ÖZET
Kıbrıs’ta var olan folklorik müzik yanında, Osmanlı yönetimi
ile birlikte adaya yerleştirilen nüfus tarafından getirilen Mevlevi müziği,
özellikle Lefkoşa’da icra edilmeye başlanır.
İngiliz yönetiminden sonra halk, bando müziği ile
tanışır. Lefkoşa’daki Belediye ve Polis Bandolarından sonra Türk Lisesi
öğrencileri için Lise Bandosu oluşturulur ve müzik çalışmaları uzun yıllar
sürdürülür.
Klasik Türk müziği, Darülelhan’ın 1924’de kurulması
ardından, tiyatro ve operetlerin sahnelendiği gecelerde verilen konserlerle
halkın beğenisini kazanır. Bu çalışmalar, 1950’den sonra yeniden canlandırılır
ve yeni sanatçılar ortaya çıkar. Radyoda programlar yapan, gerek Klasik Türk
müziği, gerekse Hafif Batı müziği icra eden bu müzik toplulukları, Kıbrıs Türk
toplumu içindeki müzik çalışmalarının canlı tutulmasında önemli rol oynar.
SUMMARY
In addition to folkloric music in Cyprus, the Ottoman
administration brought Mevlevi music to
the island with the settlement of the new inhabitants, who performed it, especially in Nicosia.
With the British rule, the people met with the band
music. First the Municipality and the Police Bands were established in Nicosia,
later the Lyceum Band was created for the Turkish Secondary School students and
the music studies were continued for many years.
After the establishment of “Darülelhan” (House of Music)
in 1924, classical Turkish music won the public appreciation with the concerts,
given during the performances of theater plays and operettas. These musical
activities were revived after 1950 and new artists emerged. These music groups,
which made programs on the radio and performed classical Turkish music and
light western music, played an important role in keeping the music activities in
the Turkish Cypriot community alive.
MEVLEVİ MÜZİĞİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun
1570-71’de Kıbrıs adasını ele geçirmesinden sonra, adaya İslam dini ile
birlikte, cami ve tekke müziği de gelmiş oldu. Çalgı eşliği olmadan, camilerde
ibadet sonrasında belli bir usul ve makamda insan sesi ile okunan mevlit, ilahiler
ve ezan yanında, tasavvuf müziği de Lefkoşa’da kurulan Mevlevi Tekkesi’nde icra
edilmeye başlandı.
Mevlevi dervişlerinin sema
ayini sırasında çalınan Mevlevi müziğinde önceleri, ney, tambur kullanılırken, daha sonra buna
keman da eklenmiş ve vurgulu saz olarak kudüm kullanılmıştır. Mevlevi müziği,
1925’de Türkiye Cumhuriyeti’nde tekkeler kapatıldıktan sonra da, Lefkoşa’da
icra edilmeye devam etti.
Mevlevi Şeyhi Celâleddin Saffet
Dede’nin 1933’de ölmesinden sonra, Evkaf Murahhası Münir Bey, tekkenin
kapanmasına karar verdi. Bunun üzerine, sayısı 10’u bulmayan Mevlevi dervişleri,
aralarında imza toplayarak, valiye müracaatta bulundular ve 1934’de Şam’dan
Selim Dede’nin Tekke’ye atanmasını sağladılar. Aralık 1953’de Selim Dede’nin
ölümünden sonra, bir süre boş kalan bu görev, Evkaf Murahhası Kemal Bey’in
görevinden ayrılmasından önce, Hafız Şefik Efendi’ye verilmişti.
Hürsöz gazetesinin 10 Kasım
1954, Çarşamba tarihli nüshasında şu haber yer alıyor: “Geçen Pazar günü ö. s. 2.30'da Mevlevi Tekyesinde sekiz semazen ve
mıtrapta, keman, ut ve kudüm ile şeyhleri Hafız Şefik Efendi idaresinde mütat
mukabele olmuştur. Kesif kalabalık kütlesi ile 20 kadar ecnebi ayini sükût ile
seyretmişlerdir.” Gazete programın Pazar günü tekrarlanacağını yazmaktaydı.
Nitekim Yavuz, 16 Kasım 1954 tarihli Halkın Sesi gazetesindeki köşesinde “Keman,
ut, dümbelek -Bu üç parça musiki aletinin iştirakiyle geçen Pazar günü Mevlevi
Tekkesi'nde yine bir mukabele yapıldı ve "Nat-ı Şerif" okundu” diye
yazmaktaydı.
Bu belki de Tekke’deki son Mevlevi
müziği icrasıydı. Daha sonraki gazetelerde başka bir habere rastlanmamıştır.
FOLKLORİK MÜZİK
Yazılı kaynaklardan
saptayabildiğimize göre, Kıbrıs’ta halk şarkıları ile ilgili ilk araştırmalar
1910 yılında başlamış olup, bu konuda yapılan ilk yayın, 1916 yılında
Leymosun’da yayımlanan Hristos Apostolidis’in kitabıdır. Bu ilk çalışmada, 13
adet Kıbrıs halk şarkısı, piyano için nota olarak kaydedilmiştir.
Kıbrıslı Türklerin folklorik
müzik alanındaki ilk yazılı çalışması ise, 1980’de yayımlanan Mahmut İslamoğlu
ve Yılmaz Taner’in hazırladıkları “Kıbrıs Türküleri ve Oyun Havaları” adlı kitaptır.
13 Nisan 1984’de yapılan 2.
Halkbilim Sempozyumu’nda tarafımdan sunulan “Kıbrıs Suiti ve Diğer Kıbrıs Halk
Dansları” başlıklı bildiride, folklorik müzik eşliğinde oynanan bir dizi halk
dansı hakkında bilgiler verilmiş, “Pieris Zarmas’ın Kıbrıs Halk Müziği
Araştırmaları” başlıklı makalemde de, konu ile ilgili olarak Kıbrıs Rum
toplumunda yapılan çalışmalar özetlenmişti. (Halk Bilimi dergisi, Eylül 1988,
Sayı:11)
BANDO MÜZİĞİ
1878’de Kıbrıs’ta İngiliz
sömürge yönetiminin başlamasından sonra, 1882’de oluşturulan Lefkoşa
Belediyesi’nin uzun yıllar Başkanlığını yapmış olan Ahilleas Liyasidis
tarafından kurulan Lefkoşa Belediye Bandosu, 1910 yılına kadar müzik
çalışmalarını sürdürdü. Bando, Pazar akşamları Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Hacı
Sava karşısında, Perşembe akşamları da Türk kesimindeki Sarayönü’nde konserler
veriyordu.
Lefkoşa Belediye Başkanı
Liyasidis, 1919’da, Balkan Savaşları’nın 1912’de başlaması ile çalışmalarına
ara veren Belediye Bandosu’nun yeniden canlanması için Belediye Meclisi’ne bir
öneri sundu ve Türkler için Türkçe parçalar çalınacağı vaadinde bulundu.
Meclis’in iki Türk üyesi olan Avukat Fehim Bey ile Dr. Behiç, “Bando, Yunan
müziği çalınacak” gerekçesiyle bu öneriye karşı çıktılar ve öneri Meclis
tarafından kabul edilmedi.
Konu, Lefkoşa’daki Osmanlı
Kıraathanesi’nde konuşulduğu zaman, orada bulunan Beliğ Paşa, Lise’de bir bando
kurulmasını önerdi ve bu amaçla para toplandı. Evkaf Murahhası Musa İrfan Bey,
kıraathaneye gelince, konu ona da söylendi. O da geriye kalan paranın Evkaf
Dairesi tarafından ödeneceğini duyurdu.
Lise Bandosu, 1920’de Müdür
Mehmet Mücteba Bey zamanında, son sınıf öğrencileri ile kuruldu ve on bir flüt
ve bir trompetten oluşmaktaydı. Bando’nun müzik öğretmenliğine, Polis
Bandosu’ndan Mr. Josefin (Ambrose Josephin, 1864-1935) atandı ve altı ay içinde
çalışmalar başladı. 1921-23 yıllarında Evkaf’ın katkısıyla eksik müzik aletleri
tamamlandı. Mr. Josefin emekliye ayrılınca, yerine Ocak 1927’de Mösyö Bedelyan
(Vahan Bedelian, 1894-1990) atandı.
Bedelyan, 1930-31 ders yılında,
Lise bandosu yanında bir de ince saz orkestrası (ince saz =Türk müziğinde keman,
ney, tambur, kemençe, ut, kanun, daire vb. çalgılardan ve okuyuculardan oluşan,
fasıl yapan topluluk) kurdu. 1932-33 ders yılında İsmail Hikmet Bey Lise Müdürü
iken, son müsamerede 35 kişilik orkestra ile konser verildi.
Lise müdürü Remzi Bey ölünce,
1937’de İngiliz müdür Mr. Wood dönemi başladı ve okulun adı İslam Lisesi oldu.
Bu dönemde Lise Bandosu zayıfladı. Bedelyan Efendi, 1949’da “Alaturka müzik
artık çalınmaz oldu” gerekçesiyle görevinden alındı ve bando aletleri de
satıldı. 1950’de Lise’ye Türk müdür olarak Yavuz Konnolu atandı.
Polis Bandosu’nun müzik
aletleri, 1952’de yenilenmişti. Eski aletler satışa çıkarılınca tüccar Şükrü
Veysi, bunları 160 Kıbrıs Lirası’na satın alıp, Liseye hediye etti. Bunun
üzerine, Lise Bandosu yeniden oluşturuldu ve Polis Bandosu kadrosundan Zeki
Taner, Vecihi Turgay ve Turgut Yağtuğ, lise öğrencilerini çalıştırmaya
başladılar. 1952’de Lise Bandosu’nun şefliğini üstlenen Zeki Taner, bu görevi 1965’e
kadar sürdürdü. (Bkz. A.An, Lise Bandosu’nun Kuruluşu, Kıbrıs’ın Yetiştirdiği
Değerler 1782-1899), Ankara 2002,
s.490-494) (Lefkoşa Türk Lisesi
Bandosu, 22 Haziran 1965’de yine Zeki Taner’in şefliğinde Kıbrıs Türk
Mücahitler Bandosu’na dönüşecektir.)
2 Mart 1953 tarihli Bozkurt
gazetesinde, Kıbrıs Türk Lisesi Birinci Bando ve Koro Konseri, 1 Mart 1953’de
öğleden önce saat 9.30’da kalabalık bir seyirci önünde verildi” haberi yer
alırken, Müzik öğretmeninin Vehbi Tümen, Bando öğretmeninin de Zeki Taner
olduğu belirtilmekteydi.
3 Mart 1953 tarihli Halkın Sesi
gazetesinden, yıllardan sonra ihya edilen Lise Bandosu’nda 28 gencin müzik
aleti çaldığını öğreniyoruz. İbrahim Zeki Burdurlu da 4 Mart 1953 tarihli
Hürsöz gazetesinde “Lise Bandosu Pazar günü (1 Mart 1953) ilk konserini verdi,
başarılı oldu” değerlendirmesini yapıyordu.
DARÜLELHAN MUSİKİ CEMİYETİ VE KLASİK
TÜRK MÜZİĞİ ÇALIŞMALARI
Dârülelhan (Türkçe: Nağmelerin
Evi), Osmanlı Devleti'nin ilk resmi müzik okulu olarak İstanbul'da 1917-1927
arasında faaliyet gösteren dört yıllık eğitim kurumunun adıdır. (1914 yılında
tiyatro eğitimi için Darülbedayi (Güzellikler Evi) adlı okul kurulmuştu.)
Kıbrıs’ta ise, Darülelhan
Musiki Cemiyeti, 1 Ocak 1924 tarihinde Dr. Hüseyin Zekai Bey’in Lefkoşa’daki
evinde kuruldu. Nazım Ali İleri (keman), kardeşi eczacı Peristeronalı Tevfik
İleri (ud) ve Kayyımbaşzade Derviş (kanun ve müzik şefi), ilk parça olarak
Osman Bey’in Uşak Peşrevi’ni notasız çaldılar. Daha sonra gruba Hüseyin Onbaşı
(ud) ve Hafız Şefik Efendi (tef) katıldı.
Nisan 1925’de kurulan Darülelhan
Müzik Okulu’nda Hasan Fehmi ud dersi, Mümtaz Bey keman dersi, Nazım Ali
İleri’nin eşi Feride İleri ud ve santur dersi ve Dr. Tahsin’in kızı Sadiye de keman
dersi vermekteydi.
Evkaf Murahhası Musa İrfan
Bey’in ricasıyla, 1925’deki Kavanin Meclisi’nin Baf kazası seçimleri için
düzenlenen seçim kampanyası çerçevesinde bir konser ve tiyatro hazırlandı.
Feride İleri, 1925’de çarşafını çıkararak, Baf’taki konsere uduyla katıldı. Seçimleri
Musa İrfan Bey’in desteklediği Dr. Eyyüb kazandı. Darülelhan Musiki Cemiyeti’nin
hanendeleri (şarkı okuyanları) şunlardı: Mehmet Refik, diş doktoru Şevket
Suphi’nin Türkiyeli eşi Macide, Feride İleri, Turunçlu Cami mütevelli heyeti
üyesi olan ve hiç çarşaf kullanmamış, hep eşarp takmış olan Refia Hanım. (Bkz.
Servet Sami Dedeçay, Nazım Ali İleri: Hayatı ve Eserleri, Lefkoşa 1991, s.3-8)
Darülelhan Musiki Cemiyeti, Baf’taki
bu ilk konserinden sonra, ikinci konserini Girne’de, üçüncü konserini de 1925’in
son aylarında Lefkoşa’da verdi. Cemiyet’in kurucusu olan Dr. Zekai, 1933’de
Türkiye’ye gittikten sonra, çalışmalar Nazım Ali İleri başkanlığında 1935
yılında kadar sürdürüldü.
TİYATRO VE SES AKADEMİSİ (TAVS)
1933-1934 yıllarında Lise
Müdürlüğü yapan İsmail Hikmet Ertaylan’ın önerisi ile 1934’de TAVS (Tiyatro ve
Ses Akademisi) adını alan Darülelhan, müzik ve tiyatro çalışmalarına devam
etti. Aralık 1933 ile Ağustos 1935 arasında İsmail Hikmet Bey ile Nazım Ali
İleri tarafından yazılan çeşitli operetler sahnelendi ve halkın beğenisini
kazandı.
9 Ekim 1933 tarihli Söz
gazetesinde yer alan ve TAVS Müdürü M. Nazım İleri imzalı bir ilanda, Tiyatro
ve Ses Akademisi’nin, yeni taşındığı binasında musiki ve solfej derslerine
başladığı duyurulmaktaydı.
Söz gazetesi, 17 Aralık 1935
tarihli nüshasında, yeni adı TAVS olan “Türk Darülelhanı”nın Papadopullos
tiyatrosunda “Arşın Mal Alan” operetini oynadığını duyurmakta ve “perde
arasında çalınan Osmanlıca parçalar birçoklarını hünkürtmüştür” şeklinde bir
değerlendirme yapmaktaydı.
9 Nisan 1938 tarihli Söz
gazetesinde, şu haber var: "Kıbrıs Filarmonik Kurumu'nun son konserinde
Ermenice, Rumca ve Türkçe olarak çalınan (Kıbrıs) halk türküleri... Konserde
mevki alan Türk müzikseverleri cidden büyük başarılar göstermiş ve bu sahada
Ermeni ve Rumlardan geri olmadığını isbat etmişlerdir."
YENİDEN DARÜLELHAN
Halkın Sesi gazetesi, 28 Mart
1944 tarihli nüshasında, Kardeş Ocağı’nın
fevkalade müsameresinden söz ederken, bir süredir çalışmalarını tatil etmiş
olan Darülelhan’ın yeniden çalışmalara başladığını duyurmaktaydı. Gazeteye
göre, Darülelhan, ilk konserini 7 keman, 1 kanun, 5 ut, 1 akordeon, 1 def ve 10
okuyucusunun iştirakiyle 1 Nisan Cumartesi akşamı Macik Palas'ta verecek, programda Alafranka ve Alaturka müzik ve
şarkılar sunulacak ve “İnsan Sarrafı” adlı 2 perdelik komedi oynanacaktı.
Halkın Sesi, 27 Nisan 1944
tarihinde de şu bilgileri vermekteydi: “Kurulduğu günden beri temsil sahasında
ve milli günlerimizi tesit hususunda daima ön safhı işgal etmiş bulunan Kardeş
Ocağı, beş-altı senelik bir duraklamadan sonra tekrar faaliyete geçmiştir.”
Haberde daha sonra Kardeş Ocağı’nda 23 Nisan akşamı, Mustafa Kenan'ın
idaresinde verilen Darülelhan’ın konserinden söz edilmekte ve Kamran Aziz'in
akordeon ile iştirak ettiği alafranka bir-iki parçanın çok alkışlandığı
yazılmaktaydı.
Halkın Sesi gazetesinin 25
Mayıs 1944 tarihli nüshasında diş doktoru Rifat’ın Girne Caddesi’deki kendi
evinde kurduğu Lefkoşa Halk Musiki Mektebi ile ilgili şu duyuru var: “Alaturka,
alafranka keman ve ut dersleri verilecektir. Güzel sesli kimselere solfej, nota
ve ayrıca musiki nazariyatı ve bilgisi öğretilecektir. Ders almak istiyen bayan
ve baylar Doktor Rifat Beye müracaat edebilir.”
1 Haziran 1944 tarihli Halkın
Sesi gazetesinde yer alan bir haberde de,
Darülelhan’ın sekreteri M. Nidai’nin verdiği şu bilgiler var:
“1. Genel toplantı 20 ve 23
Mayıs 1944’te yapılmış ve anayasa zamana uygun bir şekilde değiştirilmiştir.
2. Darülelhan’a kendi ismine
ilaveten kısaca anılması için “METE” (Müzik Evi, Tiyatro Evi) ismi verilmiştir.
3. a. Çevirgen kuruşu:
Sekreter: Bay H. Nidai, Müzik şefi: Bay M. Kenan, Sahne bakanı: Bay M. Şevki,
Sandık ve eşya emini: Bay Hafız Şefik, Müşavir: Bay Adnan Hakkı,
b. Müsamere kontrol kuruşu: Bay
Mustafa Naim, Bay Mustafa Tevfik İleri, Bay H. C. Balman,
c. Müfettişler: Bay Halil
Fikret Alasya, Bay Reşat Süleyman Ebeoğlu,
d. Genel Müşavir: Bay M. Nazım
İleri...”
Yankı gazetesinin 11 Haziran
1945 tarihli nüshasında şu haber verilmekteydi: “Geçen Cuma akşamı Viktorya
Mezunları Kurumu ile Darülelhan tarafından Genel Kütüphane menfaatine olarak
bir müsamere verilmiştir.” Gazete, “Para
Delisi” adlı tiyatro eseri ile birlikte Klasik Müzik de sunulduğunu
yazmaktaydı. Aynı haber, Halkın Sesi gazetesinin 11 Haziran 1945 tarihli
nüshasında da yer alırken, “Kütüphane menfaatına “Para Delisi” sahnede” başlıklı ve (Y-Z) imzalı
yazıda “Darülelhan heyetinin üyeleri olarak şu isimler veriliyor:
ORKESTRA: Kamran Aziz, M.
Kenan, Doktor Adnan, Nazım Ali, H. Nidai, Refet Tevfik, Oktay, Kaya Nazım,
Keğam (Celâlyan), Hüseyin ve Şevket Derviş.
KORO: Necla Muzaffer, Meserret
Mustafa, Firuzan Kamil, Emine Otan, Ruhet Tahir, Peyker Tevfik, Olcay Korkut,
Süheyla Ahmet, Mualla Ahmet, Ayten Muhittin, Emel Muzaffer, Fitnat Zeynel, M.
Zeynel, Mazhar Hasan, M. Kemal, C. Balman, Hüseyin Çiraklı, Mustafa Çiraklı.
Okunan parçalar: Adımıza Türk
derler (Beste K. Aziz), Kürdili hicazkar faslı, Muhlis Sabahaddin'in Çaresaz
operetinden birkaç parça, "Affettim ben seni" tangosu.
Piyeste rol alanlar: Fitnat
Zeynel, M. Zeynel, Işık Ekenoğlu, Lütfi Ekenoğlu, Fevzi Ali Riza ve Hasan
Saffet (bizim Vasfi Rıza'mız).
YENİDEN DARÜLELHAN KONSERİ
Halkın Sesi gazetesinin 25 Ocak
1950 tarihli nüshasında “Darülelhan'ın faaliyeti” başlıklı bir haber yer
alırken, aynı gün İstiklâl gazetesinde çıkan “Darülelhan'ın büyük konseri”
başlıklı ve M. Necati Özkan imzalı makalede de şöyle denmekteydi:
“Adamızda en evvel musiki
ihtiyacını hisseden Türkler olmuş ve 25 yıl evvel Darülelhan isminde bir musiki
mektebi teşkil olunmuştu... 20 yıl evvel Kıbrıs'ta vali bulunan Sir Ronald
Storrs cenapları bu müessesemizi ziyaret etmiş ve memlekette diğer unsurlar
arasında bir eksiklik olan ve ilk hamleyi yapan Türk musikişinaslarını takdirle
yâd etmiş ve hükümetin de bir musiki mektebi açacağını söylemişti... Nazım Ali
İleri'yi de tetkik heyetine davet ettiğini hatırlarız.”
Makalenin devamında 8 Şubat
1950'de, Macik Palas sinemasında 46 kişinin iştirakıyle Darülelhan tarafından
bir konser verileceği duyurulmaktaydı. Konserde 16 kişilik saz heyeti ile 15
kız ve 15 erkekten oluşan koro görev yapacak ve İzmir marşı ile başlayacak olan
müzik programı, Klasik Türk müziği ve halk şarkıları ile devam edecek, ayrıca Çaresaz
opereti, 4 tango ve solo eserler seslendirilecekti.
30 Ocak 1950 tarihi Ateş
gazetesinde ise, konserin duyurusu şöyle yapılmaktaydı: “Büyük bir memnuniyetle
öğrendiğimize göre, Kıbrıs'ın yegâne musiki cemiyeti olan Darülelhan, 7 Şubat
1950 Çarşamba günü akşamı Lefkoşa'da Macik Palas Sinemasında muazzam bir konser
verecektir... 15'i kız ve 15'i erkek olmak üzere 30 okuyucunun ve 17
musikişinasın iştirak edeceği muazzam bir koro heyeti iştirak edecektir... Darülelhanın
Kıbrıs'a mahsus bazı şarkı ve marşları da sahneye koyması, bu konsere başka bir
özellik ve canlılık vereceği gibi, yurdumuzun musiki sanatına da büyük
yardımları dokunacağı şüphesizdir... Darülelhan provalarını Lefkoşa'da Mevlevi
tekyesinde yapmaktadır.”
Gazeteci Hikmet Afif Mapolar, 1
Şubat 1950 tarihli İstiklâl gazetesinde yer alan “Bir konserin düşündürdükleri”
başlıklı makalesinde, “Uzun bir fasıladan sonra Darülelhan Müzik Heyetinin
yeniden faaliyete geçerek yakında vereceği büyük konser”e değinerek, şunları
yazar:
“Darülelhan'ın kurucularından
Dr. Zekâi Bey’in bu sahadaki çalışmalarını alkışlarken, Lisemize getirilen
müdür ve değerli edib İsmail Hikmet Ertaylan'ın Darülelhan'ı TAVS ismi altında
yeniden kurarak geniş faaliyetler göstermesi... Efenin Düğünü operetini
seyredenlerin heyecanı bugüne kadar içimizde aynı sıcaklıkla yaşamaktadır.
İsmail Hikmet Ertaylan Lisemizde Müdür bulunduğu sıralarda, hakkında yazılan
çirkin yazıları bugün hatırlayarak, kendi hesabımıza hicab duyuyoruz. O İsmail
Hikmet ki, Türk çocuklarına kafasıyle hizmet etmiş, zekâsının ışıklarını onlara
vermiş ve bazıları onun bu gayretlerinin mükâfatını, onu ağır tenkitlerle ve
düşüncesiz ve bayağı ithamlarle ödemiş bulunuyor..."
MUSTAFA KENAN’IN ÖNEMLİ
KATKILARI
Hami Özsaruhan’ın “Darülelhan
Konserinden İntibalar”ı Halkın Sesi gazetesinin 10 Şubat 1950 tarihli
nüshasında yer alırken, O. Necat Konuk’un “Sayın Mustafa Kenan İdaresindeki
sazlar ve koro”dan övgü ile söz ettiği “Darülelhan Konseri” başlıklı
değerlendirmesi de aynı tarihli Hürsöz gazetesinde çıkar. 7 Mayıs 1950 tarihli
Hürsöz’de ise “Eskiden kurulmuş olup bir müddet faaliyetlerini durduran ve
şimdi yeniden daha esaslı bir teşkilatla çalışmalarına başlayan Darülelhan
isimli musiki cemiyetimizin en kıymetli elemanı olan Sayın Kenan Bey”in
çalışmaları takdir edilmektedir.
Gerek Klasik Türk müziği,
gerekse Klasik Batı müziği parçalarını kemanı ile başarılı bir şekilde icra
eden Mustafa Kenan, 9 ile 17 yaşları arasında iken, adaya İstanbul’dan gelmiş
olan Prof. Vahram Yenovkiyan’dan keman, solfej ve teori dersleri almıştı. Uzun
yıllar boyunca yapılmış müzik çalışmalarında onun adına hep rastlamaktayız. Mustafa
Kenan, Darülelhan’dan başka Mozart Külübü’nde ve birçok konserde 1. Keman
olarak trio ve kuartet şeklinde klasik Batı müziği de icra etmişti. (Kıbrıs, 14
Kasım 1990)
Osman Türkay, 31 Mart 1951
tarihli Hürsöz gazetesinde çıkan “Darülelhan yaşamalıdır” başlıklı makalesinde
şu değerlendirmeyi yapıyordu:
“Otuz yıl gibi uzun ve başarılı
bir maziye sahip olan Darülelhan’ın konserleri, halkımız tarafından takdir ve
hayranlıkla alkışlanmıştır. Türk musikisinin ruhumuzu ürperten tatlı
nağmelerini kana kana tadarken, Kıbrısta bir musiki derneğine olan ihtiyacımızı
teslim ediyorduk. Uzunca bir duraklamadan sonra geçen yıl tertip edilen musiki ziyafetleri,
Darülelhan’ın istikbali bakımından hepimizi ümitle doldurmuştu. Lâkin, bu
ümidimiz uzun sürmedi. Bu yıl daha esaslı faaliyet gösterileceğini beklerken,
tatlı rüyalarımızın akabinde hayal kırıklığına uğradığımızı itiraf etmek zorundayız...
Sayın Kenan beyin, mazide olduğu gibi, halde ve istikbalde de bu yönde
gayretler sarf ederek, Darülelhan’ı canlandıracağını ümit etmekteyiz.”
LAKADAMYA ASKERİ RADYOSU’NDA
JALE HANIM VE ARKADAŞLARI’NIN KONSERLERİ
Kıbrıs’ta 1948 yılında kurulan
ilk radyo istasyonu olan Lakadamya Radyosu (Cyprus Forces Broadcasting Service),
adada bulunan İngiliz askerleri için İngilizce ve Kıbrıslılardan oluşan “Kıbrıs
Alayı”na yönelik her gün yarım saat Rumca ve 1949’dan itibaren haftada iki defa
yarım saat süren Türkçe program yayınlamaktaydı.
Ahmet C. Gazioğlu, 2 Nisan 1950
tarihli Hürsöz gazetesinde “Lakadamya Radyosunda Bn. Jale ve okuyucularının
konserlerini dinliyoruz, birkaç haftada bir Cumartesi geceleri saat 7-7.30 arası”
diye yazarak, bu programda Jale Hanım'ın bestelerinin de çalındığından söz
etmektedir.
İstiklal gazetesi, 23 Nisan
1950 tarihli nüshasında, Lakadamya Askeri Radyosunun Türkçe yayınlarında, ilk
defa 24 Nisan 1950 günü öğleden sonra saat 6.15’de Bayan Jale Refet Şevket ve
okuyucuları tarafından 10 tane tango takdim edileceği duyurulmaktaydı.
23 Temmuz 1950 tarihli Halkın
Sesi gazetesinde ise şu haber var: “(21 Temmuz) Cuma akşamı, Lakadamya
Radyosunda Jale Hanım ve arkadaşları güzel bir konser verdi. Süheyla İleri ve
Fikret Özgün tangolar okudular... Kamran Aziz, Kaya Nazım (kemanist) ve Fikret
Özgün’ün katıldığı bu konser şimdiye kadar yapılanların en başarılısı oldu.
Bayan Aktan’ın bulunmayışı hissedilir bir boşluk oldu.”
İstiklâl gazetesi, 9 Aralık
1950 tarihli nüshasında, “Dün akşam Lakadamya Radyosu Türkçe Programında Bn. Jale
Derviş ve arkadaşlarının konseri vardı” haberini aktarırken, okuyucular olarak Kamran
Aziz, Bay Özgün ve kemanda Kaya Nazım ve diğer çalanlar olarak M. Zeki Taner ve
A. Refet Kamil’in adlarını vermekteydi.
Aynı radyo konseri hakkında 10
Aralık 1950 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yazan A.Y. ise “Bayan Jale ve
Arkadaşları, ikinci konserlerini dünkü Cuma akşamı, haftalık Türkçe yayını
saatında vermişlerdir” diyerek, çalınan parçalar arasında İnanoviçi’nin Tuna
Dalgaları’nın da bulunduğunu yazarak “Deanne Durbinin meşhur “Amapola” şarkısı
enfesti, Kamran Aziz okudu. Fikret Özgün “Perhaps, Perhaps” rumbasının
Türkçeleştirilmiş hali “Bilmem, Bilmem”, dinleyenler tarafından çok beğenildi...
Kaya Nazım için Kıbrıs’ın Paganinisi diyeceğim” şeklindeki görüşlerini
belirtmişti.
KÜÇÜK AYSEL’İN KONSERLERİ VE
DİĞER MÜZİK ÇALIŞMALARI
23 Ocak 1947 tarihli Halkın
Sesi gazetesinde, Küçük Aysel diye tanınmış olan Aysel Bağdadi’nin 27 Ocak’ta
konser vereceği duyurulur. Konser günü aynı gazete şunları yazar: “Babası
Kıbrıslı, kendisi Türkiyeli olan sevimli Küçük Aysel, Gaziantep vilayetinin
Nezib kazasında doğmuştur. Henüz 12 yaşlarına yeni basan Aysel’in yaşıyla
nisbet kabul etmiyen olgun ve yakıcı sesini bu akşam Beliğ Paşa tiyatrosunda
vereceği konserde işittiğimiz vakit hayret etmiyelim.” Nitekim konser, halk
tarafından çok beğenilir ve büyük bir başarı olarak kaydedilir.
18 Ağustos 1951 tarihli
İstiklal gazetesinde, “Bu akşam İstanbul Sineması’nda Damga filminden önce, Türkiye
radyolarından zevkle izlediğimiz Aysel Bağdadi”nin bir konser verdiğini
yazmakta ve solistin, 3-4 yıl önce güzel sesi ile halkı mest ettiği
belirtilmekteydi.
1 Nisan 1952 tarihli İstiklal
gazetesi de Beliğ Paşa sinemasında Küçük Aysel’in İbrahim Eyin menfaatine,
Ahmet Becerikli ve arkadaşları eşliğinde muazzam bir konser verdiğini duyurmaktaydı.
İstiklal gazetesi, 22 Mayıs
1952 tarihli nüshasında, Kıbrıs Türk Lisesi’nin yıllık müsameresinde, Güner
Özdil’in sazı ve korosu ile program yaptığının haberini vermekteydi.
30 Temmuz 1952 tarihli İstiklal
gazetesi, birkaç gün önce Halkın Sesi gazetesinde yazan M. Erenoğlu’nun,
Lakadamya Radyosu’nun 45 dakikalık Türkçe yayınında yabancı müzik yerine, sadece
Türkçe plakların çalınmasını istediğini aktarmaktaydı.
24 Eylül 1952 tarihli Hürsöz
gazetesinde “Türklerden de alaka bekleriz” başlığı altında bir makale
yayımlayan H. T. Özsaruhan, şu görüşlerini dile getirmişti: “(Her yıl düzenlediği konserlerle şöhret kazanmış olan) Mozart
Musiki Cemiyeti, sadece bir orkestra değil, aynı zamanda yetiştiren ve
geliştiren bir okuldur. Türk ve Rum musiki elemanlarının el ele vererek
memlekette musiki kültürünü kalkındırmaya çalışmaları, şayanı takdir değil mi?
Yalnız Mozart Sekreterinin daima yaptığı bir şikayet vardır. Türklerden gördüğü
alakasızlık, Mozart Orkestrasında yer alabilecek şu kadar Türk sanatkar
arasında sadece küçük bir oran Mozart'a katılmıştır... Önümüzdeki kış, Mozart
Müzik Cemiyetinin kuruluşunun 15. yılı olması hasebiyle, Mozart'ın 187. doğum
yıldönümünde (27 Ocak 1953 Salı gecesi) Cemiyet tarafından büyük bir Mozart
Festivali hazırlanacaktır... Çalanlar ve dinleyenler arasında Ermeniler büyük
bir yekun teşkil ediyor... Bu sene yeniden teşkilatlanacak olan Mozart Cemiyeti,
Türk müzisyenlerden ve Türk halkından da alaka beklemektedir."
İbrahim Zeki Burdurlu’nun Hürsöz
gazetesinin 5 Kasım 1952 tarihli nüshasında yer alan “Bando” başlıklı
makalesinde şu bilgiler var: “Geçen yıl Şükrü Veysi Beyin Türk Lisesine armağan
ettiği bandonun ilk ziyafetini Cumhuriyet Bayramında dinledik... Çocuklarımızı
yetiştiren Zeki Taner Bey'e teşekkür etmek isteriz.”
Halkın Sesi gazetesi, 24 Aralık
1952 tarihinde “Kıbrıs'ta ilk opera "La Traviata", Kıbrıs Opera Grubu
Başkanı Dimitri Tirimo'nun gayretiyle Lefkoşa Macik Palas'ta sahnelendi”
haberini verirken, şu hususlara değinmekteydi: “Orkestra kozmopolitti...
Birinci kemanların leader mevkiinde Kaya Nazım vardı... Milano'dan gelen Tenor
ile soprano (...) yerli sanatkarlardan Tenor Andros Netar ile Bas, büyük alaka
topladı...”
Halkın Sesi gazetesinin 3 Şubat
1953 tarihli nüshasında şu haber var: “Darülelhan yeniden ihya ediliyor.
Federasyon sosyal kolu başkanının daveti üzerine Kıbrıs Türk Lisesi Mezunları
lokalinde toplandılar.” Aynı gazete, 24 Şubat 1953 tarihli nüshasında da Lefkoşa
Darülelhan Cemiyeti Başkanı’nın Mustafa Kenan olduğunu yazıyor.
Hürsöz gazetesinin 24 Şubat
1953 tarihli nüshasında çıkan “Fakat Niçin?” başlıklı ve Hikmet Afif Mapolar
imzalı makalede şu eleştiri yer alıyor: “Federasyon'un son kararları arasında
Darülelhan'ın da ihyası varken... geçen günkü Halkın Sesi, Viktorya ve Lise
Mezunlar Kurumu Orkestra ve Korosu'nun kurulduğunu haber verdi... Bu kol, Darülelhan'ın
yeniden canlanmasına mani olunmak için kurulmuş gibidir.”
25 Şubat 1953 tarihli Halkın
Sesi’nde de bir müzik yarışması ile ilgili şu haber var: “Mozart Musiki
Cemiyeti’nin tertip ettiği müsabakada Kaya Nazım (keman), Miss Lukiya (piyano)
ile birlikte birinci geldi.”
Hikmet Afif Mapolar, Hürsöz
gazetesinin 27 Şubat 1953 tarihli nüshasında, “Açıklama yapan Mezunlar Birliği
Genel Sekreteri Emine Hazım'ın eşi Hazım Remzi’nin "Darülelhan kurulursa,
bütün üyelerimiz oraya kaydolacak, biz zayıflayacağız. O nedenle biz önceden
Müzik Kolu oluşturacağız" dediğini aktarır. Ama 1 Mart 1953 tarihli gazetede Hazım Remzi, “Polis
Bandosu'ndan üç kişi Mezunlar Birliği lokalinde birkaç parça çalmış, Orkestra
kuruldu diye haber yapılmış” diyerek, Mapolar’ın yazdıklarını yalanlar.
Muzaffer Aktuğlu, 1 Mart 1953
tarihli İstiklâl'de çıkan "Davasızlık acısı" başlıklı makalesinde,
bundan bir müddet evvel Kıbrıs Türk gençliğinin davasız bir zümreyi teşkil
ettiği yolunda bir yazı yazdığına işaret etmekte ve bugün Viktorya ve Lise
Mezunlar Kurumundaki müzik hadisesi dolayısiyle fikirlerinin teyit olunmuş
olduğunu öne sürerek, şu eleştiride bulunmaktaydı: “Müzik kolu kurmakla aza
çoğaltmağa ve azanın devamını sağlamağa çalışan bir gençlik teşkilatının ne
kadar davasız bir teşkilat olduğunu meydana koymaktadır.”
Bozkurt gazetesinin 2 Mart 1953
tarihli nüshasında da şu haber var: “Dün öğleden evvel 9.30'da Kıbrıs Türk
Lisesi Birinci Bando ve Koro Konseri oldukça kalabalık bir seyirci önünde
verilmiştir.” Haberde, bando öğretmeninin M. Zeki Taner ve koroyu yönetenin de
müzik öğretmeni Vehbi Tümen olduğu belirtilmektedir.
3 Mart 1953 tarihli Halkın Sesi
gazetesi ise, aynı haberi verirken, yıllardan sonra ihya edilen Lise Bandosunda
28 gencin bulunduğunu yazar. İbrahim Zeki Burdurlu da, Hürsöz gazetesinin 4
Mart 1953 tarihli nüshasında ilk konserini 1 Mart Pazar günü veren Lise
Bandosu’nun başarılı olduğunu duyurur.
24 Mart 1953 tarihli Hürsöz
gazetesi, 14 Nisan’da verilecek olan konser için Darülelhan’ın hazırlık
yaptığını duyururken, şu bilgileri verir:
“Mustafa Kenan başkanlığında
verilecek olan konsere iştirak edecekler arasında, Kıbrıs'ın en yüksek piyano
sanatkarlarından biri olan Miss K. Guebenlian ile Mağusa'dan viyolensel amatörü
Dr. Kostas Petrides'in ve Polis bandosundan birkaç kıymetli musikişinasın da
bulunarak programı zenginleştireceği öğrenilmiştir.”
Hürsöz gazetesi, 16 Nisan 1953
tarihli nüshasında, Royal Sinemasında, Londra sel felaketzedeleri yararına
verilen Darülelhan Konserinin başarılı geçtiğini ve 3 saat boyunca klasik
alafranga eserlerin icra edildiğini ve “20 kadar musikişinas kardeşimize, Lise
müzik öğretmeni Bay Vehbi Tümen de katıldığı”nı yazmaktaydı.
Halkın Sesi gazetesinin 24 Ekim
1953 tarihli nüshasında, “İnşaat Dairesi mütekait memurlarından Nazım Ali Bey’in
oğlu (Kemancı) Kaya Nazım’ın TC bursu ile konservatuvara gittiği” haberi var.
KIBRISLI TÜRK MÜZİK
TOPLULUKLARININ RADYO PROGRAMLARI
Yukarıda sözü edilen Kıbrıs’taki
İngiliz sömürge yönetimine bağlı Lakadamya Askeri Radyosu, 4 Ekim 1953’den
itibaren Kıbrıs Radyosu (Cyprus Broadcasting Service= CBS) adını alırken, 1956’dan
itibaren Türkçe yayınlarını her gün yapmaya başlar. Kıbrıslı Türklerin
oluşturduğu müzik topluluklarının hazırladığı klasik Türk müziği ve hafif Batı müziği
programlarına Kıbrıs Radyosunda yer verilmeye devam edilir. (CBS, 10 Ocak
1959’da Cyprus Broadcasting Corporation (Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu=KRYK)
adını alacaktır.)
MUSTAFA KENAN’IN “ERKEKLER SES
TOPLULUĞU”
31 Ocak 1961 tarihi Bozkurt
gazetesinde yer alan İzzet Rıza Yalın’ın Radyo-TV köşesinde şu bilgiler var:
“Kıbrıs’ın ilk radyo musiki
topluluğu, Sayın Mustafa Kenan’ın yönettiği “KRYK Erkekler Ses Topluluğu”,
Kıbrıs Radyosunun 1953 yılında yayına başlamasından beri radyo programlarında
sürekli olarak yer alan bu topluluk, sekiz yıl içinde çeşitli yenilikler
geçirmiş, sonuçta bugünkü durumuna ulaşmıştır.
1953 yılında solo programlar
düzenleyen Kıbrıs’ın bu ilk radyo topluluğu, bir yıl sonra dinleyicilerine Mualla
Şevki ve Cevat Şekeroğlu’nun katıldığı iki sesli programlar sunmuş; 1956 yılı
sonrasında ‘Mustafa Kenan Fasıl Heyeti’ adıyla yayınlarını devam ettirmişti. 1959
yılında daha da genişletilen topluluk ‘Radyo Erkekler Ses Topluluğu’ adını
almış, dört ses, dört sazla başarılı programlar vermiştir. Son duruma göre
toplulukta okuyanlar İsmet Daniş, Cevat Şekeroğlu, Turgut Yağtuğ ve Yıltan
Mustafa; ses sanatçılarına sazlarıyla katılanlarsa Mustafa Kenan (keman), Dr.
Adnan Hakkı (ud), Zeki Taner (klarnet) ve Keğam Celalyan (kanun)dır.
“Radyo Erkekler Topluluğu”nun
Mevlevi Tekkesi’nde yaptığı sürekli çalışmalardan sonra düzenlediği fasıllar, KRYK’ndan
her Salı günü saat 20.30 ile 21.00 arasında yayınlanmakta; büyük ilgi ile
izlenmektedir.”
ZEKİ TANER TOPLULUĞU
1935 yılından beri Polis
Bandosu’nda görev alan Zeki Taner, 1942’de kurulan Mozart Müzik Topluluğu’na
Mustafa Kenan’dan sonra katılmış, Fikret Özgün ve Vecihi Turgay ile birlikte
Klasik Batı Müziği icra etmişlerdi.
1952’de Lise Bandosu’nun
şefliğini üstlenen Zeki Taner, Radyo’da da kısa bir süre Türk müziği
programları yapar. Darülelhan’da da çalmış olan müzisyenlerden oluşan “Zeki
Taner Topluluğu”nda Zeki Taner (klarnet), Vecihi Turgay (keman), Ahmet Anlar
(flüt) ve İzzi Bey (ud) yer almaktaydı.
ABDÜLAZİM AZİZ VE ARKADAŞLARI
4 Nisan 1961 tarihli Halkın
Sesi gazetesinde yer alan “Müzik Sohbeti” başlıklı makalede “Abdülazim Aziz ve
Arkadaşları” topluluğundan söz edilmekte ve Abdülazim Bey ile ilgili olarak şunlar
yazılmaktaydı:
“Abdülazim Bey 1905’de doğmuş
ve küçük yaşta musikiye heves ederek keman dersi almaya başlamıştı. İlk
zamanlarda Batı müziği çalışmasına rağmen Türk müziğini de ihmal etmez ve vakit
buldukça bu musiki üzerinde de uğraşırdı. Nitekim bu müziğe karşı olan merakını
gidermek için ney çalmaya başlamış ve bunun yanında flüt çalmasını da
öğrenmiştir.
Gittikçe Türk Müziğine karşı
artan alâkası ile Abdülazim Bey kendi şahsi uğraşması sayesinde bu musikinin
belli başlı makamlarını ve usullerini öğrenmiş ve senelerce adadaki musiki
faaliyetlerinin gelişmesi için uğraşmıştır.”
Daha önce Darülelhan’da keman
çalmış olan Abdülazim Bey, eşi olan
piyano sanatçısı Şivane Hanım ile birlikte, aralarında Kamran Aziz’in de
bulunduğu orkestralarda Klasik Batı Müziği de icra etmişti.
1956 yılından başlayarak
KRYK’de Türk sanat müziği icra eden “Abdülazim Aziz ve Arkadaşları”nın dört
kişilik saz heyetinde Abdülazim Aziz keman, eşi Şivane Aziz piyano, Ahmet Anlar
klarnet ve Hüseyin Cahit ud çalmaktaydı. 1959’dan sonra Hüseyin Cahit’in yerini
Aydın Hikmet aldı. Korodaki kişiler de şunlardı: Aysel Asım, Hatice Söğüt, Ahmet
Belevi, Yezdan Mustafa ve Erdoğan Rifat.
KAMRAN AZİZ VE ARKADAŞLARI
Yukarıda değinilen Jale Hanım
ve Arkadaşlarının Lakadamya Radyosu’nda verdikleri konserlere akordeonu ve sesi
ile katılmış olan eczacı Kamran Aziz, arkadaşları ile birlikte oluşturduğu
hafif Batı Müziği orkestrası ile KRYK’de programlar yapmaya başlar.
7 Ağustos 1956 tarihli Hürsöz
gazetesinde, Kamran Aziz'in Times of Cyprus gazetesinden alınmış bir fotoğrafı
eşliğinde şu haber verilmektedir: “Cumartesi akşamları saat 8'de Radyoda
"Kamran Aziz ve Arkadaşları" programını dinliyoruz. "Ah
Kıbrısım" şarkısı dillerde...”
Halkın Sesi gazetesinin 3 Şubat
1957 tarihli nüshasındaki “Pazar Sohbeti” köşesinde yazan Ahmet C. Gazioğlu, “Kamran
Aziz ve arkadaşlarının en popüler bestesi "Ah Kıbrısım" olmuştur”
saptamasını yapmaktaydı. Gazioğlu, 10 Şubat 1957 tarihli köşesinde ise halk
türkülerinden anlayan bir arkadaşının, "Sana dargınım. Pazar günkü sohbet
yazınızda methettiğiniz Kıbrıs şarkısı, Rumca havaların etkisini taşır. Bizim
halk türkülerimizdeki milli hiçbir şey yok o şarkıda" dediğini aktarıyordu.
TÜRK SES VE SAZ TOPLULUĞU
Hürsöz gazetesinin 4 Mayıs 1957
tarihli nüshasında, “Mustafa Kenan Bey başkanlığındaki “Türk Ses ve Saz
Topluluğu” tarafından dün gece Lefkoşa Çocuk Yuvası menfaatına verilen konser
çok başarılı oldu” şeklinde bir haber var.
10 Mart 1959 tarihli Halkın
Sesi gazetesinde verilen bir haberde de şu bilgiler veriliyor: “Kıbrıs Ses ve
Saz Topluluğu’nun Büyük Konseri- Federasyon himayesinde- Yoksullar Yararına-
Bizim Zafer Sinemasında- 21 Mart 1959 Cumartesi gecesi. İdare eden: Mustafa
Kenan- Konser, Radyodan naklen verilecek.”
YENİ BİR SOLİST: AHMET BELEVİ
Halkın Sesi gazetesinin, 20
Aralık 1958 tarihli nüshasında yer alan “Bir sanatkar doğuyor: Ahmet Belevi”
başlıklı imzasız bir yazıda, 13-14 Aralık’ta Celal Bayar Lisesi Salonunda yapılan “Halk Kütüphanesi okurları”nın müsameresinden
övgü ile söz edilmekteydi. 25 Aralık 1958 günü aynı gazetede yazan Feride M.
Hikmet de, “Fasıl heyetlerimiz 3 senedir yerinde sayıyor, solist yok” derken, henüz
İngiliz okuluna giden solist Ahmet Belevi’nin sesini övmekteydi
GÜZEL SANATLAR DERNEĞİ
Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu’nun himayesinde 1 Haziran 1959 tarihinde kurulan Güzel Sanatlar
Derneği’nin başkanlığına Nazım Ali İleri, Asbaşkanlığına da Samiye Mustafa
getirilir. İlk müsameresi ile ilgili olarak Halkın Sesi gazetesinin 8 Ekim 1959
tarihli nüshasında şu bilgiler verilmektedir:
-Türk Musikisi okuyucuları: Ali Şenol, Aydın
Hikmet. Kemanlar: Alper Uludağ, Tüzün Bahçeli, Ali Alpay, Klarinet: Himmet
Hüseyin, Salih Biray, Ut: Hüseyin Ateşin, Cümbüş: Hasan Daniş, Tambur: Aydın
Hikmet.
- Çirkin Adam (dram) (Oynayanlar:
Rasıh Işık, Rahmi Özsan, Biler Demircioğlu, Jale Ahmet)
- Türküler: Erdem Edhem -saz ve
sesiyle
- Akordiyon (İlkay Uludağ ve
Salih Biray’ın soloları)
- Satılık Keman -Komedi (Oynayanlar:
Kemal Tunç, Rasıh Işık, Biler Demircioğlu, Jale Ahmet, Orhan Avkıran, Halil
Uçaner)
- Caz müziği (Zeki Taner
yönetiminde) Kornet: Soyal Şener, Aytekin Çolakoğlu, Taner Sami, Trombon: Turan
Korun, Klarinet: Himmet Hüseyin, Özer Naşit, Alto sax: Yücem Enver, Akordiyon:
Salih Biray, Pikkolo: Tüzün Zeynel, Bas: Tanju Cafer, Bateri: Ferahzat Mustafa,
Maraka: Kaya Kemal.
Gazete “ Program iki buçuk saat
sürdü, dinleyiciler sıkılmadı, ama rağbet azdı” değerlendirmesini yaparken, programın
İstiklal Marşı ile sona erdiğini yazmaktaydı.
Bozkurt gazetesi, 2 Ekim 1957
tarihli nüshasında “Kıbrıs TV'si nihayet dün akşam tecrübe yayını ile Kıbrıs
halkının huzuruna çıkmıştır. Haftada 2 kez, sonra 3 kez yayın yapacak” haberini
vermekteydi.
Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu
gerek Klasik Türk Müziği, gerekse Hafif Türk müziği yapan topluluklar, Kıbrıs
Cumhuriyeti 16 Ağustos 1960’da kurulduktan sonra da, Kıbrıs Radyosunda olduğu
gibi, Kıbrıs TV’sinde de programlar yapmışlar ve halkın beğenisini
kazanmışlardı.
(27 Ocak 2019’da BRT-TV’de
yayımlanan Muhiddin Yangın’ın “Müzik Gezegeni” programında yapılan söyleşi için
ilk taslağı hazırlanan bu yazı, daha sonra genişletilerek, Halk Sanatları Vakfı’nın
yıllık yayını olan “Halk Bilimi” dergisinin 60. sayısında -2019- yayımlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder