1
Nisan 1955 günü Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bombalar patlatarak kuruluşunu
duyuran EOKA (Kıbrıslı Savaşçıların Milliyetçi Örgütü), 1944’lerden Yunan iç
savaşında ilericilere karşı katliamlar düzenleyen aşırı sağcı “X” örgütünü
yönetmiş olan Albay Grivas tarafından kurulmuştu. Akropol’de Yunan bayrağını
indirerek yerine Amerikan bayrağını çeken Amerikan emperyalizminin bu sadık
adamı, Yunanistan’dan gizlice gönderilen silah, cephane ve gönüllü subaylar
yardımıyla, fanatik Rum gençlerini silah eğitimine tabi tutarak, yönetimindeki
sağcı gerillalarla hükümet binalarını, polis istasyonları ve askeri tesisleri
bombalayarak, çeşitli sabotajlar düzenliyordu. Diğenis takma adını kullanan
Grivas, kurduğu yeraltı örgütünün amacını “Kıbrıs’ı İngiliz sömürgecilerin boyunduruğundan
kurtararak, Enosis’in (Ada’nın Yunanistan’la bütünleşmesi) gerçekleştirilmesi”
olarak açıklamıştı.
Kıbrıs
halkı arasında huzursuzluk yaratan tedhiş olaylarını önlemek için 25 bin asker
kullanan İngiliz hükümeti, çetecilerin başkanı Grivas’ı bir türlü
yakalayamıyordu. Günlerinin büyük bir kısmını Kıbrıs’taki Yunan elçilik
binasında geçiren EOKA Lideri, tedhiş gruplarının dağlarda ve diğer gizli
merkezlerde yaptıkları toplantılara katılıyor; tehlike hissettikçe yine elçilik
binasına sığınıyordu.
İngilizlere
ve sonraları Kıbrıs Türklerine de yöneltilen bu tedhiş eylemleri yanında, çok
sayıda Kıbrıslı ilerici Rumun öldürülmesi ve ailelerinin EOKA’cılar tarafından
tehdit edilmesi bu dönemin en ilginç olayları arasındadır. 1920’lerde
başlatılan ve Ada’nın bağımsızlığa kavuşmasını amaçlayan Kıbrıs’taki sol
hareket, sömürge yönetimini rahatsız etmiş, 1931 isyanı bahane edilerek,
eğilmek istenmişse de, 1941 yılında Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) adıyla
yeniden örgütlenmişti. 1955-59 döneminde kapatılan parti, Kıbrıs’ın en etkin
politik güç niteliğini koruyordu. EOKA’nın ilerici Rumlara karşı giriştiği
eylemler, geniş halk yığınları tarafından tepki ile karşılanıyor, Ada’nın
çeşitli yerlerinde EOKA’ya karşı protesto gösterileri düzenlenmesine yol açıyordu.
Ada halkına “self-determination” hakkı tanınması için çaba gösteren AKEL’in,
EOKA’cıları desteklememesi, Grivas tarafından İngiliz sömürge yönetiminden yana
olduğu şeklinde gösterilmek istenmişti!
1959
yılında imzalanan antlaşmalarla Kıbrıs’a bağımsızlık verilince, Grivas
emperyalist ülkelerce körüklenen Kıbrıs sorununu Enosis’le sonuçlandıramamışsa
da, Kıbrıs’ta yaşayan Türk ve Rum toplumlarının şovenist kesimleri arasında
ekilen düşmanlık tohumları ile Kıbrıs’ı bu günlere hazırlamıştı. 1959 Ağustos’unda
Kıbrıs’taki maden yataklarını işleten Amerikan CMC şirketinin Başpiskopos
Makarios’a Kıbrıs’ın bağımsızlığı uğruna savaşanlar için 14 bin dolar bağışta
bulunması, 1955-59 tedhiş döneminin gerçek niteliğini ortaya koymaktadır.
1963-64
ve 1967 yıllarında Türklere karşı girişilen yeni saldırıların başında, yine
Grivas’ı görmekteyiz. 1955’te başlattığı görevini sürdüren General, Kıbrıs’ı
bir an önce Yunanistan’a bağlayarak, NATO’nun askeri bir üssü haline getirmeyi
amaçlayan planların uygulanmasında kullanılıyordu.
Son
savaş denemesi olan 1967 Geçitkale olayları sonunda Türkiye’nin baskısı ile
Atina’ya alınan Grivas, 1971 Eylül’ünde gizlice tekrar Ada’ya gönderildi.
Kıbrıs’ta bir iç savaş çıkartmak, anti-emperyalist güçleri ezmek ve sözümona
Enosis’i gerçekleştirmek için kurduğu EOKA-B adlı yeni tedhiş örgütü, bu kez
Kıbrıs’ın bağımsızlığından yana olan ve faşist Yunan cuntasına karşı kesin
tavır alan Makarios ve yandaşlarına karşı saldırılara başladı. Ölümüne kadar
geçen süre içinde Başpiskopos’u devirmek için çeşitli yollara başvuran, birkaç
kere ona karşı başarısız suikastler düzenleyen Grivas’ın 1974 yılı başında
ölümünden sonra, Yunanistan’ın mutlak kontroluna geçen EOKA-B, Kıbrıs’ın
Yunanistan’la birleştirilmesi mücadelesini sürdüreceğini açıklamış ve
Makarios’un silahları teslim önerisini reddetmişti. CIA ajanı yüksek rütbeli
Yunan subayları tarafından re-organize edilerek güçlendirilen EOKA-B’ciler,
Makarios’u destekleyen solcu Rumlara karşı eylemlerini sürdürmektedirler.
Kıbrıs’ta Makarios hükümeti dışında Rum Milli Muhafız Ordusu Genelkurmayı ile
Yunan Büyükelçiliğinin oluşturduğu faşist güçbirliği, Ada’daki demokratik
yönetime karşı bir tutum izlerken, kanundışı ilan edilen EOKA-B tedhiş örgütü
ise Makarios’la uzlaşmak için Kıbrıslı solcu ve komünistlerin tasfiyesi işinin
kendisine bırakılmasını istemektedir.
Bugün
Kıbrıs’ta sürdürülmekte olan ve her türlü çabaya rağmen Rum halkından destek
görmeyen tedhiş eylemlerinin faşist Yunan generalleri tarafından yönetildiği
gün gibi ortadadır. Kıbrıs Adasında gerçek demokrasinin kurulmasından yana olan
AKEL ile faşizm yanlısı EOKA-B örgütü arasındaki mücadele, kamuoyuna
Makarios-Grivasçı çatışması şeklinde gösterilmek isteniyorsa da, olayların
ardındaki gerçek budur. Amerikan emperyalizmi ve NATO, Doğu Akdeniz üzerindeki
planları terk etmemiştir. Bunları uygulayabilmek için Kıbrıs’taki gerici
unsurları Ada’nın meşru hükümetine karşı baltalayıcı hareketlere, kışkırtmaya
devam edecektir.
(“Ali Akansel” imzası
ile, Yeni Ortam gazetesi, İstanbul, 30 Haziran 1974)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder