14 Nisan 2016 Perşembe

TEPKİLER DOĞURAN ZİYARET 2 TEMMUZ’DA


            Türkiye Başbakanı Turgut Özal’ın KKTC Başkanı Rauf Denktaş’ın çağrılısı olarak 2-4 Temmuz 1986 tarihleri arasında KKTC’yi resmen ziyaret edeceğinin açıklanması, gerek Kıbrıs’ta, gerekse ülke dışında çeşitli tepkilere yol açtı.
            Ziyaretle ilgili olarak gazetecilerin bir sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Özal’ı uzun zamandan beri KKTC’ye davet etmekte olduklarını belirterek şöyle dedi:
            “Özellikle Papandreu’nun ziyaretinden sonra, Türkiye Başbakanının ziyareti ile bir eşitlik kurulması ve Papandreu’nun kendi deyimiyle Yunan adasına gelmediğinin kanıtlanması gerektiğine inanmıştık… Özal’ın ziyaretine ekonomik nedenlerle de ihtiyacımız vardı. Neler başardığımızı, daha fazla başarmamız için Türkiye’den ne gibi yardıma ihtiyacımız olduğunu yerinde görmesini istiyoruz. Ziyaretin siyasi, sosyal ve ekonomik yönden olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum.”

KIBRIS RUM TARAFININ TEPKİSİ
            Kıbrıs Rum Yönetimi  Başkanı Spiros Kiprianu, konu ile ilgili olarak 8 Haziran günü verdiği bir demeçte “Kıbrıs hükümetinin bu yeni Türk tahriğine dikkat çektiğini ve bu girişimi kınadığını” belirtti. Ziyaret kararının “son zamanlarda hemen her gün ortaya konan Türk tahrik ve tehditlerinin tırmanmasını teyid eden bir hareket” olduğunu söyledi. Rum hükümetinin sözcüsü de Rum Dışişleri Bakanının, Özal’ın ziyareti konusunda BM Genel Sekreteri nezdinde sert bir protestoda bulunması için BM’deki Daimi Temsilcisine talimat verdiğini açıkladı. Muşuttas, BM belgesi olarak dağıtılan mektubunda, “sahte devlet” diye nitelendirdiği KKTC’yi desteklemeyi amaçlayan bu ziyaretin, “Kıbrıs sorununun özellikle nazik bir döneminde, yeni bir tahriği oluşturacağını ve bununla, Türkiye’nin Kıbrıs’ı taksim etme niyetlerinin bütün çıplaklığı ile ortaya çıktığını” öne sürdü.

AKEL’İN ÇIKIŞI – MİTİNG YAPILIYOR
            Rum Komünist AKEL de Merkez Komitesi adına bir bildiri yayınlayarak, ziyareti kınadı: “Türkiye Başbakanı Özal’ın işgal altındaki Kuzey Kıbrıs’a yapacağı ziyareti AKEL, Kıbrıs’a karşı yeni bir tahrik olarak, Kıbrıslı Rumlara ve Türklere, dünya kamuoyuna ve BM’e şikayet eder. Bu eylem, Türkiye’deki askeri dikta yönetiminin Kıbrıs’a karşı genel genişleme planlarının bir parçasıdır.”
            AKEL Lefkoşa İlçe Komitesi de Özal’ın ziyaretini protesto etmek amacıyla 2 Temmuz akşamı Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Özgürlük Alanında büyük bir miting düzenleyeceğini ve mitingte Parti Genel Sekreteri E. Papayuannu’nun konuşma yapacağını açıkladı. Bildiride, “AKEL İlçe Komitesi, Türkiye Başbakanının Türk işgal kuvvetlerinin işgali altında bulunan Kıbrıs topraklarına yapacağı bu ziyaretin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına karşı yeni bir müdahale eylemi olduğunu vurgulamak ister” denilmektedir.

ÖZEL’IN PAPANDREU’YA ÖNERİSİ
            Türkiye başbakanı Turgut Özal’ın Kuzey Kıbrıs’a yapacağı resmi ziyaret, Kıbrıs’ın Rum kesimini daha önce ziyaret etmiş olan Yunanistan Başbakanı Papandreu’nunda tepkisine yol açtı. Papandreu da ziyareti “yeni bir Türk tahriği” olarak nitelendirdi. Papandreu’nun bu değerlendirmesine karşı görüşünün ne olduğu sorulan Turgut Özal şöyle konuştu: “Papandreu da o tarafa gelsin. Yeşil hatta buluşalım.”

CTP: “ÖZAL’IN ZİYARETİ KIBRIS TÜRKLERİNE MORAL DESTEK VERECEK”
            Özal’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretiyle ilgili olarak Anadolu Ajansına bir demeç veren Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin genel Başkanı Özker Özgür, bu gezinin “Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu koşullarda Kıbrıs Türklerine moral bir destek” olarak nitelendirerek, bu konuda Güney Kıbrıs’tan gelen tepkilerin barış çabalarına yardımcı olmadığını belirtti.

ABD VE İNGİLTERE, ZİYARETE KARŞI
            ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Rozanna Ridgeway, Kongre’nin Kıbrıs konusu ile ilgilenen komisyonunda Kıbrıs sorunundaki son gelişmelere ilişkin görüşlerini aktarırken, Turgut Özal’ın KKTC’ye yapmayı planladığı ziyaretle ilgili olarak şöyle konuştu: “Özal’ın Kıbrıs gezisi, tümüyle akılsızca bir davranıştır.”
            Siyasi danışmalarda bulunmak üzere Ankara’ya giden İngiltere Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müdürü Derek Thomas’ın, Kıbrıs’ta yangına körükle gidilmemesi ve sabırlı davranılması konusunda Türkiye’ye güvendiklerini söylediği basında yer aldı. İngiliz diplomatın “Doğrudan doğruya Başbakan Özal’ın ziyaretine karşı çıkmadığı, ancak Türkiye ile KKTC arasında siyasi ve hukuki nitelikte bağlayıcı anlaşmalar yapılmasının bir federatif Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması çabalarına yardımcı olmayacağını” belirttiği bildirildi.

SOVYET ELÇİSİNİN ANKARA’DA SÖYLEDİKLERİ
            19 Haziran günü Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyen Sovyetler Birliği Büyükelçisi Vladimir Lavrov da, Turgut Özal’ın Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret etmesine karşı olduklarını söyledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadıklarını da belirten Sovyet Büyükelçisi, Kıbrıs’ta tek, bağımsız ve bağlantısız, iki toplumun çıkarları doğrultusunda bir devletin kurulmasından yana olduğunu kaydetti. Vladimir Lavrov şöyle dedi: “Uluslararası düzeyde ve Birleşmiş Milletler’de tek tanınan bir devlet var, o da Kıbrıs. Adadaki iki toplum arasındaki sorunların nasıl çözümleneceği, federasyona dayanan, ya da dayanmayan bir devletin kurulması onların bileceği iştir.”
            SSCB’nin Ankara Büyükelçisi, Kıbrıs’ta Türk toplumunun varlığını kabul ettiklerini ve adada adil ve iki toplumun çıkarları doğrultusunda bir çözüme varılmasından yana olduklarını vurguladı. Büyükelçi Lavrov, Kıbrıs sorununun “iç” ve “dış” boyutu arasında farklılık bulunduğunu belirttikten sonra şöyle konuştu. “Bizce Kıbrıs’a ilişkin iç sorunlar toplumlararası, dış sorunlar ise toplanacak uluslararası bir konferansın çerçevesinde çözümlenmelidir.”
            Uluslararası konferansta Kıbrıs’taki yabancı üslerin kaldırılması ve yabancı kuvvetlerin geri çekilmesinin yanı sıra, garantörlük sisteminin sorunlarının ele alınmasının gerektiğini belirten Lavrov, Ne gibi bir garantörlük sistemi üzerinde durdukların” ilişkin bir soruya, “garantörlük sistemlerinin şekline uluslararası konferans karar verir” karşılığını verdi. Vladimir Lavrov ülkesinin Kıbrıs sorununa ilişkin olarak bir süre önce yaptığı ve Türkiye tarafından kabul edilmeyen önerilerin geçerliliğini koruduğunu da söyledi.

ABD VE İNGİLTERE DEVREDE
            Bilindiği gibi geçen Ocak ayında Sovyetler Birliği’nin “Kıbrıs sorununun çözüm ilkeleri ve çözüme varma yolları hakkındaki önerileri”, NATO’nun önde gelen iki üyesi olan ABD ve İngiltere’yi harekete geçirmişti. Mart ayı sonunda Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı George Schultz’un, diğer konular yanında Kıbrıs sorununu da görüştüğü ve Türk askeri birliklerinin Kıbrıs’ın kuzeyinden çekilmesini istediği basına yansımıştı. ABD bu talebi daha 1974 yılında ve Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri müdahalede bulunmasından sonraki dönemde de öne sürmüş
 Hatta bir süre Türkiye’ye askeri ambargo bile uygulamıştı. Nedense daha sonra ABD bu tür taleplerini pek ileri sürmez olmuştu. Schultz’un Ankara’ya yaptığı son ziyarette yeniden Türkiye’ye başvurarak, Kuzey Kıbrıs’taki Türk askeri birliklerinin tamamen değilse bile, kademeli olarak büyük ölçüde adadan çekilmesi önerisini getirdiği basında yer aldı. İngiltere Dışişleri Bakanı da, Yunanistan’ın Türkiye’den tüm askeri birliklerini Kıbrıs’tan çekmesini talep etmemesi için Atina’yı ikna etme görevini yüklenerek, Atina’yı ziyaret etti.

ABD-TÜRKİYE GİZLİ ANLAŞMASI MI? KKTC-TÜRKİYE  SAVUNMA PAKTI MI?
20 Haziran tarihli Kıbrıs Rum basını, Milliyet gazetesinin bir haberini manşete alarak, T.Özal’ın ziyareti sırasında KKTC ile Türkiye arasında bir savunma paktı imzalanacağından ve Maraş’ın yerleşime açılacağından endişe edildiğini bildiriyordu.
Rum Kirigas gazetesi daha 9 Mart 1986 günü sayısında, 7 Mart günü Kuzey Kıbrıs’ta açılan Geçitkale Havaalanının Kıbrıs sorununun çözümünde anahtar bir role sahip olduğunu belirterek, ABD ile Türkiye arasında varılan anlaşmaya ilişkin bilgiler vermişti. Haber şöyleydi: “Bulunan çözüme göre, Türkiye, gerekşi gördüğü zaman askerlerini Lefkonuk (Geçitkale) Havaalanının kullanarak geri gönderme hakkının tanınmasına karşılık, işgal kuvvetlerini Kıbrıs’tan çekmeyi kabul etmiştir. Aynı çözüm çerçevesinde Türk alayı Kıbrıs’ta kalacak, hatta takviye edilecek ve Lefkonuk Havaalanını koruyacaktır.
Aynı anlaşma çerçevesinde de ABD,Türkiye’ye Sikorski tipi 100 askeri helikopter verecektir. Vietnam savaşında Amerikalıların büyük ölçüde kullandıkları bu helikopter, bütün cihazlarıyla 100 askeri taşıyabilecek kapasitededir. Adana’dan Lefkonuk’a 22 dakikada ulaşabilir ve her defasında 1o helikopter birden inebilir. Bu 100 helikopterle Türkiye 3 saat içinde tam teçhizatlı 10 bin askeri Kıbrıs’a sevkedebilir. Bunlar asker taşımadıkları zaman tank v diğer malzemeyi taşıyabilir.”
 “New York’ta güvenilir gözlemciler, Lefkonuk Havaalanı’nın ABD finansmanı ile inşa edilmesindeki esas amacın bu olduğu görüşünü belirtmektedirler” diye süren Kirigas gazetesi, başka kaynaklardan elde ettiğini söylediği şu bilgileri aktarıyordu: “Türkiye son 12 ay zarfında komandolardan oluşan 50 bin kişilik bir “çevik kuvvet” meydana getirmeye çalışmaktadır. Bu kuvveti oluşturacak askerler, Amerikan Deniz Piyadeleri’nde görevli subaylar tarafından yetiştirilmektedir. Bu subayların başında ise, Tuğgeneral Marschall bulunmaktadır. Anlaşıldığına göre, ileride gerektiği takdirde Lefkonuk Havaalanı’na sevkedilecek Türk askerleri halen yetiştirilmekte olan bu çevik kuvvet mensupları olacaktır.”
Öte yandan 26 Şubat 1086 tarihli Yeni Düzen gazetesinin KKTC Başkanı Rauf Denktaş ile yaptığı söyleşide KKTC Başkanı şöyle diyordu: “Geçitkale Havaalanı, ulusal maksatlarla yani Türkiye’yle aramızdaki irtibat için kullanılabilecektir. Türkiye’nin yine garantör olacağını varsaydığımıza göre, garantör askerlerini getirmek için, değiştirmek için bu alan kullanılacaktır.”

12. YILDÖNÜMÜNDE YENİ GELİŞMELER
          Türkiye Başbakanı T. Özal’ın KKTC’yi ziyaretinin siyasi, sosyal ve ekonomik yönden olumlu sonuçlar doğuracağını belirten KKTC Başkanı Rauf Denktaş’ın yukarıdaki sözleri ile “Rumların tepkisi yaygaradır” diyen Özal’ın Güneş gazetesiyle yaptığı bir söyleşide “KKTC’nin tanınması başlayabilir, KKTC kendi parasını basma noktasına gelebilir” şeklinde konuşması, 15-20 Temmuz’un 12. yıldönümü  yaklaşırken,  Kıbrıs sorununun yeni gelişmelere gebe olduğunu göstermektedir. İngiliz “Times” gazetesi “KKTC’nin yakın gelecekte batılı ülkeler dahil, pek çok ülke tarafından tanınabileceğini yazarken, Amerikan “Wall Street Journal” da “Özal’ın Kıbrıs’ı ziyaret ederek inisiyatifi ele aldığını vurgulamıştır. İngiliz BBC Radyosu ise, “Sovyetler Birliği’nin Kıbrıs sorununa devreye girmeye çalışması sonucu Batı’nın Rum tarafına uzlaşmacı bir tutum izlemesi için baskı uygulamaya başladığını” duyurmuştur. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.

(imzasız, Söz dergisi, Sayı:37, 27 Haziran 1986)



1 yorum: