9 Aralık 2012 Pazar

KIBRIS'TA EVKAF’IN MALLARI MESELESİ

AHMET AN


1 Ağustos 2003 tarihli Kıbrıs Türk basınında yer alan bir açıklamada, Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Taner Derviş’in, “1878-1960 sömürge idaresi dönemi ile 1960-1974 ortak cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen vakıf emlak yağması sonucu vakıflar adına tahakkuk eden tazminat hakkının 500 milyar doları aştığı” açıklanarak, bunun Rum yönetiminden talep edileceği duyurulmaktaydı. Haberin devamında, Kapalı Maraş’taki “Vakıf emlakin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gasp edilmiş olduğu belgelere dayalı olarak tespit edilmiştir” denerek, bu vakıf emlakinin iadesi amacıyla hazırlanan eylem planının uygulamaya konduğu açıklanmaktaydı.                             
            Sözü edilen bu belgelerin daha önce nerede yayımlanmış olduğuna ilişkin olarak herhangi bir kaynak gösterilmemekle beraber, ilk akla gelen, uzun yıllar Kıbrıs Türk Milli Arşivi’nin müdürlüğünü yapmış olan Mustafa Haşim Altan’ın Eylül 2001’de İstanbul’daki Kastaş Yayınevi tarafından yayımlanan “Kıbrıs’ta Türk Malları” başlıklı 4 ciltlik çalışmasıdır.
            Biz bu kitapla ilgili olarak daha önce yaptığımız bir değerlendirmede şöyle demiştik:
            “Altan bu son çalışmasında da, bize yine 4 ciltlik bir belgeler yığını sunuyor ve hiçbir sistematik izlemediğinden, anlatmak istediği konuyu da açıklıkla okuyucuya iletemiyor. Her ne kadar yazar, kitabının çeşitli yerlerinde Kıbrıs Türk toplumuna ait gerek Evkaf, gerekse kişisel malların elden çıkarılmasına değinmekteyse de, bunun nedenlerini daha çok güncel propaganda paralelinde açıklamaya çalışmaktadır. Yine de bu açıklamalar, inandırıcı olmaktan uzak kalmakta ve konuyla ilgili verileri okuyucuya bilimsel bir şekilde sunamamaktadır…
            Altan, ne yazık ki “Tapusal Saptırmalar ve Yararlanmalar” başlığı altında yer alan bu iddialarını herhangi bir belge ile kanıtlamamaktadır. Yazar, “Rumlar... sayısız miktarda Rum emlakini mülkiyet ve tasarruflarına geçirmişlerdir. Bunlarla ilgili somut dökümlerden yeri geldikçe örnekler verilecektir” demesine karşın, bundan hemen sonra “TC İstanbul Başvekalet Arşivi”nden aktardığı “Kıbrıs’ta yabancı elçilikler ve emlaki” listesi ile konunun ilişkisini açıklayamamaktadır.(s.124) 
            ...Altan, 1878’de adadaki Osmanlı yönetiminin son bulması ile başlayan İngiliz sömürge yönetiminde de, “Türk tapusal haklarına, taşınmaz mallar ve arazilerin yanı sıra, ata yadigarı vakıf Türk mallarına saldırılar başlatılmış, büyük bir bölümüne hile ve desiselerle el konulmuştur” diye yazarken (s.137), bu iddiasını da yeterince belgeleyememektedir.   
            Yazar, Osmanlı Evkaf Nazırı Abdullah Efendi’den sağlanan “1879 Kıbrıs vakıf listesi”nin de eksik olduğunu kaydederken (s.147), 1883 tarihli Seager Evkaf Raporu’nun eksik ve yanlış olduğunu yazmakta (s.558), ama kendisi de sağlıklı bir listeyi yerel bir kaynaktan verememektedir. Kaldı ki Mağusa Komiseri James Inglis’in 31 Aralık 1879 tarihli raporunda,  belirttiğine göre, adadaki Osmanlı yöneticileri tarafından 1872’de yapılan arazi ve 1875’de yapılan konut değerlendirmeleri tartışmalı olup, İngilizlerin adaya gelmesi öncesinde, Tapu defterlerinde suç teşkil edecek şekilde değişiklikler yapılmıştır. (s.159)  Nitekim, 1871 ve 1873’te yapılan tapu kayıtlarının bütün arazileri kapsamadığı, kaydedilenlerin doğruluğunun da kuşku götürdüğü belirtilmektedir. (s.189)
            3. ciltte, TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı tarafından 1997 yılında yayımlanan “Osmanlı İdaresinde Kıbrıs : Nüfusu, Arazi Dağılımı ve Türk Vakıfları” adlı kitabından Kıbrıs Türk vakıflarının mal varlıkları şema halinde verilmiş olsa da, Haşim bu “Kayıtlarda görülen vakıfların tümünün halen Evkaf kontrolünde veya mülkiyetinde olduğu söylenemez” (s.753) diyerek, alta şu notu düşmektedir: “Bu veriler, olması gereken vakıfların tümünü yansıtmamaktadır.” (s.754)
            KKTC Vakıflar İdaresi Faaliyet Raporları kaynak gösterilerek aktarılan en son döküm, “Evkaf’a yapılan müdahaleler sonucu elinde kala kala yaklaşık 12,892 dönüm zirai sulanabilir arazi, 165 adet arsa, 373 adet bina,sosyal ve dini tesis, 639 dönüm kuru arazi ve 12,781 adet muhtelif ağaç’tan ibarettir” şeklindedir. (s.753) Bu dökümün de, bütün adayı mı, yoksa sadece kuzeydeki malları mı kapsadığı belirtilmemektedir.  

KIBRIS TÜRK LİDERLİĞİNİN ONAYI VAR
            Haşim Altan, çalışmasında yer alan “Kıbrıs Türk toplumuna mali yardım öngörülmesi” başlıklı bölümde, 1959 Londra Konferansı ile kararlaştırılan tasarı metninin (U ekinde) bu başlık altında adanın son İngiliz Valisi Sir Hugh Foot ile Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R.Denktaş arasında teati edilen yazışmalara ve varılan tasarı şeklindeki mutabakata yer vermektedir.
            Anlaşma metnine göre, Kıbrıs Koloni Hükümeti’ne ait olan tüm taşınmaz mallar, parafe edilen anlaşma uyarınca, kurulması öngörülen Kıbrıs Hükümeti’nin taşınmaz malları sayılacaktı. Vali’nin mektubuna göre, İngiltere Birleşik Krallığı, Kıbrıs Türk toplumuna, eğitim amaçları, Evkaf emlakinin kalkındırılması, kültürel ve benzeri gereksinimler ve amaçlar için kullanılmak üzere Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile kaim olacak Türk Cemaat Meclisi’nin yetki ve uhdesine 1,500,000 Kıbrıs Lirası yardımda bulunmayı kararlaştırdığını belirtmekteydi. (s.562)
            Vali Hugh Foot, mektubunun sonunda, Türk Cemaat Meclisi’nin yetki ve uhdesine verilecek bu para yardımı karşılığında Kıbrıs Türk delegelerinin onaylamasını istediği bir başka husus da şuydu:
            “Türk cemaati; Evkaf Yüksek Kurulu dahil, hiçbir suretle İngiltere Birleşik Krallığı veya Kıbrıs Koloni Hükümeti aleyhine mali konulara ilişkin dava açamayacak; kendilerinden mali istekte bulunamayacak; dolaylı veya dolaysız Kıbrıs Yönetimi veya Kıbrıs Cumhuriyeti bu bağlamda herhangi bir dava açamayacak, istekte bulunamayacaktır. Türk toplumu veya onun adına da olsa hiç kimse tarafından böyle bir dava açılamayacaktır.
            Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını onaylayan andlaşmaların dahi bu paragrafta ileri sürülen koşulları etkilememiş olacağı anlaşılmıştır.”
            M.Haşim Altan, şöyle devam etmektedir:
“Vali Sir Hugh Foot’un Türk delegelerine sunduğu bu denli ağır ve haksız talepler içeren “taahüt”ü ile, İngiltere Birleşik Krallığı’nın 1878’li yıllardan 1960’lı yıllara ulaşıncaya kadarki dönem içerisinde Kıbrıs Türk haklarına ve özellikle Türk mülkiyet haklarına yaptığı yasa dışı müdahalelerden kolayca ve ucuz bir şekilde sıyrılıp kurtulabilmeyi amaçlamış ve ne yazık ki başarmıştır.” (s.563)
            Bir başka deyişle, “Evkaf murahhaslarının ihmali neticesi” (s.686-7) elden çıkarılan Kıbrıs’taki Türk vakıf malları hakkındaki bütün hak iddialarına kesin bir son verilmiş oluyordu.
            Bizim “Kıbrıslı Türklerin toprak mülkiyeti ne kadar?” başlıklı makalemizde (Yeni Çağ, 3 ve 10 Ağustos 1992) yayımladığımız verilere göre, Kıbrıs’taki dinsel kurumlara ait mülkiyetin dökümü şöyledir: Kilise mülkiyeti: 186.000 dönüm, Evkaf mülkiyeti: 23.522 dönüm (Bkz. George Karouzis: Land Ownership in Cyprus, Nicosia 1977, s.76-79)
            Resmi verilere göre, Kıbrıs’taki Türk mallarının toplam ada toprağı içindeki oranı %12.3 iken, Mustafa Haşim Altan, “ada toprağının %30’unu elinde bulunduran Türkler”in birçok malı Rumlara kaptırdığını öne sürmekte (s.946), Vakıflar İdaresi’nin bugünkü genel müdürü Taner Derviş de, “Bugün Kıbrıs’taki Türk malları yüzde 50 kadardır. Dolayısıyla bu yüzde 50’nin büyük bir kısmı mutlaka vakıf malıdır. Biz bunun çalışmasını yapıyoruz” diye konuşmaktadır. (Cumhuriyet, 10 Şubat 2002) Bilimsel bir çalışma ile yukarıda verdiğimiz bilgilerin aksi kanıtlanmadıkça, bütün bu iddialar inandırıcı olamayacaktır.
            Kaldı ki, yukarıda da belgelendiği gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu sırada, zamanın Türk liderliği, Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi hesabına aldığı 1.5 milyon KL karşılığında bu konuyu kapatmış ve “Türk toplumu veya onun adına da olsa hiç kimse tarafından böyle bir dava açılamayacaktır” şeklinde bir de güvence vermişti. Şimdi ortaya atılan tazminat konusunda geriye söylenecek tek söz kalmaktadır: “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?”       

(Afrika gazetesi, Lefkoşa, 2 Ağustos 2003)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder