6
Temmuz 1996 gecesi evinin önünde "faili meçhul" bir cinayete kurban
giden yazar arkadaşımız Kutlu Adalı, öldürülmesinin 2. yıldönümünde çeşitli
etkinliklerle anıldı. Ama onun düşünce ve eylem şekline ters düşen işler de
yapıldı.
Bazıları
onun adından yararlanarak, parsa ve rant toplamaya çalıştı. "İlkesiz
davrandıkları için" yaşarken artık
gitmez olduğu Işık Kitabevi, Kutlu'nun öldüğü yıl alelacele, onun kitaplarını
yeniden basma adına, "Çirkin Politikacı Pof"u ve geçen yıl da yarım
cilt (!) halinde de "Dağarcık"ı basarken, yazarı olduğu "Yeni
Düzen" gazetesi de, onun "ölümüne neden olan son yazıları"
yerine, eski yazılarından oluşmuş "Aklın Silahı Barıştır" adlı bir
kitabı yayımlamıştı.
Işık Kitabevi bu yıl da, Kitap
Fuarı'nı 6 Temmuz'u da içine alacak şekilde ve aynı mekanda düzenleme yolunu
seçti. Kutlu Adalı Vakfı Yayınlarının ilk kitabı olarak bastırılan, Kutlu ve
İlkay Adalı'nın şiirlerini içeren "Gideyim Buralardan Diyorum"un
tanıtım gecesinde, hem anma gecesi için gelenlerin Fuar'da alış-veriş
etmesinden, hem de kitabın satışından yararlanılacaktı. Oysa Fuar'da, Kutlu
Adalı'nın anısına adanmış olan "Kıbrıslılık Bilincinin Geliştirilmesi"
kitabı da içinde olmak üzere, Adalı'nın fikir dostu olan belli yazarların
kitaplarını bulmak olanaksızdı. Zaten bu kitaplar, Işık Kitabevi tarafından
hazırlanan "KKTC'de bu haftanın en çok satılan kitaplar" listesinde
de hiçbir zaman yer almamıştı. Çünkü bu listede Kıbrıs'ta yayımlanmış kitap
olarak, daima Işık Kitabevi yayınları eksik olmazdı.
***
Bu yıl,
Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) da, "1. Kutlu Adalı Basın Ödülleri
Yarışması" düzenleme inceliğini gösterdi. İyi hoş da, ödül verilen
eserlerin bazıları, hiç de Kutlu Adalı'nın fikriyatına denk düşmedi.
"Tekel'den
Tekme" haberi ile "Eylemde" fotoğrafı, tam isabet kaydederken,
"Toros Tatbikatı 97'den görüntüler", anti-militaristliği ile tanınmış
olan Kutlu Adalı'yı mezarında rahatsız etmiş olmalı. Hele "Dr.Fazıl Küçük
Belgeseli"nin, Kutlu'yu, 1960'lı yıllarda kıravatından tutup Halkın Sesi
Matbaasından atan bir kişi ile ilgili olması, seçimi yapan juri üyeleri
açısından tam bir talihsizlik eseri olsa
gerek! Genç gazetecilerimiz, lütfen bundan sonraki yıllarda daha dikkatli
olsunlar...
***
Kutlu
Adalı Vakfı'ndan bir rica: Kutlu Adalı'nın son 35 yıla ait özellikle siyasi
anıları ve son dönem yazıları, titiz bir şekilde derlenip, varsa yayımlanmamış
olanlarla birlikte peyderpey kitap halinde yayımlanmalı. Kendisi bu işi sağken
yapmayı çok arzuluyordu. Ama maddi koşullar uygun değildi. Şimdi ailesi
tarafından, onun adına bir Vakıf kurulduğuna göre, bize göre yapılması gereken
ilk iş bu olmalı. Yoksa bu vakıf da, diğer vakıflarımız gibi geleceğe kalıcı
eser bırakamayacak.
***
Kutlu
Adalı "Kasım 1995" tarihli son şiirinde şöyle diyordu:
"Umutlar umutsuzluklarla
yarışır gibi savaşır
nenemi, dedemi anımsarım
Babam annem yarım kalmış
aşklarım
Yollarda hala oynayan
çocukluğum
Savaş yılları acılar felaketler
Bitmek bilmeyen barış özlemi
Yüreğim dayansın istiyorum
Dayanamıyorum
Gideyim buralardan diyorum
Selamsız kalmaktan
korkuyorum"
Kutlu
arkadaş, sen sana layık olanı yaptın, buralardan gitmedin. Zorlu kavgamıza
katkını koydun. "Bu düğümü çözmek var son, hele dur" diyordun.
Yüreğin dayandı, ama düğüm henüz çözülemedi; çözülmesini istemeyenler seni
susturdular. Ama fikirlerini susturamadılar:
"Çekiyor kollarıyla
kaçamıyorum
Zeytin veren toprak oluyorum
Özyurdumun insanına ürün
oluyorum"
***
"Maviler yeşiller arasında
köpüklenen ey deniz
Senin her dalgandan çıkan
köpükte
Bir haykırış bir çığlık
duyuyorsan
Yurdumun özgürlük türküsüdür
bilesin"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder