Adamızın
güneyinde şap hastalığı var bahanesiyle, ateşkes hattı üzerindeki geçiş
kapılarında Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza her türlü eziyeti yapan ve Rum
tarafından alınmış eşyaları müsadere edip, vergiye tabi tutan günümüz Kıbrıs
Türk liderliğinin bu davranışı, bizi yıllar öncesine götürdü.
50 yıl
kadar önce İngiliz-Amerikan emperyalizminin adamızı taksim etme politikasının
ekonomik alt yapısını oluşturmak üzere denenen ve Kıbrıs Türk liderliğinin yer
altı örgütü TMT eliyle yürütülen ayrı bir Türk çarşısı yaratma çalışmalarını
arşivlerimizi tarayarak, sizler için anımsatmak istedik. İşte o günler ve
bugünler için çıkarılacak dersler:
TÜRKTEN TÜRKE KAMPANYASI
BAŞLIYOR
Bozkurt gazetesinin 8 Eylül 1958 tarihli nüshasında
belirtildiğine göre, Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu ile birlikte “Dün
Tüccarlar Derneğinde yapılan mühim toplantı”da, Rauf Denktaş “Türk tüccarların
ithal etmekte oldukları eşyaların daima ve her yerde tercih edilmesini tavsiye
etmiş ve Türk tüccarlarının halkımız tarafından desteklenmesinin milli bir
vazife olduğunu hazır bulunanlara bir defa daha hatırlatmıştır.”
Halkın Sesi gazetesinin 9 Eylül 1958 tarihli nüshasında
yer alan “Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu” imzalı ve “İktisadi Kalkınma
Kampanyamız” başlıklı bir yazıda, “Türkten Türke Kampanyası” başlatılmaktaydı.
Aynı tarihli Halkın Sesi gazetesinde Rauf Raif Denktaş
tarafından verilen bilgiye göre, Ekim 1957’den bu yana federasyona yapılan
bağışlar 18.000 lirayı aşmış olup, federasyonun yaptığı yardımlar ise 12.000
lira kadardı.
Bozkurt,
15 Eylül 1958 tarihli nüshasında da Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’nun 7 Eylül’de Larnaka’da yaptığı toplantıda aldığı kararları yayımlamaktaydı.
17 Eylül 1958 tarihli Bozkurt gazetesinin sağ alt
köşesinde yer alan “Federasyon Ticaret Köşesi”nde şöyle denmekteydi:
“Bizde var mı? Demeyiniz. Herşeyimizi getirebiliriz...Her
yerde, her zaman Türk sermayesini, Türk işçisini, Türk malını tercih ediniz.
Yarın bizimdir.”
19 Eylül 1958 tarihli Bozkurt gazetesi ise, 7 Eylül 1958
günü Tüccarlar Derneğinde, Federasyon ile yapılan müşterek toplantıda alınan
kararlar çerçevesinde oluşan Çarşı Murakabe Komisyonu’nun kararlarını
duyurmaktaydı. İlk kararda şöyle denmekteydi:
“Kıbrıs’ta Türkler tarafından imal, ithal ve istihsal
edilen bütün maddeler, Türkler tarafından istihlâk edilecektir... Mal listeleri
Çarşı Murakabe Komisyonu’na iletilsin.”
AYRI TÜRK TİCARET ODASI
DA KURULDU
Halkın Sesi gazetesi 17 Ekim 1958 tarihli nüshasında
şöyle yazmaktaydı:
“Dünkü Ethnos, “Küçük, şimdi de ticaretin taksim
edilmesini istiyor” başlığı altında, Dr. Küçük’ün 13 Ekim 1958 tarihli Halkın
Sesi’nde çıkan “İcbar edilmemeliyiz” başlıklı başmakalesinin bir hülasasını
vermektedir.”
Halkın Sesi gazetesinin 19 Ekim 1958 tarihli nüshasında
şu manşet kullanılmaktaydı:
“Ticari sahada da hürriyete kavuştuk. Türk Ticaret Odası
dün kuruldu. Kıbrıs Rumunun bize vasıta olmasına ihtiyaç yok.”
Bozkurt gazetesi ise 19 Ekim 1958 tarihli nüshasında,
“Hür bir cemaat olarak yaşamak için bir adım daha attık. Kıbrıs Türk Ticaret
Odası dün yapılan bir toplantıda fiilen kuruldu” haberini vermekteydi. Seçilen
geçici komisyonda şu kişiler yer almaktaydı: Kemal Rüstem, Şükrü Veysi, Halit
Dedezade, Hüseyin İrfan, Salim Aziz ve Mehmet Atai. Ticaret Odasının yıllık
aidatı 6.000 lira olarak belirlenirken, ilk bağışlar olarak 239 lira
toplanmıştı. Haberde belirtildiğine göre, ikinci toplantı 15 güne kadar
yapılacaktı.
Bozkurt gazetesi, 16 Kasım 1958 tarihli nüshasında “Evkaf
Dairesi Salonunda yapılan dünkü toplantı” başlığı altında şu haberi
vermekteydi:
“Türk Ticaret Odasının anayasası müttefikan kabul edildi.
Gizli oyla yapılan seçimlerde Oda’nın ilk İdare heyeti seçildi: Kemal Rüstem,
Halit Dedezade, Ekrem Ferdi Sarper, Şükrü Veysi, Hüseyin İrfan, Ahmet Raşid ve
Esat Ahmet. İbrahim Orhan ile Dündar Nişancı adlı iki bankacı ise seçimsiz
olarak İdare Heyetine girmişlerdir.”
23 Kasım 1958 tarihli Bozkurt’ta ise, Kemal Rüstem’in
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanlığına, Şükrü Veysi’nin de Asbaşkanlığa getirildiği
duyurulacaktı.
TÜRKTEN TÜRKE KAMPANYASI
Bozkurt gazetesi, 26 Şubat 1959 tarihli nüshasında
“Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığından” başlığı altında Başkan Rauf
Raif Denktaş’ın şu duyurusunu yayımlamaktaydı:
“Bugün ve her gün TÜRK SİGARALARINI tercih etmek, TÜRK
İŞÇİSİNİ korumak, TÜRK SERMAYESİNİ desteklemek, HER TÜRKÜN VAZİFESİDİR.
Yeni hayat şartları altında bütünlüğümüzü muhafaza etmek;
cemiyet olarak kuvvetlenip dirilmek; hür ve mesut yaşamak için TÜRKTEN TÜRKE
kampanyamıza hız vermek mecburiyetindeyiz...”
Halkın Sesi gazetesi 8 Mart 1959 tarihli nüshasında,
Ethniki gazetesinden “Leymosun’da TMT faaliyette-Rumlarla alış-veriş yapan üç
Türk bakkalının dükkanları TMT tarafından kapatılmıştır” haberini verirken,
Eleftheria’dan da şu haberi aktarmaktaydı: “Volkan da silahlarını teslim etmedi
haberi, Amerika’da ilgi uyandırdı”.. Netice itibarıyle niçin Türklerin de EOKA
gibi silahlarını teslim etmelerinin istenmediği ortaya çıkmaktadır.”
HARAVGİ: “İŞBİRLİĞİ
YAPALIM”
Halkın Sesi, yine 15 Mart 1959 tarihli nüshasında,
Haravgi’den de “Bütün tarafların kalkınması için işbirliği yapalım” başlıklı şu
makaleyi aktarmaktaydı:
“Kendi cemaatlerini iktisaden kalkındırmak hususunda Türk
liderlerinin ihtirası, Rum cemaatını endişelendiren bir mesele değildir. Bizim
şüphemizi mucip olan nokta “ayrı bir iktisadi varlık” tabiri arkasında iktisadi
taksim temayüllerinin gizli olmasıdır. Rauf Denktaş, geçen Haziran ayından beri
Kıbrıs’ta ayrı bir iktisadi hayatın bulunduğunu söylüyor ve bundan cesaret
alıyor. Fakat bir kan dökülmesi neticesinde meydana gelen bu ayrılığın ne gibi
müsbet ve faydalı neticeleri görülmüştür? Türk cemaatı arasında “bir refah”
görülüyorsa bu, Rumlara karşı girişilen yıkıcı boykottan ileri gelmemektedir.
Bu refah, fevkalade durumun, Türk cemaatının birçok fertlerine temin ettiği
menfaatlerden ileri gelmiştir. Rauf Denktaş’ın bahsettiği ayrı iktisadi hayat,
iyi değil, kötü bir misaldir ve Türklerin kendilerine de zarar getirmiştir.”
TİCARETTE AYRILIK TESCİL
EDİLİYOR
Halkın Sesi gazetesi, 15 Mayıs 1959 tarihli nüshasında
yer alan “Kıbrıs Türk cemaatı ticari hürriyetine kavuştu- Türk Ticaret Odası
dün mahalli hükümet tarafından resmen tanındı” başlıklı haberinde, Kıbrıs
hükümeti Başmüşaviri John Reddaway ile görüşen Başkan Kemal Rüstem’in bu açıklamayı
yaptığını duyurmaktaydı.
Aynı tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan bir haberde
şöyle denmekteydi:
“Dünkü Eleftheria gazetesi, “Sakin bir seferberlik”
başlıklı bir başmakalesinde Kıbrıs Türklerinin iktisadi sahada açtığı “Türkten
Türke” kampanyasını tenkid etmekte ve bu “yersiz” kampanyaya son verilmesi
lazım geldiğini yazmaktadır! Gazeteye göre, iktisadi taksim Kıbrıs devletinin
ve bilhassa Türk azınlığının menfaatleri ile kabili telif değildir...”
“TİCARET TAKSİM EDİLEMEZ”
20 Mayıs 1959 tarihli Halkın Sesi gazetesi bir gün önceki
Eleftheria’da yer alan “Ticaret taksim edilemez” başlıklı makaleden şunları
aktarmaktaydı:
“Türk dükkanlarından alış-veriş etmeleri için Türk
müstehlikleri üzerinde manevi baskı kullanılmaktadır. Konstantinople’da
münteşir “Vatan” gazetesinin itiraf etmek cesaretini gösterdiği gibi Kıbrıs
Türk liderlerinin teşvik ettiği iktisadi taksimden faydalananlar yalnız Türk
tüccarlarıdır... Rum gazetelerinin Baf muhabirlerine atfen verdikleri kısa bir
habere göre, Baf’ta bir Türk teşkilatı, Rumlarla alış-veriş yapanlara muhtelif
para cezaları kesmiştir. Aynı haberlere göre, diğer bazı Türkler, ki bunlar
arasında ileri gelen kimseler de vardır, cezaya çarpılan Türkleri, kendilerine
kesilen para cezasını ödememeğe teşvik etmektedirler.”
DENKTAŞ’IN “TÜRKTEN
TÜRKE” ÇAĞRISI
20 Mayıs 1959 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan
Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu başkanı Rauf Raif Denktaş imzalı bir ilanda
şu çağrıda bulunulmaktaydı:
“Sebze müstahsilleri! Bilhassa sebze yetiştiren Türk
köylerinde daha fazla ve vakitli sebze yetiştirmeniz ve yetiştirdiğiniz sebzeyi
Türk Belediye pazarlarına makul fiatlarla sevketmeniz, dolayısiyle Türk’ten
Türk’e kampanyamızı desteklemeniz cemaatımızın iktisadi bütünlüğü için
elzemdir.”
Halkın Sesi gazetesi de, 3 Haziran 1959 tarihli
nüshasında şöyle yazmaktaydı:
“Alithia’ya ne oluyor? Federasyonun açmış olduğu “Türkten
Türke” Kampanyası her nedense son zamanlarda Rumca gazeteler tarafından tenkid
edilmekte ve birçok mesnetsiz iddialar ileri sürülmektedir.”
BELEDİYE ÇARŞINDA DA
AYRILIK
14 Haziran 1959 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan
Ethniki’den alınmış bir haberde şöyle denmekteydi:
“Türkler yeni bir darbe ile Lefkoşa’daki Merkezi Belediye
Pazarını %100 bir Türk pazarı haline getirmişlerdir. Geçen Cumartesi günü (6
Haziran) Türkler, Belediye pazarında bir yıldan beri kapalı duran Rum
dükkanlarının kilitlerini kırıp içeri girmişler, her dükkanın döşemesini
temizlemişler ve sonra da kapılarına yeni kilitler takarak anahtarlarını da
kendileri muhafaza etmişlerdir...”
ANKARA’DAN MALİ YARDIM
Bozkurt gazetesi 14 Haziran 1959 tarihli nüshasında,
Kıbrıs Türklerinin Ankara’dan 50 milyon liralık (=2 milyon İngiliz lirası)
iktisadi yardım istediklerini ve bu yardımın kalkınma işlerine tahsis
edileceğini haber vermekteydi.
TÜRKTEN TÜRKE KAMPANYASI
ONAYLANMIYOR
Bozkurt gazetesi, 27 Temmuz 1959 tarihli nüshasında,
Rumca gazetelerin Denktaş’ın Ankara ziyareti ile ilgili olarak bazı haberlere
yer verdiğini duyurmaktaydı. Bu haberlere göre, Türk hükümeti, Kıbrıs
Türklerinin takip ettiği Türkten Türke Kampanyasını tasvip etmiyormuş. Bunun
için de Denktaş’ı Ankara’ya çağırmış. Kendine ihtarlar yapılmış ve Türkten
Türke kampanyasına son verilmesi için karar alınmış... Bozkurt gazetesi ise, bu
haberlerin yalan olduğunu, bunların Türkleri parçalamak için çıkarıldığını
kaydetmekteydi.
RUM BASININDAN DENKTAŞ’A
ELEŞTİRİ
Halkın Sesi gazetesi, 22 Mayıs 1960 tarihli nüshasında,
19 Mayıs günü bir konuşma yapan Rauf Denktaş’ın söylediklerini yorumlayan
Ethniki’den şu alıntıyı yapmaktaydı:
“Denktaş, Zürih Anlaşmasından sonra Türklerin taksimden
hiç bahsetmediklerini söylüyor. Türklerin taksimden bahsetmelerine ne lüzum
vardır? Türkler istedikleri coğrafi taksimin çok daha iyisini elde etmişlerdir.
Maarif işleri, mahkemeler, belediyeler, kooperatifler ayrılmış, her şey taksim
edilmiştir. Türkler, taksimin alasını elde ettiklerine göre taksimden
bahsetmelerine ne lüzum vardır?”
Bozkurt gazetesi de 24 Mayıs 1960 tarihli nüshasında
Kipros gazetesinin aynı konudaki şu eleştirisini aktarmaktaydı:
“Gençlik Bayramı münasebetiyle bir konuşma yapan Denktaş,
120 bin Türkün 400 bin Ruma ders vermeğe daima hazır olduğunu söylemiştir. Bu
kültüre sahip bir zatın ağzından böyle sözler duyacağımızı ümit etmiyorduk.
Denktaş ise pehlivanlık satmak istemiş, halbuki pehlivanların davul ve zurna
refakatinde Kumarcılar Hanında toplandıklarını da unutmuştur...”
FEDERASYON’UN TÜRKTEN
TÜRKE KAMPANYASI
Bozkurt gazetesi 3 Haziran 1960 tarihli nüshasında,
Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’na yapılan bağış listelerini yayımlamayı
sürdürürken, Federasyon’un aşağıdaki çağrısına yer vermekteydi:
“Türküm, Türklüğüm ile övünürüm.
Türk işçisini korumak için Türk mamulâtını arar, bulurum.
Türk çarşısını, Türk imalatçısını, Türk Tüccarını
desteklemeği vazife bilirim.
Türk çarşısında, Türklerin imal ettiği veya ithal edip
sattığı neler vardır, sorar öğrenirim:
Türk makarnasını, Türk sabununu, Türk bahçesinin sebze ve
meyvesini, Türk ayakkabılarını, Türk ayakkabı boyalarını, Türk kutu
yiyeceklerini Türk yağlarını, Türk sigara ve kibritlerini, Türk serinletici ve
esrikletici içkilerini, Türk piskotlarını, Türk piliçlerini, Türk peynirlerini,
Türk demircisini, Türk makinistini, Türk temsilcisini, Türk işçi ve ustasını, Türk
mannavını, Türk dondurmalarını, Türk plajlarını, Türk eğlence yerlerini,
ziyaret eder, korur ve desteklerim.”
(Pozitif Detay, aylık
magazin dergisi, Lefkoşa, Ocak 2008, Sayı:4)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder