9 Ekim 2019 Çarşamba

1960’A KADAR KIBRISLI TÜRKLERİN MÜZİK ÇALIŞMALARI


ÖZET
Kıbrıs’ta var olan folklorik müzik yanında, Osmanlı yönetimi ile birlikte adaya yerleştirilen nüfus tarafından getirilen Mevlevi müziği, özellikle Lefkoşa’da icra edilmeye başlanır.
İngiliz yönetiminden sonra halk, bando müziği ile tanışır. Lefkoşa’daki Belediye ve Polis Bandolarından sonra Türk Lisesi öğrencileri için Lise Bandosu oluşturulur ve müzik çalışmaları uzun yıllar sürdürülür.
Klasik Türk müziği, Darülelhan’ın 1924’de kurulması ardından, tiyatro ve operetlerin sahnelendiği gecelerde verilen konserlerle halkın beğenisini kazanır. Bu çalışmalar, 1950’den sonra yeniden canlandırılır ve yeni sanatçılar ortaya çıkar. Radyoda programlar yapan, gerek Klasik Türk müziği, gerekse Hafif Batı müziği icra eden bu müzik toplulukları, Kıbrıs Türk toplumu içindeki müzik çalışmalarının canlı tutulmasında önemli rol oynar.     

SUMMARY
In addition to folkloric music in Cyprus, the Ottoman administration brought  Mevlevi music to the island with the settlement of the new inhabitants, who  performed it, especially in Nicosia.
With the British rule, the people met with the band music. First the Municipality and the Police Bands were established in Nicosia, later the Lyceum Band was created for the Turkish Secondary School students and the music studies were continued for many years.
After the establishment of “Darülelhan” (House of Music) in 1924, classical Turkish music won the public appreciation with the concerts, given during the performances of theater plays and operettas. These musical activities were revived after 1950 and new artists emerged. These music groups, which made programs on the radio and performed classical Turkish music and light western music, played an important role in keeping the music activities in the Turkish Cypriot community alive.

MEVLEVİ MÜZİĞİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1570-71’de Kıbrıs adasını ele geçirmesinden sonra, adaya İslam dini ile birlikte, cami ve tekke müziği de gelmiş oldu. Çalgı eşliği olmadan, camilerde ibadet sonrasında belli bir usul ve makamda insan sesi ile okunan mevlit, ilahiler ve ezan yanında, tasavvuf müziği de Lefkoşa’da kurulan Mevlevi Tekkesi’nde icra edilmeye başlandı.
Mevlevi dervişlerinin sema ayini sırasında çalınan Mevlevi müziğinde önceleri,  ney, tambur kullanılırken, daha sonra buna keman da eklenmiş ve vurgulu saz olarak kudüm kullanılmıştır. Mevlevi müziği, 1925’de Türkiye Cumhuriyeti’nde tekkeler kapatıldıktan sonra da, Lefkoşa’da icra edilmeye devam etti.  
Mevlevi Şeyhi Celâleddin Saffet Dede’nin 1933’de ölmesinden sonra, Evkaf Murahhası Münir Bey, tekkenin kapanmasına karar verdi. Bunun üzerine, sayısı 10’u bulmayan Mevlevi dervişleri, aralarında imza toplayarak, valiye müracaatta bulundular ve 1934’de Şam’dan Selim Dede’nin Tekke’ye atanmasını sağladılar. Aralık 1953’de Selim Dede’nin ölümünden sonra, bir süre boş kalan bu görev, Evkaf Murahhası Kemal Bey’in görevinden ayrılmasından önce, Hafız Şefik Efendi’ye verilmişti.
Hürsöz gazetesinin 10 Kasım 1954, Çarşamba tarihli nüshasında şu haber yer alıyor: “Geçen Pazar günü ö. s.  2.30'da Mevlevi Tekyesinde sekiz semazen ve mıtrapta, keman, ut ve kudüm ile şeyhleri Hafız Şefik Efendi idaresinde mütat mukabele olmuştur. Kesif kalabalık kütlesi ile 20 kadar ecnebi ayini sükût ile seyretmişlerdir.” Gazete programın Pazar günü tekrarlanacağını yazmaktaydı. Nitekim Yavuz, 16 Kasım 1954 tarihli Halkın Sesi gazetesindeki köşesinde “Keman, ut, dümbelek -Bu üç parça musiki aletinin iştirakiyle geçen Pazar günü Mevlevi Tekkesi'nde yine bir mukabele yapıldı ve "Nat-ı Şerif" okundu” diye yazmaktaydı.
Bu belki de Tekke’deki son Mevlevi müziği icrasıydı. Daha sonraki gazetelerde başka bir habere rastlanmamıştır.

FOLKLORİK MÜZİK
Yazılı kaynaklardan saptayabildiğimize göre, Kıbrıs’ta halk şarkıları ile ilgili ilk araştırmalar 1910 yılında başlamış olup, bu konuda yapılan ilk yayın, 1916 yılında Leymosun’da yayımlanan Hristos Apostolidis’in kitabıdır. Bu ilk çalışmada, 13 adet Kıbrıs halk şarkısı, piyano için nota olarak kaydedilmiştir.
Kıbrıslı Türklerin folklorik müzik alanındaki ilk yazılı çalışması ise, 1980’de yayımlanan Mahmut İslamoğlu ve Yılmaz Taner’in hazırladıkları “Kıbrıs Türküleri ve Oyun Havaları” adlı kitaptır.
13 Nisan 1984’de yapılan 2. Halkbilim Sempozyumu’nda tarafımdan sunulan “Kıbrıs Suiti ve Diğer Kıbrıs Halk Dansları” başlıklı bildiride, folklorik müzik eşliğinde oynanan bir dizi halk dansı hakkında bilgiler verilmiş, “Pieris Zarmas’ın Kıbrıs Halk Müziği Araştırmaları” başlıklı makalemde de, konu ile ilgili olarak Kıbrıs Rum toplumunda yapılan çalışmalar özetlenmişti. (Halk Bilimi dergisi, Eylül 1988, Sayı:11)

BANDO MÜZİĞİ
1878’de Kıbrıs’ta İngiliz sömürge yönetiminin başlamasından sonra, 1882’de oluşturulan Lefkoşa Belediyesi’nin uzun yıllar Başkanlığını yapmış olan Ahilleas Liyasidis tarafından kurulan Lefkoşa Belediye Bandosu, 1910 yılına kadar müzik çalışmalarını sürdürdü. Bando, Pazar akşamları Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Hacı Sava karşısında, Perşembe akşamları da Türk kesimindeki Sarayönü’nde konserler veriyordu. 
Lefkoşa Belediye Başkanı Liyasidis, 1919’da, Balkan Savaşları’nın 1912’de başlaması ile çalışmalarına ara veren Belediye Bandosu’nun yeniden canlanması için Belediye Meclisi’ne bir öneri sundu ve Türkler için Türkçe parçalar çalınacağı vaadinde bulundu. Meclis’in iki Türk üyesi olan Avukat Fehim Bey ile Dr. Behiç, “Bando, Yunan müziği çalınacak” gerekçesiyle bu öneriye karşı çıktılar ve öneri Meclis tarafından kabul edilmedi.
Konu, Lefkoşa’daki Osmanlı Kıraathanesi’nde konuşulduğu zaman, orada bulunan Beliğ Paşa, Lise’de bir bando kurulmasını önerdi ve bu amaçla para toplandı. Evkaf Murahhası Musa İrfan Bey, kıraathaneye gelince, konu ona da söylendi. O da geriye kalan paranın Evkaf Dairesi tarafından ödeneceğini duyurdu.
Lise Bandosu, 1920’de Müdür Mehmet Mücteba Bey zamanında, son sınıf öğrencileri ile kuruldu ve on bir flüt ve bir trompetten oluşmaktaydı. Bando’nun müzik öğretmenliğine, Polis Bandosu’ndan Mr. Josefin (Ambrose Josephin, 1864-1935) atandı ve altı ay içinde çalışmalar başladı. 1921-23 yıllarında Evkaf’ın katkısıyla eksik müzik aletleri tamamlandı. Mr. Josefin emekliye ayrılınca, yerine Ocak 1927’de Mösyö Bedelyan (Vahan Bedelian, 1894-1990) atandı.
Bedelyan, 1930-31 ders yılında, Lise bandosu yanında bir de ince saz orkestrası (ince saz =Türk müziğinde keman, ney, tambur, kemençe, ut, kanun, daire vb. çalgılardan ve okuyuculardan oluşan, fasıl yapan topluluk) kurdu. 1932-33 ders yılında İsmail Hikmet Bey Lise Müdürü iken, son müsamerede 35 kişilik orkestra ile konser verildi.        
Lise müdürü Remzi Bey ölünce, 1937’de İngiliz müdür Mr. Wood dönemi başladı ve okulun adı İslam Lisesi oldu. Bu dönemde Lise Bandosu zayıfladı. Bedelyan Efendi, 1949’da “Alaturka müzik artık çalınmaz oldu” gerekçesiyle görevinden alındı ve bando aletleri de satıldı. 1950’de Lise’ye Türk müdür olarak Yavuz Konnolu atandı.
Polis Bandosu’nun müzik aletleri, 1952’de yenilenmişti. Eski aletler satışa çıkarılınca tüccar Şükrü Veysi, bunları 160 Kıbrıs Lirası’na satın alıp, Liseye hediye etti. Bunun üzerine, Lise Bandosu yeniden oluşturuldu ve Polis Bandosu kadrosundan Zeki Taner, Vecihi Turgay ve Turgut Yağtuğ, lise öğrencilerini çalıştırmaya başladılar. 1952’de Lise Bandosu’nun şefliğini üstlenen Zeki Taner, bu görevi 1965’e kadar sürdürdü. (Bkz. A.An, Lise Bandosu’nun Kuruluşu, Kıbrıs’ın Yetiştirdiği Değerler 1782-1899), Ankara 2002,  s.490-494)  (Lefkoşa Türk Lisesi Bandosu, 22 Haziran 1965’de yine Zeki Taner’in şefliğinde Kıbrıs Türk Mücahitler Bandosu’na dönüşecektir.)
2 Mart 1953 tarihli Bozkurt gazetesinde, Kıbrıs Türk Lisesi Birinci Bando ve Koro Konseri, 1 Mart 1953’de öğleden önce saat 9.30’da kalabalık bir seyirci önünde verildi” haberi yer alırken, Müzik öğretmeninin Vehbi Tümen, Bando öğretmeninin de Zeki Taner olduğu belirtilmekteydi.
3 Mart 1953 tarihli Halkın Sesi gazetesinden, yıllardan sonra ihya edilen Lise Bandosu’nda 28 gencin müzik aleti çaldığını öğreniyoruz. İbrahim Zeki Burdurlu da 4 Mart 1953 tarihli Hürsöz gazetesinde “Lise Bandosu Pazar günü (1 Mart 1953) ilk konserini verdi, başarılı oldu” değerlendirmesini yapıyordu.

DARÜLELHAN MUSİKİ CEMİYETİ VE KLASİK TÜRK MÜZİĞİ ÇALIŞMALARI
Dârülelhan (Türkçe: Nağmelerin Evi), Osmanlı Devleti'nin ilk resmi müzik okulu olarak İstanbul'da 1917-1927 arasında faaliyet gösteren dört yıllık eğitim kurumunun adıdır. (1914 yılında tiyatro eğitimi için Darülbedayi (Güzellikler Evi) adlı okul kurulmuştu.)
Kıbrıs’ta ise, Darülelhan Musiki Cemiyeti, 1 Ocak 1924 tarihinde Dr. Hüseyin Zekai Bey’in Lefkoşa’daki evinde kuruldu. Nazım Ali İleri (keman), kardeşi eczacı Peristeronalı Tevfik İleri (ud) ve Kayyımbaşzade Derviş (kanun ve müzik şefi), ilk parça olarak Osman Bey’in Uşak Peşrevi’ni notasız çaldılar. Daha sonra gruba Hüseyin Onbaşı (ud) ve Hafız Şefik Efendi (tef) katıldı.
Nisan 1925’de kurulan Darülelhan Müzik Okulu’nda Hasan Fehmi ud dersi, Mümtaz Bey keman dersi, Nazım Ali İleri’nin eşi Feride İleri ud ve santur dersi ve Dr. Tahsin’in kızı Sadiye de keman dersi vermekteydi.   
Evkaf Murahhası Musa İrfan Bey’in ricasıyla, 1925’deki Kavanin Meclisi’nin Baf kazası seçimleri için düzenlenen seçim kampanyası çerçevesinde bir konser ve tiyatro hazırlandı. Feride İleri, 1925’de çarşafını çıkararak, Baf’taki konsere uduyla katıldı. Seçimleri Musa İrfan Bey’in desteklediği Dr. Eyyüb kazandı. Darülelhan Musiki Cemiyeti’nin hanendeleri (şarkı okuyanları) şunlardı: Mehmet Refik, diş doktoru Şevket Suphi’nin Türkiyeli eşi Macide, Feride İleri, Turunçlu Cami mütevelli heyeti üyesi olan ve hiç çarşaf kullanmamış, hep eşarp takmış olan Refia Hanım. (Bkz. Servet Sami Dedeçay, Nazım Ali İleri: Hayatı ve Eserleri, Lefkoşa 1991, s.3-8)
Darülelhan Musiki Cemiyeti, Baf’taki bu ilk konserinden sonra, ikinci konserini Girne’de, üçüncü konserini de 1925’in son aylarında Lefkoşa’da verdi.  Cemiyet’in kurucusu olan Dr. Zekai, 1933’de Türkiye’ye gittikten sonra, çalışmalar Nazım Ali İleri başkanlığında 1935 yılında kadar sürdürüldü.

TİYATRO VE SES AKADEMİSİ (TAVS)
1933-1934 yıllarında Lise Müdürlüğü yapan İsmail Hikmet Ertaylan’ın önerisi ile 1934’de TAVS (Tiyatro ve Ses Akademisi) adını alan Darülelhan, müzik ve tiyatro çalışmalarına devam etti. Aralık 1933 ile Ağustos 1935 arasında İsmail Hikmet Bey ile Nazım Ali İleri tarafından yazılan çeşitli operetler sahnelendi ve halkın beğenisini kazandı.
9 Ekim 1933 tarihli Söz gazetesinde yer alan ve TAVS Müdürü M. Nazım İleri imzalı bir ilanda, Tiyatro ve Ses Akademisi’nin, yeni taşındığı binasında musiki ve solfej derslerine başladığı duyurulmaktaydı.   
Söz gazetesi, 17 Aralık 1935 tarihli nüshasında, yeni adı TAVS olan “Türk Darülelhanı”nın Papadopullos tiyatrosunda “Arşın Mal Alan” operetini oynadığını duyurmakta ve “perde arasında çalınan Osmanlıca parçalar birçoklarını hünkürtmüştür” şeklinde bir değerlendirme yapmaktaydı.
9 Nisan 1938 tarihli Söz gazetesinde, şu haber var: "Kıbrıs Filarmonik Kurumu'nun son konserinde Ermenice, Rumca ve Türkçe olarak çalınan (Kıbrıs) halk türküleri... Konserde mevki alan Türk müzikseverleri cidden büyük başarılar göstermiş ve bu sahada Ermeni ve Rumlardan geri olmadığını isbat etmişlerdir."

YENİDEN DARÜLELHAN
Halkın Sesi gazetesi, 28 Mart 1944 tarihli nüshasında,  Kardeş Ocağı’nın fevkalade müsameresinden söz ederken, bir süredir çalışmalarını tatil etmiş olan Darülelhan’ın yeniden çalışmalara başladığını duyurmaktaydı. Gazeteye göre, Darülelhan, ilk konserini 7 keman, 1 kanun, 5 ut, 1 akordeon, 1 def ve 10 okuyucusunun iştirakiyle 1 Nisan Cumartesi akşamı Macik Palas'ta verecek,  programda Alafranka ve Alaturka müzik ve şarkılar sunulacak ve “İnsan Sarrafı” adlı 2 perdelik komedi oynanacaktı.
Halkın Sesi, 27 Nisan 1944 tarihinde de şu bilgileri vermekteydi: “Kurulduğu günden beri temsil sahasında ve milli günlerimizi tesit hususunda daima ön safhı işgal etmiş bulunan Kardeş Ocağı, beş-altı senelik bir duraklamadan sonra tekrar faaliyete geçmiştir.” Haberde daha sonra Kardeş Ocağı’nda 23 Nisan akşamı, Mustafa Kenan'ın idaresinde verilen Darülelhan’ın konserinden söz edilmekte ve Kamran Aziz'in akordeon ile iştirak ettiği alafranka bir-iki parçanın çok alkışlandığı yazılmaktaydı.
Halkın Sesi gazetesinin 25 Mayıs 1944 tarihli nüshasında diş doktoru Rifat’ın Girne Caddesi’deki kendi evinde kurduğu Lefkoşa Halk Musiki Mektebi ile ilgili şu duyuru var: “Alaturka, alafranka keman ve ut dersleri verilecektir. Güzel sesli kimselere solfej, nota ve ayrıca musiki nazariyatı ve bilgisi öğretilecektir. Ders almak istiyen bayan ve baylar Doktor Rifat Beye müracaat edebilir.”
1 Haziran 1944 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan bir haberde de,  Darülelhan’ın sekreteri M. Nidai’nin verdiği şu bilgiler var:
“1. Genel toplantı 20 ve 23 Mayıs 1944’te yapılmış ve anayasa zamana uygun bir şekilde değiştirilmiştir.
2. Darülelhan’a kendi ismine ilaveten kısaca anılması için “METE” (Müzik Evi, Tiyatro Evi) ismi verilmiştir.
3. a. Çevirgen kuruşu: Sekreter: Bay H. Nidai, Müzik şefi: Bay M. Kenan, Sahne bakanı: Bay M. Şevki, Sandık ve eşya emini: Bay Hafız Şefik, Müşavir: Bay Adnan Hakkı,
b. Müsamere kontrol kuruşu: Bay Mustafa Naim, Bay Mustafa Tevfik İleri, Bay H. C. Balman,  
c. Müfettişler: Bay Halil Fikret Alasya, Bay Reşat Süleyman Ebeoğlu,
d. Genel Müşavir: Bay M. Nazım İleri...”
Yankı gazetesinin 11 Haziran 1945 tarihli nüshasında şu haber verilmekteydi: “Geçen Cuma akşamı Viktorya Mezunları Kurumu ile Darülelhan tarafından Genel Kütüphane menfaatine olarak bir müsamere verilmiştir.”  Gazete, “Para Delisi” adlı tiyatro eseri ile birlikte Klasik Müzik de sunulduğunu yazmaktaydı. Aynı haber, Halkın Sesi gazetesinin 11 Haziran 1945 tarihli nüshasında da yer alırken, “Kütüphane menfaatına  “Para Delisi” sahnede” başlıklı ve (Y-Z) imzalı yazıda “Darülelhan heyetinin üyeleri olarak şu isimler veriliyor:
ORKESTRA: Kamran Aziz, M. Kenan, Doktor Adnan, Nazım Ali, H. Nidai, Refet Tevfik, Oktay, Kaya Nazım, Keğam (Celâlyan), Hüseyin ve Şevket Derviş.
KORO: Necla Muzaffer, Meserret Mustafa, Firuzan Kamil, Emine Otan, Ruhet Tahir, Peyker Tevfik, Olcay Korkut, Süheyla Ahmet, Mualla Ahmet, Ayten Muhittin, Emel Muzaffer, Fitnat Zeynel, M. Zeynel, Mazhar Hasan, M. Kemal, C. Balman, Hüseyin Çiraklı, Mustafa Çiraklı.
Okunan parçalar: Adımıza Türk derler (Beste K. Aziz), Kürdili hicazkar faslı, Muhlis Sabahaddin'in Çaresaz operetinden birkaç parça, "Affettim ben seni" tangosu.
Piyeste rol alanlar: Fitnat Zeynel, M. Zeynel, Işık Ekenoğlu, Lütfi Ekenoğlu, Fevzi Ali Riza ve Hasan Saffet (bizim Vasfi Rıza'mız).

YENİDEN DARÜLELHAN KONSERİ
Halkın Sesi gazetesinin 25 Ocak 1950 tarihli nüshasında “Darülelhan'ın faaliyeti” başlıklı bir haber yer alırken, aynı gün İstiklâl gazetesinde çıkan “Darülelhan'ın büyük konseri” başlıklı ve M. Necati Özkan imzalı makalede de şöyle denmekteydi:
“Adamızda en evvel musiki ihtiyacını hisseden Türkler olmuş ve 25 yıl evvel Darülelhan isminde bir musiki mektebi teşkil olunmuştu... 20 yıl evvel Kıbrıs'ta vali bulunan Sir Ronald Storrs cenapları bu müessesemizi ziyaret etmiş ve memlekette diğer unsurlar arasında bir eksiklik olan ve ilk hamleyi yapan Türk musikişinaslarını takdirle yâd etmiş ve hükümetin de bir musiki mektebi açacağını söylemişti... Nazım Ali İleri'yi de tetkik heyetine davet ettiğini hatırlarız.”
Makalenin devamında 8 Şubat 1950'de, Macik Palas sinemasında 46 kişinin iştirakıyle Darülelhan tarafından bir konser verileceği duyurulmaktaydı. Konserde 16 kişilik saz heyeti ile 15 kız ve 15 erkekten oluşan koro görev yapacak ve İzmir marşı ile başlayacak olan müzik programı, Klasik Türk müziği ve halk şarkıları ile devam edecek, ayrıca Çaresaz opereti, 4 tango ve solo eserler seslendirilecekti.
30 Ocak 1950 tarihi Ateş gazetesinde ise, konserin duyurusu şöyle yapılmaktaydı: “Büyük bir memnuniyetle öğrendiğimize göre, Kıbrıs'ın yegâne musiki cemiyeti olan Darülelhan, 7 Şubat 1950 Çarşamba günü akşamı Lefkoşa'da Macik Palas Sinemasında muazzam bir konser verecektir... 15'i kız ve 15'i erkek olmak üzere 30 okuyucunun ve 17 musikişinasın iştirak edeceği muazzam bir koro heyeti iştirak edecektir... Darülelhanın Kıbrıs'a mahsus bazı şarkı ve marşları da sahneye koyması, bu konsere başka bir özellik ve canlılık vereceği gibi, yurdumuzun musiki sanatına da büyük yardımları dokunacağı şüphesizdir... Darülelhan provalarını Lefkoşa'da Mevlevi tekyesinde yapmaktadır.”
Gazeteci Hikmet Afif Mapolar, 1 Şubat 1950 tarihli İstiklâl gazetesinde yer alan “Bir konserin düşündürdükleri” başlıklı makalesinde, “Uzun bir fasıladan sonra Darülelhan Müzik Heyetinin yeniden faaliyete geçerek yakında vereceği büyük konser”e değinerek, şunları yazar:
“Darülelhan'ın kurucularından Dr. Zekâi Bey’in bu sahadaki çalışmalarını alkışlarken, Lisemize getirilen müdür ve değerli edib İsmail Hikmet Ertaylan'ın Darülelhan'ı TAVS ismi altında yeniden kurarak geniş faaliyetler göstermesi... Efenin Düğünü operetini seyredenlerin heyecanı bugüne kadar içimizde aynı sıcaklıkla yaşamaktadır. İsmail Hikmet Ertaylan Lisemizde Müdür bulunduğu sıralarda, hakkında yazılan çirkin yazıları bugün hatırlayarak, kendi hesabımıza hicab duyuyoruz. O İsmail Hikmet ki, Türk çocuklarına kafasıyle hizmet etmiş, zekâsının ışıklarını onlara vermiş ve bazıları onun bu gayretlerinin mükâfatını, onu ağır tenkitlerle ve düşüncesiz ve bayağı ithamlarle ödemiş bulunuyor..."

MUSTAFA KENAN’IN ÖNEMLİ KATKILARI
Hami Özsaruhan’ın “Darülelhan Konserinden İntibalar”ı Halkın Sesi gazetesinin 10 Şubat 1950 tarihli nüshasında yer alırken, O. Necat Konuk’un “Sayın Mustafa Kenan İdaresindeki sazlar ve koro”dan övgü ile söz ettiği “Darülelhan Konseri” başlıklı değerlendirmesi de aynı tarihli Hürsöz gazetesinde çıkar. 7 Mayıs 1950 tarihli Hürsöz’de ise “Eskiden kurulmuş olup bir müddet faaliyetlerini durduran ve şimdi yeniden daha esaslı bir teşkilatla çalışmalarına başlayan Darülelhan isimli musiki cemiyetimizin en kıymetli elemanı olan Sayın Kenan Bey”in çalışmaları takdir edilmektedir.
Gerek Klasik Türk müziği, gerekse Klasik Batı müziği parçalarını kemanı ile başarılı bir şekilde icra eden Mustafa Kenan, 9 ile 17 yaşları arasında iken, adaya İstanbul’dan gelmiş olan Prof. Vahram Yenovkiyan’dan keman, solfej ve teori dersleri almıştı. Uzun yıllar boyunca yapılmış müzik çalışmalarında onun adına hep rastlamaktayız. Mustafa Kenan, Darülelhan’dan başka Mozart Külübü’nde ve birçok konserde 1. Keman olarak trio ve kuartet şeklinde klasik Batı müziği de icra etmişti. (Kıbrıs, 14 Kasım 1990)
Osman Türkay, 31 Mart 1951 tarihli Hürsöz gazetesinde çıkan “Darülelhan yaşamalıdır” başlıklı makalesinde şu değerlendirmeyi yapıyordu:
“Otuz yıl gibi uzun ve başarılı bir maziye sahip olan Darülelhan’ın konserleri, halkımız tarafından takdir ve hayranlıkla alkışlanmıştır. Türk musikisinin ruhumuzu ürperten tatlı nağmelerini kana kana tadarken, Kıbrısta bir musiki derneğine olan ihtiyacımızı teslim ediyorduk. Uzunca bir duraklamadan sonra geçen yıl tertip edilen musiki ziyafetleri, Darülelhan’ın istikbali bakımından hepimizi ümitle doldurmuştu. Lâkin, bu ümidimiz uzun sürmedi. Bu yıl daha esaslı faaliyet gösterileceğini beklerken, tatlı rüyalarımızın akabinde hayal kırıklığına uğradığımızı itiraf etmek zorundayız... Sayın Kenan beyin, mazide olduğu gibi, halde ve istikbalde de bu yönde gayretler sarf ederek, Darülelhan’ı canlandıracağını ümit etmekteyiz.”

LAKADAMYA ASKERİ RADYOSU’NDA JALE HANIM VE ARKADAŞLARI’NIN KONSERLERİ
Kıbrıs’ta 1948 yılında kurulan ilk radyo istasyonu olan Lakadamya Radyosu (Cyprus Forces Broadcasting Service), adada bulunan İngiliz askerleri için İngilizce ve Kıbrıslılardan oluşan “Kıbrıs Alayı”na yönelik her gün yarım saat Rumca ve 1949’dan itibaren haftada iki defa yarım saat süren Türkçe program yayınlamaktaydı.     
Ahmet C. Gazioğlu, 2 Nisan 1950 tarihli Hürsöz gazetesinde “Lakadamya Radyosunda Bn. Jale ve okuyucularının konserlerini dinliyoruz, birkaç haftada bir Cumartesi geceleri saat 7-7.30 arası” diye yazarak, bu programda Jale Hanım'ın bestelerinin de çalındığından söz etmektedir.
İstiklal gazetesi, 23 Nisan 1950 tarihli nüshasında, Lakadamya Askeri Radyosunun Türkçe yayınlarında, ilk defa 24 Nisan 1950 günü öğleden sonra saat 6.15’de Bayan Jale Refet Şevket ve okuyucuları tarafından 10 tane tango takdim edileceği duyurulmaktaydı.   
23 Temmuz 1950 tarihli Halkın Sesi gazetesinde ise şu haber var: “(21 Temmuz) Cuma akşamı, Lakadamya Radyosunda Jale Hanım ve arkadaşları güzel bir konser verdi. Süheyla İleri ve Fikret Özgün tangolar okudular... Kamran Aziz, Kaya Nazım (kemanist) ve Fikret Özgün’ün katıldığı bu konser şimdiye kadar yapılanların en başarılısı oldu. Bayan Aktan’ın bulunmayışı hissedilir bir boşluk oldu.”
İstiklâl gazetesi, 9 Aralık 1950 tarihli nüshasında, “Dün akşam Lakadamya Radyosu Türkçe Programında Bn. Jale Derviş ve arkadaşlarının konseri vardı” haberini aktarırken, okuyucular olarak Kamran Aziz, Bay Özgün ve kemanda Kaya Nazım ve diğer çalanlar olarak M. Zeki Taner ve A. Refet Kamil’in adlarını vermekteydi.
Aynı radyo konseri hakkında 10 Aralık 1950 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yazan A.Y. ise “Bayan Jale ve Arkadaşları, ikinci konserlerini dünkü Cuma akşamı, haftalık Türkçe yayını saatında vermişlerdir” diyerek, çalınan parçalar arasında İnanoviçi’nin Tuna Dalgaları’nın da bulunduğunu yazarak “Deanne Durbinin meşhur “Amapola” şarkısı enfesti, Kamran Aziz okudu. Fikret Özgün “Perhaps, Perhaps” rumbasının Türkçeleştirilmiş hali “Bilmem, Bilmem”, dinleyenler tarafından çok beğenildi... Kaya Nazım için Kıbrıs’ın Paganinisi diyeceğim” şeklindeki görüşlerini belirtmişti.

KÜÇÜK AYSEL’İN KONSERLERİ VE DİĞER MÜZİK ÇALIŞMALARI
23 Ocak 1947 tarihli Halkın Sesi gazetesinde, Küçük Aysel diye tanınmış olan Aysel Bağdadi’nin 27 Ocak’ta konser vereceği duyurulur. Konser günü aynı gazete şunları yazar: “Babası Kıbrıslı, kendisi Türkiyeli olan sevimli Küçük Aysel, Gaziantep vilayetinin Nezib kazasında doğmuştur. Henüz 12 yaşlarına yeni basan Aysel’in yaşıyla nisbet kabul etmiyen olgun ve yakıcı sesini bu akşam Beliğ Paşa tiyatrosunda vereceği konserde işittiğimiz vakit hayret etmiyelim.” Nitekim konser, halk tarafından çok beğenilir ve büyük bir başarı olarak kaydedilir.
18 Ağustos 1951 tarihli İstiklal gazetesinde, “Bu akşam İstanbul Sineması’nda Damga filminden önce, Türkiye radyolarından zevkle izlediğimiz Aysel Bağdadi”nin bir konser verdiğini yazmakta ve solistin, 3-4 yıl önce güzel sesi ile halkı mest ettiği belirtilmekteydi.
1 Nisan 1952 tarihli İstiklal gazetesi de Beliğ Paşa sinemasında Küçük Aysel’in İbrahim Eyin menfaatine, Ahmet Becerikli ve arkadaşları eşliğinde muazzam bir konser verdiğini duyurmaktaydı.
İstiklal gazetesi, 22 Mayıs 1952 tarihli nüshasında, Kıbrıs Türk Lisesi’nin yıllık müsameresinde, Güner Özdil’in sazı ve korosu ile program yaptığının haberini vermekteydi.
30 Temmuz 1952 tarihli İstiklal gazetesi, birkaç gün önce Halkın Sesi gazetesinde yazan M. Erenoğlu’nun, Lakadamya Radyosu’nun 45 dakikalık Türkçe yayınında yabancı müzik yerine, sadece Türkçe plakların çalınmasını istediğini aktarmaktaydı.
24 Eylül 1952 tarihli Hürsöz gazetesinde “Türklerden de alaka bekleriz” başlığı altında bir makale yayımlayan H. T. Özsaruhan, şu görüşlerini dile getirmişti: “(Her yıl düzenlediği konserlerle şöhret kazanmış olan) Mozart Musiki Cemiyeti, sadece bir orkestra değil, aynı zamanda yetiştiren ve geliştiren bir okuldur. Türk ve Rum musiki elemanlarının el ele vererek memlekette musiki kültürünü kalkındırmaya çalışmaları, şayanı takdir değil mi? Yalnız Mozart Sekreterinin daima yaptığı bir şikayet vardır. Türklerden gördüğü alakasızlık, Mozart Orkestrasında yer alabilecek şu kadar Türk sanatkar arasında sadece küçük bir oran Mozart'a katılmıştır... Önümüzdeki kış, Mozart Müzik Cemiyetinin kuruluşunun 15. yılı olması hasebiyle, Mozart'ın 187. doğum yıldönümünde (27 Ocak 1953 Salı gecesi) Cemiyet tarafından büyük bir Mozart Festivali hazırlanacaktır... Çalanlar ve dinleyenler arasında Ermeniler büyük bir yekun teşkil ediyor... Bu sene yeniden teşkilatlanacak olan Mozart Cemiyeti, Türk müzisyenlerden ve Türk halkından da alaka beklemektedir."
İbrahim Zeki Burdurlu’nun Hürsöz gazetesinin 5 Kasım 1952 tarihli nüshasında yer alan “Bando” başlıklı makalesinde şu bilgiler var: “Geçen yıl Şükrü Veysi Beyin Türk Lisesine armağan ettiği bandonun ilk ziyafetini Cumhuriyet Bayramında dinledik... Çocuklarımızı yetiştiren Zeki Taner Bey'e teşekkür etmek isteriz.”
Halkın Sesi gazetesi, 24 Aralık 1952 tarihinde “Kıbrıs'ta ilk opera "La Traviata", Kıbrıs Opera Grubu Başkanı Dimitri Tirimo'nun gayretiyle Lefkoşa Macik Palas'ta sahnelendi” haberini verirken, şu hususlara değinmekteydi: “Orkestra kozmopolitti... Birinci kemanların leader mevkiinde Kaya Nazım vardı... Milano'dan gelen Tenor ile soprano (...) yerli sanatkarlardan Tenor Andros Netar ile Bas, büyük alaka topladı...”
Halkın Sesi gazetesinin 3 Şubat 1953 tarihli nüshasında şu haber var: “Darülelhan yeniden ihya ediliyor. Federasyon sosyal kolu başkanının daveti üzerine Kıbrıs Türk Lisesi Mezunları lokalinde toplandılar.” Aynı gazete, 24 Şubat 1953 tarihli nüshasında da Lefkoşa Darülelhan Cemiyeti Başkanı’nın Mustafa Kenan olduğunu yazıyor.
Hürsöz gazetesinin 24 Şubat 1953 tarihli nüshasında çıkan “Fakat Niçin?” başlıklı ve Hikmet Afif Mapolar imzalı makalede şu eleştiri yer alıyor: “Federasyon'un son kararları arasında Darülelhan'ın da ihyası varken... geçen günkü Halkın Sesi, Viktorya ve Lise Mezunlar Kurumu Orkestra ve Korosu'nun kurulduğunu haber verdi... Bu kol, Darülelhan'ın yeniden canlanmasına mani olunmak için kurulmuş gibidir.”
25 Şubat 1953 tarihli Halkın Sesi’nde de bir müzik yarışması ile ilgili şu haber var: “Mozart Musiki Cemiyeti’nin tertip ettiği müsabakada Kaya Nazım (keman), Miss Lukiya (piyano) ile birlikte birinci geldi.”
Hikmet Afif Mapolar, Hürsöz gazetesinin 27 Şubat 1953 tarihli nüshasında, “Açıklama yapan Mezunlar Birliği Genel Sekreteri Emine Hazım'ın eşi Hazım Remzi’nin "Darülelhan kurulursa, bütün üyelerimiz oraya kaydolacak, biz zayıflayacağız. O nedenle biz önceden Müzik Kolu oluşturacağız" dediğini aktarır.  Ama 1 Mart 1953 tarihli gazetede Hazım Remzi, “Polis Bandosu'ndan üç kişi Mezunlar Birliği lokalinde birkaç parça çalmış, Orkestra kuruldu diye haber yapılmış” diyerek, Mapolar’ın yazdıklarını yalanlar.
Muzaffer Aktuğlu, 1 Mart 1953 tarihli İstiklâl'de çıkan "Davasızlık acısı" başlıklı makalesinde, bundan bir müddet evvel Kıbrıs Türk gençliğinin davasız bir zümreyi teşkil ettiği yolunda bir yazı yazdığına işaret etmekte ve bugün Viktorya ve Lise Mezunlar Kurumundaki müzik hadisesi dolayısiyle fikirlerinin teyit olunmuş olduğunu öne sürerek, şu eleştiride bulunmaktaydı: “Müzik kolu kurmakla aza çoğaltmağa ve azanın devamını sağlamağa çalışan bir gençlik teşkilatının ne kadar davasız bir teşkilat olduğunu meydana koymaktadır.”
Bozkurt gazetesinin 2 Mart 1953 tarihli nüshasında da şu haber var: “Dün öğleden evvel 9.30'da Kıbrıs Türk Lisesi Birinci Bando ve Koro Konseri oldukça kalabalık bir seyirci önünde verilmiştir.” Haberde, bando öğretmeninin M. Zeki Taner ve koroyu yönetenin de müzik öğretmeni Vehbi Tümen olduğu belirtilmektedir.
3 Mart 1953 tarihli Halkın Sesi gazetesi ise, aynı haberi verirken, yıllardan sonra ihya edilen Lise Bandosunda 28 gencin bulunduğunu yazar. İbrahim Zeki Burdurlu da, Hürsöz gazetesinin 4 Mart 1953 tarihli nüshasında ilk konserini 1 Mart Pazar günü veren Lise Bandosu’nun başarılı olduğunu duyurur.  
24 Mart 1953 tarihli Hürsöz gazetesi, 14 Nisan’da verilecek olan konser için Darülelhan’ın hazırlık yaptığını duyururken, şu bilgileri verir:
“Mustafa Kenan başkanlığında verilecek olan konsere iştirak edecekler arasında, Kıbrıs'ın en yüksek piyano sanatkarlarından biri olan Miss K. Guebenlian ile Mağusa'dan viyolensel amatörü Dr. Kostas Petrides'in ve Polis bandosundan birkaç kıymetli musikişinasın da bulunarak programı zenginleştireceği öğrenilmiştir.”
Hürsöz gazetesi, 16 Nisan 1953 tarihli nüshasında, Royal Sinemasında, Londra sel felaketzedeleri yararına verilen Darülelhan Konserinin başarılı geçtiğini ve 3 saat boyunca klasik alafranga eserlerin icra edildiğini ve “20 kadar musikişinas kardeşimize, Lise müzik öğretmeni Bay Vehbi Tümen de katıldığı”nı yazmaktaydı.
Halkın Sesi gazetesinin 24 Ekim 1953 tarihli nüshasında, “İnşaat Dairesi mütekait memurlarından Nazım Ali Bey’in oğlu (Kemancı) Kaya Nazım’ın TC bursu ile konservatuvara gittiği” haberi var.

KIBRISLI TÜRK MÜZİK TOPLULUKLARININ RADYO PROGRAMLARI
Yukarıda sözü edilen Kıbrıs’taki İngiliz sömürge yönetimine bağlı Lakadamya Askeri Radyosu, 4 Ekim 1953’den itibaren Kıbrıs Radyosu (Cyprus Broadcasting Service= CBS) adını alırken, 1956’dan itibaren Türkçe yayınlarını her gün yapmaya başlar. Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu müzik topluluklarının hazırladığı klasik Türk müziği ve hafif Batı müziği programlarına Kıbrıs Radyosunda yer verilmeye devam edilir. (CBS, 10 Ocak 1959’da Cyprus Broadcasting Corporation (Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu=KRYK) adını alacaktır.)  

MUSTAFA KENAN’IN “ERKEKLER SES TOPLULUĞU”
31 Ocak 1961 tarihi Bozkurt gazetesinde yer alan İzzet Rıza Yalın’ın Radyo-TV köşesinde şu bilgiler var:
“Kıbrıs’ın ilk radyo musiki topluluğu, Sayın Mustafa Kenan’ın yönettiği “KRYK Erkekler Ses Topluluğu”, Kıbrıs Radyosunun 1953 yılında yayına başlamasından beri radyo programlarında sürekli olarak yer alan bu topluluk, sekiz yıl içinde çeşitli yenilikler geçirmiş, sonuçta bugünkü durumuna ulaşmıştır.
1953 yılında solo programlar düzenleyen Kıbrıs’ın bu ilk radyo topluluğu, bir yıl sonra dinleyicilerine Mualla Şevki ve Cevat Şekeroğlu’nun katıldığı iki sesli programlar sunmuş; 1956 yılı sonrasında ‘Mustafa Kenan Fasıl Heyeti’ adıyla yayınlarını devam ettirmişti. 1959 yılında daha da genişletilen topluluk ‘Radyo Erkekler Ses Topluluğu’ adını almış, dört ses, dört sazla başarılı programlar vermiştir. Son duruma göre toplulukta okuyanlar İsmet Daniş, Cevat Şekeroğlu, Turgut Yağtuğ ve Yıltan Mustafa; ses sanatçılarına sazlarıyla katılanlarsa Mustafa Kenan (keman), Dr. Adnan Hakkı (ud), Zeki Taner (klarnet) ve Keğam Celalyan (kanun)dır.
“Radyo Erkekler Topluluğu”nun Mevlevi Tekkesi’nde yaptığı sürekli çalışmalardan sonra düzenlediği fasıllar, KRYK’ndan her Salı günü saat 20.30 ile 21.00 arasında yayınlanmakta; büyük ilgi ile izlenmektedir.”

ZEKİ TANER TOPLULUĞU
1935 yılından beri Polis Bandosu’nda görev alan Zeki Taner, 1942’de kurulan Mozart Müzik Topluluğu’na Mustafa Kenan’dan sonra katılmış, Fikret Özgün ve Vecihi Turgay ile birlikte Klasik Batı Müziği icra etmişlerdi.
1952’de Lise Bandosu’nun şefliğini üstlenen Zeki Taner, Radyo’da da kısa bir süre Türk müziği programları yapar. Darülelhan’da da çalmış olan müzisyenlerden oluşan “Zeki Taner Topluluğu”nda Zeki Taner (klarnet), Vecihi Turgay (keman), Ahmet Anlar (flüt) ve İzzi Bey (ud) yer almaktaydı.

ABDÜLAZİM AZİZ VE ARKADAŞLARI
4 Nisan 1961 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan “Müzik Sohbeti” başlıklı makalede “Abdülazim Aziz ve Arkadaşları” topluluğundan söz edilmekte ve Abdülazim Bey ile ilgili olarak şunlar yazılmaktaydı:
“Abdülazim Bey 1905’de doğmuş ve küçük yaşta musikiye heves ederek keman dersi almaya başlamıştı. İlk zamanlarda Batı müziği çalışmasına rağmen Türk müziğini de ihmal etmez ve vakit buldukça bu musiki üzerinde de uğraşırdı. Nitekim bu müziğe karşı olan merakını gidermek için ney çalmaya başlamış ve bunun yanında flüt çalmasını da öğrenmiştir.
Gittikçe Türk Müziğine karşı artan alâkası ile Abdülazim Bey kendi şahsi uğraşması sayesinde bu musikinin belli başlı makamlarını ve usullerini öğrenmiş ve senelerce adadaki musiki faaliyetlerinin gelişmesi için uğraşmıştır.”
Daha önce Darülelhan’da keman çalmış olan Abdülazim Bey,  eşi olan piyano sanatçısı Şivane Hanım ile birlikte, aralarında Kamran Aziz’in de bulunduğu orkestralarda Klasik Batı Müziği de icra etmişti. 
1956 yılından başlayarak KRYK’de Türk sanat müziği icra eden “Abdülazim Aziz ve Arkadaşları”nın dört kişilik saz heyetinde Abdülazim Aziz keman, eşi Şivane Aziz piyano, Ahmet Anlar klarnet ve Hüseyin Cahit ud çalmaktaydı. 1959’dan sonra Hüseyin Cahit’in yerini Aydın Hikmet aldı. Korodaki kişiler de şunlardı: Aysel Asım, Hatice Söğüt, Ahmet Belevi, Yezdan Mustafa ve Erdoğan Rifat.

KAMRAN AZİZ VE ARKADAŞLARI
Yukarıda değinilen Jale Hanım ve Arkadaşlarının Lakadamya Radyosu’nda verdikleri konserlere akordeonu ve sesi ile katılmış olan eczacı Kamran Aziz, arkadaşları ile birlikte oluşturduğu hafif Batı Müziği orkestrası ile KRYK’de programlar yapmaya başlar.
7 Ağustos 1956 tarihli Hürsöz gazetesinde, Kamran Aziz'in Times of Cyprus gazetesinden alınmış bir fotoğrafı eşliğinde şu haber verilmektedir: “Cumartesi akşamları saat 8'de Radyoda "Kamran Aziz ve Arkadaşları" programını dinliyoruz. "Ah Kıbrısım" şarkısı dillerde...”
Halkın Sesi gazetesinin 3 Şubat 1957 tarihli nüshasındaki “Pazar Sohbeti” köşesinde yazan Ahmet C. Gazioğlu, “Kamran Aziz ve arkadaşlarının en popüler bestesi "Ah Kıbrısım" olmuştur” saptamasını yapmaktaydı. Gazioğlu, 10 Şubat 1957 tarihli köşesinde ise halk türkülerinden anlayan bir arkadaşının, "Sana dargınım. Pazar günkü sohbet yazınızda methettiğiniz Kıbrıs şarkısı, Rumca havaların etkisini taşır. Bizim halk türkülerimizdeki milli hiçbir şey yok o şarkıda" dediğini aktarıyordu.

TÜRK SES VE SAZ TOPLULUĞU
Hürsöz gazetesinin 4 Mayıs 1957 tarihli nüshasında, “Mustafa Kenan Bey başkanlığındaki “Türk Ses ve Saz Topluluğu” tarafından dün gece Lefkoşa Çocuk Yuvası menfaatına verilen konser çok başarılı oldu” şeklinde bir haber var.
10 Mart 1959 tarihli Halkın Sesi gazetesinde verilen bir haberde de şu bilgiler veriliyor: “Kıbrıs Ses ve Saz Topluluğu’nun Büyük Konseri- Federasyon himayesinde- Yoksullar Yararına- Bizim Zafer Sinemasında- 21 Mart 1959 Cumartesi gecesi. İdare eden: Mustafa Kenan- Konser, Radyodan naklen verilecek.”

YENİ BİR SOLİST: AHMET BELEVİ
Halkın Sesi gazetesinin, 20 Aralık 1958 tarihli nüshasında yer alan “Bir sanatkar doğuyor: Ahmet Belevi” başlıklı imzasız bir yazıda, 13-14 Aralık’ta Celal Bayar Lisesi Salonunda yapılan  “Halk Kütüphanesi okurları”nın müsameresinden övgü ile söz edilmekteydi. 25 Aralık 1958 günü aynı gazetede yazan Feride M. Hikmet de, “Fasıl heyetlerimiz 3 senedir yerinde sayıyor, solist yok” derken, henüz İngiliz okuluna giden solist Ahmet Belevi’nin sesini övmekteydi

GÜZEL SANATLAR DERNEĞİ
Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’nun himayesinde 1 Haziran 1959 tarihinde kurulan Güzel Sanatlar Derneği’nin başkanlığına Nazım Ali İleri, Asbaşkanlığına da Samiye Mustafa getirilir. İlk müsameresi ile ilgili olarak Halkın Sesi gazetesinin 8 Ekim 1959 tarihli nüshasında şu bilgiler verilmektedir:
 -Türk Musikisi okuyucuları: Ali Şenol, Aydın Hikmet. Kemanlar: Alper Uludağ, Tüzün Bahçeli, Ali Alpay, Klarinet: Himmet Hüseyin, Salih Biray, Ut: Hüseyin Ateşin, Cümbüş: Hasan Daniş, Tambur: Aydın Hikmet.
- Çirkin Adam (dram) (Oynayanlar: Rasıh Işık, Rahmi Özsan, Biler Demircioğlu, Jale Ahmet)
- Türküler: Erdem Edhem -saz ve sesiyle
- Akordiyon (İlkay Uludağ ve Salih Biray’ın soloları)
- Satılık Keman -Komedi (Oynayanlar: Kemal Tunç, Rasıh Işık, Biler Demircioğlu, Jale Ahmet, Orhan Avkıran, Halil Uçaner)
- Caz müziği (Zeki Taner yönetiminde) Kornet: Soyal Şener, Aytekin Çolakoğlu, Taner Sami, Trombon: Turan Korun, Klarinet: Himmet Hüseyin, Özer Naşit, Alto sax: Yücem Enver, Akordiyon: Salih Biray, Pikkolo: Tüzün Zeynel, Bas: Tanju Cafer, Bateri: Ferahzat Mustafa, Maraka: Kaya Kemal.
Gazete “ Program iki buçuk saat sürdü, dinleyiciler sıkılmadı, ama rağbet azdı” değerlendirmesini yaparken, programın İstiklal Marşı ile sona erdiğini yazmaktaydı.
Bozkurt gazetesi, 2 Ekim 1957 tarihli nüshasında “Kıbrıs TV'si nihayet dün akşam tecrübe yayını ile Kıbrıs halkının huzuruna çıkmıştır. Haftada 2 kez, sonra 3 kez yayın yapacak” haberini vermekteydi.
Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu gerek Klasik Türk Müziği, gerekse Hafif Türk müziği yapan topluluklar, Kıbrıs Cumhuriyeti 16 Ağustos 1960’da kurulduktan sonra da, Kıbrıs Radyosunda olduğu gibi, Kıbrıs TV’sinde de programlar yapmışlar ve halkın beğenisini kazanmışlardı. 

(27 Ocak 2019’da BRT-TV’de yayımlanan Muhiddin Yangın’ın “Müzik Gezegeni” programında yapılan söyleşi için ilk taslağı hazırlanan bu yazı, daha sonra genişletilerek, Halk Sanatları Vakfı’nın yıllık yayını olan “Halk Bilimi” dergisinin 60. sayısında -2019- yayımlanmıştır.)     




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder