26 Eylül 1993 akşamı Rum
Antenna Televizyonunun yaptığı yayın, ertesi günkü bütün Rum gazetelerinde geniş yankı yaptı. Haravgi gazetesi haberi tam manşet olarak verirken, kullandığı başlıkta “konfederatif
çözüm şeklini ileri götürmek için halkın sırtında
pis bir oyun oynanmakta olduğunu” vurguladı. AKEL Genel Sekreteri
Hristofyas ise, “Antenna’nın
açıklaması bizde şok yarattı. Tam bir gizlilik içinde
temaalar yapıldığını,
temasları yapanların maksatları hakkında konuşma yapmaktan kaçındıklarını”
açıkladı. Diğer siyasal parti yetkilileri de, bir süreden beridir İngiliz ve
Amerikan yetkililerin gözetiminde bazı Kıbrıslı Rumlarla Türkler arasında yürütülmekte olan gizli temaları kınadıklarını açıkladılar.
Sözü edilen ve ilk defa Kıbrıs Türk basınında 26 Temmuz 1993 günkü Kıbrıs
gazetesinde “Bay Denktaş’la Bayan Klerides buluştu” başlıklı haberle (liderlein oğul ve kızı da katılımcılar
arasındaydı) duyurulan Oxford’daki “Uyuşmazlıkların Çözümü” (Conflict Resolution) toplantısına katılan
Rum ve Türklerin, 24 Eylül günü Tîirk kesiminde açılan ve ABD’nin düzenlediği “Kültürlerarası
Fırça Darbeleri-2” sergisi nedeniyle kuzeye geçerek yeniden buluşmalarıydı. Bu
serginin açılışı nedeniyle bir basın bildirisi yayımlayan 23 Kıbrıslı Türk, Amerikan güdümlü serginin toplumlararası gerçek yakınlaşmaya hizmet etmediğini belirterek, ABD’nln bölücü duvarların
kalkması
için çaba göstererek, samimiyetini kanıtlamasını talep
etmişlerdi.
Anlaşılan, CR toplantılarına iki
yılı aşkın bir süredir katılmakta olan Rum grubunun çalışmalarından Rum basını
hiç haberdar değildi. Türk basını ise, Oxford toplantısı nedeniyle haberdar
olmuş ve “ABD, İngiltere, Kanada vd Batılı ülkelerdeki vakıflar ve kuruluşlar
tarafından ortaklaşa düzenlenip finanse edilen bu gizli
toplantıya KKTC’den katılanların kimler olduğunu” anılan haberden öğrenmişti.
Katılımcılar, adaya döndükten sonra bir panel düzenleyerek, toplantının sonuçlarını
halka açıklayacaklarını duyurmaktaydılar.
3 Ağustos
1993 tarihli Kıbrıs’ta, yine Oxford toplantısına değinilmekte ve bu
tür toplantıları düzenletenlerin “yönetenleri
yönetenler” olduğu vurgulanmaktaydı!
19 Ağustos akşamı KTMMOB lokalinde yapılan panelde CR toplantılarına
katılan şu kişiler konuştular: KKTC Cumhurbaşkanlığı Araştırma ve
Tanıtma
Danışmanı Ahmet C.Gazioğlu, Kıbrıs Vakfı
KKTC Örgütü faal üyelerinden Ergün Olgun, son CYP Kongresinde Genel Başkanlığa
aday gösterieln aktivist Fatma Azgın ve şair Neşe Yaşın.
17 Ağustos akşamı BRT-TV’de
Gazioglu ile aynı konuda bir söyleşi yapan Olgun, CR
toplantılarının resmi diplomasinin bilgisi dahilinde ve ona paralel
yürütüldüğünü açıklamıştı. Panelde de, katalist ülkelerin, çatışmaların temel nedenlerini
bulmada taraflara yardımcı olduklarını belirtmiş ve ABD’nin Kıbrıs sorununda
dikkatin kendi sorumluluğundan başka yöne çekilmesi için mî bu tür toplantıları
düzenlediği, şeklindeki sorumuza yanıt vermekten kaçınmıştı. Gazioğlu ise, bu
toplantılar sayesinde Türklerin hâlâ daha 4 karı aldıklarına inanan Rumları aydınlattıklarını savundu. F. Azgın, CR toplantılarında tarafların kendi görüşlerini birbirlerine
zorla kabul ettirmelerinin söz konusu
olmadığını, en az 5 yıl sürecek
uzun bir zaman diliminde atılacak küçük
adımlarla yetinilmesi gerektiğini belirterek, gizlilik kuralı gereği elde edinilen bilgilerin isim verilerek
açıklanamayacağını söyledi. Tabii ki
CR toplantılarıyla topluma bir 19 yıl
daha kazandırılıp kazandırılmayacağı konusunda herhangi bir şey
söylemedi. Toplantılar sürdürülecek ve CR konusunda uzmanlaşan
katılımcılar, uzlaşmazlığı adım adım
çözeceklerdi!
Panelde katılımcılara yöneltilen soruları agresif bulduğunu söyleyen Azgın,
CR deneyimi sayesinde kızmadan soruları yanıtlayabildiğini açıkladı! Mehmet Birinci de, sorulara verilen
yanıtlarla asıl agresif tavrın Azgın
tarafından gösterildiğini söyledi.
Dinleyicilerden ve CR üyelerinden Bekir Azgın da, benim N.Yaşın’a
yönelttiğim şu sorunun kişisel olduğunu öne sürerek müdahalede bulundu: “Emperyalizm ve CIA’nin
Kıbrıs uzlaşmazlığında bir dış faktör
olarak etkisi hakkındaki görüşleriniz, CR toplantılarından sonra geçerliliğini yitirdi mi? “
1989 yılında başlatılan ve 2.
toplantısından sonra faaliyetleri kısıtlanıp, sonra da Türk liderliğince yasaklanan “Bağımsız
ve Federal Kıbrıs için Temas Grubu”nun da toplumlararası yakınlaşma
için çaba sarfettiğini, ama
görüşlerinin liderlikçe onaylanmaması yüzünden
çalışmalarının akame uğratıldığını
belirten bir başka soruya E.Olgun’un
verdiği yanıt ilginçti: “Demek ki onlar
başarısız olmuş ki bizi kurdular!”
Bağımsız ve Federal bir Kıbrıs yerine, konfederal ve bağımlı bir
yapıya yönelen İngiltere, ABD, Kanada vd Batılı ülkelerin denetimindeki CR toplantılarına katılanlardan
biri (Neşe Yaşın) şöyle demiş: “Biz geleceğin yöneticileri olacağız!”
Yönetenleri yönetenler size kanat gerdikçe, yolunuz açık
olsun!..
Not: Yukarıdaki yazı,
sırasıyla Yeni Çağ, Yeni Düzen, Ortam ve Kıbrıs gazeteleri ile Haravgi
gazetesine gönderilmiş, ama hiçbiri tarafından yayımlanmamıştır. Sözü geçen
gazetelerin düşünce özgürlüğüne ne derece önem verdikleri böylece ortaya
çıkmaktadır. (A.An)
(Sosyalist Gözlem dergisi, Lefkoşa, Sayı:7, Ocak 1994)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder