19 Ağustos 2015 Çarşamba

KIBRIS’TA DEMOGRAFİK YAPININ BOZULMASI VE TC GÖÇMENLERİ


Bütün ada sakinlerini kapsayacak şekilde Kıbrıs’ta en son resmi nüfus sayımı 11 Aralık 1960 tarihinde yapılmıştı. “Census of Population and Agriculture 1960” adlı ve 1962 yılında Lefkoşa’da Hükümet Matbaasında basılan kitaba göre, Kıbrıslı Türklerin sayısı 104,320 olarak saptanmıştı. Aynı sayımda adada yaşayan toplam Müslüman nüfus için 104,942 rakamı verilmekteydi. Bu durumda genellikle Kıbrıs Türk toplumu ile birlikte yaşayan ve Müslüman olan 475 çingene ile diğer Müslüman kişilerin bu rakama dahil edildiği anlaşılmaktadır. (Toplam hıristiyan nüfus 473,265.)

1970’li yıllara kadar Kıbrıslı Türklerin nüfus sayımı yapılmamıştı. Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nde görev yapmış olan Kanadalı araştırmacı Richard A. Patrick’in 1976’da yayımladığı “Political Geography and the Cyprus Conflict 1963-1971” adlı çalışmaya göre, 1971 yılı başlarında Ada sathında yayılmış bulunan Kıbrıs Türk yerleşim bölgelerinde toplam 119,147 Kıbrıslı Türk yaşamaktaydı. Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yapılan 1973 yılına ait nüfus tahminlerinde ise Kıbrıslı Türklerin sayısı 114,960 olarak gösterilmekteydi.

1974 yazında yaşanan olaylar ardından ilk defa olarak nüfus sayımıyla ilgili olarak “Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi”nin İçişleri ve Adalet Bakanlığı Genel Sekreteri Ahmet Sami tarafından hazırlanmış 20 Ekim 1974 tarihli raporda, şu bilgiler verilmektedir: Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi bölgesinde toplam 83,719 Kıbrıslı Türk yaşamaktadır. Güney’de ise toplam 32,039 Kıbrıslı Türk kalmıştı. Bunlardan 10 bin kadarı İngiliz Egemen Üs bölgesinde 4,200’ü Leymosun ve köylerinde, 12 bin’i Baf kazasında, 2,630’u Larnaka kazasında, 3,209’u Lefkoşa kazasının köylerinde bulunuyordu. Aynı raporun bir başka yerinde 19 Ekim 1974’e kadar 12 bin kadar Kıbrıslı Türkün kendi imkânlarıyla Kuzeye göç ettiği belirtilmekteydi.

Verilen bu bilgilere göre, 1974 Temmuz’undan önce, savaş sonrasında çizilen taksim hattının kuzeyinde 71,719, güneyinde de 44,039 kişi olmak üzere Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin nüfusu 115,758 kişi idi.

9 Ağustos 1977 tarihli Zaman gazetesinde verilen habere göre, KTFD İskân ve Rehabilitasyon Bakanı Hakkı Atun, 1974 ile 1977 arasındaki üç yıllık süre içinde 20,934 ailenin, yani 83,650 kişinin Kuzey’de iskân edildiğini açıklamıştır. Ekim 1974’de güneyli Kıbrıs Türk göçmenlerin sayısı 44,039 olarak saptandığına göre, geriye kalan 39,611 kişinin Türkiye’den getirtilen göçmenler olduğu ortaya çıkmaktadır. 10 Haziran 1976 tarihli aynı gazete, Rauf Denktaş’ın seçim konuşmasında şunları söylediğini yazmaktadır: “Karşımıza geçenler, halkın acısını istismar ediyorlardı. 80 bine yakın insanın sökülüp, ekilmesi vardı. Bu dev görevi yapanlar da insandı. Hatalar olabilirdi.” Denktaş, resmen açıklanan 44,039 rakamına Türkiye’den getirtilen göçmenleri de katarak 80 bin rakamıyla politika yapıyordu.

Eylül 1983’te yayımlanan DPÖ-İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Tasarısı’nda, 1974 ile 1982 yılları arasında KTFD bölgesinde yapılan iskân çalışmaları sonunda 91,225 kişinin yerleştirildiği belirtilmektedir. Bunlar Lefkoşa: 11,259, Girne: 18,850, Mağusa: 34,580, Güzelyurt: 18,634 ve Maltepe: 7,902 olarak gösterilmiştir. (Büyük miktarda Rum’un terk ettiği Mağusa kazasına yerleştirilenlerin sayısındaki fazlalık, bu bölgedeki TC göçmenlerinin yoğunlaşmasını yansıtmaktadır.) Güney göçmeni olan Kıbrıslı Türklerin sayısı 44,039 olduğuna göre, 1983 yılı sonu itibarıyle 47,186 TC yurttaşının Kuzey Kıbrıs topraklarında yerleştirilmiş olduğu söylenebilir. Bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapılmaması ilginçtir. Önceleri “mevsimlik işçi” denerek gizlenmek istenen göçmenler, bugün ayrı siyasi partileri ile iç ve dış politikada bir varlık haline gelmişlerdir.

1960’da 104,942 ve 1974’de 115,758 olan Kıbrıslı Türklerin nüfusu 1974 Temmuz’undan başlayarak, TC kökenli göçmenlerle birlikte gösterilerek, 1986’da 162,676’ya ulaşmıştır. 14 yılda (1960-1974) 10,816 artan nüfus 12 yılda aynı 1974-1986 yılları arasında 46,918 artış gösterebilir mi? Bu arada Kıbrıslı Türklerin İngiltere, Avustralya ve benzeri ülkelere göç etmekte olduklarını da hesaba katmalıyız. Kendi ülkelerinde bir gün azınlık durumuna düşerek, TC göçmenlerinin egemenliğine girebileceklerini gören Kıbrıslı Türklerin sayısı giderek artmakta olup, bundan tedirginlik duymaktadırlar. Örneğin Aralık 1987’de yayımlanan “1986 İstatistik Yıllığı”na göre, 1986 yılında kaydedilen 2,558 doğumdan 1,333’ü, yani yarıdan fazlası, ilkokul veya altında eğitimi olan KKTC yurttaşları tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl yapılan evliliklerde üçte birinde, her iki eşin de ilkokul veya altında eğitim gördükleri belirtilmektedir. Cezavine girişlerde 340 toplam vakadan 195”i yine aynı düşük eğitim grubundandır. En çok suç işlenen bölge Mağusa’dır. 1974 yılında Mağusa Emniyet Müdürlüğünce 322 suç vakası kaydedilmişken, bu sayı 1984’de 3.5 kat artarak 1,166’ya yükselmiştir. Yukarıdaki veriler okuma-yazma ve eğitim düzeyinin yüksek olması ile övünen Kıbrıs Türk toplumunda endişeleri artırmaktadır.

İlk olarak Ekim 1974’de Rumlardan kalan otellerde çalıştırmak üzere Kıbrıs’a getirtilen TC göçmenleri, daha sonra 1974 savaşında şehit olanların ailelerinin yerleştirilmesiyle Ocak 1975’te yaygınlaştırılmış, askerden terhis olan ve Kıbrıs’a yerleşmek isteyenlere ev ve arazi verilmesiyle sürdürülmüştür. 1980 seçimlerinde emekli TC subaylarının kurduğu Islahatçı Refah Partisi (%2.3 oy) ve Türk Birliği Partisi (%6.9 oy) ile katılan TC göçmenleri, 1985’de TC Büyükelçisi’nin girişimiyle tek parti çatısında toplanmışlar ve Yeni Doğuş Partisi (%8.7 oy oranı), Kıbrıs Türk ticaret burjuvazisinin partisi Ulusal Birlik Partisi (%36.7) ile koalisyona girmişti. TC’de uygulanmadan KKTC’de denenen %8 oy barajlı seçim sistemiyle, 18 yerine 25 milletvekili çıkaran UBP, 4 milletvekili olan YDP ile 1988 Nisan ayı sonuna kadar iktidar çoğunluğunu koruyabilmiştir. YDP’nin Kongresinde Parti Başkanı ve Tarın-orman Bakanı olan Aytaç Beşeşler’in seçimi kaybetmesi ardından üç YDP milletvekili partilerinden istifa ettiler. Bir tanesi sonradan geri YDP’ye dönerken, diğer ikisi UBP’ye katıldılar.

YDP’nin yeni genel başkanı ise Kongreye katılmak içim adaya gelen ve seçimi kazanan, Doğru Yol Partisi’nin Parti Meclisi üyesi Orhan Üçok’tur. Yani o da hem TC, hem KKTC yurttaşlığını sürdürenlerden. 

Kıbrıs’ın kuzeyinde TC göçmenleri dışında bir de “bavul turizmi” denen ve Güney Türkiye’den başka Suriye, Irak ve İran pazarlarını kapsayan elektronik eşya, mutfak aletleri vb yolcu beraberi eşya olarak pazarlayan TC’li turistler vardır. Bunlar kısa süreli olarak Kıbrıs’ta kalmakta, bir kısmı da Türkiye’den Kıbrıs’a çeşitli eşya getirip satmaktadır.  

TC kökenli göçmenlerin ok az bir kısmı Kıbrıslı Türk kızlarıyla evlenip, yerli halk ile kaynaşırken, ezici çoğunluğu hep TC göçmeni olarak köylerde tarım ve hayvancılıkla, mevsimlik olarak narenciye kesim işçisi olarak uğraşmaktadırlar. Bunlar daha çok kendi içlerine kapanık olarak yaşamakta ve belli köy ağalarının, ya da aile reislerinin etkisi altında bulunmaktadırlar. İnşaatlarda ucuz işgücü olarak kullanılan TC’li kaçak işçiler, özellikle Lefkoşa’da sayıları 30’a yaklaşan pansiyonlarda en ilkel koşullar altında yaşamakta ve sosyal bir sorun oluşturmaktadırlar. Sadece Türkiyelilerin gittikleri lokantalar, kebap ve lahmacun salonları videolu kıraathaneler vardır.

1974 sonrasında Kıbrıs’ın nüfus yapısını değiştirmek amacıyla adaya getirilen TC göçmenleri geri çekilmeden, Kıbrıs Türklerinin kendi iç dinamikleri ve iradesi özgürce belirlenemeyecektir. Dünyada demokratik kamuoyu, Kıbrıs sorununun barışçı çözümünde TC’li asker ve göçmenlerin geri çekilmesini zorunlu bir adım olarak görmeye devam etmektedir. 


(Önce imzasız olarak "Kıbrıslılar ve 'Türkiyeli Türkler'" başlığı ile, Ekonomi ve Politikada Görüş" dergisi, İstanbul, Temmuz 1988, Sayı:20. Daha sonra -siyasi çalışmalarla ilgili paragraflar eklenerek- yukarıdaki başlıkla ve “Mehmet Sonuç” imzasıyla, Demokrat gazetesi, Sayı:144, 28 Aralık 1988) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder