Yunanistan’ın
emperyalist emeli olan Enosis rüyasının gerçekleşmesi için, Kıbrıs’ın
bağımsızlığına kavuşmadan önce ve sonra yürüttüğü sağ gerilla eylemleri ile
tanınan General Grivas’ın ölümü, Kıbrıs sorununda yeni bir dönem açmıştır.
İngiliz
sömürgecilere karşı savaşan Grivas’ın eylem arkadaşı olan Makarios, 1959’da
Kıbrıs adasına Enosis değil de bağımsızlık getiren bir anlaşmayı kabul edince,
iki arkadaşın arası açılmıştı. 1967 Rum saldırılarından sonra Yunanistan’a
çağrılan Grivas, 1971’de yeniden Kıbrıs’a giderek, eylemlerini başlattı. Enosis
fikrinden gittikçe uzaklaşan Makarios’u devirmek için Yunan diktatörü
Papadopulos’un yardımları ile sürdürülen terör hareketi, adayı bir iç savaşın
eşiğine kadar getirmişti. Markezinis’in başbakanlığa getirilmesi ile Makarios-Yunan
ilişkileri yumuşamış, Kıbrıs sorununun toplumlararası görüşmelerle
çözümlenebileceği ümidi açıklanmıştı. Ancak, Gizikis cuntasının yönetime el
koyması, Grivas’ın ölümü ve ardından EOKA-B’nin tamamen Atina’nın denetimine
girmesi ile durum değişmiştir: Yunanistan’ın Kıbrıs’taki büyükelçiliği sağ
kanadın siyasi ve askeri merkezi haline getirilmiş, önceden hepsi de Kıbrıs’ta
bulunmuş, Grivas’ın arkadaşı olan cuntacı albaylar, bir arkadaşlarını EOKA-B’ye
lider yapmışlardır. Önümüzdeki aylarda gittikçe kötüleşen ekonomik sorunları
çözemeyen Gizikis cuntasının, Makarios’a karşı Enosisçilerle birlikte bir
eyleme girişerek, dikkatleri dağıtması beklenebilir. Bunun yanında Makarios’a
karşı girişilen müteaddit suikast hareketleri, bu kez başarı ile
sonuçlandırılabilir. Rum kesiminde çoğunlukta bulunan demokratik güçlerle
Grivas’ın cenaze töreninde öncü rol oynayan elçiliğin arasının açık olması da
havayı gerginleştirmektedir.
Öte
yandan ekonomik bunalım içinde bulunan İngiltere, Arap-İsrail çatışma bölgesine
yakın en büyük batılı üs olan Kıbrıs’taki üslerinin masraflarını Malta’daki
gibi paylaşmak için adam aramaktadır. Bu işe dünden hazır olan Nixon ise,
bölgeye Amerikan hava kuvvetlerini göndermek istemiş, ama İngiltere bunu kabul
etmemiştir. İngiltere’den üslerin geçmiş yıllara ait kirasını isteyen
Makarios’un Arap yanlısı tutumuna karşı olan İsrail, Grivas’ın gerillalarına
para ve silah yardımı yaparak onun devrilmesine çalışmaktadır. Rum toplumunun
çoğunluğunun adanın Yunanistan’la birleşmesini istememesi ve Makarios’un da
bunun gerçekleşmesi halinde bile adanın taksimi şeklinde olmamasındaki
ısrarının esas nedeni, Kıbrıs’ın birer NATO üyesi olan Türkiye ve Yunanistan
aracılığı ile bir NATO üssü durumuna geçmesini önlemektir. Süper diplomat Kissinger’in
Kıbrıs’ı ziyaret edeceği söylentilerinin, Kıbrıs Rum yönetimince yalanlanması
da belki bu amaçladır.
Öyleyse,
Grivas’tan sonra Kıbrıs’taki toplumlararası kuvvet dengesi, adanın
bağımsızlığından geçmek zorundadır. Gelecek günlerde gerek EOKA-B’nin
eylemleri, gerekse Yunan cuntasının tutumu dikkatle izlenmelidir. Kıbrıs’ta
barışın korunması ve devamı, ancak ve ancak bağımsızlıktan yana olan demokratik
güçlerin elbirliği ile sağlanacaktır.
(“Ali Akansel” imzası
ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 2 Mart 1974)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder