31 Ocak 2018 Çarşamba

KIBRIS’TAKİ SON GELİŞMELER


1 Nisan 1955 günü Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bombalar patlatarak kuruluşunu duyuran EOKA (Kıbrıslı Savaşçıların Milliyetçi Örgütü), 1944’lerden Yunan iç savaşında ilericilere karşı katliamlar düzenleyen aşırı sağcı “X” örgütünü yönetmiş olan Albay Grivas tarafından kurulmuştu. Akropol’de Yunan bayrağını indirerek yerine Amerikan bayrağını çeken Amerikan emperyalizminin bu sadık adamı, Yunanistan’dan gizlice gönderilen silah, cephane ve gönüllü subaylar yardımıyla, fanatik Rum gençlerini silah eğitimine tabi tutarak, yönetimindeki sağcı gerillalarla hükümet binalarını, polis istasyonları ve askeri tesisleri bombalayarak, çeşitli sabotajlar düzenliyordu. Diğenis takma adını kullanan Grivas, kurduğu yeraltı örgütünün amacını “Kıbrıs’ı İngiliz sömürgecilerin boyunduruğundan kurtararak, Enosis’in (Ada’nın Yunanistan’la bütünleşmesi) gerçekleştirilmesi” olarak açıklamıştı.
Kıbrıs halkı arasında huzursuzluk yaratan tedhiş olaylarını önlemek için 25 bin asker kullanan İngiliz hükümeti, çetecilerin başkanı Grivas’ı bir türlü yakalayamıyordu. Günlerinin büyük bir kısmını Kıbrıs’taki Yunan elçilik binasında geçiren EOKA Lideri, tedhiş gruplarının dağlarda ve diğer gizli merkezlerde yaptıkları toplantılara katılıyor; tehlike hissettikçe yine elçilik binasına sığınıyordu.
İngilizlere ve sonraları Kıbrıs Türklerine de yöneltilen bu tedhiş eylemleri yanında, çok sayıda Kıbrıslı ilerici Rumun öldürülmesi ve ailelerinin EOKA’cılar tarafından tehdit edilmesi bu dönemin en ilginç olayları arasındadır. 1920’lerde başlatılan ve Ada’nın bağımsızlığa kavuşmasını amaçlayan Kıbrıs’taki sol hareket, sömürge yönetimini rahatsız etmiş, 1931 isyanı bahane edilerek, eğilmek istenmişse de, 1941 yılında Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) adıyla yeniden örgütlenmişti. 1955-59 döneminde kapatılan parti, Kıbrıs’ın en etkin politik güç niteliğini koruyordu. EOKA’nın ilerici Rumlara karşı giriştiği eylemler, geniş halk yığınları tarafından tepki ile karşılanıyor, Ada’nın çeşitli yerlerinde EOKA’ya karşı protesto gösterileri düzenlenmesine yol açıyordu. Ada halkına “self-determination” hakkı tanınması için çaba gösteren AKEL’in, EOKA’cıları desteklememesi, Grivas tarafından İngiliz sömürge yönetiminden yana olduğu şeklinde gösterilmek istenmişti!
1959 yılında imzalanan antlaşmalarla Kıbrıs’a bağımsızlık verilince, Grivas emperyalist ülkelerce körüklenen Kıbrıs sorununu Enosis’le sonuçlandıramamışsa da, Kıbrıs’ta yaşayan Türk ve Rum toplumlarının şovenist kesimleri arasında ekilen düşmanlık tohumları ile Kıbrıs’ı bu günlere hazırlamıştı. 1959 Ağustos’unda Kıbrıs’taki maden yataklarını işleten Amerikan CMC şirketinin Başpiskopos Makarios’a Kıbrıs’ın bağımsızlığı uğruna savaşanlar için 14 bin dolar bağışta bulunması, 1955-59 tedhiş döneminin gerçek niteliğini ortaya koymaktadır.
1963-64 ve 1967 yıllarında Türklere karşı girişilen yeni saldırıların başında, yine Grivas’ı görmekteyiz. 1955’te başlattığı görevini sürdüren General, Kıbrıs’ı bir an önce Yunanistan’a bağlayarak, NATO’nun askeri bir üssü haline getirmeyi amaçlayan planların uygulanmasında kullanılıyordu.
Son savaş denemesi olan 1967 Geçitkale olayları sonunda Türkiye’nin baskısı ile Atina’ya alınan Grivas, 1971 Eylül’ünde gizlice tekrar Ada’ya gönderildi. Kıbrıs’ta bir iç savaş çıkartmak, anti-emperyalist güçleri ezmek ve sözümona Enosis’i gerçekleştirmek için kurduğu EOKA-B adlı yeni tedhiş örgütü, bu kez Kıbrıs’ın bağımsızlığından yana olan ve faşist Yunan cuntasına karşı kesin tavır alan Makarios ve yandaşlarına karşı saldırılara başladı. Ölümüne kadar geçen süre içinde Başpiskopos’u devirmek için çeşitli yollara başvuran, birkaç kere ona karşı başarısız suikastler düzenleyen Grivas’ın 1974 yılı başında ölümünden sonra, Yunanistan’ın mutlak kontroluna geçen EOKA-B, Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleştirilmesi mücadelesini sürdüreceğini açıklamış ve Makarios’un silahları teslim önerisini reddetmişti. CIA ajanı yüksek rütbeli Yunan subayları tarafından re-organize edilerek güçlendirilen EOKA-B’ciler, Makarios’u destekleyen solcu Rumlara karşı eylemlerini sürdürmektedirler. Kıbrıs’ta Makarios hükümeti dışında Rum Milli Muhafız Ordusu Genelkurmayı ile Yunan Büyükelçiliğinin oluşturduğu faşist güçbirliği, Ada’daki demokratik yönetime karşı bir tutum izlerken, kanundışı ilan edilen EOKA-B tedhiş örgütü ise Makarios’la uzlaşmak için Kıbrıslı solcu ve komünistlerin tasfiyesi işinin kendisine bırakılmasını istemektedir.
Bugün Kıbrıs’ta sürdürülmekte olan ve her türlü çabaya rağmen Rum halkından destek görmeyen tedhiş eylemlerinin faşist Yunan generalleri tarafından yönetildiği gün gibi ortadadır. Kıbrıs Adasında gerçek demokrasinin kurulmasından yana olan AKEL ile faşizm yanlısı EOKA-B örgütü arasındaki mücadele, kamuoyuna Makarios-Grivasçı çatışması şeklinde gösterilmek isteniyorsa da, olayların ardındaki gerçek budur. Amerikan emperyalizmi ve NATO, Doğu Akdeniz üzerindeki planları terk etmemiştir. Bunları uygulayabilmek için Kıbrıs’taki gerici unsurları Ada’nın meşru hükümetine karşı baltalayıcı hareketlere, kışkırtmaya devam edecektir.

(“Ali Akansel” imzası ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 30 Haziran 1974)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder