1 Mayıs Uluslararası İşçi Sınıfının Savaş ve
Dayanışma gününde, Kıbrıs işçi sınıfının en ileri sendikal örgütü olan 35
binden fazla üyeli Tüm-Kıbrıslılar İşçi Federasyonu (PEO), Kıbrıslı Türk işçi
ve çalışanlara seslenerek, onlara toplumlararası dostluk ve işbirliği mesajı
göndermiştir.
1920’lerde başlayan ve Tüm-Kıbrıslılar İşçi Komitesi
(PSE)’nin öncülüğünde gelişen Kıbrıs sendika hareketi, 13 Kasım 1941’de PEO’nun
kurulması ile örgütlenmesini geliştirmiştir. İngiliz sömürge yönetiminin
ekonomik ve politik baskılarına karşı savaşarak, Türk ve Rum Kıbrıslı işçilerin
haklarını savunmuş olan PEO, 1952 Kasım’ında Kıbrıslı Türk işçiler için özel
bir büro kurmuş, Rum işçilere kıyasla örgütlenme düzeyi düşük olan sınıf
kardeşlerinin, PEO çatısı altında örgütlenmesini sağlamıştı. 1954 yılında
PEO’ya bağlı Kıbrıslı Türk işçilerin sayısı 1,500’ü aşarken, Türk işçi lideri
Ahmet Sadi, PEO Merkez Yönetim Kurulu üyeliği ile Türk Bürosu sekreterliğine
seçilmişti. Lefkoşa, Leymosun ve Mağusa Kaza Yönetim Kurullarında da profesyonel
Kıbrıslı Türk sendikacılara yer verilmişti. Türk işçileri aydınlatmak üzere sosyal
sigorta, sendika özgürlüğü, madencilerin çalışma saatleri gibi önemli konularda
birçok Türkçe broşür yayınlanmıştı. Ayrıca aylık olarak çıkarılan Türkçe İşçi
Bülteni’nin, 1955 yılında sömürge yönetiminin olağanüstü durum ilanı ile
kapatılan ilerici Türk gazetesi İnkılapçı’nın Yazı İşleri Müdürü Fazıl Önder’in
yönetiminde haftalık olarak çıkması kararlaştırılmıştı.
Fakat Türk ve Rum işçilerin ortaklaşa hazırladıkları
1 Mayıs 1958 yılı törenlerinden sonra, emperyalizmin taksim planlarına engel
olan Kıbrıslı Türk ilericilere karşı Denktaş’ın kurduğu faşist TMT tarafından
bir terör ve sindirme hareketi başlatıldı. Önce ilerici Türk Eğitim ve Spor
Kulübü yakılıp yıkıldı, daha sonra da en yetenekli Türk işçi liderlerine karşı
bir katliam harekâtına girişildi. Ahmet Sadi, yaralı olarak kurtulmuşsa da,
Fazıl Önder ve Ahmet Yahya faşist saldırganların kurbanı oldu. TMT yayınladığı
bir bildiri ile PEO’ya bağlı 3,000 Türk işçisini, örgütlerinden istifaya
zorladı, aksine davrananlar ölümle tehdit edildi. Sonuç olarak 1958 yılında,
ayrılıkçı ve şovenist Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu’na üye olan işçi
sayısı 1,137 iken, 1959’da 4,829’a yükseldi.
Böylelikle İngiliz sömürgeciler ve onların
işbirlikçisi Denktaş ve çetesi, 1958 yılına kadar ortak sınıfsal örgütlerde
örgütlenmiş olan Kıbrıslı Türk ve Rum işçilerin birliğini ve sendikal hareketi
parçalamış ve ardından çeşitli kışkırtma olayları yardımıyla toplumlararası
anlaşmazlıkların tohumlarını ekmiştir.
Geçtiğimiz yılın Kasım ayında yapılan PEO’nun 16.
Kongresi, Kıbrıslı Türk işçilere bir çağrıda bulunarak, Kıbrıs işçi sınıfının
ortak amaçları etrafında yeniden elele vererek, hayat düzeyinin yükseltilmesi
ve barış için savaşmalarını istemiştir. Çağrı şöyle devam etmektedir:
“İşçiler ve çalışanlar olarak hem siz, hem de biz,
sosyal ve ekonomik kazanımlarımızı savaş öncesi eski düzeyine yükseltmek
yanında, onları, bizim ve çocuklarımızın hayatını mutlu kılmak için hayatın bütün
alanlarına yayabiliriz. Rum ve Türk Kıbrıslılar olarak bunu elde etmemizin
yolu, Kıbrıs sorununa Kıbrıslı bir çözüm şekli, yani Kıbrıs ve onun halkının
çıkarlarına ve Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan bir çözüm şeklinin
bulunması için çaba göstermemizdir.”
Son yıllarda ilerici sendikalara örgütlenmeye
başlayan Kıbrıslı Türk işçi ve sendikaların, taksimci Denktaş yönetimine karşı
sürdürmekte oldukları ekonomik ve politik mücadele gittikçe yükselmektedir. Son
bir yıl içinde kuzeydeki işgal bölgelerindeki çeşitli işyerlerinde 8,000’i
aşkın işçi ve memurun katıldığı 25 grev hareketi yer almıştır.
Emperyalizm ve NATO’nun Kıbrıs’ı taksim etme
planları uğruna yerinden yurdundan edilmiş, işinden tarlasından sökülmüş olan
Kıbrıslı Türkler, bugün çok güç şartlar altında yaşamaya zorlanmaktadır. Kıbrıs
Türk Amme Memurları Sendikası tarafından açıklanan rakamlara göre, Ekim 1974
ile Kasım 1976 arasındaki dönemde hayat pahalılığı %78 artmıştır. Kıbrıs Türk
liderliğine yakın olan bir avuç sermayedar ve onların destekleyicilerinin
yağma, vurgun, hırsızlık, karaborsacılık, soygun ve sömürü düzeni devam
etmektedir. Çalışanların %10’unu oluşturan 2,000 işçi, işten atılmış, kayıtlı
işsiz sayısı Ocak 1977’de 3,500’ü bulmuştur. Libya’ya işçi olarak gitmek
isteyenlerin yanında, İngiltere ve Avustralya gibi dış ülkelere göç etmek için
yetkili makamlara başvuranların sayısının da 3,000 olduğu açıklanmıştır.
İşte böyle bir ortamda, PEO üyesi Rum işçilerin
ortak düşmana karşı ortak savaş için Kıbrıslı Türk işçilere yaptığı çağrı ve
dostluk ve işbirliği için uzattığı el, büyük bir önem kazanmaktadır. PEO’nun 1 Mayıs
belgilerini yineliyoruz:
-
Kıbrıslı Rum ve Türkler’ Kıbrıs’ın
kurtulması için ortak mücadele yolunda ileri!
-
Rum-Türk dostluk ve işbirliği: Kıbrıs’ın
geleceği için en iyi garanti!
-
Kıbrıslı Türkler – size Kıbrıs’ın
yeniden inşası için dostluk ve işbirliği elimizi uzatıyoruz!
-
İşgal kuvvetlerinin adadan çekilmesini
istiyoruz!
-
Erkek ve kadın işçiler, Rum ve Türk
çalışanlar! Kıbrıs’ı kurtarmak ve yeniden inşa etmek için birlikte mücadele
edelim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder