ABD’nin Kıbrıs’taki
NGO’lara UNOPS aracılığı ile dağıttığı USAID yardımları, bir süreden beridir
gerek Kıbrıs Rum, gerekse Kıbrıs Türk basınında tartışılmaktadır. Afrika
gazetesinde (5-10 Ekim 2004) çıkan bir yazı dizisinde, neoliberal ideolojinin
dünya egemenliği için tekelleri arkasına alarak NGO’larla yapmaya çalıştığı
küresel siyasete değinmiş ve dizinin sonunda, Kıbrıs’taki “Conflict Resolution”
(Uyuşmazlıkların Çözümlenmesi) çalışmaları ile ilgili bazı makalelerin adlarını
vermiştik.
Bu çalışmamızda, Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin kurulması öncesinde ve ilk yıllarında, yine ABD’ye bağlı bazı
kuruluşlar eliyle yürütülen “komünizme karşı manevi silahlanma” eğitimleri
hakkında ilginç bazı bilgiler vereceğiz. Yazının sonunda değinildiği gibi,
meşhur Annan Planı’nın son şeklinin hazırlanıp, görüşüldüğü İsviçre’nin
Bürgenstock kasabası, “manevi silahlanma”nın merkezlerinden biri olarak
bilinmektedir. Acaba ABD’nin 1960’larda eğittiği kişiler ile 1990’lardan bu
yana eğittiği Kıbrıslılar arasında herhangi bir “görev” ilişkisi var mıdır?
Bunun kararını, aşağıdakileri okuduktan sonra verebilirsiniz…
*
* *
Kıbrıslı Rum gazeteci
George Lanitis, Cyprus Weekly gazetesinin 1 Temmuz 1994 tarihli nüshasındaki
köşesinde yer alan yazısının “En iyi” başlıklı bölümünde şunları yazmıştı:
“Gönülsüz Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu zaman, Lefkoşa’daki Amerikan Büyükelçiliği, sonunda lider olabilecek Kıbrıslıları seçmiş ve onları üç aylık bir çalışma için ABD’ye göndermişti.
Bu, özellikle Kıbrıs
dışına çıkmamış olan insanlar için, mutlaka iyi bir gezi ve iyi bir deneyim
idi. Şimdi bu kişilerin bazılarının yaşamöykülerinde gururla “ABD’de mezuniyet
sonrası çalışmalar” yaptıklarını öne sürdüklerini görüyorum.
Sayfayı bugünkü duruma
çevirirsek, Amerikalıların Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerden eşit sayıda
erkek ve kadını, uyuşmazlığın nedenlerini tartışmak ve çözüme doğru yardımcı
olmak için davet ettiklerini görüyoruz.
Anladığıma göre, boruyu
iyi öttürüp, bu işten iyi sonuçlar da aldılar, ama herhangi bir çözüm ortaya
çıkmadı. Bu deneyim, boşa çıktı. Şimdi Lefkoşa’daki Amerikan Büyükelçisi, utanç
duvarının iki tarafından ve birçok mesleklerden önde gelen kişileri, ABD’de
tabii ki uyuşmazlığı ve belki de diğer Uganda sorunlarını tartışmak üzere
önemli bir zaman harcamaları için davet ediyorlar. Seçilen az sayıdaki kişiler
için kullanılan terim “en iyi” siyasetçiler, “en iyi” doktorlar, “en iyi”
öğretmenler, “en iyi” gazetecilerdir.
Bütün meselenin, sosyal,
ekonomik ve mesleki yaşamımızın ihlali olduğu kesindir. Lefkoşa’daki ABD
Büyükelçisi, hangi yetkiyle kimin “en iyi” olduğuna karar vermektedir?
Belki de birileri, onun
kulağına, gezegenimizi yöneten ülkeden gelse bile, Avrupa diplomasisinin bu tür
bir ihlale tahammül edemeyeceğini fısıldamalıdır.”
***Yaptığımız araştırmada, zamanın Kıbrıs Türk basınında yer almış “Manevi Silahlanma” toplantıları ile ilgili şu bilgilere ulaştık:
“Federasyon Başkanımız
Avukat Rauf R.Denktaş, dün sabah beraberinde Federasyon Asbaşkanı Dr.Orhan
Müderrisoğlu, Danışma Kurulu Genel Sekreteri Ahmet Gazioğlu ve Ragıp Malyalı
olduğu halde, Manevi Silahlanma Konferansında liderimiz Dr.Küçük’ü temsil etmek
üzere İsviçre’ye gitmiştir.” (Halkın Sesi, 2 Ağustos 1959)
EL SIKIŞANLAR KİM?
“Cyprus Mail, 42 üyelik
Dünya Manevi Silahlanma Kongresi toplantısında Denktaş ile Rossidis’in teati
ettikleri şu dostane konuşmaları yayınlamaktadır:
‘Kıbrıs Türk ve Rum
temsilcileri 24 üyesi olan Dünya Manevi Silahlanma Kongresinde birer konuşma
yaparak, Nevyork’ta bu sene başında olan hadiselerden dolayı ikisi de özür
dilemişlerdir. Rauf Denktaş söz alarak şunları söylemiştir:
“Kıbrıs’ta Türklerle
Rumların yaşamasını Allahın istediğini idrak edemediğimiz için adada kan
akıtılmıştır.”
Bu arada toplantıda
bulunan EOKA temsilcileri Denktaşın elini sıkmak için yanına koşmuşlardır. Bunu
müteakip Rossidis (Makarios’un temsilcisi) söz alarak, “Türk dostuma açık bir
el ve açık bir kalp veriyorum. Bu nevi silahlanma ruhu çerçevesinde hürriyetin,
hakkın, birliğin ve beraberliğin timsali olacak birleşmiş bir Kıbrıs
kurabiliriz” demiştir. Buna mukabelede bulunan Denktaş “iki cemaat arasındaki
itimadsızlıktan ve korkudan yalnız komünistler faydalanır” demesi üzerine,
Rossidis “kendimizi önce Kıbrıslı ve sonra Rum ve Türk addederiz” diyerek
mukabelede bulunmuştur.” (Bozkurt, 7 Ağustos 1959)
“YENİ BİR İDEOLOJİ” İLE DONANANLAR
“Denktaş manevi
silahlanma konferansından döndü. Konferansta kalanlar: Federasyon 2. Başkanı
Dr.Orhan Müderrisoğlu, Leymosun avukatlarından
Ragıp Malyalı ve Ahmet Gazioğlu. havaalanında bir demeç veren Denktaş,
“Konferansta Maumaularla İngilizler bile birbirlerini affettiler. Özür
dileyerek el sıkıştıklarını gördük. Konferansa iştirak eden Rum delegasyonu
cemaatlar arasındaki kargaşalıklar yüzünden meydana gelen hadiseler karşısında
özür diledikleri için onlarla el sıkıştık.” (Halkın Sesi, 10 Ağustos 1959)
Halkın Sesi gazetesi, 10
Ağustos 1959 tarihli nüshasında Zürih yakınlarındaki Caux kasabasından bildiren
Ahmet C.Gazioğlu’nun “Moral Silahlanma Konferansında Müdafaa Vekilimiz”
başlıklı makalesine yer verirken, 11 Ağustos 1959 tarihli nüshasında da “Moral
Silahlanma nedir?” başlığı altında, “Manevi Silahlanma, komünizme karşı ortaya
atılmış bir ideolojidir” tanımlamasını yaparak, “Tanrının öncülüğünde bütün
hareketlerimize rehber kılmak gayesi güden bu yeni ideoloji”yi tanıtmaya
çalışmaktaydı.
Halkın Sesi, 14 Ağustos
1959 tarihinde de “Moral Silahlanma Konferansına gidiyorlar” başlığı altında,
İsviçre’de 15 gün süreyle eğitim görecek olan kişilerin adlarını vermekteydi:
“Argun Korkut, Fevziye Hulusi, Zehra Hikmet, Güzin Gözübüyük, Fuat Veziroğlu,
Necati Taşkın, Firdevs Kaşif, Necla Oktay, Hüseyin Zihni, Özel Kansoy, Nuray
Mehmet.”
18 Ağustos 1959 tarihli
aynı gazetede, “Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Genel Sekreteri Dr.Burhan
Nalbantoğlu dün Amerikaya müteveccihen Adamızdan ayrılmıştır” haberi verilmekte
ve üç ay sonra da, 17 Kasım 1959 tarihinde, Amerikadan mesleki tetkik ve
geziden dönen KBB mütehassısı Dr.B.Nalbantoğlu’nun hasta kabulüne başladığı
haberi verilmekteydi.
Bozkurt gazetesinin 27
Ağustos 1959 tarihli nüshasında, “İsviçre’deki Manevi Silahlanma Konferansına
katılan Argun Korkut bildiriyor” başlıklı bir haber yer almaktaydı.
CAUX’DA ÖĞRETİLEN SIR
28 Ağustos 1959 tarihli
Halkın Sesi, Ankara’da yayımlanmakta olan Zafer gazetesinden iktibas ettiği bir
haberinde, K.T.Kurumları Federasyonu
Asbaşkanı Dr.Müderrisoğlu’nun şöyle dediğini kaydetmekteydi:
“Komünizm, Kıbrıs’ta
yangın ateşi gibi yayılmaktadır. Komünizme karşı nefret beslemek kâfi değildir.
Caux’da komünizme cevap verme sırrını öğrendim!”
4 Eylül 1959 tarihli
Bozkurt’taki haber ise şöyle:
“Caux’da yapılmakta olan
Manevi Silahlanma Konferansında söz alan Kıbrıs radrosu program memurlarından
Bayan Fevziye Hulusi 3 Eylül günü yaptığı konuşmada, Kıbrıs için ya komünist,
ya da karşılığı bulunan bir ada olmak şıklarının mevcudiyetinden bahsetmiştir.”
Habere göre radyo program
memuru konferansta şöyle konuşmuş: “Kıbrıs’a gerek Rumlara ve gerekse Türklere
Allahtan cevap götürmek için savaşmaya gidiyorum. Bu savaşa boş zamanlarımı
ayıracak değilim. Yeni hür ve birleşik bir Kıbrıs yaratmak için bütün ömrümü
vereceğim.”
Bu arada, 1959 Eylül ayı
boyunca Kıbrıs Türk basınında, liderliğinin politikalarına muhalif olan
Dr.İhsan Ali aleyhinde yoğun bir kampanyanın yürütülmekte olduğunu belirtmekte
yarar var.
Komünizm aleyhtarı
makaleleri ile tanınmış “Mutallip
D.Vudalı”nın yazılarına da Halkın Sesi gazetesi yer vermekteydi. Örneğin 23
Eylül 1959 tarihli gazetedeki şu makale gibi: “Komünizme karşı mücadele:
Müstemlekecilik ilga edilmelidir.”
HEYETLERİN ZİYARETİ SÜRÜYOR
13 Nisan 1960 tarihli
Halkın Sesi gazetesindeki, “Sekiz kişilik bir Türk heyeti (İsviçre’deki) Manevi
Silahlanma Konferansına gidiyor” başlıklı haberde, heyet başkanının “liderimiz
Dr.Fazıl Küçük’ü temsilen Milli Müdafaa Müsteşarı Ahmet Zaim” olduğu
belirtilmekte ve heyetteki diğer üyelerin adları şöyle verilmekteydi:
“Süheyla Küçük, Aydın
Denktaş, Vildan Müftüzade, Sevim Zaim, Fevziye Hulusi, Güner Necat, Mustafa
Hulusi.”
Haberde belirtildiğine
göre Konferans, İsviçre’nin Caux şehrinde 10 gün devam edecek ve Manevi
Silahlanma Cemiyetinin kurucusu Dr. Buckman’a Dr.Küçük’ün mesajı da
iletilecekti.
3 Haziran 1961 tarihli
Bozkurt gazetesi, “Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ın Caux kasabasında
yapılacak olan Manevi Silahlanma Toplantısına katılmak üzere İsviçre’ye
gitti”ğini duyurmaktaydı.
DENKTAŞ’IN VERDİĞİ HEDİYE
Bozkurt’un 6 Haziran 1959
tarihli nüshasında yer alan haberde, “Rauf Denktaş komünist tehlikesine temas
etti” denilerek, onun şöyle konuştuğu aktarılmaktaydı:
“Adamız mucizevi
anlaşmalarla geleceğe ümitle bakmaktadır. Bundan dolayı en fazla Dr.Buchman’a
ve Manevi Silahlanma öğretisine medyunu şükranız. Mucize şimdi avuçlarımızda
olmakla beraber, komünizm günden güne kuvvetlenmektedir. Eğer şimdi Türklerle
Rumlar, kaynaklarımızı birleştirmezsek, dört yıl sonra yapılacak seçimler için
çok geç kalmış sayılacağız. Biliyoruz ki bu yolda muhtaç olduğumuz şey cesaret
ve azimdir. Mümkün olduğu nisbette liderlerimizi Caux’a getirmeliyiz. Bu
suretle onlara nasıl birleşileceği öğretilsin.”
Haberin devamında, 64
memleketten gelen 1,100 delegenin iştirakiyle yapılan Manevi Silahlanma Dünya
Kongresi’ne Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı
Rumlar adına katılan Rauf Denktaş’ın, Makarios ve Dr.Küçük adına Dr.Buchman’a
(ki toplantı onun 83. doğum yıldönümü nedeniyle yapılmaktaydı) bir Kıbrıs
bayrağı armağan ettiği belirtilmekteydi.
Rauf Raif Denktaş, 16
Haziran 1961 tarihli Nacak gazetesinde yer alan “Moral Silahlanma
Konferansından birkaç hatıra” başlıklı izlenimlerini üç gün süreyle
okuyucularına aktarmıştı.
9 Ağustos 1961 tarihli
Bozkurt gazetesinde ise şu haber var:
“Manevi Silahlanma
ideolojisinin yaratıcısı Dr.Frank Buchman (83 yaşında) vefat etti. Savaş
sırasında gerek faşistlerin, gerekse komünistlerin hücumlarına maruz kalan
Buchman, 1946 yılında İsviçre’nin Caux şehrinde teşkilat merkezini kurduktan
sonra, dünyaca tanınmış şahsiyetleri, mutlak doğruluk, safiyet, feragat ve
ilahi aşk üzerine dayanan birleştirici manevi ideoloji toplantılarına davet
etmişti.”
Nacak gazetesinin 9 Kasım
1962 tarihli nüshasının 3. sayfasının hemen hemen tamamını kapsayan ve
dünyadaki komünist partilerinin gazetelerinde yayımlanmak üzere gönderilmiş
olan “Moral Silahlanma Teşkilatından: Bütün Komünistlere Mesaj”, tam metin
halinde verilmekteydi.
DR. KÜÇÜK’ÜN İLGİNÇ ÖNERİSİ
Arif Hasan Tahsin, Afrika
gazetesinde 19 Ekim 2004 günü yer alan “Biraz naz fiyat artırır...” başlıklı
makalesinde şöyle yazmaktadır:
“Dr.Küçük bir zamanlar
bana şöyle demişti: “Aziz dostum! Amerika Yorgacis’e komünistleri takip için
yılda 2 yüz bin dolar verirdi. Amerikan Elçisi’ni çağırdım. bana 20 bin ver,
sana bütün komünistleri 24-48 saatta temizleyim dedim.”
Göreceğiniz gibi,
Dr.Küçük’ün anlattığına göre Amerika, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne komünizme karşı
kullanılmak üzere bir para verirdi.”
TASSOS PAPADOPULOS’UN TAVSİYESİ
Cyprus Weekly gazetesinin
31 Ekim 1997 tarihli nüshasında yer alan “Amerika’ya güvenme” başlıklı bir
habere göre, yazar Papahelas tarafından yayımlanan “Yunan Demokrasisinin Irzına
Geçilmesi” adlı yeni bir kitapla ilgili olarak görüşü sorulan Tassos
Papadopulos, şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Kitap boyunca ortaya
çıkan, Amerikalıların bilgi toplamak için ne kadar hazır oldukları ve
yaklaştıkları kişilerden aldıkları en saçma görüşleri bile, bilgi olarak
üstlerine nasıl aktardıklarıdır. Bugün bile, Kıbrıs’ta birçok yurttaşımızın,
Amerikan Büyükelçiliğinden bir davet almak için nasıl mücadele ettiğini
görmekteyiz. Çünkü böylelikle, kendi kişiliklerinin öneminin artacağını
düşünmektedirler. Çünkü seçimlerde kendi eşleri dışında seçmen desteği
olmayanlar bile, bu yolla bir rol oynamak istemektedirler.
Ve tabii ki, konuştukları
saçmalıklar, konuşmalarındaki denetim yokluğu, konuştukları kürsüden onları
dinleyenlerin, bu sorumsuzluk üzerine nasıl politika tezleri inşa ettiklerini
göstermektedir.
VE BÜRGENSTOCK
Bugünün Kıbrıs
Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos, 2004 Ekim ayı içinde, Kıbrıs Rum halkının
Annan Planı’na onay vermesi için ABD’nin Kıbrıslıların iç işlerine müdahale
ettiğini ve bu amaçla milyonlarca dolar harcandığını öne sürerek,
hoşnutsuzluğunu belirtmiştir. Bu vesile ile “toplumlararası dostluk ve barış
eğitimi” gören “Conflict Resolution” gruplarının finansmanı, yeniden Kıbrıs Rum
ve Kıbrıs Türk kamuoylarında tartışılmaktadır. Bu arada İsviçre’nin Caux
kasabasındaki dağ evlerinde ve otellerde beş haftalık “Conflict Resolution ve
Uygulamalı Uluslararası Çalışmalar” kursu gören Kıbrıslıların varlığı
bilinmektedir.
Annan Planı
görüşmelerinin yapıldığı İsviçre’nin Bürgenstock kasabası ile ilgili olarak
“Swissinfo” haber ajansı muhabiri Dale Bechtel’in verdiği aşağıdaki haber,
konumuz bağlamında okunmalıdır:
“Bürgenstock, kamuoyu
gözünde son olarak, iki yıl önce, Sudan hükümeti ile asi grupların, tarihsel
ateşkes anlaşmasını imzalamak üzere seçtikleri yer olarak görünmüştü. Daha az
duyurulan, dünyanın siyasal ve parasal seçkin üyelerinden oluşan gizli
Bilderberg topluluğunun, yıllık toplantılarını iki defa -biri 1960’larda ve
diğeri 1980’lerde- Bürgenstock’ta yapma kararı almış olduğu idi. Henry
Kissinger’in, uzun bir zamandan beridir Bilderberg’in üyesi olduğu ve
Bürgenstock’u onun himaye ettiği bilinmektedir. Ama Bürgenstock’un işletmecisi,
bu tatil yerinin daha çok önemli kişilikler tarafından seçildiği ile övünmeyi
tercih etmektedir.Audrey Hepburn burada evlenmiş ve uzun yıllar
Bürgenstock’taki bir villada yaşamıştı. Burada ikamet etmiş olan yüksel
profilli bir başka kişi de Sophia Loren idi.
Barış görüşmelerinin
mekanı olarak bu lüks İsviçre kasabasının seçilmesinin uzun bir geleneği
vardır. Avrupalı büyük güçler, Lokarno Anlaşmasını 1925’de bu güney İsviçre
kasabasının büyük bir otelinde imzaladılar. Bu anlaşma, Avrupa barışını güvence
altına alacaktı, ama 1936’da Hitler tarafından kınanmıştı.
Caux Sarayı, Montrö
üzerindeki Cenevre gölü yanındaki yüksek dağ yamacında, bütün İsviçre Otelleri
arasından büyüğü ve en lüksü olarak 1902 yılında açıldı, ama yıllar içinde
zengin misafirlerden ziyade, barışa daha çok hizmet vermiştir. Saray, otel
olarak 1930’ların kıt ekonomik yıllarına dayanamadı ve 1940’larda İsviçre
makamları tarafından müttefik savaş tutsaklarını ve Yahudi göçmenleri
barındırmak için devralındı. Savaş biter bitmez de, barış örgütü Manevi
Silahlanma tarafından bir konferans merkezine dönüştürüldü. Moral Silahlanma,
50 yıldan fazla bir süre oluyor, barış arayışında olan ve İsviçre’ye gelen
politik liderleri ve yüksek düzeydeki heyetleri misafir etmiştir.”
1959’daki Zürih-Londra
anlaşmaları ardından eğitilen Kıbrıslılar ile 2004 yılında Bürgenstock’da
kotarılan 6. Annan Planı arasında acaba bir bağlantı kurulabilir mi? Günümüzde
yanıtı aranan soru bu olmalı…
(Afrika gazetesi, 8 Kasım
2004)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder