Ben Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nin Genel Sekreteriyim. Ama aşağıda
dile getireceğim görüşlerin kendi kişisel görüşlerim olduğunu ve Birliğimizin
bu konuda alınmış kesin resmi bir görüşü olmadığı için yalnız beni bağladığını
da ayrıca yazınızda belirtmenizi rica ederim.
Sosyal Sigortalıların, Devlet Sağlık Hizmetleri yanında Serbest Çalışan
hekimlerden de sağlık hizmeti alabilmeleri, Birliğimizin yıllardır savunduğu
bir görüş olup, son genel seçimlerden sonra hükümeti oluşturan UBP Kabinesinin
de programına girmiş, Sağlık Bakanının bu konuda çeşitli sözleri olmuştur. Son
olarak gazetenizin 15 Şubat 1993 tarihli sayısında Bakan Hasipoğlu, “Çalışma ve
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sosyal Sigortalar Dairesi, önümüzdeki Mart ayında “özel
hekimlere’’açılıyor” şeklinde konuşarak, kamuoyuna kesin bir tarih de
vermiştir. Bu çerçevede SSK Binasında yetkililerle Birliğimiz arasında 19 Ocak
1993 günü yapılan “Sözleşme taslağı”na ilişkin ilk görüşme ardından Serbest Çalışan
Hekimler olarak bizim bu konudaki taleplerimiz iletilmiş ve bilahare 8 Şubat
1993 günü Sağlık ve Çalışma Bakanı ile yapılan görüşmede, uygulamada çıkabilecek
aksaklıkları ve diğer ilgili sorunları görüşüp, SSK Yönetim Kurulu’na görüş
bildirecek olan ve SSK’ya özel kesimden hizmet verecek olan Hekimler,
Eczacılar, Laboratuvarcılar ve diğer ilgililerden oluşacak bir Danışma Kurulu
oluşturulması talebimiz kabul edilmiştir. K.T.Tabibler Birliği çatısı altında
yapılan ve Birliğimizin de katıldığı değerlendirme toplantılarında, Birliğimizin
Sözleşme metnine “bu sözleşme sadece özel çalışan hekimlerle yapılır, kamuda
çalışıp da, dışarıda özel klinik çalıştıranları kapsamaz” şeklinde bir
ibarenin kaydedilmesi doğrultusunda bir talep getirdiği ve bunun Bakanlık
Yetkililerince kabul edildiği ve bizim bu konuda kesin tutum içinde olduğumuz
belirtildiği zaman, Tıp-İş temsilcisi meslektaşımız bu tutuma karşı olduklarını
belirtti . Çıkacak Şağlık Yasasında “part-time çalışacak hekimler için”de dışarıda SSK hastalarına
bakma yetkisinin ve sözleşme yapılması hakkının verilmesini talep ettiklerini
söyleyen temsilci, bu yapılmadığı takdirde greve gideceklerini bizlere açıkça
söyledi. Nitekim bir süre sonra sağlık hizmetlerinde greve gidildiğini gördük.
Burada özellikle vurgulamak istediğim bir husus vardır: KTAMS üyesi 600 sağlık
çalışanı gerçekten haklı isteklerle öne çıkmaktadırlar. Tıp-İş’in taleplerinin
bir kısmı haklı görülebilir. Ama 9 Mart 1993 günkü (bugün) gazetenizde
yayımlanmış olan talep paketinde de görülecegi gibi, grevin ardında yatan ana
gerekçe SSK’lı hastalara dışarıda da bakma talebi geri planda tutulmuştur.
Eğer hekim seçme özgürlüğünden söz ediliyorsa, hastalar (SSK üyesi hastalar),
Devlet sağlık kuruluşlarında bu Tıp-İş üyesi arkadaşlara muayene olabilirler.
Zaten Bakanlık onların bu muayeneleri için bu meslektaşlarımız için bir döner
sermaye ödeneği vermeyi düşünmekte olduğunu Birliğimize iletmiştir. Eski ve
yeni pakette yer alan “part- time çalışma seçeneği verilmesi” talebi, yukarıda
sözü edilen SSK’lı hastaya dışarıda bakabilme isteğinin gerçekleştirilmesine
yöneliktir. Ne yazık ki dün akşamki Tıp Haftası açılış etkinliğinde yine Tıp-İş
yetkililerinden öğrendiğimize göre, yapılan ön anlaşma gereği Bakanlık
gerileyerek, SSK’nın özel kesime açılması projesini bilinmez bir tarihe ertelemiş
ve Tıp-İş’in diğer taleplerinin yerine getirilmesi için bir komisyonun
kurulacağı doğrultusunda karara varılmıştır.
Özetle belirtmek gerekirse, çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlar içinde özel
klinik ve muayenehane çalıştırmakta olan serbest çalışan hekimlerin, yıllar geçtikçe
azalan hasta sayısı ve düşen aylık gelirlerini artırma yönünde bir adım olan,
SSK’lı hastaların özel kesimde de muayene ve tedavi olabilmeleri konusu Tıp-İş’in
engellemesi ile bilinmeyen bir tarihe ertelenmiştir. Onlar 5.3 milyon TL aylık
maaşı az bulup, çeşit çeşit ek tahsisat talep ederken, biz serbest çalışan
hekimlerin bir kesimi, ayda 2 milyon TL (20 hasta) geliri zor elde edebilmektedir.
Gelirimizin üzerinde SSK primi yatırmak durumunda iken, Vergi Dairesi ile cebelleşiyoruz.
Kamuda çalışan hekimlerin yıllardır yasadışı olarak özel klinik ve muayenehane
çalıştırmalarına göz yuman yetkililer, bize üvey evlat muamelesi yapmaktan ne
zaman vaz geçecek? Bu yasadışı ve haksız uygulamalara son verilmesini yıllardır
talep eden Serbest Çalışan Hekimler Birliği, yetkililerin duyarsızlığı yüzünden
sürekli olarak mağdur olmakta ve meslektaşlarımız, 10 yıllık eğitimlerini bir
tarafa bırakarak başka mesleklere yönelmekte veya adayı terke
zorlanmaktadırlar. Ülkemizde 1960’lı yıllarda az hekim olması nedeniyle
başlatılan kamu hekiminin dışarıda da klinik açması konusu, aradan 30 yıldan
fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki kangren halini sürdürmekte ve
hekimlerin büyük ölçüde prestij kaybına da neden olmaktadır. Eli yüzü düzgün
bir Sağlık Çalışanları Yasası’nın vakit geçirilmeden çıkarılması bizim de
dileğimizdir. 100’den fazla serbest çalışan uzman hekim ve 80 kadar serbest
çalışan diş hekimi, bu ülkede Sağlık Bakanlığının sadece kamu hekimlerinin
değil, serbest çalışan hekimlerin de Bakanı olduğunu göz ardı edilmemesini
yıllardır yetkililere söylemektedir.
Ne yazık ki yine, bizim mesleki ve ekonomik çıkarlarımız ayaklar altına alınmıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde “part-time doktorluk” bu şekilde uygulanmamaktadır.
Değerli hekim arkadaşlarımız varsa ve ille de serbest olarak çalışmak
istiyorlarsa, onlarla “özel sözleşmeli doktor” statüsü yapılabilir ve
hizmetlerinden günde 3-4 saat yararlanılabilir. Ama part-time adı altında
bugünkü yasadışı durumun yasallaştırılmasını talep etmek ve bunun sağlanması
için ülke sağlık kuruluşlarını grevde tutmak hiç de adil bir tutum olmasa
gerek. Bizim yıpranma payımız, telefon muafiyeti yüzdeliğimiz, görev riskimiz
hiç mi yok? Ne yıllık iznimiz var, ne hastalık iznimiz! Klinik kapalı kaldı mı
gelirimiz yok demektir. Ne yazık K.T.Tabibler Birliği de bu konularda ses
verememekte, kamu görevlilerinin organı gibi çalışmaktadır. Kendi Birliğimiz
ise, mücadelelerimizin daima sonuçsuz kalması ve her girişimimizin karşısına
Tıp-İş’in çıkması ve Bakanlık yetkililerinin ilgi göstermemesi yüzünden etkisiz
bir konuma itilmektedir. Bir yılgınlık ve bezginlik egemenliğine mahkum edilmek
istenmektedir. Gazetenizin, bu kişisel görüşlerimin kamuoyuna yansımasında
yardımcı olacağı inancındayım. Size daha ayrıntılı bilgiler vermeye ve serbest
çalışan hekim arkadaşlarımızm sorunlarını iletmeye daima hazır olduğumu duyururum.
Çalışmalarınızda yeni başarılar dilerim. Hiçbir partiye bağlı olmadığım için
parti gazeteleri dışında sizlere başvurmayı uygun buldum. Gerekli ilgiyi
göstereceğinize inanıyorum.
(“Dr.Ahmet Cavit
-Çocuk Doktoru-” imzasıyla, Kıbrıs gazetesi, 16 Mart 1993)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder