Kıbrıs Rum
basınında son 5 yıl içinde federal çözüm konusunda neler yazıldığını merak
edenler için aşağıdaki araştırmayı yapmış bulunuyoruz. Rum kesiminde İngilizce
olarak yayımlanan günlük “Cyprus Mail” adlı İngilizce gazetenin Rum basın
özetleri, araştırmamızda ele alınan kaynak olmuştur. Aktarılacak bilgilerin,
toplumlararası anlayış ve barışa katkıda bulunacağına inanıyoruz:
HARAVGİ’NİN
UYARILARI
“Haravgi dünkü yazısında şöyle demekteydi:
Kıbrıs için seçim, federal çözüm ile nihai taksim arasındadır.” (Cyprus Mail, 26.8.1983)
“Haravgi, ülkenin bölünmeden kurtulması
için tek umut olarak “Üst düzey” anlaşmalarının (Makaryos-Denktaş ve
Kiprianu-Denktaş) yeniden onaylanmasına en fazla önemi vermektedir. Bununla
birlikte AKEL’in gazetesi Haravgi, taksime karşı en önemli silahın üst düzey
anlaşmaları olduğunu belirtmekte ve Kıbrıs hükümetine, bu anlaşmalara
bağlılığını yenilemeyi tavsiye etmektedir. Gazete, bu anlaşmaların
terkedilmesi halinde, Denktaş’ın oyununa gelineceğini ve taksime, Türkiye’ye
bağlanmaya veya çifte enosise kapı açılacağını, genel olarak da bağımsızlığın
yok edileceğini yazmaktadır. AKEL’in gazetesi, federal çözüme karşı olan bir
kesimin var olduğunu bildirmektedir.” (Cyprus Mail, 27.5.1985)
“Başkan Kiprianu’ya istifa etmesi
çağrısında bulunan Haravgi, önde gelen AKEL milletvekili ve solcu çiftçiler
birliği EKA’nın Genel Sekreteri Hambis Mihailidis’in bir konuşmasını vermektedir.
Mihailidis, Kiprianu’nun, parlamentodaki partilerin çoğunluk kararlarına
uyulmasını zorunlu kılan Temsilciler Meclisi kararını kabul etmediği takdirde
istifa edip, başkanlık seçimlerine gidilmesi gerektiğini söyledi.
“Başkan Kiprianu, hiçbir zaman federal
çözüme inanmamış bir kişidir ve kendisi sadece dilinde olan şerefli bir çözüm
için, elindeki tarihsel olanakların yitmesine izin vermiştir. Büyük karar
vakti geldiği zaman, Zürih’ten daha iyi bir çözüm bulacağı hayaliyle geri
çekilmektedir.” diye konuşan Mihailidis’in görüşleri aktarılmaktadır.” (Cyprus
Mail, 19.3.1985)
KİPRİANU NE
DİYOR?
“Spiros Kiprianu, parti üyelerine yaptığı
konuşmada ayrıca, bölünmüş adayı yeniden birleştirmek için “şerefli uzlaşma”
diye tanımladığı hedefleri hakkında bilgi verdi.
“Biz federal bir çözümü kabul ettik, ama
federasyon, yeni ödünlerin başlama noktası olmamalıdır” diyen Başkan, “Şerefli
uzlaşma” denen şeyden ne anladığını şöyle açıkladı:
“Bu çözüm, işgalin sona ermesini
sağlamalıdır. Çünkü Türk işgal birliklerinin varlığı halinde hiçbir çözüm
olamaz. Seyahat, yerleşme ve mülk edinme de içinde temel hakların güvence altına alınması
gerekir ve göçmenlere geri evlerine dönme hakkı tanınmalıdır.” (Cyprus Mail,
30.4.1985)
KONFEDERASYON’A
HAYIR
“Başkan Kiprianu, Kıbrıs sorununa bir
çözüm şekli olarak Konfederasyon fikrini dün açıkça reddetmiştir ve Kıbrıs’ta
çözüm için zorunlu olarak Türk birliklerinin çekilmesi talebini tekrarlamıştır.
Cumhurbaşkanı, dün itimatnamesini sunan
yeni Mısır Büyükelçisi Mahmut Kamal Rifat’m konuşmasını yanıtlarken, Kıbrıs
sorununun çözümüne ilişkin olarak BM Genel Sekreteri’nin gösterdiği çabalara
değindi ve şöyle dedi:
“Birkaç gün önce öteki taraf, federasyon
yerine konfederasyondan söz etti. Bu, öteki tarafın hiçbir zaman federasyon
istemediği konusundaki korku ve kuşkularımızın ne kadar doğru ve haklı olduğunu
kanıtlamaktadır. Aslında, Türk tarafı daima federasyonu, taksimci bir çözümü
onun altında zorla kabul ettirecek bir palto olarak düşünmüştür.”(Cyprus
Mail, 19.7.1985)
“Kıbrıs
Hükümeti, Kıbrıs’ta sınırları açıkça tanımlanmış iki federal devletin var
olacağı bir çözümden söz eden Türk Dışişleri Bakanı Halefoğlu’nun son demecine
karşı sert bir tavır almıştır.” Lefkoşa’da bu şekilde konuşan hükümet sözcüsü,
Türk Dışişleri Bakanının aslında iki ayrı devletten oluşan bir konfederasyonun
kurulmasından yana olduğunu, bunun ise Kıbrıs‘ın egemen, toprağı bütün ve
bağımsız bir devlet olduğunu onaylayan son Güvenlik Konseyi kararına, BM’in
çeşitii kararlarına ve üst düzey anlaşmalarına ters düştüğünü söyledi.” (Cyprus Mail, 25.9.1985)
AKEL’İN
SUÇLAMASI
“Komünist AKEL Partisi lideri Ezekias Papayuannu
hafta sonunda yaptığı bir konuşmada, gerçek bağımsızlık için zorunlu olan ve
Kıbrıslı Türklere yapılacak bir çağrıda onlarla “anlayış” içinde bulunmak
gerektiğini söyledi. Papayuannu konuşmasında Başkan Kiprianu ile “redçiler”in
federal çözüme karşı olduklarını öne sürdü.” (Cyprus Mail, 21.10.85)
KİPRİANU’NUN
GÖRÜŞÜ
“Başkan Kiprianu verdiği yeni bir
demecinde, Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin herhangi bir kısmına ayrı
uluslararası bir kimlik verecek, ya da adaya yerleştirilmiş olan Türkiyeli
göçmenlerin varlığını yasallaştıracak, yahut da temel özgürlüklere engel olacak
bir çözümü kabul etmeyeceklerini söyledi.” (Cyprus Mail, 22.11 1985)
‘İktidardaki
Demokratik Parti’nin gazetesi Eleftherotipia, Başkan Kiprianu’nun federal
çözüme karşı olduğunu öne sürerken gerçekleri tersyüz eden AKEL’i suçlayan bir
demecini yayımlamaktadır..
Kiprianu demecinde, gerçek bir federal anlaşmayı
derhal imzalamaya hazır olduğunu söylüyor, ama temel özgürlükler olan sınırsız
dolaşım, yerleşim ve mülk edinmenin bütün ülke çapında uygulanmadığı, eyalet
devletlerinin kesin sınırlarla ve ordularla ayrıldığı herhangi bir federasyonun
varlığından haberdar olmadığını vurguluyor.” (Cyprus Mail, 27.11.1985)
KAMUOYU
YOKLAMASI
Fileleftheros, seçimler ve ulusal konu ile
ilgili olarak Orta Doğu Araştırma Bürosunun yaptığı kamuoyu yoklamasında dile getirilen
görüşleri ve sonuçları yayımlamayı sürdürüyor. Gazete dün yayımladığı yeni bir
bölümde, görüşüne başvurulanlardan sadece yüzde l’inin taksim veya iki ayrı
bağımsız devletten yana olduğunu ve aynı şekilde yüzde l’inin “çifte enosis”
(Kuzey’in Türkiye, Güney’in de Yunanistanla birleşmesi) istediğini açklıyor.
Güçlü
federal hükümetler ile zayıf merkezi federal yönetim isteyenler sadece yüzde 2
iken, büyük bir çoğunluk, güçlü merkezi bir hükümeti olan bir federasyondan
yana, ya da daha iyi bir çözüm bulunabileceği umuduyla bu günkü gibi kalması
daha iyidir görüşünden yanadır.”
ÜÇ GÜNLÜK
SEMİNER
“Kıbrıs Araştırına Merkezi tarafından
Lefkoşa’da düzenlenen ve Cuma günü başlayacak olan üç günlük seminerin konusu
şöyle olacak: “Federasyon ve Kıbrıs Sorunu: Ön koşullar, sorunlar ve
öngörüler.”
Merkezin Genel Sekreteri Nikos Kutsu,
dünkü basın toplantısında, Seminerin amacının Kıbrıs‘ta federal bir sistemin
uygulanması ardından ortaya çıkacak olan sonuçlar, değişiklikler ve sorunların
derinliğine araştırılması olduğunu söyledi.
Halkın bu sonuçların farkında olmadığını
söyleyen Kutsu, bu tür bir çözüme varıldıktan kısa bir süre sonra yine
toplumlararası olayların çıkabileceği uyarısında bulundu ve şöyle devam etti: “Bu
çözümün Kıbrıslı Rum ve Türkler arasında barış içinde birlikte varolma, adalet
ve yaşayabilirlik unsurlarını içerecek şekilde bilinçlice hazırlanması
halinde, bu tür tehlikeler azaltılabilir.”
Lefkoşa’daki Laiki Kültür Merkezi’nde yer
alacak olan seminer, Temsilciler Meclisi
Başkanı Vassos Lissarides tarafından açılacaktır. (Cyprus Mail, 6.2.1986)
AKEL’E GÖRE
“Komünist AKEL Partisi liderlerinden A.
Fandis, BM Genel Sekreteri’nin öngörülen Federal Cumhuriyet’teki merkezi
hükümetin yetkilerine ilişkin önerilerinin partisi tarafından “kabul edilebilir
bir tartışmaya temel teşkil edecek şekilde iyi dengelenmiş” olarak değerlendirildiğini
açıkladı.
Fandis, Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin
Lefkoşa’da düzenlediği “Federasyon ve Kıbrıs” konusundaki seminerde
konuşmaktaydı. Fantis, Kiprianu (şimdiki Cumhurbaşkanı) ile Dr. Lissaridis’in
(şimdiki Meclis Başkanı) itiraz ve çekincelerine rağmen, federasyonu kabul
etme cesaretini gösteren ve onu savunan ilk kişinin Makarios olduğunu da açıkladı.
“Makarios’un cesur girişimi, ondan sonra gelenlerce sürdürülmüş olsaydı,
şimdiye şerefli bir uzlaşmaya büyük bir olasılıkla varmış olurduk” diyen
Fantis, Kuzey’deki Kıbrıs Türk Devleti’nin tanınmasının bazılarının sandıkları
gibi önemsiz bir konu olmadığını vurguladı.
Tanınma federal bir çözüm için gerekli
olan unsurları yok edecektir, iki ayrı devletin pekişmesi anlamına gelecektir.
Kuzey’in Türkiye’ye bağlanmasına gidebilecektir, ya da ikili enosis’e -Güney’in
Yunanistan’a, Kuzey’in Türkiye’ye katılmasına- yol açabilecektir.”
AKEL lideri, BM Genel Sekreteri’nin
gözetimindeki görüşmeleri savunarak, geçen Aralık ayında Perez de Cuellar
tarafından sunulan “taslak anlaşma”yı, “işgalden bu yana bir bütün olarak
Kıbrıs halkının yararını gözeten bir uzlaşma çözümü için en iyi şans” olarak
tanımladı.
BM Genel Sekreteri’nin önerilerinde yer
alan merkezi hükümetin yetkilerini tanımlarken “kabul edilebilir bir uzlaşmanın
tartışılması için iyi dengelenmiş bir temel” ifadesini kullanan Fantis. bu
yetkilerin, 1960 Anayasasında bulunanlardan çok farklı olmadığını söyledi. İki
toplumun alt ve üst meclislerdeki temsiliyeti, diğer federal sistemlerdeki
modele uygundur” dedi.” (Cyprus Mail, 9.2.1986)
FİLELEFTHEROS’UN
GÖRÜŞÜ
“Dün bağımsız Rum gazetesi Fileleftheros’da
yer alan başyazıda, halkın “federasyon” deyiminin ne demek olduğunu anlayıp
anlamadığının ve politik düzeyde bir anlaşmaya varılırsa hangi güçlüklerle
karşılaşılacağının bilinip bilinmediği sorulmaktadır.
“En iyi çözüme, hatta federasyondan da iyi
bir çözüme varılırsa, eleştiri ve güçlüklerle karşılaşılacaktır. Ama
beklediğimizden daha farklı bir şeyle karşılaşırsak, daha çok güçlük ortaya çıkacaktır.”
Yazar, Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin federal yönetim sistemi sorusunun
tartışılacağı bir seminer düzenlemesini alkışlamaktadır.” (Cyprus Mail,
9.2.1986)
“Fileleftheros, dün Lefkoşa’da Kıbrıs
Araştırma Merkezi gözetiminde düzenlenen “Federasyon” konulu seminerle ilgili
geniş bilgiler verdi. Görüşlerini açıklayanlar arasında, toplumlararası
görüşmelerde yer almış üç eski görüşmeci olarak Klerides, Papadopulos ve
Yuannides de vardı.
Gazetenin yazdığına göre varılan sonuç, “Federasyon”un
tek alternatif çözüm şekli olarak görüldüğü şeklindeydi. Oldu-bittileri
pekiştirmek için yollar arayan Türk tarafının tutumu yüzünden bazı çekincelerin
söz konusu olduğu belirtildi.” (Cyprus Mail, 11.2.1986)
BİRLİK PARTİSİNE
GÖRE FEDERASYON
“Birlik Partisi’nin
Meclis üyesi Dinos Lordos’a göre, Kıbrıs’ta federal bir sistemin benimsenmesi, siyasal
bir zorunluluktur. Birlik Partisinin öğrenci hareketi tarafından düzenlenen
Avrupalı Demokratik Öğrenciler Toplantısı’nda konuşan Lordos, şöyle dedi:
“Bir yanda
üniter devlet, öte yanda ise tamamen ayrı bağımsız devletler söz konusu ise,
tek gerçek alternatif, federal bir devlettir. Bu çözüm, iki zıt olasılık
arasında en iyi uzlaşmayı oluşturmaktadır ve ikisi arasında orta yol olarak,
her ikisinin karşısındaki tek tutarlı gerçekliktir.
Federal devlet,
üye devletlerin dışta birliği, içte ise özerkliğinin biraraya gelmesi ile
karakterize edilmektedir. Sadece aralarında değil, her biri ile federal
devletin genel yönetimi arasında eşitliğe sahip olan üye devletlerin gönüllü
işbirliği temeline dayanmaktadır ve yönetimin yapısı tanımlama açısından
liberal bir şekle haizdir.”
“Kıbrıs için tek
yaşayabilir çözüm şekli niçin federal sistemdir?” şeklinde bir soruyu
yanıtlayan Lordos şöyle dedi:
“400 yıllık süre
içinde komşular olarak birlikte yaşamış ve barış içinde birlikte var olmuş
olmalarına rağmen, Kıbrıs’ta farklı sosyal ve kültürel tavırlar peşinde olan ve
etnik, dilsel ve dinsel farklılıklarıyla belirlenen iki toplum vardır. Kıbrıs’ta
federal bir çözümün önünde duran ana engel, geniş halk kesimlerinin bu
sistemden belki de farklı şeyler anlamalarıdır.” (Cyprus Mail, 31.7.1986)
KIBRIS BANKASI’NIN GÖRÜŞÜ
“Kıbrıs Bankası Başkanı
Yorgo Hristofidis, Kıbrısta çözüm halinde bunun ekonomik yönlerinin ne
olacağına ilişkin bir bildiri hazırlamış ve gelecek federal devlette, tek bir
ekonominin her iki toplumun da çıkarına hizmet edeceğini söylemiştir. “Her iki
toplumun da yaşam düzeylerinin eşitlenmesi” çağrısında
bulunan Hristofidis, bunun mal, hizmet ve işgücünün serbest dolaşımını güvence
altına alacak olan gerçek bir ortak pazarın kurulmasıyla sağlanabileceğini
belirtmiştir.
Kıbrıs Türk
bölgesi için özel bir kalkınma fonu kurulmasını da öneren Hristofidis,
bildirisinin birer kopyasını Kıbrıs ve Yunanistan’daki siyasal parti
liderlerine ve BM Genel Sekreterine göndermiş bulunuyor.” (The Cyprus Weekly, 3-9 Nisan 1987)
“Kıbrıs Bankası
Guvernörü ve eski Maliye Bakanı Andreas Patsilidis dün
yaptığı bir konuşmada, Kıbrıs’ta federal bir çözümün ekonomik yönlerinin
gözden uzak tutulmaması gerektiğini söyledi. Çözümün siyasal yönleri üzerinde yoğunlaşanların sayısı kabarırken, en az onun kadar
önemli olan ekonomik yönler üzerinde halkın özellikle ilgi göstermediğine dikkati
çekti. Federal sistemin ekonomik sonuçları hakkında, kolayca ve acı çekmeden
çözümlenebilen ikincil öneme haiz konular olarak düşünmenin tehlikeli olacağını
vurgulayan Patsalidis şöyle dedi:
“Dünya tarihi,
ekonomik unsurun önemli bir rol oynadığı ve bu nedenlerle federal devletlerin
ciddi sorunlarla yüzyüze gelip çözülme tehlikesi geçirdiği birçok federal devlet
örneğiyle doludur. Bizim vardığımız ana sonuç şudur ki siyasal ve ekonomik
ilişkiler birbiriyle bağlantılı olduğundan ancak hem siyasal, hem de ekonomik
temelleri güçlü olan düzenlemeler olduğu takdirde Kıbrıs’ta varılacak çözüm
yaşayabilecektir.”
Patsalidis,
Kıbrıs Bankası, Ekonomik Araştırmalar Merkezi ve Kıbrıs Araştırma Merkezi’nin
birlikte düzenledikleri “Kıbrıs’ta federal sistemin ekonomik yönleri” konulu
seminer öncesinde yapılan basın toplantısında konuşmaktaydı.
... Seminer’in
açılış gününde Kolumbiya Üniversitesinden Profesör P. Drimis “Federalizm’de
Ekonomi-Üniter’den federal devlete geçiş” konusunda konuşurken, Planlama
Bürosu Genel Yönetmeni Dr. Yakovos Aristidu ise “Federasyonun ekonomik
yönleri üzerine Kıbrıs’taki yansımalardan sözedecek. Sözalacak diğer konuşmacılar
şöyle: City Üniversitesinden Dr. K. Filakti, Oxford Üniversitesinden Dr. A. Kurakis, Kingston
Polytechnic’ten Dr. A. Hacımanteu, Leicester Üniversitesinden Prof. Jackson,
Thames Polytechnic!ten Dr. J. Kitromilidis ve London School of Economics’ten
Prof. C. Pissaridis. Meclisteki 4 siyasal partiden temsilciler de görüşlerini
sunacak.” (The Cyprus Weekly, 24-30 Nisan
1987)
GÖRÜŞ FARKLILIKLARI
“AKEL’in
Haravgisi sağcı Birlik Partisi ile olan ayrılıklarının işbirliği yapamayacak
kadar çok olduğunu öne sürmekte ısrarlı... Yazara göre, Demokrat Parti ile olan
farklılıklar, AKEL’in federal çözüm fikrine destek vermesinden kaynaklanmaktadır.
AKEL’e göre Demokrat Parti, federal çözüm fikrini terketmiş bulunuyor. AKEL’in
federal bir çözüm üzerinde ısrar etmesi, Demokrat Parti liderliğiyle görüş
farklılığına yol açmıştır.” (Cyprus Mail, 20.8.1987)
“Başkan
Kiprianu, “zaman içinde gelişen bir çözüm”ü öngören herhangi bir fikre
karşı olduğunu tekrarladı ve Kıbrıs’ın daha fazla ödün verilmesini onaylamasını önerenleri de ağır bir şekilde kınadı...
Larnaka’daki 4
Fener Oteli’nde yapılan bir Rotaryan toplantısında konuşan Başkan, genellikle
federasyonların, ayrı ülkeleri birleştirmek için yapıldığını vurguladı. Kıbrıs’ta
ise federasyonun ülkeyi bölmek için önerildiğini, böyle olmakla birlikte yine
kabul edildiğini, ama bunun ancak gerçek bir federasyon olması koşuluyla kabul
edildiğini, çünkü aksi takdirde bunun çalışmayacağını ve yeni çatışmalara ve
yeni trajedilere yol açacağını söyledi. Başkan, buna rağmen, dünyadaki bazı
değişikliklerin Kıbrıs sorununa yararlı etkide bulunacağından ümitli olduğunu
ifade etti.
“Süper iki güç
arasındaki dostluk, bölgesel sorunların daha
kolay çözümlenmesine yardımcı olurken, Kıbrıs’ın Ortak Pazar’la gümrük birliğine
girmesi yeni olanaklar yaratmaktadır” diye sözlerini sürdürdü.” (Cyprus Mail,
6.11.1987)
“AKEL’in
Haravgisi, üslerin kaldırılması için yeterince güçlü çabalarda bulunmadığı için
Kiprianu ve hükümetine saldırmakta ve ayrıca (Birlik Partisi yanlısı)
Simerini’de yer alan bir makaleyi, federal hükümet sorununa yaklaşımı yüzünden
eleştirmektedir. Simerini, Türklerin anladığı şekilde “iki devlet” arasında bir
federasyon oluşturulması fikrini eleştirmişti, ama şöyle yazıyordu: “Federasyon”
düşüncesi sadece tek alternatiftir, en iyi çözüm değildir. Bu federasyon iki
devlet arasında değil, birleşik bir ülkenin iki bölgesi arasında
oluşturulacaktır.” (Cyprus Mail, 24.12.1987)
VASİLİU’NUN SEÇİM BİLDİRGESİ
“Uluslararası garantiler
sorunu çözülmeden Türk askerleri ve göçmenleri tamamıyla geri çekilmeden, temel
özgürlükler ve insan hakları Cumhuriyetin bütün yurttaşları için güvence altına
alınmadan, özellikle göçmenlerin geri evlerine dönme hakkı sağlanmadan Kıbrıs
sorununa bir çözüm bulunamaz. Genel Sekreterin Mart 1986 tarihli son önerileri
bu temel ilkeleri güvence altına almamaktadır, ne de gerçek federal bir
devletin engelsiz çalışmasını sağlamaktadır. Bugünkü şekliyle bu öneriler, bu
nedenle kabul edilemezdirler.”
(Yorgo Vasiliu, “Başkanlık Seçimleri
için Bağımsız Aday, Seçim Platformu” adlı broşürden, 1988, s.7)
ÖĞRENCİLERİN
ETKİNLİKLERİ
“Kıbrıslı öğrenciler Eylem Grubunun açıklamasına göre, Kıbrıs sorunuyla
ilgili 4 konferansı içeren diziden ilk üçü büyük bir başarıyla gerçekleştirildi...
Eylem Grubu nun düzenlediği dizi konferansların ikincisinin konusu, Türk
Propagandasına karşı koymanın yolları üzerineydi. Bu konferansı veren
Attalidis, Kıbrıs sorununun anayasal yönleri hazırlanmış olsa bile, bütün
göçmenlerin evlerine dönmemeleri halinde, bunun yaşayabilir bir çözüm
olamayacağını açıkladı. Attalidis, “Bir Federasyon, eğer bütün göçmenler
evlerine döneceklerse, ancak o zaman yürüyebilir” diyerek, Türkiye’den gelmiş
olan 60.000 göçmenin Kıbrıs sorununda en önemli bölücü etken olduğunu sözlerine
ekledi.” (Cyprııs Mail, 21.4.1988)
VASILİU’NUN
ÖNERİSİ
“Başkan Vasiliu’nun BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında söylediği adanın
askersizleştirilmesi ardından sağlanacak para tasarrufunun daha çok Kıbrıslı
Türklerin yararına kullanılacağı şeklindeki sözleri, dünkü AKEL gazetesi
Haravgi’nin büyük takdirine mazhar oldu. Gazete ön sayfasındaki başyazıda,
demilitarizasyon ile tasarruf edilecek ekonomik kaynakların Kıbrıslı Türklerin
yararına kullanılması önerisinin, göründüğünden çok daha fazla bir önemi olduğuna
dikkat çekmektedir. Haravgi, herhangi bir federal yapıda, ekonomik
eşitsizliklerinin karışıklığa yol açtığını ve genellikle mali yönden daha zayıf
kazaların ayrılıkçı eğilimler geliştirdiğini ve bu nedenle bütün federasyonlarda,
dengeli kalkınma için çabalar sarfedildiğini yazmaktadır.
“Kıbrıs söz konusu olunca, ekonomik dengesizlik, büyük ölçüde Türklerin
ayrılıkçı hareketlerine bağlı olup
muazzamdır ve yeniden birleşme yönünde yapılan bütün çabalara ek zorluklar
yaratmaktadır” diye görüş belirten gazete, şöyle devam ediyor: “Konulara
bu açıdan bakmakla biz şuna inanıyoruz
ki, Vasiliu’nun önerisi büyük siyasal öneme sahiptir ve bir dizi önlemin
alınmasının başlangıcı olmalıdır. Uygun uluslararası etkisi yanında bu öneri, öteki
tarafa yerinde bir mesaj iletmektedir. Taksimde açıkça ısrar eden aşırı,
şövenist, Kıbrıs Türk çevrelerinin kesin olarak çökmesini sağlayacak en iyi
elde tutulur güvenceyi, bu öneri sağlamaktadır.” (Cyprus Mail, 5.6.1988)
“Başkan Vasiliu, dün akşam “Kıbrıs’ın kurtuluşu ve mutluluğu” yolunda
birlik çağrısında bulundu ve Kıbrıs sorunu için aranmakta olan çözümün, bütün
Kıbrıslılarm haklarını güvence altına alacak bir çözüm olduğunu yineledi.
Başkan, darbenin ve Temmuz 1974 istilasının kınanması için yapılan yıllık
toplantıda konuşmaktaydı.
Vasiliu şöyle dedi: “Adil ve yaşayabilir bir çözümün BM kararlarına
dayanması gerektiğinde hepimiz hemfikiriz. Kurmak istediğimiz Kıbrıs devleti,
özgür, birleşik ve askersizleştirilmiş olmalı, göçmen ve adaya yerleştirilenler
olmamalı, çalışan demokratik federal bir sistemi olmalıdır. Bu rahat çalışan
bir hükümet sistemi olmalıdır.
Yaşayabilir bir çözüm, Kıbrıslı Türklerin de çıkarınadır. Çünkü ancak
böylesi bir sistem, Kıbrıs’ın bütün yurttaşlarının medeni ve demokratik haklarını
güvence altına alabilecek ve Kıbrıslı Rum ve Türkler samimi bir işbirliğini
geliştirerek, barış içinde birlikte var olmamızı pekiştirecektir.”
Türkiye’yi “taksimci” amaçlarını sürdürmekle suçlayan Vasiliu şöyle dedi: “Kıbrıs’ın
geleceği büyük ölçüde bize dayanmaktadır. Bu nedenle taksim tehlikesini
durdurup bertaraf etmenin yollarını bulmak bizim görevimizdir.” (Cyprus Mail,
21.7.1988)
NE YAPMALI?
Çarşamba günkü Ulusal Konsey toplantısı dünkü Rumca gazetelerin hepsinde
ana konu olarak ilk sayfada yer alıyordu. Gelecek konuşmalarla ilgili
öngörüler ve izlenecek strateji konusundaki görüşler, değerlendirmeler çeşitli
gazetelerde farklılık göstermekle birlikte, hepsi de yersiz iyimserliğe karşı,
tedbirli olunmasını savunmaktaydılar.
...Şimdi ortak olan bir nokta öngörülen Federal Devletteki iki bölgenin
tamamen eşit olmasına ilişkin Türk ısrarlarına karşı iyi bir hazırlık yapma
çağrısıdır. Hazırlıklı olunması gereken diğer Türk ısrarı, her bir devletin
ayrı uluslararası statüsünün olacağı bir konfederasyon talebidir.
ÖNEMLİ OLAN
SINIRIN YAPISIDIR
Alithia’ııın yorum yazarı “Kassandros” şöyle yazmaktadır: “Türk inatçılığı,
slogancılıkla değil, uluslararası gücün çalışmasını da sağlayacak iyice
planlanmış bir siyasal strateji ile bükülecektir. Özellikle önemli olan, nasıl
davrandığımızdır, nasıl
bağırdığımız değil. Her bölgenin toprak miktarından daha önemli olan, ayrım
çizgisinin yasal statüsüdür. Bu sınırın yapısı, federasyona mı, konfederasyona
mı sahip olacağımızı tayin edecektir. Üst düzey anlaşmaları, iki kesimli
(bi-zonal) bir federasyondan söz etmektedir., bir konfederasyondan değil. Bu
iki anayasal kavram arasında Uluslararası Hukuk’ta önemli bir farklılık vardır.
Bu Konfederasyonda, ker iki parçanın uluslararası statüleri, ayrı diplomatik
temsiliyetleri vardır, kendi pasaportlarını ve paralarını kendileri çıkarırlar.
Ama bir federasyonda, tek merkezi bir hükümet vardır ve onu oluşturan
parçaların böylesi hakları yoktur.”
Alithia’nın
yazarı, bütün bu hususların bilimsel bir hazırlık çalışmasını gerektirdiğini ve
başlayacak olan ikili görüşmelerde temel yönlerin etkin bir şekilde
tartışılacaksa bunun yapılması gerektiğini belirterek şöyle demektedir: “Kurtarılabilecek
olanı kurtarmak için çaba gösterilmeli, herşeyi kaybetmek için değil. Bu husus,
Kıbrıs Rumları için en önde gelen şey olmalıdır.” (Cyprus Mail, 12.8.1988)
(“Araştırma-Çeviri: Ahmet An” imzasıyla,
Kıbrıs Postası gazetesinde, 24, 25, 27 ve 28 Eylül 1988 tarihlerinde, 4 yazı
olarak yayımlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder