Lefkoşa: - (Yenidüzen- Haber Bürosu):
Federal Almanya’da yayımlanmakta olan Frankfurter Rundschau gazetesinin 17
Aralık 1984 tarihli sayısında “Amerikalılar Kıbrıs’ın Türk kesiminde pahalı ve
dev bir havaalanı yaptırıyor. Acil Müdahale Birlikleri için mi?” başlığını taşıyan
Gerd Höhler imzalı ilginç bir haber yorum çıktı. Yazının tam metin Türkçe
çevirisini aşağıda sunuyoruz:
“Geçen kış
Kıbrıslı Rumlar, Akdeniz’deki bu adanın güney batısında, Baf yakınlarındaki
yeni havaalanını açtıkları zaman, bu tür olaylarda görülen normal törenler
yapılmıştı. Devlet Başkanı Spiros Kiprianu adanın başkenti Lefkoşa’dan oraya
koşmuş, pist orada bulunan bir gurup şeref konuğu ile birlikte, alanı görmek
isteyen’ meraklılar tarafından doldurulmuştu.
Aslında
Şubat 1985’de yeni bir açılış töreni daha yapılacak, ama bu kez adanın Türkiye
tarafından işgal edilmiş kuzey kısmında. Çünkü Lefkonuk bölgesine yakın bir
yerde, yine yeni bir havaalanının yapımı bitmiş bulunuyor. Ama bu havaalanı,
açıkça bilinmeyen bir amaç için kullanıma açılacak. Bu amacın ne olacağına
ilişkin olarak adanın güneyindeki Kıbrıslı Rumlar bir yıldan beridir
tahminlerde bulunmaktadırlar. Başkent Lefkoşa’ nın 60 km kuzeyinde olan
Lefkonuk Havaalanı gerçekten Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasmdaki sivil hava
taşımacılığını yürüten Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın gelecekteki ana üssü olarak
mı düşünülmüştür? Yoksa aslında burada, çok daha farklı bir proje mi
tamamlanmış bulunuyor? Lefkonuk Amerikan Hava Kuvvetleri’nin bir üssü müdür?
1974
yazına kadar sivil taşımacılık için kullanılan Lefkoşa Havaalanı, o zamandan bu
yana kapalıdır. Kıbrıslı Rumlar “Cyprus Airways” ile güneydoğudaki Larnaka’
yı, Kıbrıslı Türkler de şimdi Türk işgali altındaki Kuzey’de bulunan Ercan
Havaalanı’nı kullanmaya başladılar. Kuzeyde söylendiğine göre, şimdi Ercan,
artan hava ulaşımı için yeterli olmamaktadır ve kötü teknik durumu yüzünden,
Lefkonuk’taki yeni yapılan alan bir zorunluluk haline gelmiştir.
Durumun bu şekilde değerlendirilmesi
Kıbrıslı Rumlar arasında daima büyük şüphelere yol açmıştır. Çünkü son aylarda
yapımı sona ermekte olan Lefkonuk yakınındaki havaalanının büyüklüğü, Kıbrıslı
Türklerin ihtiyaçları için birkaç ölçü fazla gelmektedir. Kıbrıs Türk
Havayolları, Kuzey Kıbrıs ile Anadolu arasında haftada ancak 8 uçuş yapmakta,
diğer havayolu şirketleri ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından
yasadışı olarak nitelendirilen Kuzey’deki “devlet” üzerinden hiç uçmamaktadırlar.
Aynı şekilde
ilginç olan, yeni Havaalanının kaç paraya malolduğuna göz atıldığı takdirde,
projenin devasa boyutlara sahip olduğudur. Kıbrıslı Rum uzmanların tahminlerine
göre havaalanı için şimdiye kadar en az l.7 milyar Mark harcanmıştır. Bu miktar
ise Kıbrıs Türk “Cumhuriyet”inin toplam
yıllık bütçesinin 7 katı ve Kıbrıs Türklerinin 1984 yılında ihraç ettikleri mal
tutarının 11 katından fazladır.
Bu durumda ‘‘Cumhurhurbaşkanı”
Denktaş’ın havaalanını kendi kaynaklarından asla ve hiçbir zaman finanse
edemiyeceği ortaya çıkar. Para acaba Türkiye’den mi gelmiştir? Türkiye devlet
bütçesinden 1983 ve 1984 yıllarında, Kıbrıslı Türklere toplam 1.3 milyar Mark
tutarında yardım yapılmıştır. Yaklaşık 250 milyon Mark da her yıl Kıbrıs’ta
yerleşmiş bulunan askeri işgal kuvvetlerine gitmektedir.
Türkiye’nin
sefil hazine durumu göz önüne alınacak olursa, Ankara’ nın ek olarak bütçe dışından
1.7 milyar daha Kıbrıs’ta Havaalanı yapımı için para göndermiş olması olasılığı
çok, ama çok azdır. Ayrıca Ankara’nın hangi stratejik çıkarı düşünerek, Kuzey
Kıbrıs’ta yeni bir hava üssü kurmak isteyeceği de bilinmemektedir. Son olarak
şunu belirtmek gerekir i, Güney Anadolu sahillerindeki askeri havaalanlarının
adadan uzaklığı, yarım saatlik bir uçuş süresine eşittir.
Lefkonuk
yakınlarında yapılan askeri bir havaalanı olduğu, hiç bir şüpheye yer
bırakmayacak kadar açıktır. Lefkonuk’u çevreleyen geniş dairesel bir hava
sahası, daha inşaat işleri başlar başlamaz, Kıbrıslı Türkler tarafından askeri
bölge olarak ilan edilmiştir ve uluslararası hava haritalarında buna ntekabül
eden “D7 kısaltması ile nitelendirilmektedir.
Yeni
havaalanının yer çevresi de aynı şekilde Türk askerleri tarafından yasak bölge
ilan edilmiştir. Havaalanını görenler, oranın sivil havaalanlarında
kullanılmayan cinsten, karmaşık elektronik cihazlarla donatılmış olduğunu
söylemektedirler. Kuzey Kıbrıs “parlamentosu”ndaki muhalefet liderlerinden ve “CTP”nin
Başkanı olan Özker Özgür, Mayıs 1984’de Lefkonuk’un “Anadolu’daki NATO
üslerinin planına göre yapıldığını” açıklamıştır. Rauf Denktaş görevi icabı
bunu yalanlamış, ayrıca Washington’daki Dışİşleri Bakanı da proje ile hiçbir
ilgilerinin bulunmadığını belirterek, üzüntülerini dile getirmişlerdir.
Bu tür yalanlamalar hayrete yol açmıyor. Çünkü
resmi Amerikan değerlendirmesine göre, Türk işgali altındaki Kıbrısın kuzeyi
hâlâ daha bağlantısız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devlet toprağının bir parçasıdır.
Bu durumdaki askeri bir üssün yapımı için Amerikalıların en azından, devletler
hukukuna göre, tek yasal hükümet olan Lefkoşa’daki hükümetle görüşmüş olmaları
gerekiyor.
Öte yandan işgal
altındaki kuzeyde, Amerikan askerlerinin başka bir yerde de bulunduğuna kesin
gözle bakıldığı gibi, Amerikalı uzmanların havaalanı yapımında görev aldıkları
da Kıbrıs’ın kuzeyinde herkes tarafından bilinen bir sırdır.
Lefkoşa’nın batısında
bulunan Yerolakko bölgesinde bir Amerikan dinleme istasyonu vardır. Bu dinleme
istasyonu, 1974’deki Türk işgali ardından önce kapatılmış, ama daha sonra
açılarak çalışmalarını sürdürmüştür.”
“Kıbrıs’ta bir hava üssü, Amerikan ordusunun stratejik
senaryosuna çok iyi uymaktadır. 4 yıl önce imzalanan Kıbrıs Anayasasının
uygulanamaz olduğunun kanıtlandığı ve adanın taksim edilmesinin planlandığı en
geç 1964 yılından beridir, Amerikalılar Kıbrıs sorunu için, tarih kitaplarına “Acheson
Planı” adıyla geçmiş olan bir çözümü teşvik etmektedirler.
ABD eski Dışişleri Bakanlarından Dean Acheson,
1964 yılındaki Kıbrıs bunalımı esnasında arabulucu rolünü üstlenmiş ve iki
NATO üyesi ülke olan Yunanistan ve Türkiye’ye, ikiye “bölünmüş Kıbrıs’ın birer
yarısının verilebileceği görüşünü geliştirmişti. Bu “böl ve yönet” hilesi ile
Devlet Başkanı Makarios’un uzun zamandır Washington tarafından “Akdeniz’in Castro’su
olarak nitelendirildiği, “batmayan uçak gemisi Kıbrıs”, batı ittifakı içinde tutulabilecekti.
Acheson Planı, Kıbrıslı Rumların enerjik
direnişi sonunda o zamanlar suya düşmüştü. Aradan geçen süre içinde, Kıbrıs’ın
taksimi, 1974 yazındaki Türk istilası ile gerçekleştirilmiş oldu.
Amerikalıların Kasım 1983’de Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu “Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’ni diplomatik olarak tanımamış olmalarına ve Türk işgal birliklerinin
adadan geri çekilmesini açıkça talep etmelerine rağmen, Kıbrıs’ın bu bölünmüşlüğü,
Pentagon’daki strateji uzmanları için çok yeni, ama aslında eski olan olanakları
yeniden yarattı..
Yakındoğu’daki bir bunalım durumunda kullanılması
tasarlanan “Rapid Deployment Force’ (Acil Müdahale Gücü) için güvenilir bir üs
bulma, şu anda Akdeniz’de ABD ordusunun acil sorunları arasında bulunmaktadır.
Amerikalılar NATO alanı dışında böylesi askeri
harekâtlarda, kendilerini müttefiklerin lojistik desteğine dayayamayacaklarını
biliyorlar. Ne Yunanistan, ne de Türkiye, Arap ülkeleri ile olan ilişkileri göz
önünde bulundurulursa, kendi hava üslerini bu tür komando eylemlerinin emrine
veremez.
Kıbrıs’ın güneyinde 2 tane askeri hava üssüne sahip
olan İngilizler de buna istekli değildirler. Sadece Lübnan’da askerlerin
geri çekilmesi döneminde Amerikalıların kendi üslerini kullanmalarına izin
vermişlerdir ve bu da ancak Lefkoşa’daki hükümetin iznini aldıktan sonra
gerçekleşebilmiştir. Aynı şey, İngiliz üsleri olan Ağrotur ve Dikelya’dan
kalkan Amerikan U-2 casusluk uçakları için de söz konusudur ve ancak Kıbrıs
hükümetinin göz yumması ile yapılabilmektedir.
Amerikalıların Denktaş’a bu tür hizmetler için
külliyetli miktarda bir tazminat parası verecek olduktan sonra, onunla bu tür
sorunları herhalde olmayacaktır. Böylesi bir tazminat bedeli veya sadece bunun
ilk taksidi 550 milyon dolar tutabilir ki, bu da havaalanının yapımı için harcanan
paraya eşdeğerdir.
Lefkonuk yakınındaki havaalanı için paraların
gerçekten ABD’den mi kaynaklandığı, Washington’daki hükümetin bu cüzi miktardaki
parayı bütçedeki hangi başlık altında gösterdiği ve Lefkonuk’un gerçekten ABD
hava kuvvetlerine ait askeri bir üs mü olduğu soruları, halen yanıt
beklemektedir. Ama eldeki bütün veriler bu çok dikkatlice perdelenmiş projeyle,
hayali bir şato ile deği1 yanlışlıkla pek fazla büyük yapılmış bir sivil
havaalanıyla karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir.”
(Yeni Düzen gazetesi, 4 ve 5 Şubat 1985- Ahmet An’ın bulduğu bu makale,
yine kendisi tarafından Almancadan Türkçeye çevrilerek, gazetede imzasız olarak
yayımlatılmıştır. CTP Lefkoşa İlçe Kongresi’nde de okunan bu metin, parti
içinde bazı sorunlara yol açmıştı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder