Türkiye Başbakanı Turgut Özal’ın
KKTC Başkanı Rauf Denktaş’ın çağrılısı olarak 2-4 Temmuz 1986 tarihleri
arasında KKTC’yi resmen ziyaret edeceğinin açıklanması, gerek Kıbrıs’ta,
gerekse ülke dışında çeşitli tepkilere yol açtı.
Ziyaretle ilgili olarak
gazetecilerin bir sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Özal’ı uzun
zamandan beri KKTC’ye davet etmekte olduklarını belirterek şöyle dedi:
“Özellikle Papandreu’nun
ziyaretinden sonra, Türkiye Başbakanının ziyareti ile bir eşitlik kurulması ve
Papandreu’nun kendi deyimiyle Yunan adasına gelmediğinin kanıtlanması
gerektiğine inanmıştık… Özal’ın ziyaretine ekonomik nedenlerle de ihtiyacımız
vardı. Neler başardığımızı, daha fazla başarmamız için Türkiye’den ne gibi yardıma
ihtiyacımız olduğunu yerinde görmesini istiyoruz. Ziyaretin siyasi, sosyal ve
ekonomik yönden olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum.”
KIBRIS RUM
TARAFININ TEPKİSİ
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Spiros Kiprianu, konu ile ilgili
olarak 8 Haziran günü verdiği bir demeçte “Kıbrıs hükümetinin bu yeni Türk
tahriğine dikkat çektiğini ve bu girişimi kınadığını” belirtti. Ziyaret
kararının “son zamanlarda hemen her gün ortaya konan Türk tahrik ve
tehditlerinin tırmanmasını teyid eden bir hareket” olduğunu söyledi. Rum
hükümetinin sözcüsü de Rum Dışişleri Bakanının, Özal’ın ziyareti konusunda BM
Genel Sekreteri nezdinde sert bir protestoda bulunması için BM’deki Daimi
Temsilcisine talimat verdiğini açıkladı. Muşuttas, BM belgesi olarak dağıtılan
mektubunda, “sahte devlet” diye nitelendirdiği KKTC’yi desteklemeyi amaçlayan
bu ziyaretin, “Kıbrıs sorununun özellikle nazik bir döneminde, yeni bir tahriği
oluşturacağını ve bununla, Türkiye’nin Kıbrıs’ı taksim etme niyetlerinin bütün
çıplaklığı ile ortaya çıktığını” öne sürdü.
AKEL’İN ÇIKIŞI –
MİTİNG YAPILIYOR
Rum Komünist AKEL de Merkez Komitesi
adına bir bildiri yayınlayarak, ziyareti kınadı: “Türkiye Başbakanı Özal’ın
işgal altındaki Kuzey Kıbrıs’a yapacağı ziyareti AKEL, Kıbrıs’a karşı yeni bir
tahrik olarak, Kıbrıslı Rumlara ve Türklere, dünya kamuoyuna ve BM’e şikayet
eder. Bu eylem, Türkiye’deki askeri dikta yönetiminin Kıbrıs’a karşı genel
genişleme planlarının bir parçasıdır.”
AKEL Lefkoşa İlçe Komitesi de
Özal’ın ziyaretini protesto etmek amacıyla 2 Temmuz akşamı Lefkoşa’nın Rum
kesimindeki Özgürlük Alanında büyük bir miting düzenleyeceğini ve mitingte
Parti Genel Sekreteri E. Papayuannu’nun konuşma yapacağını açıkladı. Bildiride,
“AKEL İlçe Komitesi, Türkiye Başbakanının Türk işgal kuvvetlerinin işgali altında
bulunan Kıbrıs topraklarına yapacağı bu ziyaretin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
bağımsızlığına karşı yeni bir müdahale eylemi olduğunu vurgulamak ister”
denilmektedir.
ÖZEL’IN
PAPANDREU’YA ÖNERİSİ
Türkiye başbakanı Turgut Özal’ın
Kuzey Kıbrıs’a yapacağı resmi ziyaret, Kıbrıs’ın Rum kesimini daha önce ziyaret
etmiş olan Yunanistan Başbakanı Papandreu’nunda tepkisine yol açtı. Papandreu
da ziyareti “yeni bir Türk tahriği” olarak nitelendirdi. Papandreu’nun bu
değerlendirmesine karşı görüşünün ne olduğu sorulan Turgut Özal şöyle konuştu:
“Papandreu da o tarafa gelsin. Yeşil hatta buluşalım.”
CTP: “ÖZAL’IN
ZİYARETİ KIBRIS TÜRKLERİNE MORAL DESTEK VERECEK”
Özal’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretiyle
ilgili olarak Anadolu Ajansına bir demeç veren Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin
genel Başkanı Özker Özgür, bu gezinin “Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu
koşullarda Kıbrıs Türklerine moral bir destek” olarak nitelendirerek, bu konuda
Güney Kıbrıs’tan gelen tepkilerin barış çabalarına yardımcı olmadığını
belirtti.
ABD VE İNGİLTERE,
ZİYARETE KARŞI
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı
Rozanna Ridgeway, Kongre’nin Kıbrıs konusu ile ilgilenen komisyonunda Kıbrıs
sorunundaki son gelişmelere ilişkin görüşlerini aktarırken, Turgut Özal’ın
KKTC’ye yapmayı planladığı ziyaretle ilgili olarak şöyle konuştu: “Özal’ın
Kıbrıs gezisi, tümüyle akılsızca bir davranıştır.”
Siyasi danışmalarda bulunmak üzere
Ankara’ya giden İngiltere Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müdürü Derek
Thomas’ın, Kıbrıs’ta yangına körükle gidilmemesi ve sabırlı davranılması konusunda
Türkiye’ye güvendiklerini söylediği basında yer aldı. İngiliz diplomatın
“Doğrudan doğruya Başbakan Özal’ın ziyaretine karşı çıkmadığı, ancak Türkiye
ile KKTC arasında siyasi ve hukuki nitelikte bağlayıcı anlaşmalar yapılmasının
bir federatif Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması çabalarına yardımcı olmayacağını”
belirttiği bildirildi.
SOVYET ELÇİSİNİN
ANKARA’DA SÖYLEDİKLERİ
19 Haziran günü Ankara’da bir basın
toplantısı düzenleyen Sovyetler Birliği Büyükelçisi Vladimir Lavrov da, Turgut
Özal’ın Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret etmesine karşı olduklarını söyledi. Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’ni tanımadıklarını da belirten Sovyet Büyükelçisi, Kıbrıs’ta
tek, bağımsız ve bağlantısız, iki toplumun çıkarları doğrultusunda bir devletin
kurulmasından yana olduğunu kaydetti. Vladimir Lavrov şöyle dedi: “Uluslararası
düzeyde ve Birleşmiş Milletler’de tek tanınan bir devlet var, o da Kıbrıs.
Adadaki iki toplum arasındaki sorunların nasıl çözümleneceği, federasyona
dayanan, ya da dayanmayan bir devletin kurulması onların bileceği iştir.”
SSCB’nin Ankara Büyükelçisi,
Kıbrıs’ta Türk toplumunun varlığını kabul ettiklerini ve adada adil ve iki
toplumun çıkarları doğrultusunda bir çözüme varılmasından yana olduklarını
vurguladı. Büyükelçi Lavrov, Kıbrıs sorununun “iç” ve “dış” boyutu arasında
farklılık bulunduğunu belirttikten sonra şöyle konuştu. “Bizce Kıbrıs’a ilişkin
iç sorunlar toplumlararası, dış sorunlar ise toplanacak uluslararası bir
konferansın çerçevesinde çözümlenmelidir.”
Uluslararası konferansta Kıbrıs’taki
yabancı üslerin kaldırılması ve yabancı kuvvetlerin geri çekilmesinin yanı
sıra, garantörlük sisteminin sorunlarının ele alınmasının gerektiğini belirten
Lavrov, Ne gibi bir garantörlük sistemi üzerinde durdukların” ilişkin bir
soruya, “garantörlük sistemlerinin şekline uluslararası konferans karar verir”
karşılığını verdi. Vladimir Lavrov ülkesinin Kıbrıs sorununa ilişkin olarak bir
süre önce yaptığı ve Türkiye tarafından kabul edilmeyen önerilerin
geçerliliğini koruduğunu da söyledi.
ABD VE İNGİLTERE
DEVREDE
Bilindiği gibi geçen Ocak ayında
Sovyetler Birliği’nin “Kıbrıs sorununun çözüm ilkeleri ve çözüme varma yolları
hakkındaki önerileri”, NATO’nun önde gelen iki üyesi olan ABD ve İngiltere’yi
harekete geçirmişti. Mart ayı sonunda Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı
George Schultz’un, diğer konular yanında Kıbrıs sorununu da görüştüğü ve Türk
askeri birliklerinin Kıbrıs’ın kuzeyinden çekilmesini istediği basına
yansımıştı. ABD bu talebi daha 1974 yılında ve Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri müdahalede
bulunmasından sonraki dönemde de öne sürmüş
Hatta bir süre Türkiye’ye askeri ambargo bile
uygulamıştı. Nedense daha sonra ABD bu tür taleplerini pek ileri sürmez
olmuştu. Schultz’un Ankara’ya yaptığı son ziyarette yeniden Türkiye’ye
başvurarak, Kuzey Kıbrıs’taki Türk askeri birliklerinin tamamen değilse bile,
kademeli olarak büyük ölçüde adadan çekilmesi önerisini getirdiği basında yer
aldı. İngiltere Dışişleri Bakanı da, Yunanistan’ın Türkiye’den tüm askeri
birliklerini Kıbrıs’tan çekmesini talep etmemesi için Atina’yı ikna etme
görevini yüklenerek, Atina’yı ziyaret etti.
ABD-TÜRKİYE
GİZLİ ANLAŞMASI MI? KKTC-TÜRKİYE SAVUNMA
PAKTI MI?
20
Haziran tarihli Kıbrıs Rum basını, Milliyet gazetesinin bir haberini manşete
alarak, T.Özal’ın ziyareti sırasında KKTC ile Türkiye arasında bir savunma
paktı imzalanacağından ve Maraş’ın yerleşime açılacağından endişe edildiğini
bildiriyordu.
Rum
Kirigas gazetesi daha 9 Mart 1986 günü sayısında, 7 Mart günü Kuzey Kıbrıs’ta
açılan Geçitkale Havaalanının Kıbrıs sorununun çözümünde anahtar bir role sahip
olduğunu belirterek, ABD ile Türkiye arasında varılan anlaşmaya ilişkin
bilgiler vermişti. Haber şöyleydi: “Bulunan çözüme göre, Türkiye, gerekşi
gördüğü zaman askerlerini Lefkonuk (Geçitkale) Havaalanının kullanarak geri
gönderme hakkının tanınmasına karşılık, işgal kuvvetlerini Kıbrıs’tan çekmeyi
kabul etmiştir. Aynı çözüm çerçevesinde Türk alayı Kıbrıs’ta kalacak, hatta
takviye edilecek ve Lefkonuk Havaalanını koruyacaktır.
Aynı
anlaşma çerçevesinde de ABD,Türkiye’ye Sikorski tipi 100 askeri helikopter
verecektir. Vietnam savaşında Amerikalıların büyük ölçüde kullandıkları bu
helikopter, bütün cihazlarıyla 100 askeri taşıyabilecek kapasitededir.
Adana’dan Lefkonuk’a 22 dakikada ulaşabilir ve her defasında 1o helikopter
birden inebilir. Bu 100 helikopterle Türkiye 3 saat içinde tam teçhizatlı 10
bin askeri Kıbrıs’a sevkedebilir. Bunlar asker taşımadıkları zaman tank v diğer
malzemeyi taşıyabilir.”
“New York’ta güvenilir gözlemciler, Lefkonuk
Havaalanı’nın ABD finansmanı ile inşa edilmesindeki esas amacın bu olduğu
görüşünü belirtmektedirler” diye süren Kirigas gazetesi, başka kaynaklardan
elde ettiğini söylediği şu bilgileri aktarıyordu: “Türkiye son 12 ay zarfında
komandolardan oluşan 50 bin kişilik bir “çevik kuvvet” meydana getirmeye
çalışmaktadır. Bu kuvveti oluşturacak askerler, Amerikan Deniz Piyadeleri’nde
görevli subaylar tarafından yetiştirilmektedir. Bu subayların başında ise,
Tuğgeneral Marschall bulunmaktadır. Anlaşıldığına göre, ileride gerektiği takdirde
Lefkonuk Havaalanı’na sevkedilecek Türk askerleri halen yetiştirilmekte olan bu
çevik kuvvet mensupları olacaktır.”
Öte
yandan 26 Şubat 1086 tarihli Yeni Düzen gazetesinin KKTC Başkanı Rauf Denktaş
ile yaptığı söyleşide KKTC Başkanı şöyle diyordu: “Geçitkale Havaalanı, ulusal
maksatlarla yani Türkiye’yle aramızdaki irtibat için kullanılabilecektir.
Türkiye’nin yine garantör olacağını varsaydığımıza göre, garantör askerlerini
getirmek için, değiştirmek için bu alan kullanılacaktır.”
12. YILDÖNÜMÜNDE
YENİ GELİŞMELER
Türkiye Başbakanı T. Özal’ın KKTC’yi
ziyaretinin siyasi, sosyal ve ekonomik yönden olumlu sonuçlar doğuracağını
belirten KKTC Başkanı Rauf Denktaş’ın yukarıdaki sözleri ile “Rumların tepkisi
yaygaradır” diyen Özal’ın Güneş gazetesiyle yaptığı bir söyleşide “KKTC’nin
tanınması başlayabilir, KKTC kendi parasını basma noktasına gelebilir” şeklinde
konuşması, 15-20 Temmuz’un 12. yıldönümü
yaklaşırken, Kıbrıs sorununun yeni
gelişmelere gebe olduğunu göstermektedir. İngiliz “Times” gazetesi “KKTC’nin
yakın gelecekte batılı ülkeler dahil, pek çok ülke tarafından tanınabileceğini
yazarken, Amerikan “Wall Street Journal” da “Özal’ın Kıbrıs’ı ziyaret ederek
inisiyatifi ele aldığını vurgulamıştır. İngiliz BBC Radyosu ise, “Sovyetler
Birliği’nin Kıbrıs sorununa devreye girmeye çalışması sonucu Batı’nın Rum
tarafına uzlaşmacı bir tutum izlemesi için baskı uygulamaya başladığını”
duyurmuştur. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.
(imzasız, Söz
dergisi, Sayı:37, 27 Haziran 1986)
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil