
Çavuşoğlu ne demişti?
Aralarında siyasetçi, yazar ve gazetecilerinin de bulunduğu
Kıbrıslıtürk bazı isimlerin ‘Türkiye’ye giriş yasağı’ olduğu gerekçesiyle
ülkeye alınmamasına ilişkin iddialar TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na soruldu.
Gazete Duvar’ın haberine göre, TBMM Dışişleri Komisyonu
Üyesi CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu,
“Ülkeye girecek yabancılara ilişkin alınan kararlar her devletin kendi
egemenlik yetkisindedir” dedi.
Çavuşoğlu aralarında gazeteci, siyasetçi ve aydınların
bulunduğu KKTC’lilerin Türkiye’ye alınmamasını yalanlamazken, Çakırözer’in
“KKTC vatandaşlarının Türkiye’ye girişine yasak getirilmesinin gerekçesi nedir?
Yasak getirilen kişi sayısı kaçtır?” sorularını ise yanıtsız bıraktı.
Çavuşoğlu’nun yanıtını eleştiren Çakırözer şöyle dedi:
“Ortada Kıbrıs basınına da yansıyan vahim iddialar var. 42
kişinin muhalif oldukları gerekçesiyle Türkiye’ye alınmadığı yazılıp,
çiziliyor. Hem ‘KKTC bağımsız devlet olsun’ diyorsunuz hem içişlerine karışıyorsunuz.
‘Kıbrıs Türkünün hakkını, hukukunu biz savunacağız’ diyorsunuz, Kıbrıslı
gazeteci, siyasetçi ve aydınları ülkeye almayarak oradaki insanların hakkını,
hukukunu önce siz çiğniyorsunuz. Bu nasıl bir çelişkidir? KKTC’li gazeteci,
siyasetçi ve aydınların Türkiye’ye alınmaması ‘egemenlik yetkisi’ olarak
geçiştirilemez. Bu insanların ülkeye alınmamasının, bu hukuk dışı muamelenin
gerekçesi nedir? Neden Türkiye’ye alınmadıkları hem onlara hem de kamuoyuna
derhal açıklanmalıdır."
Guardian’dan skandal
Kıbrıs yorumu. İngilizlerin yeni Kıbrıs senaryosu
9 Ocak Pazar 2022
(odatv.com)
Haberin spotunda “Ekonominin serbest düşüşte olması ve
siyasi müdahale iddiaları ile insanlar federal geleceği savunmak için sokaklara
döküldüler” ifadeleri kullanıldı...
İngiliz The Guardian gazetesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
(KKTC) ile ilgili bugün dikkat çeken bir habere imza attı.
“Türkiye'ye karşı artan öfke, krizden etkilenen kuzey
Kıbrıs'ta yeniden birleşme çağrılarına yol açtı” başlıklı haberde adada
ekonomik kriz nedeniyle birleşme politikasını yeniden ortaya çıktığını iddia
etti.
Haberin spotunda ise “Ekonominin serbest düşüşte olması ve
siyasi müdahale iddiaları ile insanlar federal geleceği savunmak için sokaklara
döküldüler” ifadeleri kullanıldı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri
Şener Elcil, Kuzey Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, Bağımsız ve
Federal Kıbrıs Hareketi'nin kurucularından Ahmet Cavit An, Kıbrıs Basın-Sen
Başkanı gazeteci Ali Kismir’in görüşlerine yer verilen haberde ekonomik krizin
KKTC’yi derinden etkilediğine yer verildi. (…)
Habere göre listede yer aldığı düşünülen Kıbrıslı Türkler,
yeniden birleşme arzularında birleşiyorlar ve AB'nin en doğudaki üye devletinin
bölünmüş kalması gerektiği yönündeki her türlü öneriye karşı çıkıyorlar.
Gazete haberin devamında ise adada Rumlarla birleşmeyi
savunarak şu ifadeleri kullanıyor:
Bağımsız ve Federal
Kıbrıs Hareketi'nin kurucularından olan Ahmet Cavit An için, geçen yaz İstanbul
havaalanında göçmenlik memurları tarafından durdurulmasının anısı hala acı bir
şekilde canlı. 71 yaşındaki emekli çocuk doktoru, “İstenmeyen kişi olduğumu
söylediklerinde pasaport kontrolündeydim” diyor. “Daha sonra daha fazla bilgi
için Lefkoşa'daki Türk büyükelçiliğine yazmam gerektiği söylendi. Avukatım
açıklama talep eden taahhütlü bir mektup gönderdikten beş ay sonra hâlâ bir
yanıt alamadık.”
2003 yılında
kazanılan tarihi bir davada An, iki toplumlu toplantılara katılmak için adanın
tampon bölgesine geçmesi engellendiği için Ankara'yı Avrupa insan hakları
mahkemesine götürdü. “Öğrenmek istediğim şey, hayatıma devam edebilmem için bu
yasağın süresi” diyor.
Ekim ayında Avrupa Gazeteciler Federasyonu, kuzey basın
sendikasının başkanı Ali Kismir'in İstanbul havaalanında gözaltına alındıktan
ve Türkiye'ye girişi engellendikten sonra tutuklanmasını kınadı.
Türkiye'ye girişi engellenen dördüncü Kıbrıslı Türk olan
Kismir, Ankara'nın Tatar'ın seçilmesini sağlamak için seçimlere müdahalesine
itiraz eden tanınmış bir köşe yazarıdır. İnançları öyle ki sağ koluna hem
Yunanca hem de Türkçe "barış" kelimesini taşıyan bir dövme
yaptırıyor.
Son haftalarda Türk muhalefet milletvekilleri, Kıbrıslı
Türklerin Türkiye'den men edilmesinin kötü durumunu da gündeme getirerek, bunun
anavatanın azınlığı koruma arzusuna ters düştüğünü savundu. (…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder