Kıbrıs
Türklerinin 1943 yılında kurdukları ilk siyasi partiden başlayarak, gelişen
toplumumuzun sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda kalkınmasını yönlendirecek
kişiler arasında, çeşitli yeni kuruluşların kurulması ile karşılıklı mücadele
yıllardır süregelmiştir. Bu süre içinde oluşturulan birlikler, çalışma ve
çabalarında yazık ki olumlu bir sonuç vermemişlerdir. Liderlik yarışını
başkalarına bırakmak istemeyen kişiler, yıllar yılı toplumun ulusal duygularını
kötüye kullanmışlar, toplumdaki ilerici çevreleri sürekli baskı altında
tutarak, yeni siyasi kadroların yetişmesini önlemişlerdir. Özellikle Dr. Fazıl
Küçük, uzun siyasi hayatı boyunca, kader birliği ettiği, fakat liderliği elinde
bulundurma tutkusu yüzünden harcadığı Kıbrıs Türklerinin sayısı
küçümsenemeyecek kadar çoktur.
Aynı
tutumun şimdi Sayın Rauf Denktaş’ta da üstün geldiğinin en son örneği,
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı için adaylığını koyan ve baskı zoruyla son anda çekilmeye
zorlanan Avukat A. Mithat Berberoğlu’dur. Sayın Denktaş, seçim propagandaları
sırasında, selefinin taktiklerini kullanarak, karşı grubu, Rum sosyalistleri
ile işbirliği yapmakla suçlamıştı. Oysa 7 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet
gazetesinde yayınlanan demeciyle görüşlerini Türk kamuoyuna da açıklayan
Berberoğlu, gerçekleri dile getirmekte ve halk tarafından desteklenmekte idi.
Koltuklarının tehlikeye düşebileceğinden korkanlar, son anda ikinci adayın
çekilmesini anti-demokratik bir şekilde sağlamışlardır.
Sayın
Denktaş’ın da Dr. Küçük ile uzun yıllar süren sen-ben kavgaları ve
kırgınlıkları olmuştur. Önceleri Fazıl Küçük’e karşı, gençlerin tutumunu
savunan Denktaş, kendine koltuk yolunu açtırdıktan sonra, diğer yüzünü
göstermeye başlamıştır. 13 Mart’ta açıklanan Kıbrıs Türk Yönetim Kurulu’ndaki
yeni atamalar ve görevden el çektirmeler, bunu göstermektedir. Sağlık nedenleri
ile 3 yıl önce görevinden ayrılan Dr. Niyazi Manyera, yeniden Tarım ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’na getirilmiştir. Manyera ailesinin sahibi bulunduğu
Bel-Kola Meşrubat Fabrikasının ortakları arasında Sayın Denktaş’ın da bulunduğu
bilinmektedir. Yine son gelen haberlere göre, Anavatan’dan Kıbrıs Türk
Kooperatif Merkez Bankası’na getirilen Kızılay maden suyu ve sodalarının satışa
çıkması engellenmiştir.
Dileğimiz,
Kıbrıs Türk toplumundaki ilerici çevrelerin demokrasi yolundaki çabalarının
devamıdır. Kıbrıs sorununun bu güçler tarafından ve gerçekçi bir görüşe dayanan
politika ile çözüleceğine olan inancımızı koruyoruz.
(“A. Akansel – İstanbul”
imzası ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 21 Mayıs 1973)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder