AHMET AN
Ayhan Hikmet, bakkal Mustafa Hikmet Ağa’nın dördüncü çocuğu olarak 29 Kasım
1931 tarihinde Lefkoşa’da dünyaya geldi. Beş erkek kardeşin üçüncüsüdür ve bir
de ablası var. Evlerinin bitişiğindeki Haydarpaşa İlkokulu’nu bitirdikten
sonra, 1943 ile 1949 yılları arasında Lefkoşa İngiliz Okulu’nda eğitimine devam
etti ve oradan üstün başarı ile mezun oldu.
Londra’daki Lincoln’s Inn’de hukuk
eğitimi aldıktan sonra, 21 yaşını henüz doldurmamış genç bir avukat olarak
vapurla ülkesine dönen Ayhan Hikmet, kıdemli bir avukat olarak Fadıl Korkut’un
yanında bir yıldan fazla bir süre stajyerlik yaptı. 22 yaşını doldurduktan
sonra da kendi yazıhanesini açma hakkı kazandı.
Halkın Sesi gazetesinin 28 Ocak 1953
tarihli nüshasında “Yeni avukatımız Bay Ayhan M.Hikmet (Barrister-at-Law)
Ankara Sokak No.10’da yazıhanesini açtı” şeklinde bir duyuru yer almaktaydı.
Ayhan Hikmet sosyal ve siyasal
örgütlenme çalışmalarına, KATAK Partisi’nin Genel Sekreterliğini yapan Avukat
Fadıl Korkut’un yanında çalışan Avukat Kâtibi Samiye Mustafa ile başlar. KATAK
ile Dr. Küçük’ün Milli Partisi’nin 1949’daki birleşmesinden sonra oluşan Kıbrıs
Türk Milli Birlik Partisi içinde görev yapan Samiye Hanım, Viktorya Kız Lisesi
ile Lefkoşa Türk Lisesi Mezunlar Birliklerinin birleşmesinde rol oynamış ve
Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu’nda da aktif görevler yapmış bir kişi idi.
1950’li yılların başında Ferruh Halluma, Hami Özsaruran, Samiye Mustafa ve
Ayhan Hikmet tarafından oluşturulan gizli “Gençlik Teşkilatı”nın örgütlenmesi,
Eski Saray Sokağı’ndaki eski Orta Okul binasında bir “Gece Okulu” kurma
şeklinde başlatılır.
İngiliz Sömürge Yönetimi’nin 1952’de
çıkardığı bir yasayla orta dereceli okullar, kamu yardımı gören ve görmeyen okullar
olmak üzere iki bölüme ayrılmıştı. Kıbrıs’taki bir kısım orta dereceli Türk
okulları gibi, Lefkoşa Türk Tali Okulları Komisyonu da, kamu yardımı gören
okullar arasına katılmayı tercih etmişti. Bunun üzerine Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu’nun Eğitim İşleri Başkanı olan Ayhan M. Hikmet, 15 Ocak 1953
tarihinde Lefkoşa Komiserliğine şu yazı ile başvuruda bulundu:
“Efendim,
Bir gece okulu açmağı kararlaştırmak üzere, 23.1.1953’de ö.s. saat 7’de
Lefkoşa’da Eski Saray Sokağında bulunan Türk orta okulu binasında bir toplantı
yapabilmek için izin vermeniz hususunda size müracaat etmekle şeref
duymaktayım.
Toplantıda, belirtilen
maksat için ben bir konuşma yapacağım.
Muti Bendeniz olmakla müftehir
Ayhan M. Hikmet
Komiserlik, gerektiği zaman polisin
“halkın menfaati icabı” herhangi bir hatibi konuşmasının kesilmesi isteği
yerine getirilmek şartıyla, toplantıya izin vermiş ve 23.1.1953’de yapılan
toplantıda okulun açılması kararlaştırılmıştı. Bunun üzerine, Ayhan M. Hikmet,
idaresi altındaki orta okul binasında bir odanın, gecede en fazla iki saat
akşam kurslarında kullanılmak üzere izin verilmesi için Tali Okullar Komisyonu
Başkanlığına mektup göndermiş ve 12 Şubat 1953 tarihli bir mektupla onay
almıştı. Böylece akşam kursları için yer sağlanmış, Maarif Müdürlüğü de, “Akşam
Orta Okulu”nun açılması izninin verildiğine ve kaydının yapıldığına dair 13
Şubat 1953 tarihli bir belgeyi göndermişti.
Gerekli izinler alındıktan sonra,
öğretim çalışmaları, orta okul binasında, 1953-1954 ders yılında geceleri halka
verilen konferanslar ve okuma yazma mahiyetindeki gece kursları ile başlamıştı.
Öğretime geç başlandığı için bu ders yılındaki kurs çalışmaları çok kısa
sürmüştü. Henüz Orta Okul Komisyonu ve bağımsız öğretmen kadrosu bulunmayan
Akşam Okulu’nın yönetimi ve öğretim faaliyetleri, Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu’nun Temsil Kolu üyelerinden Başkan Ayhan Hikmet, Ferruh Halluma,
Hami Özsaruhan, Samiye Mustafa, Emine Hazım ve Fıtnat Zeynel tarafından
yürütülmüştü. Bu isimlere daha sonra Rumca, İngilizce ve ticaret dersleri
öğretmeni Cebbar Aziz eklenecekti.
Bu girişimci heyetin özverili çalışmaları ile ayakta tutulmaya çalışılan
okul, Tali Okullar Komisyonu ve Maarif Dairesi’nin baskılarına maruz kaldı ve
yeni bir bina sağlanmadığı takdirde, okulun kapatılacağı resmen bildirildi.
Bunun üzerine Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu,okulu, merkezi Ankara’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür
Derneği’nin Lefkoşa’daki temsil bürosu olarak kiralanan ve ayrıca 1953’de aynı
Derneğin maddi katkılarıyla oluşturulmuş Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Halk
Kütüphanesi’ni barındıran binaya naklini sağladı. 8 Ekim 1954’de, Avukat Fadıl
Korkut’un evinin bitişiğinde, Manizade ailesine ait, Mecidiye Sokak No.49’da
başlatılan 1954-1955 ders yılında, “Türk Akşam Okulu”nun Müdürlüğüne Ahmet C.
Gazioğlu atandı. Kıbrıs’taki ilk Atatürk büstü, 1954 yılında bu Akşam Okulu’nun
salonuna yerleştirilmişti.
Kıbrıs
Türk Kültür Derneği tarafından Ekim
1954’de atanan Komisyon Üyeleri şunlardı: Nazım Ali İleri (Başkan), Mehmet
Muhiddin (Emekli İlkokul Müfettişi), Servet Küfi, Samiye Mustafa ve Ayhan
Hikmet. Ayhan
Hikmet, ayrıca Samiye Mustafa ile birlikte
Faiz Kaymak Başkanlığındaki Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’nun icra
organı üyeleri arasında görev yapmaktaydı. Diğer üyeler Dr.Fazıl Küçük, Osman
Örek, Ekrem Ferdi, Dr.Tahsin Salih idi.
Ankara Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Komisyona ve
Okul Müdürüne, bir taraftan Türkçe, İngilizce ve Rumca derslerine ait gece
kurslarının devam ettirilmesi ve gündüzleri de, Türkiye’deki ortaokullar
müfredat programına göre “ortaokul” kısmının açılması emrini verdi. Verilen
direktiflere göre gereken hazırlıklar yapılmış ve Maarif Müdürlüğüne gündüzleri
de öğretim yapılacağı hususunu bildirilmek suretiyle, ortaokulun bir ve ikinci
sınıflarına öğrenci kayıt ve kabul edilmişti. Komisyon üyesi Servet Küfi’nin
ailesine ait Sarayönü’ndeki sarı taştan yapılmış konağa taşınan okul, binadaki
yer darlığı yüzünden, bu ders yılında 3. sınıfa öğrenci alamadı. Böylece Türk
Akşam Ortaokulu, 1954-1955 ders yılında iki sınıflı ortaokul kısmı ve akşam
kurslarıyla geceli gündüzlü devamlı faaliyet gösteren bir öğretim kurumu haline
getirildi.
Okul
Komisyonu, 11 Temmuz 1955 tarihinde toplanarak, okula Atatürk Ortaokulu
denilmesini kararlaştırdı. 1956-57 ders yılında akşam kız sanat okulu kısmının
açılması ile orta okul mezunu kızlar için Türkiye’deki kız enstitülerinde
olduğu gibi özel sınıflar oluşturuldu ve okula “Atatürk Enstitüsü” adı verildi.
Öte yandan yine bu ders yılında halk eğitimi kurslarına daktilo, stenografi ve
muhasebe kursları da eklendi. Maarif Müdürlüğü, 13 Kasım 1957 tarihinde
“Atatürk Enstitüsü” adını kabul ve tasdik etti.
Türkiye Başbakanı Adnan Menderes, 24
Ağustos 1955’de İstanbul Liman Lokantasında yaptığı konuşmasında, Kıbrıs’ta tedhişçi Rumların
Kıbrıslı Türkleri imha tehdidinden sonra Ankara hükümetinin artık hareketsiz
kalamayacağına işaret etmiş ve İngiliz hükümetine verdiği bir nota ile Kıbrıslı
Türklerin can ve mal güvenliklerinin sağlanmasını istemişti. Menderes’in bu
toplantıda, 1956 sonunda benimseyeceği “taksim” tezine, şu sözlerle karşı
çıkması da ilginç bir durumdu: “Bir vatan, terzinin önündeki kumaş parçası gibi
neresinden istenirse kesilebilir bir meta değildir.”
İstanbul’daki bu konuşma üzerine, o
sırada Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Genel Sekreteri olan Ayhan Hikmet, 26
Ağustos 1955’de Ankara’ya şu telgrafı göndermişti:
Sayın Adnan Menderes
Başvekil
İstanbul
Kıbrıs hakkındaki dünkü beyanatınız
bizim için hududsuz meserret kaynağı olmuş ve Kıbrıs ufkunu saran karanlık
bulutları dağıtmıştır. Bu mutlu günü Kıbrıs Türkleri kurtuluşlarının müjdecisi
sayacak ve bayram yapacaklardır. Size ve hükümetim olan derin bağlılığımızı bir
daha ifade ederken, minnet ve şükran hislerimizi arz eder, hürmetle ellerinizden
öperiz.
Ayhan Hikmet
Kıbrıs Türk
Kurumları Federasyonu Genel Sekreteri
6 Şubat 1955’de Kıbrıs Türk Milli Birliği’nin düzenlediği ve Evkaf’ın
yönetiminin Kıbrıs Türk toplumuna devredilmesini talep eden ikinci büyük Evkaf
Mitinginde söz alan konuşmacılar arasında, Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu
Genel Sekreteri Ayhan Hikmet de vardı. 22 Temmuz 1955 tarihli yeni Evkaf
yasası’nın öngördüğü Cami Komisyonları ve Yüksek Evkaf Meclisi için, değişik
bölgelerde, değişik tarihlerde seçimler yapıldı. Lefkoşa’nın C bölgesi ile
Leymosun, Larnaka ve Girne’de Parti ve Federasyon adayları, muhalif başka aday
çıkmadığı için, seçimleri kazanmış ilan edildiler.
Lefkoşa’da yapılan 29 Ocak 1956 tarihindeki seçimlerde Federasyon ile
Kıbrıs Türktür Partisi, tüm seçim bölgelerinde ortak bir liste çıkardı ve büyük
bir başarı kazandı. Muhalif grup ise, tamamiyle yenilgiye uğramış, hiçbir yerde
tek bir seçim bile kazanamamıştı.
Muhalif grupta, son zamanlara kadar Federasyon’da ve Dr.Küçük’ün yanında yer
almış, hizmet vermiş kişilerin bulunması dikkati çekmekteydi. Örneğin Kıbrıs
Türk Kurumları Federasyonu’nun Sekreteri olan Avukat Ayhan Hikmet ve babası
Mustafa Hikmet, muhalif grubun B bölgesi adayları arasındaydı. Aynı bölgeden
aday olan Dr.Pertev ise, Ayhan Hikmet’in yayımladığı seçim broşürünü
beğenmediği için sonradan istifa edecekti. Yıllarca Dr. Küçük ile birlikte olan
ve onunla son iki dönem Belediye seçimlerine katılan tüccar Şükrü Veysi, muhalif
grubun A bölgesi listesinin başında bulunuyordu. Türk Bankası Müdürü İbrahim
Orhan’ın da muhalif grup listesinden aday olması dikkat çeken bir diğer
husustu. Ahmet C. Gazioğlu’na göre, böylece, yıllarca birlikte olanlar arasında
seçim nedeniyle bir bölünme ortaya çıkmış ve bu nedenle seçim kampanyasın esnasında,
iki rakip grup arasında bazı suçlamalara yer verilmişti. (Enosise Karşı Taksim,
Lefkoşa 1998, s.280-283)
Sonunda Dr. Küçük Evkaf Yüksek
Konseyi Başkanlığına seçilirken, Faiz Kaymak ise Evkaf Yönetim Kurulu
Başkanlığına seçildi. Tezel Asena’ya göre, Baf depremi sonrasında 1. Gençlik Teşkilatı,
bölge Türklerine yardım kampanyası açarak destek olmuş, ayrıca Evkaf ve
Liselerin Türk denetimine geçmesi için yapılan eylemlerde, Liseli gençlerin
yanısıra Gece Okulu tabanının militan ruhu, büyük rol oynamıştı. O dönemin genç
liseli öğrencilerinden biri olan günümüzün ünlü avukat ve yazarlarından Fuat
Veziroğlu da, İngiliz yönetimine karşı çıktığı için liseden kovulmuş ve Samiye
Hanım’ın Gençlik Teşkilatından destek görmüştü. (Afrika, 18 Aralık 2008)
Muhalefetin Evkaf seçimlerinde
yenilgisi ardından, Ayhan Hikmet’in arkadaşları Ferruh Halluma ile Hami
Özsaruhan, adayı terkederek, siyasal yaşamdan uzaklaştılar. Avukat Ayhan
Hikmet, Güney Afrika’da bir hakimlik münhali için başvuruda bulunup olumlu
yanıt alınca, işlemlerini tamamlamak üzere Londra’ya gitti, ama babasının
rızası olmadan giriştiği bu işten vazgeçmeyi tercih ederek, geri Kıbrıs’a döndü.
Ailesi, onun adada kalmasını
sağlamak üzere bir an önce evlenmesini istediğinden, 1957 yılı başında
Peristeronalı rençber Mehmet Emin Ağa’nın kızı Sabiha ile nişanlandı. 13 Ekim
1957’de evlenen çiftin iki çocuğu oldu. Bunlardan 1958’de doğan kıza, Ayhan
Hikmet’in annesinin adı olan Hıfsiye, 1960’da doğan oğlana da Sabiha Hanım’ın
babasının adı olan Mehmet Emin adları kondu.
Ankara’daki Kıbrıs Türk Kültür
Derneği Genel Merkezi Başkanı Mehmet Ertuğruloğlu, Komisyon görevinden ayrılan
Ayhan Hikmet’e gönderdiği mektupta şöyle demekteydi:
Sayın Ayhan Hikmet
Lefkoşa Atatürk Orta
Okulu
Komisyon Başkanı
Lefkoşa – KIBRIS
Lefkoşa Atatürk Orta Okulunun
kurulduğu günden bugünkü inkişaf derecesine gelinceye kadar, komisyon başkanı
olarak sarfettiğiniz gayret ve fedakârlıktan dolayı gerek şahsen ve gerekse
Kıbrıs Türk Kültür Derneği adına teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
İşlerinizin çokluğu dolayısıyle
Komisyon Başkanlığından ayrılmak hususunda zaman zaman izhar ettiğiniz
temayülleri dikkate alan Derneğimiz, meşru mazaretinize binaen Başkanlıktan
affınızı nihayet son aldığı kararla kabul etmek mecburiyetinde kaldığından
vazifenizin yerine tayin edilen Dr. Tahsin Salih Gözmen’e vakit geçirilmeden
devrini rica eder, bilvesile hürmetlerimi teyit eylerim.
Kıbrıs
Türk Kültür Derneği
Genel
Merkezi
Mehmet Ertuğruloğlu
31 Mart 1957 tarihli Halkın Sesi ve Hürsöz
gazetelerinde, “Kıbrıs Türk avukatları, 30 Mart 1957 Cumartesi günü Lefkoşa’da
toplanarak, “Kıbrıs Türk Hukukçular Cemiyeti” ismi altında bir cemiyet kurdular”
haberi yer almakta ve geçici heyette yer alanların adları şöyle verilmekteydi:
“Avukat Fadıl Korkut (Başkan), Ahmet İzzet, Ayhan Hikmet, Vedat Aziz.”
Faiz Kaymak’ın Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu Genel Başkanlığından istifa ettirilmesi ve ardından Rauf Raif Denktaş’ın
Kasım 1957’de bu göreve getirilmesinden sonra da Ayhan Hikmet, Federasyon
içindeki çalışmalarına devam etti. Örneğin 7 Haziran 1959 tarihinde Kıbrıs Türk
İşçi Birlikleri Federasyonu’nun Lefkoşa’da Girne Caddesi No 94’deki binasında
15 kurucu üyenin katılımı ile yapılan toplantıda, Kıbrıs Türk Elektrik Makamı,
Türk Müstahdemler Birliği’nin kurulması kararı alındığında, Kıbrıs Türk
Kurumları Federasyonu’nun İş ve İşçi Meseleleri Komitesi üyeleri Ayhan Hikmet
ile Cahit Rüstem gözlemci olarak hazır bulunmuştu.
Kıbrıs Türk liderliğinin toplumsal
sorunları tek elden ve anti-demokratik yollarla, yeraltı tedhiş örgütleri
eliyle yürütme politikasını uygulamaya koymuş olan Rauf Raif Denktaş’ın, Ayhan
Hikmet’e gönderdiği 8 Haziran 1959 tarihli mektubunda da görüleceği gibi, onun
Kıbrıslı Türk işçilerin hakkını arama mücadelesinde yürüttüğü çalışmalardan
tedirgin olanlar vardı:
“Kardeşim Ayhan,
İşçi dertleri ile bugüne kadar
göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederim.
Bundan böyle, İşçi Federasyonu
seçimleri yapılıncaya kadar, geri kalan işlerin tek elden yürütülmesi
muvafıktır. Bunun için Şükrü Bey bu işe devam edecektir.
İşçiler ve işçilik
hususunda size yapılacak müracaatları Şükrü Beye havale etmenizi reca ederim.
Rauf R. Denktaş.”
(Aydın Hikmet, Buyur
Usta Memleket Senin, Afrika, 21.5.2009)
Ayhan Hikmet, Kıbrıs Türk liderliğinin beğenmediği anti-demokratik
davranışları ve İngiliz emperyalizminin bölücü politikalarına alet olmaları
karşısında, kendi görevini, muhalif politikayı sürdürme ve Kıbrıs Türk
toplumunu İngiliz Yönetiminin adada sona ereceği yeni dönemde aydınlatma ve
örgütleme olarak belirlemişti.
Aydın Hikmet, kardeşi ile ilgili olarak kaleme aldığı “Bir Doğum Günü...
Ayhan Hikmet’in Kısacık Yaşamöyküsü: Ayhan Hikmet 77 yaşında” başlıklı yazısında,
onun için şöyle demektedir: “Bu memlekete muhalefet de lazım. Hizmetimizi
şimdilik bu şekilde sürdüreceğiz” diyerek, yanında Avukat Ahmet Muzaffer
Gürkan’ı da alarak, birlikte yola devam ettiler.” (Afrika, 29.11.2008)
Aydın Hikmet, bir başka olayı da şöyle anlatmaktadır: “Ahmet Muzaffer
Gürkan ve Ayhan Hikmet, bir davet üzerine Luricina’ya gitmişlerdi. Daveti
yapanlar, kulüp kurma arzusunda olan Luricinalı gençlerdi. Gençlerin gayesi bu
iki dava adamının tecrübelerinden yararlanmaktı. Gürkan ve Hikmet, daha önce de
civar köyleri dolaşmışlar, gençleri aydınlatmışlardı. Onların tek emeli, Kıbrıs
Türk gençliğinin kenetlenmesine yardımcı olmaktı.
Lurucina’daki toplantı, umulduğundan da başarılı geçmişti. Toplantının
bitiminde, genel kurulun yakın bir tarihte toplanmasına karar verildi. Bu karar
üzerine kollar sıvandı ve çalışmalara başlandı. Çok geçmeden çalışmalar
tamamlanmış, gerekli olan her şey hazırlanmıştı. Bunu öğrenen Denktaş, Ahmet
Gürkan ile Ayhan Hikmet’i dairesine çağırdı. Olağanüstü çalışmalarından dolayı
onlara teşekkürlerini bildirdi. İkisinin de tebrik edilmeye layık kişiler
olduklarını, ancak kulüp başkanlığına aday olamayacaklarını söyledi. “Şimdiye
kadar ne yapmışsanız tamamdır. Kulüp liderliği ise benim işimdir” dedi.”
(Afrika, 21.5.2009)
4 Ağustos 1960 günü Lefkoşa’da “Bağımsız Kıbrıs Türk Münevverleri” adına
yapılan basın toplantısında konuşan Ahmet M. Gürkan, Cumhuriyetin kuruluşunu
müteakip bir Türk Muhalefet Partisi’nin kurulacağını söylemişti. Basın
toplantısına Türk, İngiliz ve Rum 20’den fazla gazeteci vardı ve Ayhan Hikmet
konuşulanları İngilizceye tercüme ediyordu. Gürkan, sorulan bir soruya verilen
bir yanıtta, Zürih ve Londra anlaşmalarından gayrı bütün meselelerde Dr.Küçük’e
muhalefet edeceğini söylemiş, demokratik gelişmeler, Evkaf ve cemaat işlerinde
halka hesap verilmesini isteyeceğini belirtmiş ve şunları söylemişti: “Biz
Kıbrıs’ta birlik ve beraberliğimizin muhalefet Partisinin kurulmasıyle
zedelenemiyeceğine inanıyoruz.”
Haberde devamla,
Cumhuriyetin ilanı gününde haftalık bir gazete neşrine başlanacağı, şahıslara
katiyen hücum edilmeyeceği, hücumların da cevaplandırılmayacağı duyurulmakta ve
Gürkan’ın bir gün önceki sabah telefonla tehdit edildiğini ve hayatın tatlı
olduğunu söylediği kaydedilmekteydi. (Bozkurt, 5 Ağustos 1960)
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilan edildiği 16 Ağustos 1960 tarihinde ilk sayısı
yayımlanan Cumhuriyet adındaki haftalık gazeteyi, iki avukat Ahmet Muzaffer
Gürkan ile Ayhan Mustafa Gürkan kurmuşlardı.
Cumhuriyet gazetesi ise 3
Ekim 1960 tarihli nüshasında “Kıbrıs Türk Halk Partisi”nin 27 Eylül 1960 günü
Leymosun’da bir teşkilatlanma toplantısı yaptığını ve teşkilatlayıcı heyette
Avukat Ahmet Muzaffer Gürkan (Genel Sekreter), Avukat Ayhan M.Hikmet, Hüseyin
Dilaver, Behzat Altıok ve Hikmet Mehmet’in bulunduklarını duyurmaktaydı.
Haberde ayrıca, parti yetkililerinin Gürsel ve İnönü’ye devrimlere bağlılık
mesajları gönderdikleri belirtilmekteydi. Aynı tarihli Cumhuriyet’te, “Kıbrıs
Türk Halk Partisinin Halkımıza seslenişidir” başlıklı ve KTHP Kurucu heyeti
adına Ahmet M.Gürkan’ın yayımladığı 2 Ekim 1960 tarihli bildiri de tam metin
olarak verilmekteydi.
21 Kasım 1960 tarihli
Cumhuriyet’te yazan Ayhan Hikmet, “Tehlike zilleri çalıyor” başlıklı
makalesinde şöyle demekteydi:
“Bugün memlekette toptan
eriyip gitme, mahvolma tehlikesi ile karşı karşıyayız... Bizce göç iki sebepten
ileri gelmektedir ve bu meseleyi halledebilmek için, iki çareye başvurulması
lazımdır: 1. Baskı ve tehdide son vermek, 2. İş ve çalışma imkanları temin
etmek.”
Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu’nun yayın organı olan Nacak gazetesi ile Kıbrıs Türk liderliğinin
ayrılıkçı politikalarına karşı güçlü bir muhalefet yapan Cumhuriyet gazetesinin
28 Kasım 1960 tarihli nüshasında, “Halkımız o günlere dönmek istemiyor” başlığı
altında çıkan bir yazıda da, kimse 1958 yılının Haziran, Temmuz aylarındaki “o
eski karanlık, kanlı günlere dönmek
istemiyor, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkı ölüm, yangın, çarpışma, kan değil;
sulh istiyor, sükûn istiyor, ekmek istiyor, iş istiyor” denmekteydi.
Kıbrıs Türk Halk Partisi Genel Sekreteri Ayhan M.
Hikmet, 22 Mart 1961 günü İstanbul’da yaptığı basın toplantısında, Kıbrıs Türk
toplumunun karşılaştığı tehlikeleri şu başlıklar altında topluyordu: 1.Göç,
baskı ve tedhiş, 2.İktisadi kriz, 3.İsraf ve plansızlık, 4.Psikolojik baskı, 5.Cemaat
idarecileri arasında parçalanma (Tam metin için bkz.Afrika, 23 Nisan 2004)
Ne yazık ki Kıbrıs Türk liderliğine
bağlı yeraltı örgütü, 1958’in tedhiş günlerine geri dönerek, 23 Nisan 1962 gecesi
Cumhuriyet gazetesinin yazarları olan iki avukat Ahmet Gürkan ile Ayhan
Hikmet’i katledecekti. Böylece 1963 Aralık’ına giden yolda, toplum içindeki
muhalif sesler, bir defa daha susturulmuş, Kıbrıs Cumhuriyetini yıkma planında
ilk adım atılmış oluyordu.
Özker Yaşın şunları kaydediyor:
“İşin insana hüzün veren tarafı, bu cenaze törenine Berberoğlu’ndan başka
hiçbir Türk avukatın katılmayışıydı. Belki birkaç avukat daha cenazenin
arkasından yürümüş olabilirdi, ama onları da ben görmemiştim... Cenazeler Fadıl
Niyazi Korkut’un avukat yazıhanesinin önünden geçirilirken, Fadıl Bey ile
katibesi Samiye Mustafa dışarı çıktılar. Tabutların arkasında ve en ön sırada
Merkez Polis Karakoluna kadar yürüdüler... Gerek Fadıl Bey, gerekse Samiye
Hanım, cenazelerin ardından yürürken ağlıyorlardı... Mezarlığa gelenlerin en az
yarısı Rum gazeteci idi. Türk gazetecilerinden tek bir kişi yoktu. Öldürülen
gazeteci avukatların tek meslektaşı olarak Ahmet Mithat Berberoğlu, Kıbrıs
Radyo Yayın Korporasyonu adına Hakkı Süha, TC elçiliğinden Basın Ateşesi Mehmet
Ali Pamir, Basın Ataşe yardımcısı Selahattin Sonat ile birkaç TC Elçilik
görevlisi ve ölenlerin yakın akrabalarından dört beş kişi gelmişti gömü
töreninde bulunmaya. Ancak bu küçük topluluğun arasında gördüğüm bir kişi
üzüntümü hafifletti. Bu Müftü Dânâ Efendi idi. Avukatların gömülmesi
tamamlandıktan sonra mezarları başında Dânâ Efendinin okuduğu dualar ve yaptığı
konuşma çok etkileyici idi.” (Nevzat ve Ben, İstanbul 2003, 753-754)
Çifte cinayetin 50. yıldönümünde
Ayhan Hikmet ile Ahmet Gürkan’ı saygı ile anıyoruz.
(Yeni Düzen gazetesi, Lefkoşa, 23-25 Nisan 2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder