ABD Yönetimi tarafından her yıl hazırlanan Dünya İnsan Hakları Raporu’nun
Kıbrıs’la ilgili bölümü, Şubat ayı ortasında Başkan Clinton tarafından
açıklandı.
10 sayfa tutan Kıbrıs’la ilgili bölümde, “adanın 1974’deki Türk askeri
müdahalesinden beri bölünmüş” olduğuna değinilirken, “Türk askeri birliklerinin
varlığı ile desteklenen Kıbrıs Türk yönetiminin” Kıbrıslı Rumların 20 yıldır
işgal altındaki bölgeye seyahat etmeleri, yerleşmeleri ve mal ve mülklerine
sahip çıkma haklarından mahrum edildiklerinden hiç söz edilmemesi dikkat
çekiyor!
Raporun 5. sayfasında “ülke içinde seyahat özgürlüğü, dış seyahat, göç ve
ülkeye geri dönüşler” başlığı altında ise, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs hükümeti
yönetimindeki adanın güney gölgesini ziyaretlerine getirilen kısıtlamalar,
şöyle dile getirilmektedir:
‘‘Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar, kendi bölgelerinde seyahat
özgürlüğüne genel olarak sahiptirler. Ama Kıbrıs Türk makamları, Kıbrıslı Türklerin
hükümet tarafından denetlenen bölgeye seyahatlerini sıkı bir şekilde
tutmaktadırlar. Güneyi ziyaret etmek amacıyla izin için başvuran Kıbrıslı
Türklerin dilekçelerini, güneyde yaşayan kişi veya örgütlerin düzenledikleri
etkinlikler için aldıkları resmi davetiyelerle gerekçelendirmeleri
istenmektedir. Dilekçe sahiplerine bazen son ana kadar herhangi bir yanıt
verilmemekte ve çoğu kez de reddedilmektedir. İzin verilmeyenlere çok nadir
olarak resmi bir neden söylenmekte, ama çoğu kez red gerekçesi açıkça siyasal
nedene dayanmaktadır. Kıbrıs Türk makamları bazen de BM gözetimindeki
görüşmelerde kendilerince olumsuz olarak gördükleri gelişmeleri, iki toplum
arasındaki temasları engellemek için yeterli gerekçe olarak göstermektedirler.
Çok iyi bilinen bir Kıbrıslı Türk rejim aleyhtarı olan Dr. Ahmet Cavit’e, birçok
dilekçesine rağmen güneye geçme izninin verilmesi sürekli olarak reddedilmektedir.
“KKTC”nin kamu görevlilerinin de “KKTC’den güneye veya hatta BM denetimindeki
ara bölgeye seyahat etmelerine zaman zaman toptan yasak uygulanmaktadır.”
(imzasız,
haftalık Yeni Çağ gazetesi, 30 Mayıs 1994, Sayı:179)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder