22 Mart 2016 Salı

TIP-İŞ’İN BAĞNAZ GÖRÜŞÜNE YANITIMDIR


            12 Ocak 1985 günkü Halkın Sesi gazetesinde “Tıp-İş Bakanlar Kurulundan geçirilen karara dikkat çekti” başlığı ile bir haber yayımlandı. Kamuoyunu demeç ve bildiri bombardımanına tutarak, kamu görevlisi hekimlerin yasadışı özel kliniklerinde haksız kazanç sağlamalarını “demokratik bir hak”mış gibi göstermeye yeltenen Tıp-İş yöneticilerinin son zamanlarda hırçınlaştıklarına tanık olmaktayız.
Söz konusu Bakanlar Kurulu kararında, Türkiye Cumhuriyeti dışında herhangi bir ülkede kazanılmış tıbbi uzmanlık belgesinin, yurdumuzda da geçerli olması kabul edilirken, 1976 yılından beri korunan Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Yasasındaki 32 (1) ile 32 (3) maddeler arasındaki çelişki de giderilmiş oluyor.
Son 5 yıl içinde, özellikle Federal Almanya’da tıbbi uzmanlık kazanıp da geri dönen hekim arkadaşlara karşı kullanılmak istenen yasadaki bu çelişkili maddelerle ilgili olarak, Başsavcılık da 17 Ekim 1984’de görüş belirtmiş ve bu çelişkinin düzeltilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın dikkatini çekmişti.
Hekim arkadaşlar hatırlayacaklardır. K.T.Tabipler Birliği, konu ile ilgili olarak 16 Temmuz 1983 günü olağanüstü bir kongre toplamıştı. Kongre’nin olağanüstü toplanarak bu çelişkiyi düzeltmesi için 71 hekim arkadaş imza vermişken, yine Tıp-İş yöneticilerinin baskı ve tehditleri sonucu 25 meşlektaşımız imzasını geri çekmişti. Olağanüstü Kongre için gerekli olan 70 üyenin imzası yerine, ancak 27 üyenin imzası ile gerçekleştirilen toplantıda, konu ayrıntılarıyla tartışılmıştı. Hepsi de Tıp-İş üyesi olan 14 hekim, yasadaki çelişkinin öylece kalmasını (!), 2 hekim ise Türkiyeli öğretim üyelerinden oluşacak bir değerlendirme jürisinin oluşturulmasını isterken, 11 hekim de TC dışında kazanılmış tıbbi uzmanlıkların bizde de aynen tanınmasını istemişti.
Aradan geçen süre içinde, gerek K.T.Tabipler Birliği, gerekse Sağlık Bakanlığı yetkilileri, TC dışında tıbbi uzmanlık kazanmış meslektaşlarımıza hem meslek izni, hem de çalışma izni sağlayarak, klinik ve muayenehane çalıştırmalarını onaylamışlardır.
Durum böyle iken, Tıp-İş yöneticileri, son “tam-gün” uygulaması kararı ardından başlattıkları kazan kaldırma ve yasaların üzerine çıkma harekâtı çerçevesinde, TC dışında tıbbi uzmanlık kazanmış meslektaşlarımıza karşı bir karalama kampanyasını yeniden canlandırmışlardır. Tıp-İş’e yakın olan UBP milletvekillerinden Dr. Yüksel Tüccaroğlu da, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi Meclis’te görüşülürken, KTTB yasasının 32 (1) ile 32 (3) maddeleri arasındaki çelişkiyi kullanarak, F.Almanya’da tıbbi uzmanlık kazanmış arkadaşlarımızı suçlamaya yeltenmiştir. Oysa ki yasanın 32 (3) maddesi “bir tabip veya diş tabibi, yabancı bir ülkede iktisap etmiş olduğu ve belgelerle saptanan mesleki unvan veya sıffatlarını kullanmaya hak kazanır ve bu sıffat ve unvanlarla tanınır” demekte ve icra-ı meslek hakkı da aynı yasanın 29. maddesinde sınırsız olarak tanınmaktadır. F.Almanya’da uzmanlık eğitimi görmüş 12 meslektaşımız, Dr. Tüccaroğlu’na hitaben kaleme alıp imzaladıkları bir açık mektupta, ona gerekli yanıtı vermiş bulunmaktadırlar.
Tıp-İş yöneticilerinin “çok acilmiş gibi” deyimi ile küçümsemeye çalıştıkları konunun geçmişi bu şekildedir. Kaldı ki, bağımsız-bağlantısız-egemen olduğunu iddia eden hiçbir devlet, ülkesine dönen uzmanlarının belgelerini başka bir ülkenin Bakanlığına onaylatmak durumunda değildir ve olmamalıdır da. Hekimlik dışındaki mühendis, mimar, muhasip, idareci vb dallarda kazanılmış diğer diploma ve uzmanlık belgelerinin de onaylatılmadığı gibi. Kaldı ki “anavatan ve milliyetçilik” edebiyatına soyunup bilimsel düzeyi uluslararası çapta onay görüp tercih edilen belgeler hakkında kuşku uyandırmak, ne meslek ahlâkıyla, ne de bilimin evrenselliğiyle bağdaşmamaktadır. Bilimsel düzey kıyaslamasına girilirse, kimin yaya kalacağı belli olmayabilir.
“KKTC Sağlık Servislerine bağlı olarak çalışan hastahanelerin tümünde aynı idari düzenin sağlanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta asistan yetiştirme yetkisini bugünkü ilmi düzeyiyle hiçbir doktora veremeyeceğini çok açık bir şekilde bildirmesi üzerine” Genel Kadro (Değişiklik) Yasa Önerisi hazırlayıp, Kurucu Meclis’e sunan Tıp-İş yöneticileri değil miydi?
Tıp-İş yöneticilerini daha ciddi olmaya davet ediyorum.

(“Dr. Ahmet Cavit” imzasıyla, Halkın Sesi gazetesi, 19 Ocak 1986) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder