4 Şubat 2015 Çarşamba

İKİ DEVLETLİLİK-TAKSİM DOSYASI

                                           

“Fileleftheros gazetesi, Atina’da yayınlanan Tahidromos dergisinin son sayısında yayımladığı bir araştırmaya dayanarak verdiği haberde, İngilizlerin 1956 yılından beri Kıbrıs’ı taksim etmek niyeti taşıdıklarını iddia ediyor.
Gazete, Kıbrıs’ın taksim edilmesi senaryosunun bir İngiliz diplomat tarafından alel-acele çizildiğini, o zamanki taksim düşüncesinin bugünkü gibi değil de, Kuzey’den Güney’e bir bölünme şekli olduğunu yazıyor.
Fileleftheros, adanın bölünmesini öngören haritayı yayınlıyor ve böyle bir bölünmede 54 bin Türk ile 30 bin Rum’un yer değiştirmesinin öngörüldüğünü kaydediyor.” (aktaran Halkın Sesi, 8.10.1991)
***
“Kıbrıs’ı “karpuz gibi” bölme planı: Kıbrıs’ta Türklerle Rumların birlikte yaşayamayacakları, İngiliz Dışişleri yetkililerince 35 yıl önce hazırlanan, ABD yetkililerinin de onayından geçen ve tozlu raflardan indirilerek gündeme getirilen bir planda yeniden vurgulanıyor.
Kıbrıs adasını Doğu ve Batı olmak üzere Türk ve Rum bölgeleri olarak ayıran İngiliz gizli raporuna göre, Türk tarafındaki Batı Kıbrıs’ta bulunan 130 bin Rum doğuya; doğudaki 54 bin Türk’ün de batıya göç etmesi planlanıyor.
ABD patenti taşıyan raporda, Kıbrıs’ta barış, huzur ve sükunun, Rum ve Türklerin ayrı olarak yaşamalarıyla mümkün olacağı belirtiliyor.” (Kıbrıs, 11.10.1991)
***
“Fileleftheros gazetesi, Yunanistan’ın eski Kıbrıs Büyükelçisi Mihail Duntas’ın, Atina’da yayınlanan Mesivrimi gazetesine verdiği bir demeci iktibas ediyor.
Gazeteye göre, Duntas, Kıbrıs’a çözüm bulunması için bugün görüşülmekte olan olasılıkları yorumlarken, “temiz bir taksimin veya bugünkü durumun, daha da kötüleştirilmeden sürdürülmesinin, bulunmaya çalışılan çözüm şeklinden daha iyi olduğunu” söyledi.
Duntas şöyle konuştu: Yunanistan, Türk işgalini sona erdiremez. Kıbrıs Cumhuriyeti de bunu yapamaz. Bundan dolayı, Türklerin istemleri doğrultusunda bir çözümü benimseyelim. Çünkü, Rumların ekonomik başarıları, olumsuz Türk etkisini zaman içinde ortadan kaldıracak.” (Kıbrıs, 26.1.1992)
***
“Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Alekka Papariğa, Kıbrıs’ta, “Taksim ve ikili Enosis’e yol açabilecek bir çözüm” konusundaki endişelerini dile getirdi.
Rum radyosunun Atina kaynaklı haberine göre Papariğa, partisinin dış politikası konusunda gazetecilere konuşurken, böyle bir çözümün, Türk-Yunan sınırlarının Kıbrıs’a uzanmasına yol açacağını belirtti.” (Kıbrıs, 31.1.1992)
***
“Kıbrıs Rum yönetimi’nin eski Dışişleri Bakanı ve Liberal Parti Lideri Nikos Rolandis, güçlü bir merkezi hükümetin uzun ömürlü olamayacağını belirterek, güçlü merkezi hükümetin ülkeyi çıkmazdan çıkmaza sürükleyeceğini söyledi.
Haravgi gazetesinin muhabirinin çeşitli sorularını yanıtlarken, ...iki nüfusun yeniden kaynaştırmanın tehlikeli olacağını da belirten Rolandis, ...Rumların birkaç yıl sonra taksimi kabul etmek durumunda kalabileceklerini ifade ederek, Bosna-Hersek’i örnek gösterdi.
3 yıl öncesine kadar Bosna-Hersek’in bölünmesini düşünmeyenlerin şimdi Cenevre’de bir masaya oturup bir konfederasyonun ve hatta ayrı devletlerin sınırlarının nereden geçeceğini görüşmeye başladıklarını söyledi.” (Kıbrıs, 22.11.1993)
***
“Rum Kilisesinin lideri Papaz Hrisostomos, Güven Yaratıcı Önlemler konusunda konuşurken şöyle dedi: “Vatanımızın taksimine yol açacak bir prosedürün kapanına kısıldık. Türklerin ne kadar toprak alacağı ve bize ne kadar kalacağı konuşuluyor. Bunun sonu taksimdir.” (Yeni Demokrat, 11.2.1994)
***
“Haftalık Selides dergisi, geçtiğimiz hafta içinde Güney Kıbrıs’ı ziyaret eden Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariğa ile yaptığı bir söyleşiyi yayınladı...Papariğa, Rum-Yunan ortak savunma doktrini ile ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: “Bizce bu doktrin ile Kıbrıs’ın bir devlet olarak varlığı baltalanmaktadır ve Kıbrıs, Yunanistan’ın bir iline dönüştürülmektedir. Doktrinin Türkiye üzerinde bir baskı unsuru olacağı söyleniyor ki biz buna da inanmıyoruz. Hatta biz bunun ters sonuç vereceği kanaatindeyiz. İşgal kuvvetlerini Kıbrıs’ta bulundurmaya devam etmesi için Türkiye’ye mazaret yaratılmış oluyor...Ortak savunma doktriniyle Kıbrıs’ın bir parçası Yunanistan’ın, diğer bir parçası da Türkiye olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, doktrinin taksim koşulları yaratacağı görülebilir.”
Aleka Papariğa, “Yuınanistan’da Kıbrıs’ın taksimine ulusal açıdan temiz bir çözüm gözüyle bakan çevrelerin bulunup bulunmadığı” yolundaki diğer bir soruya şöyle cevap verdi:
         “Sizden gizlemeyeceğim. Yayın organlarında ikili Enosis’ten söz eden birçok yazılar okuyoruz. Siz de herhalde bu yayınlara bakarak bu soruyu sordunuz. Ama bence bunlar tamamıyla sorumsuz yayınlardır. Bu yayınları yapanların çoğu, yeni dünya düzenini insanlığa empoze ederek bir arabulucu ya da hakem rolü oynamak isteyen dış güçlerden aldıkları direktifle bu yayınları yapıyorlar.” (Kıbrıs, 9.5.1994)
***
“Fileleftheros, Rum Liberal Partisi Başkanı Nikos Rolandis’in Lefkoşa’daki Rotary Kulübü’nde yaptığı bir konuşmada, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın “Uyuşmazlığı yüzünden taksime doğru gidildiğini ve tek umudun Avrupa Birliği olduğunu” söylediğini yazıyor.
Gazeteye göre Rolandis şöyle konuştu:
“Eğer uzlaşmaz Kıbrıs Türk tutumu devam ederse, Kıbrıs sorununa taksimden başka çözüm bulmak, anca Avrupa Birliği’nin, bu birliğe üye olmak arzusunda olan Türkiye’ye bu sorunu doğru ve adil bir şekilde çözmesi ve bunu koruması gerektiği konusunda açık bir şekilde söylemesi ile mümkün olacaktır. Eğer böyle bir gelişme olmazsa Kıbrıs’ta taksim veya konfederasyondan başka bir çözüm olmayacak. Çünkü Türkiye, birleşik bir Kıbrıs’ta, arzulanan normal hayatı her an torpilleyebilecek, dinamitleyebilecek, berhava edebilecek ve altüst edebilecek.” (Kıbrıs, 15.5.1994)
***
“Simerini gazetesi yazarlarından Yianno Charalambidis, Denktaş’ın son demeçlerini değerlendirirken, şunları yazdı : “Türkler taksim’e çeşitli adlar takmaktadır. Bazen “taksim” diyorlar. Bazen de federasyon ve daha sonra konfederasyon. Şimdi ise taksime tam olarak şöyle değinmektedirler: “Türkiye ile entegrasyon.” (aktaran Cyprus Mail, 17.5.1994)
***
“Fileleftheros, AKEL’in Meclis Grup Sözcüsü Andreas Hristu ile bir söyleşi yayınladı. Andres Hristu bu söyleşisinde, Kıbrıs sorununun çözümü için cesur kararlara ihtiyaç olduğunu, ancak siyasi liderliklerinin siyasi faturasından korktukları için böyle karalar almaktan çekindiklerini söyledi. Bugün hızla Taksim’e doğru gidilmekte olduğunu belirten Hristu, “Bütün beklentilerimize cevap veren mükemmel bir çözüm bulamayacağımızın bilincine varmak durumundayız” şeklinde konuştu.
Andreas Hristu şunları da söyledi:
“40 yıldan beridir Kıbrıs sorunu, bugün reddettiğimizi yarın kabul ettiğimizin bir hikayesidir. Geçmişte olduğu gibi bugün de karar almayı ne kadar geciktirirsek, sonunda varacağımız çözüm o kadar acı olacak...Avrupa Birliği, Türkiye’yi gücendirmemek için Kıbrıs’ın sadece yarısını kabul etme eğilimleri göstermektedir. Sonunda böyle birşey olduğu takdirde bu, kalıcı bir statü haline gelecektir.” (Kıbrıs, 23.5.1994)
***
“Tharros gazetesi bir röportajında, İngilizler ile Amerikalıların Kıbrıs’ı taksim etme düşüncesinin yeni bir şey olmadığını ve 1956 Ağustos’una kadar uzandığını bildiriyor ve Kıbrıs’ı kuzeyden güneye bölünmüş olarak gösteren bir harita yayınladı.
Bir İngiliz diplomatı tarafından çizildiği iddia edilen bu haritada, Kıbrıs’ın batısı Türklere, doğusu Rumlara bırakılıyor. 54 bin Türkün doğudan batıya ve 130 bin Rumun batıdan doğuya göç etmesi öngörülüyor.
Tharros bu röportajını, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın 27 Temmuz 1956 tarihli bir yazısına dayandırıyor. Yazının konusu, “Kıbrıs için İngiliz taksim çözümü” olarak belirtiliyor. (Kıbrıs, 7.6.1994)
***
“Haravgi manşetten verdiği haberinde, önceki gün düzenlenen bir basın toplantısında konuşan AKEL Genel Sekreteri Hristofyas’ın “taksimin yaklaşmakta olduğu” uyarısında bulunduğunuı yazdı. Hristofyas şöyle dedi:
“Denktaş’ın tutumunu değiştirmeye yönelik baskı yapılacağı yerde, güven artırıcı önlemlerle ona birçok avantajlar önerildi. İki ayrı vatandaşlık ile iki egemen devlet şeklindeki kabul edilemez bölücü görüşlerinde ısrar etmesi olanağı verildi.” (Kıbrıs, 8.7.1994)
***
“Belçika’nın yüksek tirajlı gazetesi “Le Soir”, “Kıbrıs sorununun tek çözüm yolunun adanın bölünmesi olduğunu” belirtti.
Gazetede dün yayınlanan bir yorumda, Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde başlattığı müdahalenin haklılığı veya haksızlığının artık tartışılmadığı belirtilerek, özetle şu görüşlere yer verildi:
“BM için artık önemli olan, mantıklı bir çözümü adadaki Türklere ve Rumlara kabul ettirebilmektir. İki bölgeli ve iki toplumlu Federasyon temelinde görüşmelere dayalı bir çözüm olasılığı gittikçe zayıflıyor ve gelişmeler, bölünme tezini güçlendiriyor.” (Halkın Sesi, 21.7.1994)
***
“Haravgi,  “Veritas” tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasını okuyucularına duyuruyor. Buna göre, halkın büyük bir kısmı, yani %53’ü adanın taksimini olası bir çözüm şekli olarak görüyor.” (Cyprus Mail, 22.7.1994)
***
“Dikmenli Rumların yürüyüşüne katılan AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Türkler uyuşmazlıklarının bedelini ödemek durumunda kalabilirler, ama bunu düşünmüyorlar. Denktaş ile Türkiye bu cüreti Amerikalılardan alıyorlar. Dünyada oluşan yeni ortam içinde Amerikalılar, Güvenlik Konseyi’nde etkin nüfuza sahip bulunuyorlar. Türkler ise Amerikalıların bu pozisyonundan yararlanarak, Birleşmiş Milletler’i hiçe sayıyorlar. Birleşmiş Milletler’in kararlarına uymuyorlar. Buna rağmen en küçük bir baskı yapılmıyor.Türklere baskı yapılarak onların doğru yola çekilmeleri yerine, Kıbrıs sorununun doğru yoldan saptırılması  yönünde çabalar görüyoruz.
Güvenlik Konseyi’nden çıkardıkları kararlarla Körfez’e ve Haiti’ye asker sevkeden Amerikalılar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütünlük ve egemenliği için ilgi göstermiyorlar. Egemenlik ve bütünlüğümüzü korumamıza yardımcı olacakları yerde, biz, devletimizin uluslararası kimliğini ve egemenliğimizi pazarlık konusu yapacağımız Doruk Görüşmelerine çağırıyorlar.”(Halkın Sesi, 18.10.1994)
***
“CTP Genel Başkanı, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Özker Özgür, Eskişehir’de yaptığı temaslarla ilgili olarak TAK muhabirine açıklama yaptı. Çözümsüzlüğün çözüm olamayacağını ve karşılıklı kabul edilir bir çözümün Kıbrıs Türkü yanında Türkiye’nin de çıkarına olduğunu yinelediğini belirten Özgür, “Türkiye ile bütünleşme veya entegrasyonun, taksim sürecini başlatacağını da vurguladığını söyledi. Özgür, “Böyle bir durumun Yunanistan’ı Kıbrıs’ın Güney’ine getirip yerleştireceğini ve bunun da yeni komplikasyonlar yaratacağını anlattım” dedi. (Kıbrıs, 18.10.1994)
***
“Agon gazetesine göre, “Özgür Girne Derneği” Noel münasebetiyle Noel mesajı yayınlamak yerine Güvenlik Konseyi’nin 969 sayılı kararını analiz etti. Konu ile ilgili olarak yayınlanan bildiride, 1956 yılında İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın gizli belgesine değiniliyor. Söz konusu belgede Kıbrıs’a taksimin empoze edilebilmesi için, bunun BM örgütünden gelmesi gerektiği görüşüne yer verildiği savunuluyor ve 969 sayılı kararla bu senaryonun hayata geçirilmekte olduğu iddia ediliyor, şöyle devam ediliyor:
“Paragraf 4, 5, 6, 7 ve 8’de, Güvenlik Konseyi, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgalci Türkiye ile denk sayıyor. Kıbrıs’taki sorunun saldırı ve işgale uğrayan egemen bir ülke sorunu değil de, Kıbrıs’taki iki toplum arasında bir sorun olduğu belirtiliyor.” (Kıbrıs, 29.12.1994)
***
“Haravgi gazetesi, Amerikalıların gerçek niyetinin, Kıbrıs’ın taksimini yasallaştırmak olduğunu bildirdiği bir haberinde şunları yazdı:
“Atina’da yayınlanan “Rizospastis” gazetesi Amerikalıların Kıbrıs sorununda ve diğer Türk-Yunan anlaşmazlıklarında hakem rolü oynamaya kalkıştıklarını bildiriyor ve Yunan hükümetinin buna ses çıkarmamasını eleştiriyor. Gazete, hem Ege’nin bölünmesi, hem de Kıbrıs devletinin taksiminin yasallaştırılması tehlikesinden söz ediyor.” (Kıbrıs, 4.4.1995)
***
“Haravgi gazetesinin bildirdiğine göre, Hristofyas, bir törende yaptığı konuşmada, milliyetçilik ve şovenizm akımları dolayısıyla, taksim ya da, ikili Enosis’e gidilmekte olduğunu belirterek, “Tehlike çanları çalıyor” dedi.
Şovenizme karşı direniş çağrısında bulunan AKEL Genel Sekreteri, “Yunanistan ve vatan” kavramlarının sömürüsünden ibaret boş sözlerle bugünlere gelindiğini vurgularken, “Direnmezsek, ikili Enosis tek, doğal ve ulusal açıdan kabul edilebilir bir çözüm olarak önümüze konulabilir” diye konuştu.” (Kıbrıs, 10.4.1995)
***
“Vima, Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis’in öldürülmelerinin 30’uncu yıldönümü münasebetiyle bir bildiri yayınlayan ADİSOK’un, adanın kesin taksim edilmesi tehlikesinin büyüdüğüne dikkat çektiğini yazdı. (Kıbrıs, 13.4.1995)
***
“Simerini, Amerikalıların “gerçekçi çözüm” olarak niteledikleri bir senaryo hazırladıklarını bildiriyor.
Atina’da yayınlanan Kathimerini gazetesine dayandırdığı haberinde Simerini, Amerikalıların Türkiye Başbakanı Tansu Çiller’den Kıbrıs’la ilgili kesin bir taahhüt koparma çabalarında büyük bir başarısızlığa uğradıklarını ve şimdi de “gerçekçi çözüm” diye Kıbrıs’ın taksimini pekiştirecek bir senaryo hazırladıklarını yazıyor. Bu senaryo, Türklerin Rumlara önemli miktarda toprak vermeleri karşılığında taksimi pekiştirecek bir düzen kurulmasını öngörüyor.” (Ortam, 27.4.1995)
***
“Fileleftheros gazetesinin Washington’daki diplomatik çevrelerden elde ettiği bilgiye göre, Kıbrıs Türk tarafının öne sürdüğü egemenlik konusu, görüşmelerin akıbetini belirleyecek konu olarak görülüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kıbrıs’ta bir konfederasyon kurulması yönünde çaba gösterecekler. Amerikalılar, Kıbrıs’ta kurulacak bir konfederasyonun, Türkiye’nin “Kıbrıs Türk eyaleti” aracılığıyla Avrupa yolunda ilerlemesini de kolaylaştıracağı inancındadır.
Antenna TV, Amerika’nın Türklere bırakılacak toprağın yüzölçümünün yüzde 25’e kadar indirilebileceğine inandığını iddia etti. Televizyon, BM Genel Sekreteri’nin haritasında toprağın yüzde 29 civarında belirlendiğini de hatırlattı. Antenna Televizyonu önceki akşam yayımladığı haber bülteninde, Türklere kalacak toprağın yüzde 25’e indirilmesi halinde, oluşacak Kıbrıs haritasını da ekrana yansıttı.” (Kıbrıs, 8.5.1995)
***
        “Haravgi gazetesinin verdiği bir habere göre, AKEL Genel Sekreteri Hristofyas, kısa adı KYKEM olan Kıbrıs Araştırmalar Merkezi’nce düzenlenen bir seminerde yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Türk askerlerinden ve sömürgecilerden arınmış birleşik bir Kıbrıs yaratabilecek miyiz, yoksa bölücü konfederatif çözümlere mi gideceğiz, bunu zaman gösterecektir ve bu büyük ölçüde Yunanistanla Kıbrıs’ın izleyecekleri politikaya bağlıdır.” (Kıbrıs, 21.5.1995)
***
“Londra görüşmeleri, Rum siyasi partilerinin ve bazı derneklerin tepkisiyle karşılaştı... Fileleftheros bazı Yunan siyasi partilerinin tepkisi hakkında da bilgi veriyor. Buna göre, Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga “Avrupa Birliği üyeliğinin bedeli olarak Taksim’in resmileştirilmesi yoluna kaymaktayız” dedi...Vima, DİKO liderlerinden Tasos Papadopulos’un bir sempozyumda yaptığı konuşmada “Ne zaman Anglo-Amerikanların bir girişim yapacaklarını duysam, dizlerimin bağı çözülür” dedi ve şunları ekledi:
“Anglo-Amerikanların Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili felsefesi malumdur. Kıbrıs’ta Türklerin egemenlik haklarına sahip olacakları konfederatif bir devlet kurulmasını amaçlayan bir felsefedir. Türkiye’nin Kıbrıs için istediği tek çözüm de budur zaten.” (Kıbrıs, 24.5.1995)
***
“Simerini gazetesi, Yunanistan Kamu Düzeni Eski Bakanı Stelios Papathemelis ile bir söyleşi yayınladı. Papathemelis bu söyleşisinde, Kıbrıs sorununun çözümü için 20 yıldan beri harcanan çabaların hiçbir sonuç vermediğini belirterek şöyle dedi:
“Türkiye, Kıbrıs’tan Trakya’ya kadar Elenizmi tehdit etmektedir. Türkiye’nin Kıbrıs’ın yarısını işgal altında tutması, Ege adalarını istila tehditleri savurması ve Batı Trakya’da bir azınlık sorunu yaratmaya çalışması bunun en belirgin kanıtlarıdır...Eğer biz bu kafayla hareket etmeye devam edersek ve mevcut kuvvet dengesini, kaderimizi kendi elimize alacak şekilde değiştirmezsek, Türkiye, ileriki bir aşamada federasyonu kullanarak Kıbrıs’ı taksim edecektir. Daha ileriki bir aşamada ise, adanın geriye kalan kesimini de ele geçirecektir ve Kıbrıs elden gittikten sonra da Elenizmin başka bölgelerinin de yitirilmesinin yolu açılmış olacaktır.” (Ortam, 24.7.1995)
***
“Simerini gazetesi, BM Genel Sekreteri Butros Gali’nin fikirler dizisinin, Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesini oluşturmaya devam ettiğini bildirdiği bir haberinde şunları yazıyor:
“Bu çözüm çerçevesinin, Avrupa Birliği mevzuatına uymayan yanları vardır. Ancak bunlar Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyelik sürecini etkilemeyecektir. Lefkoşa’daki yabancı diplomatik çevreler, Avrupa Birliği mevzuatına uymayan bir çözüm olasılığından söz ediyorlar. Avrupa Birliği mevzuatından sapmalar, Türklerin endişelerini dağıtmak içindir. Avrupa Birliği söz konusu çerçevede varılacak bir Kıbrıs anlaşmasını, yasa gibi kabul edecek ve Rumlar tarafından Avrupa Mahkemesi’ne yapılacak başvurularla, anlaşmanın çökertilmesine izin verilmeyecektir. Ancak hukuk çevreleri tarafından  gazetemize belirtilen görüşlere göre, Avrupa Birliği yetkililerinin böyle birşeyi kabul etmelerine karşın, Avrupa Mahkemesi’nin kabul etmesi olasılığı yoktur. AB yetkilileri, Kıbrıs için bazı istisnalar olmasının kaçınılmaz olduğunu öne sürüyorlar. Örneğin, dolaşım, yerleşim ve mülk edinme gibi temel özgürlüklerin birkaç yıllık süre için askıya alınması gerekeceğinden söz ediliyor.” (Ortam, 11.8.1995)
***
“Simerini gazetesi manşetten verdiği haberinde, Kıbrıs Hükümetinin, Kıbrıs sorununun Avrupa ilkelerinden sapan bir çerçevede çözümlenmesinin kabul edilmeyeceğini yazdı. Gazete şöyle devam etti:
“Kıbrıs Hükümeti, Avrupa ilkelerinden sapmama ilkesine rağmen, Türk tarafının Kıbrıs konusunda önemli tavizler vermesi durumunda, Lefkoşa geçici olmak koşuluyla, Avrupa ilkelerini içermeyen bazı düzenlemeleri görüşmeye hazırdır. Ancak bu yönde yapılacak düzenlemeler, sürekli bir anlaşmanın zeminini oluşturamaz...Bu konu hakkında Anglo-Amerikanlar, bir çözüm bulunması durumunda yerleşim ve serbest dolaşım gibi temel özgürlüklerin derhal uygulanmayacağı, bir geçiş dönemi olacağı görüşündedirler. Denktaş bu dönemin 10 yıl sürmesini istiyor.” (Kıbrıs, 13.8.1995)
***
“Haravgi gazetesi manşetten verdiği bir haberinde, AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın AKEL’in Gençlik Kolu EDON tarafından “Bağımsızlık Günü” dolayısıyla düzenlenen önceki akşamki bir etkinlikte yaptığı konuşmanın özetini veriyor.
Hristofyas konuşmasında, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrook’un Bosna’dan sonra sıranın Kıbrıs’a geleceğini açıklamasına değindi ve şunları söyledi:
“Holbrook, Bosna’dan sonra sıranın bize geleceğini duyurmuş bulunuyor. Amerikalıların Bosna tipi bir çözüme yöneldikleri anlaşılıyor. Bilindiği gibi Bosna’da ulusal açıdan temiz bölgeler esasına dayanan bir çözüme gidiliyor ve anlaşıldığına göre bu çözüm için de örnek alınacaktır...Yurdumuz ve halkımız gerçekten federal bir çatı altında yeniden birleştirilmeli ve BM kararları ile doruk anlaşmalarının öngördüğü çözüm gerçekleştirilmelidir. Bunun dışında bütün reçeteler bizi ancak felakete götürür.” (Ortam, 6.10.1995)
***
“Haravgi’de yer alan bir AKEL açıklamasında, “çeşitli çevreler tarafından Kıbrıs sorununa çözüm olarak gevşek bir federasyonun gösterildiği günümüz koşullarında...bu halkın işgalin oldu-bittilerini kabul etmediği, Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek, bizi işgal orduları ve sömürgecilerden kurtaracak, insan haklarını yeniden tesis edecek ve her göçmene yeniden geri dönüş hakkı tanıyacak, hakça ve kalıcı bir çözüm istediği mesajı verilmelidir” denildi.” (Yeni Demokrat, 14.10.1995)
***
“Haravgi’nin bildirdiğine göre, AKEL Genel Sekreteri Dimitri Hristofyas, önceki akşam Kiracıköy’de düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun bölücü bir çözüm şekline sıcak bakan Rumların bulunduğunu ve bunların daha ziyade ekonomik çevreler olduğunu açıkladı.” (Yeni Demokrat, 25.10.1995)
***
“Mahi manşetten verdiği bir haberinde, Yunanistan’ın eski başbakanlarından ve ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Onursal Başkanı Mitsodakis’in, Atina’da yayınlanan İkonomos Tahidromos isimli bir dergiye verdiği demeçte, Kıbrıs’ta konfederal bir çözümü savunduğunu yazıyor...Gazeteye göre gerek Yunanistan’da, gerek Kıbrıs’ta ilk kez bir Elen politikacı, bu kadar açık ve dobra dobra, konfederasyondan yana tavır koymuş oluyor. Bu çözüm şekli, Denktaş ve Ankara’nın bilinen görüşü olup Kıbrıs siyasi liderliği bir bütün olarak bunu tamamen taksimci bir görüş olarak görüyor ve reddediyor... Eski Başbakan ayrıca daima konfederasyondan yana olduğunu açıklayarak, Konstantin Karamanlis’in (eski Yunan Cumhurbaşkanı) de aynı görüşü paylaştığını, aynı görüşün Kıbrıs’ta hakim olduğunu savundu.” (Yeni Demokrat, 7.10.1995)
***
“Kıbrıs’ta taksime giderek daha çok yaklaşılmakta olduğunu savunan” AKEL Genel Sekreteri Hristofyas, şöyle konuştu: “Toplumumuz içinde gelişmeye başlayan bir eğilim var. “Artık yorulduk, artık yeter” diyenler var. “Kıbrıs Türkleri ile anlaşamadığımıza göre, artık gerçekleri kabul edelim ve bazı coğrafi düzenlemelerin yapılacağı bir çözüme evet diyelim” şeklinde görüş belirtenler var. bu eğilimlere karşı mücadele etmek durumundayız...Sözünü ettiğim bu eğilimin öncülüğünü yapanlar, güçlü ekonomik çevrelerdir. Bunlar, sermayelerinin, servetlerinin ve büyük kazançlarının tehlikeye düşeceğinden korkan kişilerdir. Bu çevrelerin gücünü küçümsememeliyiz. Hükümet bu konuda halkımıza gereken mesajı vermeli ve taksim oldu-bittisini kabul etmeyeceğini yinelemelidir.” (Kıbrıs, 7.11.1995)
***
“Yunanistan’ın eski başbakanlarından Yorgos Rallis, Atina’nın Vima gazetesinde önceki gün yayınlanan bir yazısında, Kıbrıs Rum liderliğine “dar bir federasyonun bütün parametrelerini yeniden gözden geçirmesi” öğüdünde bulundu...Yorgo Rallis, Rum tarafının daha esnek bir tutum içine girerek, bir çözüme ulaşılmasına olanak yaratmakla, Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne girişini de kolaylaştırmış olacağını kaydetti.” (Kıbrıs, 19.12.1995)
***
“Emekli Yunan Büyükelçileri Efthasios Lagagos, Yorgiyos Papulyas, Yuannis Cunis ve Viron Thedoropulos tarafından hazırlanan “Dış Politika” kitabında şu görüşlere yer verildi:
“Bugüne kadar olan talebimiz birleşik ve bölünmemiş Kıbrıs’tı. Fakat olayların gidişatı bize, Türkler tarafından bugünkü bölünmüşlüğün devam ettirilmesi amacıyla yaratılmış ve devam ettirilecek durum muvacehesinde, Yunan tarafınca reddedilmiş olan bir konfederasyona doğru gittiğimizi göstermektedir. İki ayrı devletin oluşması olasılığının incelenmesi, bize alınması gerekli ve imkanlar dahilindeki üstünlüklerin ve pazarlık paylarının sağlanmasını gerektirmektedir.” (Halkın Sesi, 19.12.1995)
***
“Fileleftheros, “Konfederal Çözümü İleri Götürme İşaretleri” başlıklı manşet haberinde, ABD’de, Kıbrıs’taki statükonun iki tarafı tatmin etmekte olduğu inancının zemin kazanmakta olduğunu bildiriyor, şunları yazıyor:
“Gazetemizin New York kaynaklı bilgileri bu görüşün Lefkoşa’daki ABD elçiliğinden gönderilen raporlara dayandığını söylüyor. ABD’deki bir Elen diplomatının vurguladığına göre, ABD’de, iki toplum insanlarının, iki toplum arasında idari ayrılık olmasını sağlamak amacıyla konfederal tipte bir çözüm istedikleri intibaı doğuyor. Söz konusu bu raporlarda belirtildiğine göre, Kıbrıs Rumları ile Türkleri, Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesini tercih etmiyor. Ancak iki iyi komşu olarak işbirliği yapmayı istiyorlar.
ABD’deki diplomatik kaynaklar, “Kıbrıs sorununun çözümü yolunda hazırlanan planın konfederasyon ilkelerine dayanacağını, ancak federasyon tabelası taşıyacağını” söylüyorlar.
Gazetemizin New York muhabiri, bu hatalı mesajların DİSİ Başkanı Yannakis Matsis ile AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın yakın geçmişte bu ülkeye yaptıkları ziyaretler esnasında da tespit edildiğini söyledi...Matsis bu görüşlerin Lefkoşa’daki çok küçük bir işadamları grubu arasında hakim olduğunu söylerken, Hristofyas daha açık davrandı ve ABD’nin Kıbrıs’ta konfederal bir çözümü ileri götürmek için herşeyi yapacağını belirtti. Hristofyas da bu görüşü bir işadamları grubuna mal etti ve söz konusu işadamlarının ABD’li yetkililerle teması olduğunu söyledi.” (Yeni Demokrat, 18.2.1996)
***
“Rum gazeteleri, Atina’da yayınlanan “Adesmeftos Tipos” adlı gazetenin, ABD Dışişleri  Bakan Yardımcısı Richard Holbrook’un görevinden ayrılmadan önce, “Kıbrıs sorununun çözümü konusunda haleflerine 3 başlık ve 16 noktadan oluşan bir plan bıraktığını, bu planın, adanın üçe bölünmesini, Merkezi Hükümet’te eşit anayasa ve egemenlikli iki federal devleti öngördüğünü” öne sürdüğünü bildiriyor.” (Ortam, 20.2.1996)
***
“ABD’nin Kıbrıs sorununun çözümü için çalışmalarını “Konfederal” nitelikli bir taslak üzerinde yoğunlaştırdığı iddia edildi.
Yunanistan Demokratik Hareket Partisi Genel Başkanı Dimitris Tsovalas, KIbrıs Rum kesiminde yayınlanan haftalık Selides dergisine verdiği demeçte, bu iddiasını dile getirirken, “Kesin bilgilere dayanarak söylüyorum. Amerikalılar, Kıbrıs meselesinin, sonunda, konfederasyon olarak çözülmesini arzu ediyorlar. Bu yönde çalışıyorlar” dedi. ABD’nin, Kıbrıs sorununu artık “kapatmak” istediğini de söyleyen Tsovalas, Amerikalılar tarafından sunulacak çözüm önerilerinin federasyon gibi gözükse de, konfederasyon olarak sonuçlanacağını söyledi.” (Kıbrıs, 2.3.1996)
***
“Rum Haber Ajansı (KİPE) Genel Müdürü Andreas Hristofides, Rumların ABD tarafından sunulan planlara uyum sağlamamaları durumunda çözüm için acele etmediğini, ABD planlarının gevşek bir federasyon yönünde olduğunu söylediği bildirildi.” (Kıbrıs, 24.6.1996)
***
“Haravgi, “Ağırlıklı Konu Güvenlik: ABD ve İngiltere Tarafımıza İkilemler Yaratıyor” başlıklı bir haberinde şunları yazıyor:
“Amerikan ve İngilizlerin güvenlik konusunda planlamakta olduğu “ara çözüm”de, adaya çok uluslu bir güç, Türk idaresi altındaki bölgeye Türk askerleri, Rum idaresi altındaki bölgeye de Yunan askerlerinin yerleştirilmesinin özünde, gevşek konfederal bir çerçevede güvenlik sağlanması amaçlanıyor. Bu, Amerikalılar ile İngilizlerin bizim tarafa, zamanı gelince “Konfederasyon ve AB üyeliği, ya da üyelik ve “taksim” ikilemini sunarak dayatmaya çalışacağı bir çerçevedir.” (Halkın Sesi, 7.7.1996)
***
“Leymosun’da yapılan Akdeniz Bölgesi Kadınları Derneği’nin yıllık kongresinde konuşan dernek başkanı Jana Mintoff Bland, ABD’yi suçlayarak, bu süper gücün Dışişleri Bakanlığı’nın, 1956 ile 1971 arasında Kıbrıs’ın taksimi için Yunan-Türk planlarına onay verdiğini  söyledi.” (Cyprus Weekly, 28.6.1996)
***
“The Daily Telegraph gazetesinde dün çıkan bir yorumda, Kıbrıs üzerinde özel sorumluluğu olan İngiltere’nin, adada yaşayan iki halkın eşitliğine dayanan bir konfederal çözüm için çalışması gerektiği vurgulandı.” (Ortam, 16.8.1996)
***
“Fileleftheros, Rauf Denktaş’ın iki devletli çözümü yeniden gündeme getirdiğini yazdı. The Economist dergisi de son sayısında gevşek bir federasyon çerçevesinin ilerletilmekte olduğunu öne sürdü.” ( Kıbrıs, 26.8.1996)
***
“ABD’nin etkin gazetelerinden Washington Post’un yorumunda, Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün “bir sorun olarak görülmemesi” gerektiği belirtildi... “Diplomatları Kıbrıs’a gönderin” diyen gazete, çözümün, her iki toplumun güvenlik ve mülkiyet kaygılarına cevap verecek “gevşek bir federasyon” olduğunu herkesin bildiğini ifade etti.” (Kıbrıs, 27.8.1996)
***
“Fileleftheros dün şu yorumu yayınladı:
“Denktaş-Eroğlu ikilisinin hedefi Kıbrıs sorununun çözümü temelini federasyondan konfederasyona kaydırmaktır. Denktaş tahrikkar bir şekilde “herhangi bir prosedürün amacı var olan iki devleti birleştirmektir deyip, net bir şekilde konfederal çözümü kastedereken, Eroğlu, özerklik ve işgal bölgelerinin süratle Türkiye ile güçlü bir şekilde birleştirilmesi niyetlerini gizlemiyor. Yani sahte devletin dışişleri ve savunma temsiliyetinin Ankara’ya bırakılmasını istiyor.” (Kıbrıs, 29.8.1996)
***
“İngiliz Muhafazakar milletvekili Michael Stephen Cumhuriyet’e özel demeç verdi:
“Gelişmeler, iki toplumun ne federasyon, ne de konfederasyon çatısı altında bir arada yaşayamayacağını göstermiştir. Şayet dünya Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığını tanırsa, Akdeniz’deki çıkarlarının daha iyi korunacağını görecektir...Kıbrıs’ta iki ayrı devlet de olsa İngiliz üsleri Batı’nın stratejik çıkarları nedeniyle adada kalmalı. Türk askeri 22 yıldır adada barışı koruyor.” (Cumhuriyet, 19.9.1996)
***
“Rum radyosunun Washington kaynaklı bir haberine göre, adı açıklanmayan Amerikalı bir yetkili, ülkesinin Kıbrıs’ta gevşek bir federasyondan yana olduğunu bildirdi ve ciddi bir uzlaşma içine girmeleri için ilgili taraflara çağrıda bulundu.” (Kıbrıs, 6.12.1996)
***
“Başbakan Yardımcısı  Devlet Bakanı Serdar Denktaş, Meclis’te yaptığı bir konuşmada, iki toplumlu iki kesimli bir çözüm yerine, iki devletli bir çözümün seslendirilmesinde yarar gördüğünü söyledi.” (Yeni Demokrat, 13.12.1996)
***
“Haravgi, Yunanistan Komünist Parti Genel Sekreteri Alek Papariga’nın önceki gün yaptığı bir açıklamada, “Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünün resmileştirilmesi ve Ege’nin ABD egemenliği altında NATO’laştırılmasına her zamankinden daha yakın bulunulduğunu” öne sürdüğünü yazıyor.” (Ortam, 15.1.1997)
***
“Rum Liberal Parti Başkanı ve Dışişleri eski Bakanlarından Nikos Rolandis, haftalık Periodiko dergisine verdiği bir demeçte, “Kıbrıs’ın taksim veya savaş ikilemine doğru gitmekte olduğunu” söyledi.” (Kıbrıs, 1.2.1997)
***
“Simerini, ABD ve İngiltere’yi, geliştirilmeye açık gevşek bir federasyon türünü savunmakla suçlayarak şunları yazdı:
“İlk önce sağlanacak anlaşma gevşek bir federasyon olacak. Temel yetkiler iki federal kanada ait olacak ve merkezi hükümetin sınırlı yetkileri bulunacak. Aşamalı olarak 10 veya 20 yıl içinde yetkiler merkezi hükümete devredilecek.” (Kıbrıs, 24.2.1997)
***
“Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, ABD ve İngiltere konfederasyona sıcak bakıyor ve üzerinde düşündükleri yeni formül şöyle özetleniyor:
“Çoğunluk olan Rum tarafını tatmin etmek için bir sınır çizelim. Toprak oranını da nüfusa göre belirleyelim. Bu durumda Türk tarafının toprağı azalacak, ancak konfederasyon tezi desteklenecek. 25 ya da 30 yıl sonra iki toplum arasındaki sorunlar azaldığında federal bir yapıya dönüş yapılabilir.” (Cumhuriyet, 18.4.1997)
***
“Amerikan Planı Hazır: Amerika’nın bir Kıbrıs çözüm planı mevcuttur. Amerikan planına göre, Kıbrıs’ta şöyle bir şekil öngörülmektedir: Bir kere Kıbrıs üç ana bölgeye ayrılacaktır. Bir KKTC, iki Kıbrıs Rum Yönetimi ve üç genişletilmiş tampon bölge... Amerikalılar, bu plan için en az beş yıl olmak üzere, uygulama safhası düşünmektedirler...Türk askerlerinin yeni KKTC sınırlarına çekilmeye başlamasıyla, Amerikan askerlerinin Adaya çıkması ve boşaltılacak ara bölgeye konuşlandırılması takip edecektir...Nato şemsiyesi altında Amerikan askerleri derken, çoğunluğu Amerikan askeri olan çok uluslu bir güçten bahsediyorum.”  (Fuat Nalcıoğlu, Birlik, 9 ve 10.6.1997)
***
“Kıbrıs’ta iki tarafın da bir federal çözüme hazır olmadığı ve baskı ile varılacak bir çözümün, 1960-74 dönemindekine benzer bir felaketle sonuçlanabileceği iddia edildi.
Cyprus Mail’de 14 Haziran’da çıkan habere göre, Amerikalı savunma uzmanı Dan Lindley, Kıbrıs için federal bir çözümün erken olduğunu söyleyerek, tarafların birbirleriyle iyi geçinmeye hazır olmadıkları bir zamanda, iki tarafa, birlikte yaşama ve yönetmeyi empoze edecek bir çözümün tehlikeli olduğunu savundu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde savunma ve silahların kontrolü konulu programında konuşan Dan Lindley, Rum dinleyicilere “BM Kıbrıs Bariş Gücü ve Kıbrıs’ta çözüm: Stratejik bir değerlendirme” isimli raporunda ulaştığı sonuçları aktardı.” (Kıbrıs, 17 ve 23.6.1997)
***
“Türkiye’den aldığı destek ile New York görüşmelerine giden Denktaş, Ankara’daki temaslarında Rumlar ile kurmak istediği ve adına “federasyon” denilen, ancak özünde “gevşek konfederasyon” olarak anılan tezini anlattı.” (Cumhuriyet, 8.7.1997)
***
“Federal devlet üzerinde anlaşma sağlanamıyorsa, artık taksimi resmen düşünmenin zamanı gelmiş demektir. Bu formül, uluslararası toplumun büyük bölümüne antipatik gelmektedir. Ama resmi bir taksim, Kıbrıs’ta bugünkü durumdan daha kötü olmayabilir. Taksim tezi kabul edilirse, önce Güney Kıbrıs AB’ye girer, daha sonra da adanın tümü AB’de yerini alır. Ayrıca taksim formülünün uygulanması, kalıcı bir anayasal düzenin kurulmasını olanaklı kılar...Müzakere yolu ile gerçekleştirilecek bir taksim, siyasal çözüme varılmadığı sürece devam edecek olan savaş tehlikesini de azaltmış olacaktır...En önemlisi, uluslararası askeri güç tarafından da desteklenecek ve müzakereler yoluyla kabul edilmiş bir taksim, savaş tehlikesini de azaltır.” (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü yöneticilerinden Philip Gordon, International Herald Tribune, 24.7.1997)
***
“Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ta ikili tanınma istediği belirtildi. Simerini ve Fileleftheros gazeteleri, “Tempo-Newsweek” dergisinin dünkü sayısında yer alan gayrı resmi bir belgeden söz ederek, AB’nin Kıbrıs’ta ayrı egemenliği destekler görüldüğünü kaydettiler.
Derginin söz konusu sayısındaki gayri resmi belgede (nonpaper), iki toplumun kesin ayrımı için bir prosedürün başlamasından da söz ediliyor.” (Kıbrıs, 30.8.1997)
***
“Simerini, ”Kıbrıs’ta İki Devlet Fikri AB’ta Olgunlaşıyor” başlıklı haberinde “Taksimin yasallaştırılması” ve Kıbrıs’ta muhtemelen gevşek bir federasyon şemsiyesi altında çalışacak iki ayrı devlet oluşturulması fikrinin son zamanlarda istikrarlı bir şekilde “sahnede ve kuliste” bulunduğunu savunuyor, şunları yazıyor:
“Atina’da yayınlanan “Ependitis” bir haberinde bunu savunuyor ve basın haberlerine dayanarak, yabancı diplomatların “dolaylı tanınmış ülke” ilkesi temelinde bir taksim formülünün soruna çözüm getireceği görüşündedir.
Bonn, son dönemlerde, karşılıklı bir anlaşma altında sahte devletin egemenliği ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’a üye olmasını öngören bir düzenlemeyi ilerletme olasılığıyla meşgul oluyor.” Birlik, 3.9.1997)
***
“Yunanistan’ın etkili gazetelerinden Kathimerini, ABD Başkanı Bill Clinton’un Kıbrıs Özel Temsilcisi Richard Holbrook’un, Ada’da yaptığı temaslar sırasında üç bölgeli çözüm önerisi getirdiğini öne sürdü. (Kıbrıs, 15.11.1997)
***
“AB’nin Lüksemburg Zirvesinde aldığı kararın çözümü güçleştirdiğini vurgulayan Başbakan Mesut Yılmaz, “AB’nin almış olduğu karar Kıbrıs’ı taksime götürür, adayı böler” dedi.” (Cumhuriyet, 20.12.1997)
***
“Simerini, Yunanistan’ın Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarlarından Kikos Kuris’in Atina’da yayınlanan Apoyevmatini gazetesinde çıkan bir söyleşisini iktibas etti. Gazeteye göre Kuris şunları söyledi:
“Nato’nun yeni yapılanmasıyla Türkiye’nin rüyaları gerçek yapıldı ve tarih tekerrür etti. Kıbrıs’ın bölüştürülmesi gibi Ege’nin de bölüştürüleceği yönündeki uyarım haklı çıkacak.” (Birlik, 30.12.1997)
***
“Yunanistan Dışişleri Bakanlığında yıllarca hizmet veren ve bakanlığın kilit mevkilerinde görev yapan Viron Theodoropulos, 21.8.1997 tarihli Atina İkonomos Tahidromos gazetesinde yayınladığı yorumunda, Kıbrıs’ta taksim çözümünün de facto’dan de jure’ye çevrilmesini desteklemeye başladı... Bir diğer yazar, Stavros Liğeros da, Kıbrıs Elenizminin yok olmaktan kurtulması için taksimin kabul edilmesi ve Güney Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı kararının verilmesi fikrini savundu...Enosis görüşünü Samittant dergisi imtiyaz sahibi ve başyazarı D.D.Papayiannidis tarafından da savunuldu.” (Saffet Soykal, Halkın Sesi, 22.9.1997)
***
“Kıbrıs Rum kesiminde dün yayınlanan gazeteler, Yunan “Ependitis” gazetesinin verdiği bir habere dayanarak, “taksimin yasallaştırılması ve gevşek bir federasyon çatısı altında iki ayrı devlet oluşturulması” fikrinin son zamanlarda yoğunluk kazandığını bildirdiler.” (Milliyet, 3.9.1997)
***
“Denktaş ve Klerides’le rekor bir görüşme yapan Richard Holbrook, Ledra Palace Otel’de düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:
“Beni buraya geldiğimde üzen şey, ben gelecekten bahsetmeye çalışırken herkesin, iki tarafın liderleri dahil geçmişten bahsetmeleri oldu. Biliyorum geçmişi bir kenara atamayız., ama tutsağı da olamayız. 1960-1974 arası bölgede yaşananlar utanç vericiydi. ABD’nin yapmaması gereken şeyler vardı. Ancak, geçmişten, tarihten olumlu mesajlar alarak geleceği şekillendirmeliyiz. ABD’deki şimdiki yönetim, bu bölgedeki tüm ülkelerde demokrasiyi destekleme ve yakın ilişkiler kurma sözü vermiştir.” (Yeni Demokrat, 12.11.1997)
***
“Atina’da yayınlanan Eleftheros Tipos gazetesi, ABD Hava Kuvvetleri Akademisi öğretim görevlisi olan ve ABD Savunma Bakanlığı’na yakınlığı ile tanınan Thomas Farr’ın, “Mediterranean Quarterly” dergisinin son sayısında yayımlanan  yazısının, Kıbrıs sorunununda Holbrook’un önderliğinde Amerikan yaklaşımının damgasını taşıdığını kaydetti. Yunan gazetesi, “Bu yaklaşımın NATO şemsiyesi altında gevşek bir konfederasyon kurulması ile “Kıbrıs Türk egemenliğinin” tamamen tanınmasını hedeflediği belirtildi... Gazeteye göre, güvenliğin garantörlüğünü BM Barış Gücü’nün yerini alacak olan NATO tarafından üstlenilmesi öngörülüyor ve İsviçre modelinde yeni bir konfederasyon anayasası hazırlanacak...Haberde ayrıca,  ABD’nin Kıbrıs’ın önce NATO, ondan sonra AB üyesi olmasına yönelik arzusuna işaret ediliyor.” (Mahi’den aktaran Kıbrıs, 20.11.1997)
***
“Başkentteki güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, adada iki devletli bir yapının kurulması konusunda ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden de olumlu sinyaller alınıyor. Ankara hükümetinin inisiyatifi ele alarak, daha etkin bir Kıbrıs politikası izlemeye başladığı bildiriliyor. Bu kapsamda KKTC, devlet olarak siyasal varlığı tanınmadan, GKRY ile görüşme masasına oturmayacak. Bunun paralelinde Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit’in KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ile vardıkları anlaşma doğrultusunda Türkiye ile KKTC arasında “Özel bir ilişki düzenini” sağlayacak... Hükümetin bu konuda bazı “dış destekler de “sağladığı bildiriliyor.” (Cumhuriyet, 11.1.1998)
***
“Rum gazeteleri, Turkish Daily News ve Hürriyet gazetelerinde çıkan haberlere dayanarak, Türk diplomasisinin Lüksemburg kararından sonra benimsediği yeni siyaset-taktik çerçevesinde şimdi Kıbrıs sorununun 3 temel yönü üzerinde odaklaşmakta olduğunu savunuyor.
Fileleftheros, “Türkiye: Federasyon Şu An İçin Rafta - Tanınma, Mülk Mücadelesi ve Toprak Konusunda Küçük Düzenlemeler İstiyor” başlıklı haberinde, iki ciddi Türk gazetesinin iyi bilgili kaynaklara dayanarak, Türk diplomatlarının AB kararından sonra Kıbrıs konusunda sözünü etmekte olduğu yeni parametrelerin neler olduğunu izah ettiğini belirtiyor ve gazetelerin yazdıklarından kesitler yayımlıyor.” (Birlik, 21.1.1998)
***
“Yunan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Bayan Aleka Papariga, düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:
“Ege’nin bölünmesi ve Kıbrıs’ın taksimi’nin resmileştirilmesi konularında şu anda eksik olan bir imzadır. Yunan ve Türk Hükümetleri iç siyasi tüketim nedeniyle olduğu kadar prestij nedeniyle de buna karşı çıkmaktadırlar.” (Kıbrıs, 20.2.1998)
***
“Simerini gazetesine göre, Yunanistan’ın eski Başbakanlarından Konstantinos Mitsodakis, Yeni Elen  Televizyonu (NET) ile yaptığı bir söyleşide, TC Başbakanı Mesut Yılmaz’ın bir konuşmalarında kendisine Türkiye’nin Kıbrıs konusunda tek çözüm yolunun taksim olduğu sonucuna vardığını söylediğini iddia etti. Mitsodakis, bu sözler üzerine öfkelendiğini ve Yılmaz’a “Türkiye’nin görüşü bu ise, sınırları düzenleyelim, çünkü silah zoruyla aldığınız bütün toprakları elinizde tutamazsınız. Ayrılalım ve Elen Tarafı AB’ye girsin” dediğini, ancak bunun bile Yılmaz’ı etkilemediğini de öne sürdü.” (Kıbrıs, 5.2.1998)
***
“Ünlü İngiliz dergisi “Economist” İngiliz Dışişleri Bakanlığı ve İngiltere’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Sir David Hannay’ın Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili düşüncelerinin Ada’da iki ayrı yönetim oluşturulmasını öngördüğünü iddia etti... Bu plan uyarınca Ada, iki ayrı yönetim, özel bir parlamento, iki özerk bölgeye ayrılacak. Zayıf bir merkezi hükümet dış politika, gümrükler, posta hizmetleri ve ortak para konularıyla ilgilenecek. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere düzenlemenin garantörlüğünü üstlenecek ve herhangi bir tarafın yeni anayasayı ihlal etmesi durumunda gerekirse asker gönderebilecek. Barış Gücü kalacak ve Türk Kuvvetleri 30 binden 5 bine indirilecek.” (Kıbrıs, 24.2.1998)
***
“BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs eski Özel Temsilcisi Hugo J. Gobbi, “Kıbrıs’ta çözüm taksim olabilir” dedi ve Rumlara “Lütfen uyanın ve işi oluruna bırakın” uyarısını yaptı. Gobbi, bu yöndeki görüşünü, Rum kesiminde İngilizce olarak yayımlanan Cyprus Mail’in “Editör’e Mektuplar” köşesine önceki gün gönderdiği yazıda dile getirdi.” (Ortam, 27.2.1998)
***
“Amerikan Merkezi tarafından adaya davet edilen ve Intercollege’de yapılan bir toplantıda konuşan ABD Barış Enstitüsü Program görevlilerinden Timothy Sisk, Kıbrıs sorununun birincil olarak bir iç çatışma olduğunu söyledi. Sisk’in, dinleyiciler tarafından, Kıbrıs’ın bir iç sorundan çok, bir dış sorun olduğunu kabul etmesi için kendisine yapılan uyarılara rağmen, görüşlerinde ısrar ettiği kaydedildi. Barış Enstitüsünün, Amerikan Kongresi tarafından finanse edilen ve uluslararası uyuşmazlıklarla ilgilenen bir kuruluş olması, dinleyicilerin daha da şaşkınlığına yol açtı.
Oysa aynı ay içinde Kıbrıs’ı ziyaret eden ABD Kongre üyesi Donald Payne, yaptığı bir konuşmada Kıbrıs sorununu bir dış saldırı olarak nitelemiş ve ABD’nin harekete geçme zamanının geldiğini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığının nezaketiyle Kıbrıs’a getirtilen Amerikan profesörlerinin düzenledikleri “Uyuşmazlıkların Çözümü” seminerlerinde, Kıbrıslı Rum ve Türk katılımcılara, Kıbrıs sorununun temelde bir iç sorun olduğu telkini yapılmakta ve Türk istilası, işgali, zorla uygulanan taksim ve onu izleyen etnik temizlik gözardı edilmektedir. Kongre Uluslararası İlişkiler Komitesi ile İnsan Hakları Komitesi’nin üyesi olan Payne ise, bu ayın başlarında adaya getirilip, uyuşmazlıkların çözümü konusunda nasihatlar veren Amerikalı akademisyenlerden biri olan Sisk’in gerekçelerini tamamiyle ortadan kaldırmış bulunuyor.” (Cyprus Weekly, 27.2.1998) 
***
“Haravgi “Avrupai Taksim Tehlikesi” başlığı altında manşetten verdiği haberinde, Yunan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga’nın önceki gün Yunan Meclisi’nmde yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın Avrupa tipi taksim (Euro-Partition) edileceği konusunda ciddi uyarıda bulunduğunu yazıyor...Genel Sekreter, diplomatik entrikalardan ve her gün biraz daha paçavra haline gelmekte olan uluslararası hukuka değindi. Kıbrıs’ın AB’ne bölünmüş ve sorun çözülmeden katılacağını belirten Papariga, “Kıbrıs’ın Avrupa tipi bölünmesinden söz ediyoruz” dedi.” (Yeni Düzen, 28.2.1998)
***
“ABD Dışişleri Bakanlığı Koordinatörü Thomas Miller, düzenlediği basın toplantısında kendisine yöneltilen bir soru üzerine “Kıbrıs’ta federasyon çok zor bir hedeftir” dedi.
Rum gazeteleri, Thomas Miller’in, Denktaş’a hiçbir suçlama yapmadan iki taraf arasındaki büyük uçurumdan dolayı Kıbrıs sorununun daha da zorlaştığını kabul ettiğine işaret ettiler ve ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin ilk kez federasyon konusunda kötümser konuştuğuna dikkati çektiler.” (Kıbrıs, 12.3.1998)

(Derleyen: Ertan Yüksel imzasıyla, Kıbrıs’ta Sosyalist Gerçek’te üç yazı halinde yayımlanmıştır: Sayı:29, Haziran 1998, Sayı:30, Temmuz 1998 ve Sayı:31, Ağustos 1998)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder