17 Kasım 2015 Salı

FEDERAL ÇÖZÜM HAKKINDA RUM BASINI NE DİYOR? (1983-1988)

Kıbrıs Rum basınında son 5 yıl içinde federal çözüm konusunda neler yazıldığını merak edenler için aşağıdaki araştırmayı yapmış bulunuyoruz. Rum kesiminde İngilizce olarak yayımlanan günlük “Cyprus Mail” adlı İngilizce gazetenin Rum basın özetleri, araştırmamızda ele alınan kaynak olmuştur. Aktarılacak bilgilerin, toplumlararası anlayış ve barışa katkıda bulunacağına inanıyoruz:

HARAVGİ’NİN UYARILARI
“Haravgi dünkü yazısında şöyle demekteydi: Kıbrıs için seçim, federal çözüm ile nihai taksim arasındadır.” (Cyprus Mail, 26.8.1983)
“Haravgi, ülkenin bölünmeden kurtulması için tek umut olarak “Üst düzey” anlaşmalarının (Makaryos-Denktaş ve Kiprianu-Denktaş) yeniden onaylanmasına en fazla önemi vermektedir. Bunun­la birlikte AKEL’in gazetesi Haravgi, taksime karşı en önemli silahın üst düzey anlaşmaları olduğunu belirtmekte ve Kıbrıs hükümetine, bu anlaşmalara bağlılığını yenilemeyi tavsiye etmek­tedir. Gazete, bu anlaşmaların terkedilmesi halin­de, Denktaş’ın oyununa gelineceğini ve taksime, Türkiye’ye bağlanmaya veya çifte enosise kapı açılacağını, genel olarak da bağımsızlığın yok edileceğini yazmaktadır. AKEL’in gazetesi, federal çözüme karşı olan bir kesimin var olduğunu bildir­mektedir.” (Cyprus Mail, 27.5.1985)
“Başkan Kiprianu’ya istifa etmesi çağrısında bulunan Haravgi, önde gelen AKEL milletvekili ve solcu çiftçiler birliği EKA’nın Genel Sekreteri Hambis Mihailidis’in bir konuşmasını vermekte­dir. Mihailidis, Kiprianu’nun, parlamentodaki par­tilerin çoğunluk kararlarına uyulmasını zorunlu kılan Temsilciler Meclisi kararını kabul etmedi­ği takdirde istifa edip, başkanlık seçimlerine gi­dilmesi gerektiğini söyledi.
“Başkan Kiprianu, hiçbir zaman federal çözüme inanmamış bir kişidir ve kendisi sadece dilinde olan şerefli bir çözüm için, elindeki tarihsel olanak­ların yitmesine izin vermiştir. Büyük karar vakti geldiği zaman, Zürih’ten daha iyi bir çözüm bula­cağı hayaliyle geri çekilmektedir.” diye konuşan Mihailidis’in görüşleri aktarılmaktadır.” (Cyprus Mail, 19.3.1985)

KİPRİANU NE DİYOR?
“Spiros Kiprianu, parti üyelerine yaptığı konuş­mada ayrıca, bölünmüş adayı yeniden birleştir­mek için “şerefli uzlaşma” diye tanımladığı hedefleri hakkında bilgi verdi.
“Biz federal bir çözümü kabul ettik, ama fede­rasyon, yeni ödünlerin başlama noktası olmama­lıdır” diyen Başkan, “Şerefli uzlaşma” denen şeyden ne anladığını şöyle açıkladı:
“Bu çözüm, işgalin sona ermesini sağlamalıdır. Çünkü Türk işgal birliklerinin varlığı halinde hiçbir çözüm olamaz. Seyahat, yerleşme ve mülk edinme de  içinde temel hakların güvence altına alınması gerekir ve göçmenlere geri evlerine dönme hakkı tanınmalıdır.” (Cyprus Mail, 30.4.1985)

KONFEDERASYON’A HAYIR
“Başkan Kiprianu, Kıbrıs sorununa bir çözüm şekli olarak Konfederasyon fikrini dün açıkça reddetmiştir ve Kıbrıs’ta çözüm için zorunlu olarak Türk birliklerinin çekilmesi talebini tekrarlamıştır.
Cumhurbaşkanı, dün itimatnamesini sunan yeni Mısır Büyükelçisi Mahmut Kamal Rifat’m konuş­masını yanıtlarken, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olarak BM Genel Sekreteri’nin gösterdiği çabalara değindi ve şöyle dedi:
“Birkaç gün önce öteki taraf, federasyon yerine konfederasyondan söz etti. Bu, öteki tarafın hiç­bir zaman federasyon istemediği konusundaki korku ve kuşkularımızın ne kadar doğru ve haklı olduğunu kanıtlamaktadır. Aslında, Türk tarafı daima federasyonu, taksimci bir çözümü onun al­tında zorla kabul ettirecek bir palto olarak düşün­müştür.”(Cyprus Mail, 19.7.1985)
 “Kıbrıs Hükümeti, Kıbrıs’ta sınırları açıkça tanımlanmış iki federal devletin var olacağı bir çözümden söz eden Türk Dışişleri Bakanı Halefoğlu’nun son demecine karşı sert bir tavır almıştır.” Lefkoşa’da bu şekilde konuşan hükü­met sözcüsü, Türk Dışişleri Bakanının aslında iki ayrı devletten oluşan bir konfederasyonun kurulmasından yana olduğunu, bunun ise Kıbrıs­‘ın egemen, toprağı bütün ve bağımsız bir devlet olduğunu onaylayan son Güvenlik Konseyi kararı­na, BM’in çeşitii kararlarına ve üst düzey anlaş­malarına ters düştüğünü söyledi.” (Cyprus Mail, 25.9.1985)

AKEL’İN SUÇLAMASI
“Komünist AKEL Partisi lideri Ezekias Papayuannu hafta sonunda yaptığı bir konuşmada, gerçek bağımsızlık için zorunlu olan ve Kıbrıslı Türklere yapılacak bir çağrıda onlarla “anlayış” içinde bulunmak gerektiğini söyledi. Papayuannu konuşmasında Başkan Kiprianu ile “redçiler”in federal çözüme karşı olduklarını öne sürdü.” (Cyprus Mail, 21.10.85)

KİPRİANU’NUN GÖRÜŞÜ
“Başkan Kiprianu verdiği yeni bir demecinde, Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin herhangi bir kıs­mına ayrı uluslararası bir kimlik verecek, ya da adaya yerleştirilmiş olan Türkiyeli göçmenlerin varlığını yasallaştıracak, yahut da temel özgürlüklere engel olacak bir çözümü kabul etmeyecek­lerini söyledi.” (Cyprus Mail,  22.11 1985)
 ‘İktidardaki Demokratik Parti’nin gazetesi Eleftherotipia, Başkan Kiprianu’nun federal çözüme karşı olduğunu öne sürerken gerçekleri tersyüz eden AKEL’i suçlayan bir demecini yayım­lamaktadır..
Kiprianu demecinde, gerçek bir federal anlaşmayı derhal imzalamaya hazır olduğunu söylü­yor, ama temel özgürlükler olan sınırsız dolaşım, yerleşim ve mülk edinmenin bütün ülke çapında uygulanmadığı, eyalet devletlerinin kesin sınırlarla ve ordularla ayrıldığı herhangi bir federasyonun varlığından haberdar olmadığını vurguluyor.” (Cyprus Mail, 27.11.1985)

KAMUOYU YOKLAMASI
Fileleftheros, seçimler ve ulusal konu ile ilgili olarak Orta Doğu Araştırma Bürosunun yaptığı kamuoyu yoklamasında dile getirilen görüşleri ve sonuçları yayımlamayı sürdürüyor. Gazete dün yayımladığı yeni bir bölümde, görüşüne başvuru­lanlardan sadece yüzde l’inin taksim veya iki ayrı bağımsız devletten yana olduğunu ve aynı şekilde yüzde l’inin “çifte enosis” (Kuzey’in Türkiye, Güney’in de Yunanistanla birleşmesi) istediğini açklıyor.
Güçlü federal hükümetler ile zayıf merkezi fede­ral yönetim isteyenler sadece yüzde 2 iken, büyük bir çoğunluk, güçlü merkezi bir hükümeti olan bir federasyondan yana, ya da daha iyi bir çözüm bu­lunabileceği umuduyla bu günkü gibi kalması daha iyidir görüşünden yanadır.”

ÜÇ GÜNLÜK SEMİNER
“Kıbrıs Araştırına Merkezi tarafından Lefkoşa’da düzenlenen ve Cuma günü başlayacak olan üç günlük seminerin konusu şöyle olacak: “Fede­rasyon ve Kıbrıs Sorunu: Ön koşullar, sorunlar ve öngörüler.”
Merkezin Genel Sekreteri Nikos Kutsu, dünkü basın toplantısında, Seminerin amacının Kıbrıs­‘ta federal bir sistemin uygulanması ardından or­taya çıkacak olan sonuçlar, değişiklikler ve sorun­ların derinliğine araştırılması olduğunu söyledi.
Halkın bu sonuçların farkında olmadığını söyle­yen Kutsu, bu tür bir çözüme varıldıktan kısa bir süre sonra yine toplumlararası olayların çıkabile­ceği uyarısında bulundu ve şöyle devam etti: “Bu çözümün Kıbrıslı Rum ve Türkler arasında barış içinde birlikte varolma, adalet ve yaşayabilir­lik unsurlarını içerecek şekilde bilinçlice hazırlan­ması halinde, bu tür tehlikeler azaltılabilir.”
Lefkoşa’daki Laiki Kültür Merkezi’nde yer ala­cak olan seminer, Temsilciler Meclisi  Başkanı Vassos Lissarides tarafından açılacaktır. (Cyprus Mail, 6.2.1986)

AKEL’E GÖRE
“Komünist AKEL Partisi liderlerinden A. Fandis, BM Genel Sekreteri’nin öngörülen Federal Cumhuriyet’teki merkezi hükümetin yetkilerine ilişkin önerilerinin partisi tarafından “kabul edile­bilir bir tartışmaya temel teşkil edecek şekilde iyi dengelenmiş” olarak değerlendirildiğini açık­ladı.
Fandis, Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin Lefkoşa’da düzenlediği “Federasyon ve Kıbrıs” konusundaki seminerde konuşmaktaydı. Fantis, Kiprianu (şimdiki Cumhurbaşkanı) ile Dr. Lissaridis’in (şimdiki Meclis Başkanı) itiraz ve çekin­celerine rağmen, federasyonu kabul etme cesareti­ni gösteren ve onu savunan ilk kişinin Makarios olduğunu da açıkladı. “Makarios’un cesur girişi­mi, ondan sonra gelenlerce sürdürülmüş olsaydı, şimdiye şerefli bir uzlaşmaya büyük bir olasılıkla varmış olurduk” diyen Fantis, Kuzey’deki Kıbrıs Türk Devleti’nin tanınmasının bazılarının sandık­ları gibi önemsiz bir konu olmadığını vurguladı.
Tanınma federal bir çözüm için gerekli olan unsurları yok edecektir, iki ayrı devletin pekiş­mesi anlamına gelecektir. Kuzey’in Türkiye’ye bağlanmasına gidebilecektir, ya da ikili enosis’e -Güney’in Yunanistan’a, Kuzey’in Türkiye’ye katılmasına- yol açabilecektir.”
AKEL lideri, BM Genel Sekreteri’nin gözetiminde­ki görüşmeleri savunarak, geçen Aralık ayında Perez de Cuellar tarafından sunulan “taslak anlaş­ma”yı, “işgalden bu yana bir bütün olarak Kıbrıs halkının yararını gözeten bir uzlaşma çözümü için en iyi şans” olarak tanımladı.
BM Genel Sekreteri’nin önerilerinde yer alan merkezi hükümetin yetkilerini tanımlarken “kabul edilebilir bir uzlaşmanın tartışılması için iyi dengelenmiş bir temel” ifadesini kullanan Fan­tis. bu yetkilerin, 1960 Anayasasında bulunanlar­dan çok farklı olmadığını söyledi. İki toplumun alt ve üst meclislerdeki temsiliyeti, diğer federal sistemlerdeki modele uygundur” dedi.” (Cyprus Mail, 9.2.1986)

FİLELEFTHEROS’UN GÖRÜŞÜ
“Dün bağımsız Rum gazetesi Fileleftheros’da yer alan başyazıda, halkın “federasyon” deyiminin ne demek olduğunu anlayıp anlamadığının ve politik düzeyde bir anlaşmaya varılırsa hangi güçlüklerle karşılaşılacağının bilinip bilinmediği sorulmaktadır.
“En iyi çözüme, hatta federasyondan da iyi bir çözüme varılırsa, eleştiri ve güçlüklerle karşı­laşılacaktır. Ama beklediğimizden daha farklı bir şeyle karşılaşırsak, daha çok güçlük ortaya çı­kacaktır.” Yazar, Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin federal yönetim sistemi sorusunun tartışılacağı bir seminer düzenlemesini alkışlamaktadır.” (Cyprus Mail, 9.2.1986)
“Fileleftheros, dün Lefkoşa’da Kıbrıs Araştırma Merkezi gözetiminde düzenlenen “Federas­yon” konulu seminerle ilgili geniş bilgiler verdi. Görüşlerini açıklayanlar arasında, toplumlararası görüşmelerde yer almış üç eski görüşmeci olarak Klerides, Papadopulos ve Yuannides de vardı.
Gazetenin yazdığına göre varılan sonuç, “Federasyon”un tek alternatif çözüm şekli olarak görüldüğü şeklindeydi. Oldu-bittileri pekiştirmek için yollar arayan Türk tarafının tutumu yüzünden bazı çekincelerin söz konusu olduğu belirtildi.” (Cyprus Mail, 11.2.1986)

BİRLİK PARTİSİNE GÖRE FEDERASYON
“Birlik Partisi’nin Meclis üyesi Dinos Lordos’a göre, Kıbrıs’ta federal bir sistemin benimsenmesi, siyasal bir zorunluluktur. Birlik Partisinin öğrenci hareketi tarafından düzenlenen Avrupalı Demokratik Öğrenciler Toplantısı’nda konuşan Lordos, şöyle dedi:
“Bir yanda üniter devlet, öte yanda ise tamamen ayrı bağımsız devletler söz konusu ise, tek gerçek alternatif, federal bir devlettir. Bu çözüm, iki zıt olasılık arasında en iyi uzlaşmayı oluşturmaktadır ve ikisi arasında orta yol olarak, her ikisinin karşısındaki tek tutarlı gerçekliktir.
Federal devlet, üye devletlerin dışta birliği, içte ise özerkliğinin biraraya gelmesi ile karakterize edilmektedir. Sadece aralarında değil, her biri ile federal devletin genel yönetimi arasında eşitliğe sahip olan üye devletlerin gönüllü işbirliği temeline dayanmaktadır ve yönetimin yapısı tanımlama açısından liberal bir şekle haizdir.”
“Kıbrıs için tek yaşayabilir çözüm şekli niçin federal sistemdir?” şeklinde bir soruyu yanıtlayan Lordos şöyle dedi:
“400 yıllık süre içinde komşular olarak birlikte yaşamış ve barış içinde birlikte var olmuş olmalarına rağmen, Kıbrıs’ta farklı sosyal ve kültürel tavırlar peşinde olan ve etnik, dilsel ve dinsel farklılıklarıyla belirlenen iki toplum vardır. Kıbrıs’ta federal bir çözümün önünde duran ana engel, geniş halk kesimlerinin bu sistemden belki de farklı şeyler anlamalarıdır.” (Cyprus Mail, 31.7.1986)

KIBRIS BANKASI’NIN GÖRÜŞÜ
“Kıbrıs Bankası Başkanı Yorgo Hristofidis, Kıbrısta çözüm halinde bunun ekonomik yönle­rinin ne olacağına ilişkin bir bildiri hazırlamış ve gelecek federal devlette, tek bir ekonominin her iki toplumun da çıkarına hizmet edeceğini söylemiştir. “Her iki toplumun da yaşam düzeylerinin eşitlen­mesi” çağrısında bulunan Hristofidis, bunun mal, hizmet ve işgücünün serbest dolaşımını güvence altına alacak olan gerçek bir ortak pazarın kurul­masıyla sağlanabileceğini belirtmiştir.
Kıbrıs Türk bölgesi için özel bir kalkınma fonu kurulmasını da öneren Hristofidis, bildirisinin birer kopyasını Kıbrıs ve Yunanistan’daki siya­sal parti liderlerine ve BM Genel Sekreterine göndermiş bulunuyor.” (The Cyprus Weekly, 3-9 Nisan 1987)
“Kıbrıs Bankası Guvernörü ve eski Maliye Baka­nı Andreas Patsilidis dün yaptığı bir konuşma­da, Kıbrıs’ta federal bir çözümün ekonomik yön­lerinin gözden uzak tutulmaması gerektiğini söyledi. Çözümün siyasal yönleri üzerinde yoğunlaşanların sayısı kabarırken, en az onun kadar önemli olan ekonomik yönler üzerinde halkın özellikle ilgi göstermediğine dikkati çekti. Federal sistemin ekonomik sonuçları hakkında, kolayca ve acı çekmeden çözümlenebilen ikincil öneme haiz konular olarak düşünmenin tehlikeli olaca­ğını vurgulayan Patsalidis şöyle dedi:
“Dünya tarihi, ekonomik unsurun önemli bir rol oynadığı ve bu nedenlerle federal devletle­rin ciddi sorunlarla yüzyüze gelip çözülme teh­likesi geçirdiği birçok federal devlet örneğiyle doludur. Bizim vardığımız ana sonuç şudur ki siyasal ve ekonomik ilişkiler birbiriyle bağlan­tılı olduğundan ancak hem siyasal, hem de eko­nomik temelleri güçlü olan düzenlemeler olduğu takdirde Kıbrıs’ta varılacak çözüm yaşayabilecektir.”
Patsalidis, Kıbrıs Bankası, Ekonomik Araştır­malar Merkezi ve Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin birlikte düzenledikleri “Kıbrıs’ta federal siste­min ekonomik yönleri” konulu seminer önce­sinde yapılan basın toplantısında konuşmaktay­dı.
... Seminer’in açılış gününde Kolumbiya Üni­versitesinden Profesör P. Drimis “Federalizm’de Ekonomi-Üniter’den federal devlete geçiş” konu­sunda konuşurken, Planlama Bürosu Genel Yö­netmeni Dr. Yakovos Aristidu ise “Federasyo­nun ekonomik yönleri üzerine Kıbrıs’taki yansı­malardan sözedecek. Sözalacak diğer konuş­macılar şöyle: City Üniversitesinden Dr. K. Filakti, Oxford Üniversitesinden Dr. A. Kurakis, Kingston Polytechnic’ten Dr. A. Hacımanteu, Leicester Üniversitesinden Prof. Jackson, Thames Polytechnic!ten Dr. J. Kitromilidis ve London School of Economics’ten Prof. C. Pissaridis. Meclisteki 4 siyasal partiden temsilciler de görüşlerini suna­cak.” (The Cyprus Weekly, 24-30 Nisan 1987)

GÖRÜŞ FARKLILIKLARI
“AKEL’in Haravgisi sağcı Birlik Partisi ile olan ayrılıklarının işbirliği yapamayacak kadar çok olduğunu öne sürmekte ısrarlı... Yazara göre, Demokrat Parti ile olan farklılıklar, AKEL’in fe­deral çözüm fikrine destek vermesinden kaynak­lanmaktadır. AKEL’e göre Demokrat Parti, fede­ral çözüm fikrini terketmiş bulunuyor. AKEL’in federal bir çözüm üzerinde ısrar etmesi, Demokrat Parti liderliğiyle görüş farklılığına yol açmıştır.” (Cyprus Mail, 20.8.1987)
“Başkan Kiprianu, “zaman içinde gelişen bir çözüm”ü öngören herhangi bir fikre karşı oldu­ğunu tekrarladı ve Kıbrıs’ın daha fazla ödün verilmesini onaylamasını önerenleri de ağır bir şekilde kınadı...
Larnaka’daki 4 Fener Oteli’nde yapılan bir Rotaryan toplantısında konuşan Başkan, genellik­le federasyonların, ayrı ülkeleri birleştirmek için yapıldığını vurguladı. Kıbrıs’ta ise federas­yonun ülkeyi bölmek için önerildiğini, böyle olmakla birlikte yine kabul edildiğini, ama bunun ancak gerçek bir federasyon olması koşuluyla kabul edildiğini, çünkü aksi takdirde bunun çalış­mayacağını ve yeni çatışmalara ve yeni trajedi­lere yol açacağını söyledi. Başkan, buna rağmen, dünyadaki bazı değişikliklerin Kıbrıs sorununa yararlı etkide bulunacağından ümitli olduğunu ifade etti.
“Süper iki güç arasındaki dostluk, bölgesel sorunların daha kolay çözümlenmesine yardımcı olurken, Kıbrıs’ın Ortak Pazar’la gümrük birli­ğine girmesi yeni olanaklar yaratmaktadır” diye sözlerini sürdürdü.” (Cyprus Mail, 6.11.1987)
“AKEL’in Haravgisi, üslerin kaldırılması için yeterince güçlü çabalarda bulunmadığı için Kip­rianu ve hükümetine saldırmakta ve ayrıca (Bir­lik Partisi yanlısı) Simerini’de yer alan bir maka­leyi, federal hükümet sorununa yaklaşımı yüzün­den eleştirmektedir. Simerini, Türklerin anladığı şekilde “iki devlet” arasında bir federasyon oluş­turulması fikrini eleştirmişti, ama şöyle yazı­yordu: “Federasyon” düşüncesi sadece tek alternatiftir, en iyi çözüm değildir. Bu federasyon iki devlet arasında değil, birleşik bir ülkenin iki bölgesi arasında oluşturulacaktır.” (Cyprus Mail, 24.12.1987)

VASİLİU’NUN SEÇİM BİLDİRGESİ
“Uluslararası garantiler sorunu çözülmeden Türk askerleri ve göçmenleri tamamıyla geri çekilmeden, temel özgürlükler ve insan hakları Cumhuriyetin bütün yurttaşları için güvence altına alınmadan, özellikle göçmenlerin geri evlerine dönme hakkı sağlanmadan Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunamaz. Genel Sekreterin Mart 1986 tarihli son önerileri bu temel ilkeleri güvence altına almamaktadır, ne de gerçek federal bir devletin engelsiz çalışmasını sağlamaktadır. Bugünkü şekliyle bu öneriler, bu nedenle kabul edilemezdirler.”
(Yorgo Vasiliu, “Başkanlık Seçimleri için Bağımsız Aday, Seçim Platformu” adlı broşürden, 1988, s.7)

ÖĞRENCİLERİN ETKİNLİKLERİ
“Kıbrıslı öğrenciler Eylem Grubunun açıkla­masına göre, Kıbrıs sorunuyla ilgili 4 konferansı içeren diziden ilk üçü büyük bir başarıyla gerçek­leştirildi...
Eylem Grubu nun düzenlediği dizi konferans­ların ikincisinin konusu, Türk Propagandasına karşı koymanın yolları üzerineydi. Bu konferansı veren Attalidis, Kıbrıs sorununun anayasal yönleri hazırlanmış olsa bile, bütün göçmenlerin evlerine dönmemeleri halinde, bunun yaşayabilir bir çö­züm olamayacağını açıkladı. Attalidis, “Bir Fe­derasyon, eğer bütün göçmenler evlerine döne­ceklerse, ancak o zaman yürüyebilir” diyerek, Türkiye’den gelmiş olan 60.000 göçmenin Kıbrıs sorununda en önemli bölücü etken olduğunu sözlerine ekledi.” (Cyprııs Mail, 21.4.1988)

VASILİU’NUN ÖNERİSİ
“Başkan Vasiliu’nun BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında söylediği adanın askersizleştiril­mesi ardından sağlanacak para tasarrufunun daha çok Kıbrıslı Türklerin yararına kullanıla­cağı şeklindeki sözleri, dünkü AKEL gazetesi Haravgi’nin büyük takdirine mazhar oldu. Gazete ön sayfasındaki başyazıda, demilitarizasyon ile tasarruf edilecek ekonomik kaynakların Kıbrıslı Türklerin yararına kullanılması önerisinin, göründüğünden çok daha fazla bir önemi olduğuna dikkat çekmektedir. Haravgi, herhangi bir federal yapıda, ekonomik eşitsizliklerinin karışıklığa yol açtığını ve genellikle mali yönden daha zayıf kazaların ayrılıkçı eğilimler geliştirdiğini ve bu nedenle bütün federasyonlarda, dengeli kalkınma için çabalar sarfedildiğini yazmaktadır.
“Kıbrıs söz konusu olunca, ekonomik dengesizlik, büyük ölçüde Türklerin ayrılıkçı hareketlerine bağlı olup muazzamdır ve yeniden birleşme yönünde yapılan bütün çabalara ek zorluklar yaratmaktadır” diye görüş belirten gazete, şöyle devam ediyor: Konulara  bu açıdan bakmakla biz şuna inanıyoruz ki, Vasiliu’nun önerisi büyük siyasal öneme sahiptir ve bir dizi önlemin alınmasının başlangıcı olmalıdır. Uygun uluslararası etkisi yanında bu öneri, öteki tarafa yerinde bir mesaj iletmektedir. Taksimde açıkça ısrar eden aşırı, şövenist, Kıbrıs Türk çevrelerinin kesin olarak çökmesini sağlayacak en iyi elde tutulur güvenceyi, bu öneri sağlamaktadır.” (Cyprus Mail, 5.6.1988)
“Başkan Vasiliu, dün akşam “Kıbrıs’ın kurtu­luşu ve mutluluğu” yolunda birlik çağrısında bulundu ve Kıbrıs sorunu için aranmakta olan çözümün, bütün Kıbrıslılarm haklarını güvence altına alacak bir çözüm olduğunu yineledi.
Başkan, darbenin ve Temmuz 1974 istilasının kınanması için yapılan yıllık toplantıda konuş­maktaydı.
Vasiliu şöyle dedi: “Adil ve yaşayabilir bir çözümün BM kararlarına dayanması gerekti­ğinde hepimiz hemfikiriz. Kurmak istediğimiz Kıbrıs devleti, özgür, birleşik ve askersizleştirilmiş olmalı, göçmen ve adaya yerleştirilenler olmamalı, çalışan demokratik federal bir sistemi olmalıdır. Bu rahat çalışan bir hükümet sistemi olmalıdır.
Yaşayabilir bir çözüm, Kıbrıslı Türklerin de çıkarınadır. Çünkü ancak böylesi bir sistem, Kıbrıs’ın bütün yurttaşlarının medeni ve demokra­tik haklarını güvence altına alabilecek ve Kıbrıslı Rum ve Türkler samimi bir işbirliğini geliştirerek, barış içinde birlikte var olmamızı pekiştirecek­tir.”
Türkiye’yi “taksimci” amaçlarını sürdürmekle suçlayan Vasiliu şöyle dedi: “Kıbrıs’ın geleceği büyük ölçüde bize dayanmaktadır. Bu nedenle taksim tehlikesini durdurup bertaraf etmenin yollarını bulmak bizim görevimizdir.” (Cyprus Mail, 21.7.1988)

NE YAPMALI?
Çarşamba günkü Ulusal Konsey toplantısı dünkü Rumca gazetelerin hepsinde ana konu ola­rak ilk sayfada yer alıyordu. Gelecek konuşmalar­la ilgili öngörüler ve izlenecek strateji konusun­daki görüşler, değerlendirmeler çeşitli gazetelerde farklılık göstermekle birlikte, hepsi de yersiz iyimserliğe karşı, tedbirli olunmasını savunmak­taydılar.
...Şimdi ortak olan bir nokta öngörülen Federal Devletteki iki bölgenin tamamen eşit olmasına ilişkin Türk ısrarlarına karşı iyi bir hazırlık yapma çağrısıdır. Hazırlıklı olunması gereken diğer Türk ısrarı, her bir devletin ayrı uluslararası statüsünün olacağı bir konfederasyon talebidir.

ÖNEMLİ OLAN SINIRIN YAPISIDIR
Alithia’ııın yorum yazarı “Kassandros” şöyle yazmaktadır: “Türk inatçılığı, slogancılıkla değil, uluslararası gücün çalışmasını da sağlayacak iyice planlanmış bir siyasal strateji ile bükülecektir. Özellikle önemli olan, nasıl davrandığımızdır, nasıl bağırdığımız değil. Her bölgenin toprak miktarından daha önemli olan, ayrım çizgisinin yasal statüsüdür. Bu sınırın yapısı, federasyona mı, konfederasyona mı sahip olacağımızı tayin edecektir. Üst düzey anlaşmaları, iki kesimli (bi-zonal) bir federasyondan söz etmektedir., bir konfederasyondan değil. Bu iki anayasal kavram arasında Uluslararası Hukuk’ta önemli bir farklılık vardır. Bu Konfederasyonda, ker iki parçanın uluslararası statüleri, ayrı diplomatik temsiliyetleri vardır, kendi pasaportlarını ve paralarını kendileri çıkarırlar. Ama bir federasyonda, tek merkezi bir hükümet vardır ve onu oluşturan parçaların böylesi hakları yoktur.”
Alithia’nın yazarı, bütün bu hususların bilimsel bir hazırlık çalışmasını gerektirdiğini ve başlayacak olan ikili görüşmelerde temel yönlerin etkin bir şekilde tartışılacaksa bunun yapılması gerektiğini belirterek şöyle demektedir: “Kurtarılabilecek olanı kurtarmak için çaba gösterilmeli, herşeyi kaybetmek için değil. Bu husus, Kıbrıs Rumları için en önde gelen şey olmalıdır.” (Cyprus Mail, 12.8.1988)    

(“Araştırma-Çeviri: Ahmet An” imzasıyla, Kıbrıs Postası gazetesinde, 24, 25, 27 ve 28 Eylül 1988 tarihlerinde, 4 yazı olarak yayımlanmıştır.)

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder