2 Ocak 2016 Cumartesi

BOSANQUET-ATUN RAPORUYLA İLGİLİ KISA BİR DEĞERLENDİRME


1996 yılının Temmuz ayında ülkemizi ziyaret eden Londra Üniversitesi’nden bilim adamları, ülkemizdeki sağlıksız sağlık sisteminin güzel bir fotoğrafını çıkartıp, bunu raporlarına yansıtmışlardır. Bizim burada yıllardır söylemekte olduğumuz hususlar, bu raporda bir kez daha dile getirilmektedir:
* Ülkemiz ulusal bir sağlık politikasından yoksundur. Halen uygulanmakta olan sağlık politikası, kendi içinde bile tutarlı değildir. İlgili bütün tarafların katılımı ve uzlaşması ile kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlara hitap eden bir strateji ve politika saptanmalıdır.
* Devlet hastanelerine önemli yatırım yapıldığı ve kapasite fazlalığı olduğu halde, dağılım uygun olmadığından hizmetlerde kalite sağlanamamakta ve yitirilen hasta güveni nedeniyle, artan miktarlarda insanımız ülke dışına teşhis ve tedavi için koşmaktadır.
* Sağlık Kurulu’nun bugünkü çalışma düzeni kabul edilemez. Bakanlar Kurulu’nun müdahaleleri durdurulmalıdır.
* Devlet sağlık hizmetlerinden önüne gelen parasız yararlanmakta ve kaynak israfı olmaktadır. Bunun için derhal önlem alınmalı ve genel sağlık sigortası içinde yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
* Kamu kesiminde çalışan hekimlerin, maaş düzeyleri nisbi olarak yüksek olup, çalışma saatleri kısadır. Çoğu kamu hekimi öğleye kadar çalışmakta ve daha sonra ek gelir için özel kliniklerine koşmaktadır.
* Halk sağlığını geliştirme ve koruyucu hekimlik çalışmaları için teşvikler yoktur.
* Özel kesimdeki hekim ve yatırım potansiyeli kullanılmamaktadır. Kamu-özel işbirliği geliştirilmelidir.

Raporun bize göre eksik olan tek yanı, özel kesimde verilmekte olan sağlık hizmetlerini yeterince incelememiş olmasıdır. Özel kesimde çalışan hekimlerin gelir düzeylerinin kamuda çalışanlara kıyasla daha yüksek olduğu şeklindeki saptama, sadece sınırlı sayıdaki özel kesim hekimi için geçerli olup genelleştirilmemeliydi. Özel kesimde bazen aylık asgari ücretin bile altına düşen muayene gelirleri, ya da ekonomik bunalım nedeniyle belli bir istikrar göstermeyen çoğu özel kesim hekiminin mali durumuna ve hiçbir gelecek güvencesine sahip olmamasına da değinilebilirdi. İşte tam bu bağlamda, özel-kamu işbirliği ve sosyal sigortalı hastaların sadece devlet kesiminde değil, belli bir düzenleme çerçevesinde, özel kesimden de sağlık hizmeti satın almaları konusu işlenebilirdi.
Sağlık sigortası kesintilerinin emeklilik kesintilerinden ayrı değerlendirilerek, tek bir ulusal sağlık fonunda toplanması ve finansman sorunlarının çözümünde kullanılması, ancak bu şekilde halka yararlı olabilir. Eleştirilecek bir diğer yan da, ülkemizdeki yeterli sayıdaki özel uzman hekimden yararlanma yerine, aile hekimliği uzmanlığını ön plana çıkaran bir modele rağbet edilmesidir. Bilindiği gibi aynı yaklaşım, bizdekine benzer bir yapı arzeden Kıbrıs Rum kesiminde, Ulusal Sağlık Programı’nın uygulanmasında sorunlar yaratmış ve özel kesim hekimlerinin tepkisine yol açmıştır.
Kıbrıslı Türk hekimler olarak yıllardır yaptığımız yapıcı eleştiriler ve öneriler, bu raporda bir kez daha vurgulanmaktadır: Ülkemizdeki sağlık hizmetleri, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere yeniden yapılandırılmalı, özel ile kamu kesimi arasındaki dengeler kurulmalı, genel sağlık sigortasına giden yolda önemli zihniyet değişikliğine gidilerek, bilimsel planlama öne çıkarılmalıdır. Günü birlik çıkarcı politikalara son verilmez ve 21. Yüzyıl’ın gerektirdiği Sağlık Bakımı için harekete geçilmezse, bunalımlardan kurtuluş olası görülmemektedir.



KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE  SAĞLlK ALANINDA REFORM
21.7.96 ile 31.7.96 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs’a yapılmış ziyarete ilişkin rapor

Prof Nick Bosanquet (Londra Üniversitesi, İmperial Koleji Birincil Bakım Fakültesi, Sağlık Politikası Birimi) ve Dr. Rifat Atun (Londra Üniversitesi, İmperial Koleji Birincil Bakım Fakültesi Sağlık Yönetimi Programı Başkanı)

(İngilizceden Türkçeye Çeviren: Dr. Ahmet Cavit)

ÖZET

Giriş:
Amacımız, Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetlerinin karşı karşıya olduğu iyileştirme görevlerinin bağımsız bir değerlendirmesini yapmaktır. Dünyadaki diğer sağlık hizmetlerinde olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs sağlık hizmetleri de, daha yüksek kalitede sağlık hizmeti için var olan beklentileri yeni mali sıkıntılar çerçevesinde karşılaması için, yeni zorluklarla yüzyüzedir. Sağlık bakımında yeni modeller geliştirmek için fazla potansiyel bulunmasına rağmen, mali sıkıntılar yatırım için var olan fonları da sınırlamaktadır.
            Ziyaret programımız, Sağlık Bakanlığı personeli tara­fından çok etkin bir şekilde örgütlenmiştir. Ziyareti­mizden büyük keyif almamıza yol açan yardım ve iş­birlikleri için, Sayın H. Celal’e, Bakanlık’taki bütün özel danışmanlarına ve personeline teşekkür etmek isteriz.
Bakanlıkla olan tartışmalarımıza ek olarak, Lefkoşa ve Gazimağusa’daki hastane ve poliklinikleri de ziyaret edebildik. Ayrıca Gazimağusa’da özel bir sağlık merkezini ve özel eczacıların ilaç kooperatifi’ni ziyaret ettik. Projemize büyük ilgi duyup destek veren Başkan Denktaş ve Başbakan H. Atun tarafından kabul edilmek de bizi özellikle onurlandırdı.

ESAS DURUM
Geçtiğimiz on yıl içinde Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetlerinin elde ettiği kazanımlardan fazlasıyla onur duyulabilir. Nüfus sağlığı gös­tergeleri, bölgedeki diğer herhangi bir ülkeyle rahatlıkla kıyaslana­bilir ve gerçekten de sağlık standardı, çocuk ve yetişkin sağlığı, Güney ve Orta Avrupa’nın daha gelişmiş bölgeleri ile kıyaslanabilir görünmektedir. (WHO Eu­ropean Health Database, 1995, Ministry of Health Statistics, KKTC, 1995) Bu kazanımlar, Bakanlık tarafından uygulanmakta olan bulaşıcı hastalıklardan korunma ve sağlık bakımından yararlanma politikalarına çok iyi yansımıştır.
Kuzey Kıbrıs’taki hizmetlerin çoğu, 1997’den bu yana geliştirilmiş olup, o sıralar sağlık bakımı konusunda geçerli olan düşünce şeklini yansıtmaktadır. Yatılı hasta bakımı yanında, her yerel bölgede bütün dallarda sağlık hizmeti oluşturma düşüncesi egemendi.
Kuzey Kıbrıs’ta hastane hareketliliği fazla olup, hastane kesimine önemli yatırım yapılmıştır. Ama şimdi çağdaşlaşma ve kaliteyi iyileştirme anlamında sorunlarla karşı karşıya bulunulmaktadır. Sağlıktaki yeniliklerin artan hızı, ayrıca kendi kendine yeterlilikte yeni tercihlerin yapılması sorununu gündeme getirmektedir. Bütün yerel bölgelere etkin hizmet sağlanması artık mümkün olmayabilir. Lefkoşa’daki böbrek diyaliz biriminde olduğu gibi, yeni hizmetlere yapılan yatırımın bazılarından etkilendik. Ama Kuzey Kıbrıs kalitedeki yeni beklentileri karşılayabilecekse, daha fazlasını yapması gerekir.
            Özel yatırım ve özel sağlık hizmetlerinin önemli rolünü de vurgulamak istiyoruz. Özel kesimin potansiyeli kullanılmamıştır. Hem özel, hem de kamu kesiminde önemli ölçüde fazladan hizmet ve teknoloji yatırımı (duplifikasyonu) vardır. Gazimağusa’daki yeni Tıp Merkezi’ndeki kaliteden ektilendik.
Sağlık sisteminden yararlanma açısından, özel eczacıların rolünün önemini de ayrıca vurgulamalıyız. Özel kesimin artan rolü ve gelecekte daha da büyük bir rol oynama potansiyeli, gelecek için stratejiler geliştirirken hesaba katılması gereken diğer yeni faktörlerdir.

HALEN VAR OLAN SORUNLAR
Bakanlık düzeyindeki stratejik konular
İleriye doğru hareket edip sağlık bakımının kalitesini geliştirirken, Kuzey Kıbrıs önemli sorunlarla yüzyüze bulunmaktadır. Özel olarak şunu vurgulamak isteriz ki, tutarlı bir sağlık politikası yoktur ve birincil sağlık bakımının rolü açıkça tanımlanmamıştır.
Kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlara hitap eden bir ulusal sağlık politikasının bulunması bir öncelik olmalıdır ve bu politika, anahtar menfaat sahiplerinin, yani hükümet, kamu ve özel kesimdeki hekimler, hemşireler ve sistemde çalışan diğer tıp mesleklerine mensup kişiler ve hastaları temsil eden bir kuruluşun katılımı ile sağlanacak bir uzlaşma sonucu geliştirilmelidir.
Belirgin bir mali mekanizmanın olmaması, sistemin daha da gelişmesinin önünde bir engeldir. Zorunlu bir sağlık sigortası vergisinin getirilmesi ve sağlık bakımı amaçlı bütün fonların tek bir ulusal sağlık fonu’nda birikmesi ve bunun ya Sağlık Bakanlığı, ya da Bakanlık adına hereket eden bir kurul tarafından yönetilmesi arzu edilmektedir. Sosyal güvenlik fonuna sağlık için kesilen katkılar, emeklilik bileşeninden ayrılmalı ve sağlık bileşeni tek bir ulusal sağlık fonunda konsolide edilmelidir. Hükümet, kamu görevlilerine ek vergi yükü getirilmemesi ve sağlık fonuna yapılan katkıların halen yürürlükte olan vergi tabanından sağlanması için dikkatli olmalıdır.
Sağlık sigortası katkı payları bütün yurttaşlar ve sistemi kullanabilecek olan ve özellikle üniversitelerdeki geniş sayıdaki öğrenciler, geçici işçiler ve yurttaş olmayan
ve vergi vermeyen diğer sakinler tarafından da verilmelidir.
Bir sağlık fonunun oluşturulması halen tartışılmaktadır. Tek bir fonun olması avantajlıdır, ama burada önemli olan, ister özel, isterse kamu kesiminde çalışmakta olsun, bütün yurttaşların sağlık fonuna katkıda bulunmasıdır. İki veya üç aydan fazla bir süre ikamet eden ve yurttaş olmayan kişiler de sağlık fonuna her yıl belli bir miktar payı ödemek zorunda olmalıdır.
Kamu sağlık hizmetlerinden yararlanan ve katkı payı ödemeyen bütün kişiler, halen ödenmekte olan listedeki sembolik miktarları değil, tıbbi bakım için piyasada geçerli olan miktarları ödemelidirler. Bu paralar, sağlık hizmeti sunan kuruluşlar için önemli bir gelir kaynağı oluşturabilir ve cihaz, eğitim.ve geliştirme yatırımları için yeniden kullanılabilir.
Maliye, bütçe ve hareket kararı alma konularında daha geniş bir çevreye yetki devrinin gerçekleştirilmesi için bakanlık düzeyinde yapısal bir değişiklik yapmak gerekmektedir. Maliye Bakanlığı’nın en küçük bir harcamayı bile denetlediği bugünkü düzenleme, gereksiz bir bürokratik düzenleme olup, desantralizasyon çabalarını engellemektedir.
Bütçe ve harekat kararı alma konularında hastanelere ve birincil bakım birimlerine daha fazla yetki verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, bu bütçeler, açıkça belirlenmiş hedef ve göstergelere ve belirli hacim ve eylem kalitesinin bulunmasına bağlı olmalıdır.
Sorumluluğun başkalarına devredilmesinden önce, bir bütün olarak sağlık sisteminin ve ayrıca her bir birimin performans göstergelerinin geliştirilmesi için sisteme toplu bir yaklaşım gerekmektedir.

Hareket tarzına ilişkin konular
Halen aile hekimliği rolü, büyük ölçüde daha önce gelen uzman rolünün bir parçası olarak ve daha çok hastane uzmanları tarafından yürütülmektedir. Bu şekilde, kaynakların etkin kullanımı zorlaşmakta ve bakımın sürekliliği azalmaktadır.
* Sağlık hizmetlerine olan hasta güveninin yitirilmekte olduğuna ilişkin işaretler vardır ve her şeyden önce, ülke dışında, Türkiye ve İngiltere’de tedavi arayanların sayısı artmaktadır. Bu da yeterince ciddiyet arzeden ivedi finansman sorunlarının varlığını göstermektedir. Ama ülke dışında tedavi görme deneyimi giderek yaygınlaştıkça, bu sorunlar daha da artacaktır. Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetleri kısır bir döngü ile karşı karşıyadır. Azalmakta olan hasta güveni, ülke dışında tedavi için daha çok para harcanmasına yol açmaktadır. Bu dış harcamalardaki artış da, Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetlerine yatırım yapmak için elde olan kaynakların azalmasına yol açmaktadır. Bu ise hasta güveninin daha da azalmasıyla sonuçlanmaktadır.
* Her ne kadar (dış tedaviler için) kişisel başvurularda Sağlık Kurulu karar veriyorsa da, gerçekte güçlü bir himaye sistemi bulunmaktadır. Ülke dışına tedaviye gönderme kararları, her zaman tıbbi indikasyonu veya ihtiyacı yansıtmamakta, ama hasta veya yardımcı olan Bakan’ın ne kadar etkili olabildiğini yansıtmaktadır. Kararlar, yurttaşlar ve hükümet bütçesinin zararına, en fazla siyasal kazanım elde etme ve oy kazanmaya göre alınmaktadır. Bakanlar Kurulu, kimlerin ülke dışına gönderilmesi konusunda da karar verebilmektedir. Bu açıkça kabul edilmez bir düzenleme olup, başka benzeri düzenlemeleri geliştiren siyasal himaye sistemini güçlendirmektedir.
* Kuzey Kıbrıs sağlık sisteminde, para karşılığını almak ve etkin yöneticilik sağlamak için icat edilmiş sistemlere ilişkin stratejik sorunlar vardır. Maaş düzeyleri nisbi olarak yüksek olup çalışma saatleri kısadır. Çocuk hastalıkları ve doğum-kadın hastalıkları gibi bazı bakım alanları vardır ki hizmetlerin çoğunu özel kesim vermektedir, ama yine de kamu kesimindeki hastanelerde bu dallara önem verilmekte, fakat yatak kapasitesi yeterince kullanılmamaktadır. Vergi ödeyenlerin artan masraflarla yüzyüze oldukları bir zamanda, onlara, sağlık hizmetlerine harcanacak paranın karşılığını bulacaklarına ilişkin güven verilmesini sağlamak da gerçekten önemlidir.
* Kamu sağlık sistemi, hastane yapıları, hastane yatakları, kaynakların yetersiz kullanımı, aşırı personel alımı gibi kapasite fazlalıkları ile özellik arzetmektedir. Ne var ki bunların dağılımı ihtiyacı yansıtmamaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta 9 tane kamu hastanesi vardır ve yatak sayıları gittikçe artmakta olup, halen 900 kadardır. Girne’deki hastanenin de devreye girmesiyle yatak sayısı daha da artacaktır.
* Kamu sağlık sisteminde çalışan doktorların çoğu, öğleye kadar çalışmakta ve ondan sonraki zamanlarını, ek gelir sağlamak için kendi özel kliniklerinde harcamaktadırlar. Bu ikili sistemde  Kamu Sağlık Bakımı Merkezlerini kullananlar işsizler, yaşlılar ve kronik hastalar olmaktadır. Özel kesimde çalışan uzman doktorlar, her başvuru için para talep edebildiklerinden onların gelir düzeyleri, Bakanlığın maaşlı çalışanları olan genel tıp doktorları ve aile hekimlerinden önemli ölçüde daha yüksektir.
* Desantralizasyon süreci sağlık hizmetlerini coğrafik olarak sağlamıştır, ama yürütme ve yönetim fonksiyonlarının uygulamadaki desantrlizasyonu sınırlı kalmıştır.
* Sağlığı geliştirme veya koruyucu çalışmalar yapılması için herhangi bir teşvik bulunmamaktadır. Ama, aslında maliyetleri ikincil bakım alanına kaydırmak ve var olan aşırı personel düzeyini haklı göstermek ve hastaları hastane kesimi içinde tutmak için, onları hastaneye havale etme gibi aksi bir teşvik bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak da, Kamu Sağlık Bakımı Merkezlerinde araştırma veya takip için teşvik veya beceri çok az olup, teşhis olanakları ve sorunları çözme kapasitesi çok düşük bir düzeye indirilmiştir.

Uzun vadeli yönelimler
Amaç, Kuzey Kıbrıs sağlık hizmetlerinin, bakımda kalite, bakımın daha fazla bütünleşmesi ve daha geniş hizmetlerden yararlanabilme konularında yüzyüze olduğu sorunları aşabilmesi için yeni bir gelişme dönemine doğru hareket etmesini güvence altına almaktır. Dünyadaki bütün sağlık hizmetleri, “21. Yüzyıl Sağlık Bakımı” diye adlandırılabilecek yeni bir bakım modeline doğru değişim ile karşı karşıyadırlar. Bu model, yaşamın kalitesine ve sosyal fonksiyonlara daha fazla önem veren bir tıbbi bakım için yeni türde amaçlar taşıyacaktır: Bu amaçlar, hastalar ve hekimler arasında yeni bir ortaklık ve hastane dışındaki bakım için yeni bir düzenleme olacaktır. Ziyaret ve tartışmalarımıza dayanarak şu uzun vadeli anahtar yönelimleri tanımlayabiliriz:
* Bakanlık, yenilenme ve çağdaşlaşmanın getirdiği görevleri ile alanının merkezine koymalıdır. Yöne­limlerini ve önceliklerini tanımlaması gerekmektedir. “21 Yüzyıla Doğru Kuzey Kıbrıs’ta Sağlık Sistemi” konulu bir belge üzerinde tartışma başlatmak ve bir dizi çalışma grubu oluşturarak, bir strateji geliştirmek burda iyi bir rol oynayabilir.
* Özel ve kamu kesimleri arasında yeni bir ortaklık geliştirilmesi gerekmektedir. Kuzey Kıbrıs, sağlık hizmetlerini geliştirmeye ilk başladığı zaman, özel kesimin rolü çok azdı. Ama bu artık böyle değildir. Bakanlık, bütün kesimlerin en iyi enerji ve kaynaklarını kullanmayı amaçlayan yeni düşünce şekilleri geliştirmek durumundadır.
* Birincil sağlık bakımının geliştirilmesine öncelik verilmelidir. Aile hekimliğini, yönetilmiş bakımın zorunlu bir bileşeni olarak görüyoruz. Kuzey Kıbrıs, birincil tıp bakımı ağını geliştirmek için çalışabilir. Kırsal bölgelerde bunun için çok belirgin bir alan vardır. Ama birincil tıp bakımı, kentsel alanlarda da önemli rol oynamalıdır.
* Gelecek için planlama, Bakanlığın satın alıcı rolüne girerek, hizmetleri geliştirme yaklaşımıyla yapılmalıdır. Bakanlık şu anda, sadece hastaneleri ayakta tutmayı sağlayan bir role sahiptir. Daha çok esnek olmalı ve hizmetleri satın alırken, verilen kalite standardları karşısında, daha değişik bir bakış açısı geliştirmelidir.
* Yerel yöneticilere daha fazla yetki verebilmek için yasal değişiklik yapılmalıdır. Bazı yerel yöneticilerin kalitesinden etkilendik, ama halen yetkileri sınırlıdır. Bir hastane yöneticisi, Bakanlık tarafından gönderilmiş formları imzalaması için bir kalem satın alacaksa, bunun için izin alması gerekmektedir. Her birim düzeyinde, yöneticinin sorumluluğunun, amaç ve performans hedefleri ile birlikte daha iyi tanımlanması gerektiğini ısrarla vurgulayacağız. İlk adım, sistem içindeki bütün birimler için kısa ve uzun vadeli performans göstergelerinin geliştirilmesi olmalıdır.
* Sağlık sisteminin finansmanı çok belirgin olmalıdır. Şu anda eşitsiz olup, para sağlayan birimin, herhangi bir hacim veya hizmetler bütününü verme sorumluluğu olmadan doğrudan finanse edilmesine olanak sağlamaktadır. Sonunda hükümet ve vergi veren yurttaşlar, genel vergi veya sosyal sigortaya katkıda bulunmayan büyük bir nüfusu subvansiye etmektedirler. Endişe verici bir eğilim de şudur ki, sağlık hizmetlerini parasız olarak kullanmak veya çok az sembolik bir miktar ödemek üzere Kuzey Kıbrıs’a gelen “sağlık turistleri” etrafında bütün bir sanayi gelişmektedir. Ülke, açıkça Kuzey Kıbrıs’ta tıbbi bakım görmeye hakkı olmayan insanları subvansiye etmek veya onlar için ödeme yapmak durumunda değildir. Bu konu en erken bir fırsatta çözümlenmelidir.

Sağlık sisteminin finansmanı ve ödemelerin akışı
ŞİMDİKİ YAPI

Doğrudan finansman
Sosyal Sigorta............................Hastaneler ve Birincil bakım poliklinikler
                                                  Vergi ve sosyal öder
Hükümet ve
Kuzey Kıbrıs Yurttaşları............Hizmetler için özel kesimi öder.....Özel Kesim

K. Kıbrıs yurttaşı olmayanlar.....Hizmetler içim özel kesimi öder
                                                Sağlık hizmetleri için para ödemez
Finanse ediyor

      Dış ülke yardımları/fonları    

Kaynak: Dr. Rifat Atun: Master Tezi: Imperial Koleji, Londra Üniversitesi.

Sağlık sisteminin finansmanı ve ödemelerin akışı
ÖNERİLEN YAPI

Kuzey Kıbrıs yurttaşları ..........Üyeler için hizmet satın alır
                                               Bazı hizmet ve ilaçlar için katkı payı öder
                                               Farazi bir sağlık vergisi öder

                        Ulusal Sağlık                         Sağlık bakımı sağlayanlar
                        Sigorta Fonu                         Hem özel, hem de kamu
                                                                    Kesimindeki hastane ve klinnikler

Yurttaş olmayıp Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanlar............Yıllık bir sağlık vergisi öder
                                                                       Bazı hizmet ve ilaçlar için katkı payı öder

Kuzey Kıbrıs’ta sürekli yaşamayıp, sağlık bakımı hakkı bulunmayanlar
     Kullanılan herhangi bir hizmet için piyasada geçerli miktarı öder

Ulusal Sağlık Sigortasının finansmanı ve satın alım yetkisinin başkalarına devredilmesi
Hizmet sağlayan kuruluşlara doğrudan finansman sağlama yerine, verdikleri hizmetlerin finanse edilmesi.

Kaynak: Dr. Rifat Atun: Master Tezi, Imperial Koleji, Londra Üniversitesi.

ATILACAK PRATİK İLK ADIMLAR
Şimdi de, bu uzun vadeli amaçlara doğru atılmak üzere bazı pratik adımları tanımlıyoruz.
1) Başka ülkelerden danışmanlık alabilme
Sözleşmedeki yeni bir yaklaşım, bu ülkeleri Kuzey Kıbrıs’taki sağlık bakımıyla bütünleştirecektir. Bu yeni yaklaşım, bir hizmet satın alıcı olarak Kuzey Kıbrıs’ın manivela gücünü ülke içindeki kaynakları geliştirmede kullanmalıdır. Anahtar ilke şöyle olmalıdır:
* Bakım gruplarına odaklaşma. Sözleşme, kalp ve diğer alanlarda teşhis ve özel etkinlik üzerine olmalıdır.
* Bütün bir vaka yükü/programı için uygun fiyat elde etmek üzere alış gücünü kullanmak.
*Ameliyat öncesi hazırlık ve taburcu edildikten sonra destek olma konularında Kuzey Kıbrıs’taki bakım olanakları ile bütünleşme.
*Hizmet eğitimi/teknolojisi/cihazları konusunda ağ/ortaklık geliştirme. Personel Londra/İstanbul’da öğrenim için bir süre kalma fırsatına sahip olmalı.
Artan oranda uzmanlaşma ve yenilenme ile Kuzey Kıbrıs, kendi kendine yetme ve dış ülkelerle ortaklık oluşturma arasında değişen bir dengeye muhtaçtır. Bu değişimin, güvenin azalması ve finansmanın azalmasıyla oluşan kısır döngüyü kırma doğrultusunda olması kaçınılmazdır.

2) Bir yenilenme fonu
Bakanlık, hem kamu, hem de özel kesimdeki küçük geliştirme projeleri için kullanılabilecek kamu katkısı ve bağışlardan meydana gelecek bir fon oluşturma ve bağışlardan meydana gelecek bir fon oluşturma yollarını aramalıdır. Örneğin özel eczacıların verdiği artan orandaki danışmanlık için yaptığı yatırımı bu şekilde karşılayabilecektir. Özel ve kamu kesimindeki yeni hizmetlerde kullanılacak cihaz/eğitim için gerekli yardımları sağlayabilecektir.
            Finansman, Londra’daki Kıbrıs Türk toplumu ve başka yerlerden aranabileceği gibi, hükümetin katkısı ve belki de, 23 yaşın altındakiler için araba sigortası çıkartırken ek bir vergi konarak, sağlanacak bir katkı şeklinde olabilir. Bu fon, kamu/özel ortaklığının elle tutulur bir ifadesi olabilir.

3) Birincil/toplum bakımının geliştirilmesi
Karpaz yarımadasında birincil sağlık bakımı için yatırım yapmak için iyi ve yakın ümitler vardır. Bu gelişmeleri hoş karşılıyoruz. Kenar bölgelerinde birinci bakım için bazı pilot projelere olan ihtiyacı da vurgulamak isteriz. Psikiyatrik hizmetlerde, toplum psikiyatrisi hemşireliğine yatırım yapılması da ivedilik arzetmektedir.

Varılan Sonuçlar
Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetlerinin, üstesinden gelmek zorunda olduğu yeni görevlerle karşı karşıya bulunduğunu görmekteyiz. Şu anda bir bunalımdan söz etmek yanlış olacaktır. Ama yeni stratejiler geliştirilmezse bunalım hayli hayli yaşanabilir. Karşı karşıya kalınan bu yeni görevlerin üstesinden gelmek için Kuzey Kıbrıs’la birlikte çalışmaya hazırız. Akdeniz ve Yakın Doğu bölgesi içinde etkin bir sağlık bakımı örneği olarak görülebilen sağlık hizmetlerinin kalitesini geliştirmekle, yeni bir Kıbrıs Türk neslinin bundan yararlanabileceğinin güvencesini de vermekteyiz.


(Hekimce dergisi, Sayı:12, Aralık 1996)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder