6 Ekim 1983 günkü yerel gazetelerde TAK ajansının bir haberi yayınlandı.
Haberde, Sağlık ve Çalışma Bakanlığının bu aydan başlayarak Ocak ayına kadar
bir kızamık aşısı kampanyası açtığı belirtilerek, KTFD’deki tüm ailelerin 9 ay
üzerindeki çocuklarına kızamık aşısını yaptırmaları için sağlık merkezlerine
başvurmaları isteniyor.
Bilindiği gibi kızamık hastalığı,
damlacık enfeksiyonu şaklinde hava yolu ile bulaşan bir virus hastalığı olup,
ağır seyretmektedir. Aşılanmamış toplumlarda, her 2-4 yılda bir salgınlara yol
açmakta ve vakaların yaklaşık %10’u ölümle sonuçlanmaktadır. Kalkınmakta olan
ülkelerde görülen kızamık ölümleri, özellikle 1 ile 4 yaşları arasında
olduğundan çocuklara bu dönemde kızamık aşısı yapılması kaçınılmaz olmaktadır.
Ancak
Sağlık Bakanlığının kızamık aşısı için alt sınır olarak koyduğu 9 aylık yaşın
çeşitli sakıncaları olduğunu burada belirtmek gerekir.
Yeni doğan bir bebek, eğer annesi kızamık geçirmiş veya ona karşı
aşılanmışsa, annesinden aldığı kızamık antikorları (bağışıklık maddeleri)
sayesinde, hayatının ilk aylarında bu hastalığa yakalanmaz. Çeşitli ülkelerde
yapılan bilimsel araştırmalar, çocuğa geçen bu antikorların ortalama 7. aya
kadar kanda dolaştığını ve 6 ile 9 aylık bebeklere yapılan kızamık aşısının,
kanda çok az düzeyde bile olsa dolaşan bu antikorlar tarafından etkisiz hale
getirildiğini göstermektedir. (Bkz. Betreff: Masernimpfung - Helmut Stickl, Der
Kinderarzt, 1/83) Örneğin Fransa’da 1-3 yaşları arasında 200.000 çocuk üzerinde
yapılan ve aşının etkinlik derecesini ölçmeye yönelik değişik araştırmalarda,
serumdaki antikor miktarının yok olmasının (sero-konversiyon) %95 ile %98
vakada 1 yaşından sonra aşılanan çocuklarda görüldüğü saptanmıştır.
Bu ve benzeri bilimsel araştırmalar sonucunda varılan kanı, kızamık
aşısının tam olarak tutması ve etkili olabilmesi için, en erken 12. ayda ve en
uygun olarak da 15. aydan sonra yapılması şeklindedir. Aksi takdirde
sero-konversiyondan önce yapılacak aşı tutmayacak ve çocuğun 15. aydan sonra
bir defa daha aşılanması gerekecektir. Nitekim bu sonuçların açıklanmasından
sonra, bazı Avrupa ülkeleri aşı takvimlerindeki kızamık aşısı yaşını 9. aydan
15. aya almışlardır.
Öte yandan 1 yaşından önce yapılan kızamık aşılarında, bu yaştan sonraki
aşılamalara kıyasla daha sık olarak sinir ve beyin sisteminde yan etkilerin
görüldüğü de literatürde kaydedilmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Sağlık Bakanlığı yetkililerini uyarmayı,
toplum sağlığı açısından bir görev olarak görüyoruz. Kızamık aşısı 9. ay yerine
15. aydan sonra yapılmalıdır. Böylelikle hem doğabilecek bazı yan etkiler
önlenmiş olacak, hem de aşının tutma ihtimali yükseltilerek, kampanya için
harcanan para boşuna gitmemiş olacaktır.
(“Dr. Ahmet Cavit -
Çocuk Doktoru” imzasıyla 7 Ekim 1983 tarihinde Halkın Sesi gazetesine iletilen
bu yazı, gazete yönetimi tarafından yayımlanmamıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder