Sözü edilen ikinci cilt, nihayet geçen yıl yayımlanarak, okuyuculara sunuldu. Nisan 1996’da İstanbul’da, Gazioğlu’nun “Kıbrıs Araştırma ve Yayın Merkezi (Cyrep)” tarafından bastırılan kitabın uzun konmuş tam adı şöyle: “İngiliz Yönetiminde Kıbrıs II (1878-1952), Enosis Çemberinde Türkler, Bugünlere Gelmek Kolay Olmadı”.
505 sayfalık kitabın “Giriş”inde ise yazar, şöyle demektedir:
“20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 10. Yıldönümü kutlamalarını izlerken bugünlere nasıl gelindiğini anlatan bir yazı dizisi hazırlamak fikri oluştu kafamda...İşte bu düşünceler, beni, 1878’den bu yana geçen yakın tarihimiz içinde Türk Halkının verdiği varoluş savaşımını yeni kuşaklara aktarmak amacıyla bir çalışma, bir araştırma sürecine yöneltti. Şimdi, 10 yılı aşkın bir uğraş sonunda, bu çalışmanın sonuçlarını bir kitap halinde sizlere sunmak olanağını bulduğum için mutluyum.”
Konuyla ilgilenenler anımsayacaktır. Gazioğlu, bir tarih araştırma dergisi olarak yayımlamaya başladığı “Yeni Kıbrıs” dergisinin Ekim 1984 tarihli yeni serisinin ilk sayısında “Barış Harekatının 10. Yılında Yakın Tarihimize Kısa Bir Bakış” başlıklı bir yazı yazmış ve ondan sonra gelen sayılarda “Bugünlere Gelmek Kolay Olmadı” başlıklı 20 yazılık bir dizi yayımlamıştı. Anlaşılan, Gazioğlu, elindeki dizi yazılarını ve İngiliz Arşiv belgelerini kullanarak, hem yıllar önce verdiği sözü tutmak istemiş, hem de yukarıda sözünü ettiğimiz İngilizce kitabın Türkçe baskısı olan “Kıbrıs’ta Türkler (1570-1878)” için yaptığımız değerlendirmede vurguladığımız gibi (Yeni Düzen, 13 Mayıs 1994), 1991 yılından beri maaşlı olarak sürdürdüğü KKTC Cumhurbaşkanının siyasi araştırma ve tanıtma özel danışmanı olarak yeni bir halkla ilişkiler çalışması yapıp, resmi tarih yazımını gerçekleştirmiştir.
TARİH YAZICILIĞI MI, GÜNCEL YORUMCULUK MU?
Kitabı okurken dikkatimizi çeken önemli noktalardan biri, daha önceki kitaplarında olduğu gibi, yazarın tarihsel olayları anlatırken, zaman zaman günümüz olayları ile bağlantı kurup, propaganda amaçlı ifadelere yer vermesi olmuştur. Bu bir tarih yazıcısının nesnelliği ve ciddiyeti ile bağdaşmayan bir tutumdur ve metin içinde itici olmaktadır. Örneğin yazar, s.56’da 1960 yılına atıfta bulunarak, bugün adadaki iki halkın bölünme nedenlerini kendince yorumlamaya kalkarken, s.96’da da “Avrupa daha şimdiden, Girit’te yapıldığı gibi, Kıbrıs sorunu bizim bir sorunumuzdur; bu sorunu, Kıbrıs’ı Avrupa Birliği’ne tam üye yaparak nihai şekilde çözümleyeceğiz demeye başlamıştır” diyerek, TC ve KKTC’ye atıfla gazete makalesi üslubuna girmektedir.
Yazar, bugün siyasal planda Kıbrıslı Türklerle Rumların birlikte yaşaması gerektiğini öne sürenlere karşı s.125’de, Kıbrıslılık bilincini savunanlara da s.219-210’da ders ve nasihat vermeye kalkmaktadır! Hem de Kıbrıs’ta 308 yıl süren Osmanlı yönetimi sırasında “dengeli ve dostça bir yaşam”ın varlığını vurgulamış olmasına karşın (s.63), 82 yıllık İngiliz yönetiminin son yıllarından başlayarak, bunun neden mümkün olamadığına değinmeden. Kavanin Meclisi’ndeki Rum ve Türk üyelerin bütçe ve vergi konularında işbirliği yaptıklarından bir cümle ile söz ederken (s.210), bunları örneklemekten kaçınmaktadır. Bilgisizliklerini s.448’de eleştirdiği “aydın kişiler”in kim olduğunu ise hem açıklanmamakta, hem de onların bu görüşlerini savundukları yazılara atıfta bulunmamaktadır.
YARARLANILAN KAYNAKLARA SAYGI GEREK
Ahmet C.Gazioğlu’nun bir tarih yazarı olarak kullandığı kaynaklara gerekli saygıyı göstermediğini de vurgulamak durumundayız. Özellikle eski Kıbrıs Türk dergi ve gazetelerinden alıntı yaptığı ve yine kendi dergisi “Yeni Kıbrıs”ta yayımlanmış olan Harid Fedai’nin araştırma yazılarına atıfta bulunurken, bu yazıların başlıklarının ne olduğu hiç (sadece bir defa s.227’de) verilmemiş, yalnız derginin sayısı verilmekle yetinilmiştir. Dipnotlarda tekrarı önlemek için bu yola başvurulduğu varsayılsa bile, kitabın sonunda verilen “Yararlanılan belli başlı kaynaklar ve resmi belgeler” bölümünde, büyük ölçüde yararlanılan bu dizi yazıların adlarının tam olarak verilmesi gerekirdi. Örneğin s.221’de “H.Fedai’nin Yeni Kıbrıs’taki yazısından izleyelim”, ya da s.285’de “Yeni Kıbrıs’ın 2. cildindeki H.Fedai’nin incelemeleri” denmemeliydi.
“Kıbrıs Türk Cemaat-ı İslamiyesi” adlı bilinen ilk siyasal kuruluşumuzla ilgili bilgiler ise, H.Fedai’nin 1986’da haftalık Söz dergisinde tam metin olarak yayımladığı yazılardan değil de, belgenin ilk bulunduğu günlerde yazılmış makalelere atıfta bulunularak verilmektedir.
Bir başka yerde ise (s.183), metin içinde, ad verilmeden “iki yazarımız” denmekte, S. İsmail ile E.Birinci’nin adları sadece dipnotta zikredilmektedir. Haşmet Gürkan’ın KATAK’ın kuruluşu ile ilgili yazısında kullanılan basından alıntılar da Gürkan’a atıfta bulunmadan kullanılmakta ve onun verdiği bilgiler yer yer yazarın derlemesi imiş gibi özetlenmektedir.
Yine büyük ölçüde yararlanılan Rum yazar F.Zannetos’un “Kıbrıs Adası Tarihi” adlı kitabının adı yanlış verilmekte (s.32 ve Kaynakça’da), sadece s.56’da, Türkçe olarak basılmamış olan “bu kitaptan alınan bölümlerin Hasan Yücelen tarafından Türkçeye çevrildiği” belirtilmektedir.
Kaynakçada, içinden bir cümle aktarılmış Tancred adlı kitaba yer verilirken, yazarı B.Disraeli’nin adı verilmemektedir. Gazioğlu, gerek metninden, gerekse aktardığı belgelerinden büyük ölçüde yararlandığı (Kavanin Meclisi Tutanaklarından aktarılan bütün bölümlerin onun kitabından alıntılandığına inanmaktayım) Kıbrıslı Rum tarihçi G.S.Georghallides’in 736 sayfalık “Cyprus and the Governorship of Sir Ronald Storrs” adlı kitabının adını bir defa s.226’da anarken, Kaynakça’da göstermemiş, sadece “A Political and Administrative History of Cyprus 1918-1926”(471s.)’in adını vermiştir. Georghallides’in adı, birçok eksiklikler içeren “Index”te de bulunmamaktadır.
Nihayet, Gazioğlu, benim haftalık Yeni Çağ gazetesinde 1993-94 yıllarında yayımlanmış olan “Kıbrıs Türk Liderliğinin Oluşumu” başlıklı yazı dizimden de yararlanmış olmasına karşın, bu çalışmaya da hiçbir atıfta bulunmamıştır. Kitap boyunca yer yer, benim kurguma paralel bazı konulara aynen değinmekte (örneğin s. 167’de C.P.Kyrris’ten yaptığım alıntı, s.213’te Asaf Bey’in Kıbrıs’ta kalması için Kıbrıslı Türkler arasında imza toplatmasına ilişkin Georghallides’in verdiği belgeye yaptığım atıf) ve hiçbir kaynak göstermeden getirilen yorumların aksini savunmaya çalışmaktadır.
Bütün bu teknik eksiklikler yanında bazı konuların da yetersiz veya hiç işlenmediği görülmektedir: Örneğin milliyetçi 1931 isyanından sonra, komünist lider ve arkadaşı niçin adadan sürgün edilmişti (s.264)? Lozan Anlaşmasından sonra başlayan Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye göç edişi ve bunun sonuçlarıyla ilgili bilgiler neden verilmedi (s.409)? Eden-Saraçoğlu ziyareti neden tarihi bir dönüm noktasıdır? Türk milliyetçiliğinin Kıbrıs’ta gelişmesine yeşil ışık yakıldığı için mi (s.409)? Ayrıca Theofanis Theodotu’nun adı da hep Feodotu şeklinde yanlış yazılmış, Jön Türkler ise Yeni Türkler (s.217) diye çevrilmiştir.
YARARLI BİLGİLER DE VAR
Bu arada kitabın yazarı Ahmet Gazioğlu, her şeyden Rum tarafını sorumlu tutmaya çalışsa bile bazı yararlı bilgileri ve gerçekleri aktarmadan edemiyor:
Kıbrıs’ı İngiltere’ye devreden anlaşma metni (s.17-19), Padişah’ın son Kıbrıs Valisine konuyla ilgili olarak gönderdiği fermanın metni (s.31), Kıbrıslı Türklerin 1882’den beri, adadaki çoğunluk nüfusu oluşturan Rumların nüfus oranına göre Meclis’te temsiliyetine karşı oldukları (s.46), 1900’lerin ilk yıllarında Kavanin Meclisi’ne seçilen Türk üyelerin, anayasal dengeyi bozarak, Rum üyelerle birlikte, vergilerin azaltılması ve yeni vergiler konulmaması için oy verdikleri (s.80), Başkadı, Müftü ve M.İrfan Bey’in 1914’de İngiltere’nin Kıbrıs’ı ilhak etmesi üzerine, İngiliz Yüksek Komiserine, “böylece yerli halkın İstanbul’un entrikalarından kurtulacağı”nı söylemesi (s.131), Yunanistan’dan provokatör öğretmenlerin gelmesi (s.143) yanında, Türkiye’den de “Türklük bilincinin toplum içinde kökleşmesinde yararlı çalışmalar yapan”ların Kıbrıs’a geldiği (s.154), 1914’de Kavanin Meclisi üyesi olan İrfan ve Hami Bey’lerin “Türkiye’ye İlhak Partisi”ne destek vermeyip, 3. üye Sait Hoca’nın “yarım bir gönülle” buna destek olduğu (s.158), Kıbrıs Türk toplumunun geri kalmışlığında ekonominin önemi (s.190), eğitimde gelişmemişliğin nedeninin, Kıbrıslı Türklerin kendi eğitim kurumlarına Rumlar kadar mali katkı ve bağışlarda bulunmamaları olduğu (s.422) gibi.
“İngiliz Yönetiminde Kıbrıs II” kitabı, her şeye rağmen yine de eleştirel bir gözle okunmalı ve burada aktarılan bilgilerden , günümüz politikasının tarihsel hataları hakkında ipuçları çıkarılmalıdır. Hakim Raif Bey’le ilgili 10 sayfalık bölümün neden kitaba alındığı o zaman belki daha iyi anlaşılacak ve resmi tarihin nasıl yazıldığı hakkında okuyucuya bir fikir verecektir. Sir Münir’le ilgili olarak örneğin neden onun halen yaşamakta olan evlatlarından değil de, Mustafa Haşim Altan’dan alınan görüşün kitaba konduğu sorusuna da belki başka okuyucular yanıt bulabilir, çünkü ben bulamadım.
(Tarih ve Toplum, aylık dergi, İstanbul, Temmuz 1998, Cilt:30, Sayı:175)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder