Birleşmiş Milletler Dernekleri Dünya Federasyonu’nun Mart ayı sonunda İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan toplantısında,
Federasyonun yürütme kurulunun Türk üyelerinden Haluk Gerger için bir
destekleme kampanyası açılması kararlaştırıldı.
Cyprus Weekly gazetesinin verdiği habere göre, Kürtlerle dayanışma için yapılan barışçıl
bir siyasal toplantıya mesaj gönderen BM Türk Derneği üyesi Haluk Gerger için,
anti-terör yasası uyarınca 20 ay hapis ve 308 milyon TL para cezası verilmiş
bulunuyor. Gerger’e bundan başka 8 ayrı suç davası daha
okunmuş olup, 30 yıla kadar hapsi istenmektedir.
Kıbrıs Rum Yönetimi eski başkanlarından Yorgo Vasiliu’nun eşi olan Andrulla
Vasiliu’nun başkanlığında toplanan BM Dernekleri Dünya Federasyonu, Amnesty
International ve Hukukçular Uluslararası Komitesi’ne başvurarak, Gerger’in
mahkeme duruşmalarına gözlemci gönderilmesini talep etti. Federasyon ayrıca TC
Cumhurbaşkanı ile Başbakanına ve BM İnsan Hakları Komisyonu’na olayla ilgili
olarak protesto mesajları iletti.
Hatırlanacağı gibi Haluk Gerger, geçen Şubat ayında Girne’de BM Türk Derneği
tarafından düzenlenen “Kıbrıs Sorunu ve
BM” konulu sempozyuma ilginç bir bildiri sunmuş, ama söyledikleri basınımızda
yer almamıştı. TAK ajansının 26 Şubat 1994
tarihli bülteninde yer alan konuyla ilgili haber şöyleydi:
“Dr.Haluk Gerger ise, yeni dünya düzeni çerçevesinde BM ve Kıbrıs’taki
gelişmeleri değerlendirdi. Yeni dünya düzeninin ideolojik yapısını “totaliter”
olarak niteleyen Gerger, emperyalist ülkelere dünyanın herhangi bir yerine
müdahale hakkı getirmesiyle de “saldırgan” ve “militarist” bir yapılaşmaya
gidildiğini anlattı.
Dr.Gerger, başta BM olmak üzere uluslararası örgütlerin de yeni dünya düzeninin
yapısına uygun hale getirildiğini de belirtti. Kıbrıs’la ilgili çözüm
olasılıkları hakkında bilgi verirken, “Kıbrıs kimliğine dayalı emekçi
iktidarını öngören federasyonu” savunan Dr.Haluk Gerger, bir soruya karşılık böyle
bir çözümde garantilere de gerek kalmayacağını söyledi. Gerger, “Geçmişteki
gibi veya statükoya dayalı bir çözüm olması halinde Kıbrıs halkı hami ve
kurtarıcılardan kurtulamaz. Böyle sistemlerde garantilerin olmaması mümkün
değil” dedi. Bugünkü statünün tescilinin ise kalıcı olamayacağını belirten
Dr.Haluk Gerger, “Bu Kıbrıslılar kadar Türkiye ve Yunanistan’a da sorunlar
yarattır. Sürekli silahlanma büyük bir kambur getirir. Böyle bir durum her
zaman militarizme açık bir çözümsüzlüktür” diye konuştu.
KIBRIS “KAYBEDİLMEYECEK
BİR ÜS” OLARAK GÖRÜLÜYOR
Kıbrıs sorununun BM’nin öncelikleri arasında yer almasının ise, emperyalist
ülkelerin Ortadoğu bölgesindeki stratejik çıkarlarından ve bu çerçevede Kıbrıs’ın
“kaybedilemeyecek bir üs” olarak görülmesinden kaynaklandığını kaydeden Gerger,
“emperyalizmin Avrupa’da çözüm başarısı istemesini” de diğer neden olarak
gösterdi.
Gerger, bu konudaki tezini özetle şöyle
ifade etti:
“Avrupa’da 3 sorun vardır: İrlanda, Yugoslavya ve Kıbrıs. İngiltere düzenin
patronlarından olduğu için İrlanda uluslararası platforma getirilemiyor. Bosna
sorunu ise çok karmaşık ve Sırplar için çetin ceviz. Buraya müdahale etmesi
halinde büyük kayıplar verir. En yumuşak Kıbrıs. Şöyle veya böyle söz
geçirilebilecek Türkiye ve Yunanistan var. Avrupa bir çözüm başarısı istiyor.
Bu da Kıbrıs olabilir.”
TC, MÜDAHALE
DIŞINDA ÇÖZÜM GETİRMEDİ
Gerger, bir soruyu yanıtlarken, ABD ve müttefiklerine istediği ülkeye
müdahale hakkı getiren yeni dünya düzeninde Kıbrıs için de aynı tehlikenin
geçerli olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Türkiye tüm uluslararası sorunlarda (Somali, Irak, Bosna, Azerbaycan)
müdahale dışında tek bir çözüm önerisi getirmedi. Böyle bir politika izleyen
Türkiye, Kıbrıs’ta etnik çatışma olması halinde müdahale olmaması yönünde
gerekçe göstermek yönünden en yoksul ülkedir.”
(imzasız, Yeni Çağ gazetesi, 4 Nisan
1994)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder