18
Nisan 2008 akşamı PEO’nun etkinlikler salonunda, “Madencilerin Anıları” adlı
belgesel filmin ilk gösterimi yapıldı. Gösterim öncesinde PEO Genel Sekreteri
Pambis Kiritsis ile DEV-İŞ Genel Başkanı Mehmet Seyis birer konuşma yaptılar.
1948 Maden Grevi’nin 60. Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen gecede
“1948-2008 Ortak Mücadeleler” ve “Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin
Birliği, Tek Vatan, Tek Halk” sloganları Rumca ve Türkçe olarak duvarlara
asılmıştı ve sunuş konuşmalarında da bu tema işlendi. Kiritsis, PEO’nun 25.
Kongresi ile genel olarak 2008 yılı içerisindeki tüm etkinliklerin bu
mücadeleye adanacağını söyledi. Seyis ise, Kıbrıs işçi sınıfının Türk ve Rum
işçilerinin ortak kavgasını konu alan bu etkinliğin çok anlamlı olduğunu
vurguladı.
Son
konuşmayı, bir saatlik belgesel filmin yönetmen ve yapımcısı olan Pashalis
Papapetru yaptı. Katida köyü ve Skuryotissa madenlerinin geçmişi ve emekli
maden işçilerinin anılarına yer verilen film, Kıbrıslı Rum ve Türk maden
işçilerinin çok zor çalışma koşullarında verdikleri mücadeleleri konu
etmekteydi. Kalabalık bir seyirci topluluğu tarafından büyük bir ilgi ile izlenen
ve Lefke dahil olmak üzere, adanın başta yerlerinde de gösterilecek olan filmin
danışmanlığını emekli sendikacı Pandelis Varnava ile jeolog Dr.Yorgos
Konstantinu yaptı.
Biz de bu vesileyle, konunun tarihsel geçmişi hakkında
bilgi verek, işçi sınıfımızın bu şanlı direnişini saygıyla anıyoruz:
SÖMÜRÜYE KARŞI TALEPLER
Tüm Kıbrıs İşçi Federasyonu, PEO’ya bağlı Maden İşçileri
Sendikası'nın uluslararası işçi günü
olan 1 Mayıs 1947'de işbaşı yapmaması üzerine, Kıbrıs Maden Şirketi (CMC)'nin
Genel Müdürü Hendricks'in lokavt uygulaması sonucu işçi-işveren ilişkileri
gerginleşmişti. Sendikanın olayı protesto etmesine rağmen lokavt, 5 Mayıs'a
kadar sürdü. Ama maden ocaklarının açılmasından sonra da ilişkiler gerginliğini
korudu.
Maden işçilerine göre, 1 Temmuz'da açıklanan ücret
artışları ile 1 Aralık'ta yapılan hayat pahalılığı ödeneğindeki artış, günün
koşullarına göre yetersiz kalıyordu. İşveren, işçilerin grev yapmamasını
öngören iş sözleşmesinin imzalanmasından bu yana, yüzde 20'ye varan bir ücret
artışı verdiğini ileri sürerek, Maden İşçileri Sendikası’nın taleplerine kulak
tıkıyordu.
İŞÇİLERİN TALEPLERİ
Kıbrıs Maden Şirketi’ne ait Lefke-Karadağ madeninde
çalışan 2 bin işçi, 16 Aralık 1947 günü bağlı oldukları sendikalar aracılığıyla
işverenden bazı taleplerde bulundular. 23 madde olarak toplanan ve şirkete
sunulan işçi taleplerini değerlendiren işveren temsilcisi Harvery, bu talepleri
reddetti. Onun görüşüne göre son ücret ayarlamasından bu yana hayat pahalılığında hiçbir değişiklik
olmamıştı ve işçilerin daha az çalışma saati, işçi sınıflamasında değişikliğe
yol açacak, bir ücret artışı, maden sözleşmesinde daha liberal ölçüler, tatil
günlerinin 5'i ödenekli olmak üzere 7'den 13 güne çıkartılması gibi talepleri,
işçi maliyetlerini yüzde 25 oranında artıracaktı.
GREV BAŞLIYOR
Hem işveren, hem de işçi tarafı görüşlerinde diretiyor ve
değişiklik yapmıyordu. Madende çalışan Türk ve Rum işçilerin ortaklaşa
düzenledikleri toplantılardan sonra, 11 Ocak 1948 günü oybirliği ile grev
kararı alındı. İlk aşamada 5 günlük bir grev, 13 Ocak 1948 günü başlatıldı. Rum
sağcı sendikaları greve katılmama kararı aldılar. 1945 yılında PEO'ya bağlı
karma sendikalardan ayrılan bir grup işçinin oluşturduğu Kıbrıs Türk İşçi
Birlikleri Kurumu'na bağlı Lefke Madenciler Birliği, "solcu Rum
sendikaları ile ekonomik alanda işbirliği yapılacağını göstermek" amacıyla
greve katılmıştı. CMC Genel Müdürü Hendricks, Kıbrıs Türk Sendikalarının Rum
solcu sendikaları ile greve katılışını başında kınadı. Öte yandan bazı Türk
sendikaları aracılığı ile sürdürülen ve 700 kadar olan Türk maden işçisinin Rum
sınıf kardeşlerine karşı kullanılması ve taleplerden vazgeçilmesi çabaları bir sonuç vermedi.
5 günlük grev, Kıbrıs Emekçi Halkının İlerici Partisi
-AKEL'in desteklediği Lefkoşa’daki PEO Genel Merkezi ile danışmalardan sonra
yerel sendikalar tarafından uzatıldı. Bunun üzerine CMC Genel Müdürü, çalışmak
isteyen işçilerin başvurması halinde madenin açılacağını duyuran 10 bin tane el
ilanı dağıttırdı, ama işçilerin birliği bu oyunu boşa çıkarttı; sendika
tarafından yapılan ve hükümetin anlaşmazlığa müdahale etmesini isteyen çağrı
reddedildi.
GENEL GREVLE DESTEK
İşçi gözcüleri ile enerji santralı çalışanlarının 3 Şubat
1948'de greve katılmaları üzerine şirket, yerli ve yabancı uyruklu maaşlı
personelini bu görevlere getirdi. PEO Genel Merkezi, 9 Şubat günü maden
greviyle dayanışmayı yükseltmek ve grev fonunu güçlendirmek için ada çapında 24
saatlik bir genel grev düzenledi.
Çeşitli şiddet olaylarının yer alması üzerine şirket
müdürü Hendricks, grevin siyasi amaçlı olduğunu ve hem sendikanın, hem de
AKEL'in "CMC şirketinin prestij ve parlak geleceğini tehlikeye atmak
istediği"ni öne sürdü. Şirket müdürüne göre, bu bir haçlı seferi idi ve
Kıbrıs'taki sol unsurlar hiç bir denetime tabi olmadan zaferden zafere
koşmaktaydılar. (1941'de kurulan AKEL'in 1943'de iki, 1946'da da beş şehrin
hepsinde belediye başkanlıklarını kazanmış olduğunu hatırlatalım.)
Amerikalılara ait CMC şirketinin İngiliz Genel Müdürü Hendricks,
"komünistlere karşı konmazsa gelecekte artık önlerine geçilemeyeceği"
uyarısında bulunuyordu.
KIBRISLI TÜRKLER DE GREVİ
DESTEKLİYOR.
Grevcilerle, ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için
Kıbrıslı Rum ve Türklerin büyük bir çoğunluğu her hafta gönüllü olarak para ve
yiyecek yardımı yapıyordu. Grevcileri desteklemek için düzenlenen çeşitli
toplantı, miting ve konferanslara, örgüt olarak Dr. Fazıl Küçük'ün Kıbrıs Türk
Milli Partisi ile Halkın Sesi ve Hürsöz gazeteleri katılmıştı. 4 Şubat 1948
günü Lefkoşa'da düzenlenen konferansı yöneten divanda tabelacı Cahit, Türk İşçi
Birlikleri'nin temsilcisi olarak yer almış, Dr. Küçük de konuşmacı olarak
katılmıştı. Rum konuşmacılar arasında POE Genel Sekreteri Andreas Ziartidis ile
maden işçilerinin lideri Pandelis Varnava
vardı.
Dr.Küçük Lefke'de düzenlenen iki karma toplantıda grevci
işçileri destekleyen konuşmalar
yaparken, Türk işçilere "müstakbel liderimiz” diye takdim edilen Rauf Denktaş da desteğini
belirtmişti.
4 Mart 1948 günü
Karadağ ve Gemikonağı'nda yapılan gösterilerde konuşan Türk sendika lideri
Hasan Şaşmaz, grevin kırılması için
polis gücünün kullanılmasını eleştirerek, Kıbrıslı Türklerin sömürge hükümetine
olan bütün güvenini yitirdiklerini söyledi. Bir gün önce grevciler ile polis arasında Karadağ'da yer
alan çatışmalarda yaralananlar arasında 4 Türk işçi (Şakir İzzet, Ahmet Necati,
İzzet Ali Hacı İzzet ve Mehmet Bilal) ile 4 Rum işçi vardı.
CMC ÖNCÜLÜĞÜNDE GREV KIRICILIĞI
8 Mart 1948 günü Gemikonağı'ndaki iş yerine çalışmak için
giden bazı grev kırıcılar, hem Türk, hem de Rumlardan oluşan kararlı grevci
işçilerle karşılaşmış ve yuhalanıp taşlanmışlardı. CMC tarafından toplanan grev
kırıcı işçilerin çoğunluğu, sağcı Kıbrıs Rum "Yeni Sendikalar" ile
sağcı Milliyetçi Parti-KEK'in desteklediği Girneli Rum ve Maronitler ile bazı
Kıbrıslı Türklerdi.
SINIFSAL BİRLİK
Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, Kıbrıslı
Türk ve Rum işçilerin ortak grev süresince dayanışmalarını sınıf kardeşliği
temelinde güçlendirmiş olmalarıdır. Gerek milliyet, gerekse din farklılığına
dayalı önyargılar yenilmiş ve örnek bir eylem birliği oluşturulmuştu. 16 Mart
1948 günü Lefkoşa'da grevi desteklemek
amacıyla düzenlenen ikinci basın toplantısına, belediyeler ile siyasi parti ve
mesleki kuruluşların temsilcileri katılmıştı. Seçilen ortak delegasyonda bir
Türk (Halkın Sesi gazetesinden Hakkı Süha) ile iki Rum yer alıyordu.
Başlangıçta grevi desteklemiş olmasına rağmen daha sonra
CMC için çalışan ve işçileri grev kışkırtıcılığına teşvik eden Kıbrıs Türk
ileri gelenlerinden biri de Lefke Belediye Başkanı Fadıl Nekipzade idi. Ama
Türk İşçi Birlikleri, liderlikte görülen ve gittikçe artan zayıflıklarına
rağmen grevi sonuna kadar desteklemiş ve üyelerinin taleplerini dile getirerek,
onların Rum sınıf kardeşleriyle gittikçe ideolojik temele kayan güç birliğini,
grevin bittiği 16 Mayıs 1948 tarihine kadar sürdürmüştür. Türk işçi lideri
Hasan Şaşmaz ile M.Halil Kahraman son toplantıda söz alan konuşmacılar arasında
idi.
Bazı Türk işçi liderlerinin kararsız bir tutum içinde
olmalarının nedeni, CMC'nin bu kişiler üzerindeki etkisi, İngiliz sömürge
yönetiminin milliyetçi önyargıları körüklemesi ve diğer etkenlerdi. Buna rağmen
Rum işçi kardeşleri ile olan sınıfsal dayanışma Türk işçiler arasında üstün
gelmişti.
İLK TÜRK İŞÇİ GAZETESİ
Maden grevine katılan işçileri desteklemek amacıyla Mayıs
1948'de, iki sayfa ve günlük olarak yayımlanmaya başlayan "Emekçi"
gazetesine değinmek gerekir. Kıbrıs Türk İşçi Birliği yöneticilerinden Ahmet
Sadi Erkurt'un sahip ve yazı işleri müdürlüğünü yaptığı gazete, başlığında
"Emeğe Hak, Emeğe Hayat" deyimini kullanıyor ve kendisini
"işleyen halkımızın siyasi, içtimai ve iktisadi davalarına hizmet eden
günlük halk gazetesi" olarak
tanıtıyordu. Bir buçuk yıl kadar yaşamını sürdürebilen Emekçi gazetesi
Dr. Küçük'e hakaret eden bir fıkra yayınlanması yüzünden para cezasına
çarptırılmış ve parayı ödeyemediğinden yayınını durdurmuştu.
KİLİSENİN ARABULUCLUK GİRİŞİMİ
CMC maden şirketinde sürdürülen grevi kırma çalışmalarını
sürdüren şirket genel müdürü Hendricks, Mart ayı ortasında Kıbrıs Rum
Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II.
Makarios ile görüşerek, bir uzlaşma için
çalışmalarını sürdürür. Başpiskopos (sonradan Kıbrıs Cumhurbaşkanı olacak olan
III. Makarios'tan önce görev yapan kişi) şirketin, hükümetin hazırlamakta
olduğu yeni hayat pahalılığı indeksine uygun makul bir ücret artışı vermesi
halinde, işçilere işbaşı yapması için çağrıda bulunacağını söyler. Hendricks'in
öneriyi kabul etmesi üzerine Başpiskopos II. Makarios, işçilere hitaben bir
bildiri yayımlayarak greve son verilmesini ister. Maden İşçileri Sendikası
çağrıya tepki gösterir. Kaydedildiğine göre, grev sırasında bazı bombalama ve
dayak atma olayları, başkaldırma ve yağmalar meydana gelir.
Öte yandan bir kısım işçinin işbaşı yaptığı görülür.
Nisan ayı başında yeraltında 74, yer üstünde 313 işçinin çalıştığı ve normalde
çıkartılan bir günlük madenin yarısına yakınının (haftada 750 ton demir
cevheri) çıkartıldığı kaydedilmektedir.
GREV KALDIRILIYOR
Grevi sürdüren işçi komiteleri ile yapılan uzun
toplantılardan bir sonuç çıkmaması üzerine, giderek daha fazla sayıda işçi
işbaşı yapmış ve sonunda sendika grevi kaldırmak zorunda kalmıştı. 125 gün
süren ve 17 Mayıs 1948 günü resmen sona eren grevle, işçilerin öne sürdüğü 23
talepten sadece bir tanesi tam olarak yerine getirilmişti. Fazla mesai bir
buçuk saatle sınırlandırılıyordu. Yeni hayat pahalılığı indeksine göre
ayarlanacak olan ücret artışına ilişkin söz tutulmuş, ama işçi ve ailesi için
gerekebilecek hastahane bakımı fonuna ayda 8 şilinlik bir kesinti yapılmıştı.
Oysa bu hizmet, daha önce parasız olarak yapılıyordu. İstenen ek tatil
günlerinden sadece biri kabul edilmişti. Şirketin verdiği tek taviz bunlardı
Grev öncesinde madende çalışan işçilerin yüzde 90'a kadar
yeniden işe alındı. Sendikal faaliyette bulunan veya şiddet olaylarına
karıştıkları öne sürülen diğer işçiler ise, işe geri alınmadı. Yaz aylarında
işe girmeyi başaran bu işçilerden 12'si Karadağ'da, 8'i Gemikonağı'ndaki iş
yerlerinden yeniden uzaklaştırıldılar. Grev sonrasında grev kırıcı ve işveren
yardakçısı olan bazı işçilere, 20 bin dolar karşılığı para yardımı yapıldığı,
grev hakkında bilgi veren David Lavender'in
"The Story of Cyprus Mines Corporation" adlı kitabında da
kaydedilmektedir.(a.g.y. Huntington Library, California,1962,s.299)
(İlk defa Yeni Düzen gazetesinde 14 Ocak 1985 günü yayımlanan bu yazı, daha sonra bir giriş yazısı eklenerek, Afrika gazetesinde 28 Nisan 2008 günü yeniden yayımlandı.)
MADEN İŞÇİLERİ MARŞI
Söz: Tabelacı Cahit
Maden işçileri
Dönmezler geriSert adımlarla
Koşar ileri
Yılmaz mücadeleden işçiler
Korkmaz toptan tüfekten işçiler
Kalpleri iman dolu bekçiler
Getirir fakir halka büyük zaferi
Türk-Rum madenciler
Mert fakir erler
Bir hak yolunda
Birleşmiştiler
Dağlar taşlar boyandı kızıla
Kan ile destanları yazıla
Dağlar taşlar boyandı kızıla
Hakkın yolunda can feda ola
Uluslararası bir işçi marşına
(Bandiera rosa) yazılan Türkçe sözlerle okunan bu marşın sözleri, 1948 maden
grevinin geliştirdiği sınıf bilincini yansıtmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder