26 Aralık 2015 Cumartesi

KIBRIS RUM KESİMİNDE GENEL SAĞLIK SİGORTASI’NA GEÇİŞ PROJESİ NASIL HAZIRLANDI?


Hekimce dergisinin 1. sayısında yer alan “Genel Sağlık Sigortası ve sosyal sigortalı hastaların özel hekimlerden de yararlanmaları sorunu” başlıklı yazımızda, Kıbrıs’ın Rum kesiminde Genel Sağlık Sigortası’na geçiş için hazırlanan projeden söz etmiş ve bazı bilgiler aktarmıştık. Bu yazımızda da konuyla ilgili olarak yapılan öteki değerlendirmelerden söz ederek, Kıbrıs Türk kesiminde yapılması gerekenlere dolaylı olarak ışık tutumaya çalışacağız.
Rum Sağlık Bakanlığı üst düzey görevlilerinden ve Genel Sağlık Sigortası projesinin başkanı olan Dr. Andreas Polinikis’in verdiği bilgilere göre, beşikten mezara genel sağlık sigortası sağlayacak olan yeni sistem, ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’da uygulanmakta olan sistemlerin en iyi yanlarından yararlanılarak ve başka ülkelerdeki yanlış uygulamalardan dersler çıkartarak oluşturulmuştur. Projeye katkıda bulunan uzmanlar arasında Hilary Clinton’un sağlık reform planının baş mali uzmanlığını yapmış olan Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi Profesörü William Hsiao da yer almış ve yeni sistemin maliyet hesabını çıkarmıştır. İngiltere’deki York Üniversitesi’nin Sağlık Ekonomisi merkezinden Prof. Alan Maynard ile tıbbi istatistikçi Dr. Trevor Sheldon, Kanada’daki McMaster Üniversitesi’nden Stephan Birch, Stockholm İktisat Fakültesi’nden Bengt Johnsson, İsrail Sağlık Bakanlığı’ndan iki üst düzey yetkili yanında, Kıbrıs Rum Sağlık, Çalışma, Maliye Bakanlıkları ve Planlama Dairesi Teknokratları bu projenin Danışma Komitesinde yer almıştır. (Cyprus Weekly, 28 Ocak 1994)
Uzmanlar tarafından hazırlanmış olan Genel Sağlık Sigortası projesi 15-16 Ocak 1994 tarihlerinde Kıbrıs’ın Rum kesimindeki Baf kentinde yapılan “21. yüzyıl için Sağlık Hizmetlerinde Reform” konulu bir konferansta ele alındı. Halen etkin bir hizmet veremeyen adadaki sağlık hizmetleri sisteminin yerini almak üzere hazırlanan bu yeni sistem, konferansa katılan yüksek dereceli hükümet yetkilileri, parlamenterler, işverenler ve işçi sendikalarının temsilcileri, Kıbrıs Tıp Derneği ve projeyi hayırlamış olan uzmanlar tarafından tartışıldı.
 Konferansa sunulan bildirilerde, makul bir maliyet karşılığında iyi bir sağlık hizmeti sunulması isteniyorsa, Kıbrıs’ta halen yürürlükte olan sağlık sisteminin derhal değiştirilmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varıldı.
Yürürlükteki sistemi yeniden yapılandırmak için görevlendirilmiş olan uzmanların görüşüne göre, var olan sorunlar çok iyi bilinmekte olup, uluslararası kabul görmüş sağlam ilkeler temelinde bütünleştirici bir sağlık sistemi reformu yapılırsa, 21. yüzyıl için etkin ve eşitlikçi bir sistem ortaya konabilir.
Uzmanların hazırladıkları raporlara göre, halen Kıbrıs’ın Rum kesiminde tartışılmakta olan temel konular şu şekilde özetlenebilir:
MALİYET: Kıbrıs’ın Rum kesiminde 1992 yılında sağlık için 151 milyon KL harcanmıştır. Harcamalar her yıl artmakta olup, bu artış ulusal gelirin artış hızından %2 daha fazladır. Bir başka hesaplamaya göre, 1992 yılı için toplam yerel sağlık harcaması 138.9 milyon KL olarak tahmin edilmekte ve bunun 83.1 milyon KL tutan miktarının özel kesimde, 55.8 milyon KL’lik bölümünün de kamu kesiminde harcandığı belirtilmektedir. (1992 Yılına ait Sağlık İstatistikleri, Cyprus Weekly, 7 Ocak 1994)
Sağlık için harcanan yıllık para miktarı bazı nedenlerle nisbi olarak düşük kalmıştır. Bu nedenler şöyle sıralanabilir: Kamu kesimindeki sağlık hizmetleri bedava verilmektedir ve bu durum özel kesimdeki fiyatları baskı altında tutmaktadır. Özel kesimde çalışan hekimler, bakması gerektiği kadar hastaya bakamamaktadırlar. Bu arada çok kazanan özel hekimler arasında bazıları vergi kaçırmaktadır ve yüksek teknoloji kullanan hekim sayısı nisbi olarak azdır. Ama gelecekte maliyetlerin artması beklenmektedir. Çünkü ada nüfusu giderek yaşlanmaktadır, yeni teknolojiler sunulmaktadır ve uzmanların deyimiyle “doktor sayısında enflasyon” yaşanmaktadır. Uzmanlar halihazırdaki hekim sayısının fazla olduğunu ve daha da artmakta olduğunu belirtmişlerdir. Doktorlar, sağlık hizmeti talebini artırmaktadır. Doktorların daha fazla harcama yapabilme yeteneği, ki bu gelirleri ile işe aldıkları kişiler için harcadıkları paradır, halkın ödeme isteğinin az olması yüzünden zorlanmaktadır.
ETKİNLİK: Diğer ülkelerdeki sağlık hizmetlerinde olduğu gibi, Kıbrıs’ta da sağlık hizmetlerinin verilmesi etkin bir şekilde olamamaktadır. Bunun nedenleri arasında şunlar sayılabilir: Hizmetlerin duplikasyonu söz konusudur. Kamu kesiminde ve özel kesimde kapasite fazlalığı vardır. Genel olarak ameliyat için bekleme sürelerinin uzun olması ve düşük kalite ile hissedilen devlet hastanelerinin yönetimlerindeki zayıflık söz konusudur. Kendi ölçülerine göre ekonomik bir şekilde çalışamayan çok sayıda özel klinik vardır. Kapsamlı 1. basamak hekimliği sisteminin olmaması yüzünden, gereksiz yere daha çok pahalı olan 2. basamak uzman hekimliği faaliyetlerinde yoğunlaşma olmaktadır. Bazı alanlarda aşırı, bazı alanlarda da yetersiz tedavilere yol açan klinik uygulamalarda, farklılıklar olmakta ve üzerinde anlaşmaya varılmış tedavi uygulama standartları bulunmamaktadır.
Projeye göre, genel sağlık sigortasına geçişin ilk aşamasında 1. basamak hekimlik faaliyetleri, üç aylık bir geçiş dönemi içinde özel kesimde çalışan hekimlere verilecektir. Yani teşhis ve cerrahi dışındaki tedavilerin ücreti, genel sağlık sigortası tarafından ödenecektir. Bunun için gerekli olan siyasal karar henüz siyasiler tarafından verilmemiştir.
Yeni sisteme göre, 1. basamakta bir (doktoruh tedavi edeceği hasta sayısı sınırlı olacaktır (ortalama 1.800 hasta) Çünkü doktor sayısı fazladır. Bazı doktorlar boş oturup, az para kazanırken, bazıları da çok hasta gördüklerinden çok para kazanmaktadırlar. Çok kazancı olan hekimlerin bu yeni sistemi kolayca kabul edemeyecekleri açıktır. Fakir hastalar da, devlet hastanesinde kuyrukta beklemek yerine, özel hekimde 1. basamak hekimlik hizmeti görecektir.
EŞİTSİZLİK: Belli gelir düzeyinin altında olan fakir hastalar için verilmekte olan bedava tıbbi hizmet belgeleri, halen çok kolay elde edilmekte ve devlet hastanelerinde tedavi için beklemekte olan hastalar kuyruklar oluşturmaktadır. Ödeme gücü olanlar, özel kesimi tercih etmektedir, ama bu kesimde de hizmetin kalitesi her yerde aynı değildir. Etkinliği olan kişiler, tercihli tedaviye tabi tutularak, erken hizmet alabilmektedirler. Resmi bir soruşturma halinde, halen hastanelerden bedava yararlananların %80’inin bu haktan mahrum bırakılabileceği belirtilmiştir. Bedava sağlık hizmeti görme hakkına gerçekten sahip olanların %50’si ise özel kesime gitmeyi tercih etmektedir. Bu eşitsiz durumda, yepyeni Mercedes arabasıyla devlet hastanesine gelip bedava hizmet görenlerin yanında, gerçekten buna hakkı olanlar ya kuyruklarda beklemekte, ya da özel kesime gitmek zorunda kalmaktadır.
 Muhtarlar, fakirlik belgesini çoğu kez emeklilere verdiklerini öne sürerken, Kıbrıs Rum Tabibleri Derneği bu belgelerin isteyen herkese verildiğini açıklamıştır. Böylece istismar edilen sistemden devlet önemli gelir kaybına uğramaktadır. Turistlerin bile acil servislerde parasız tedavi gördükleri kaydedilmektedir. Tanıdıkları aracılığıyla ve sosyal durumları nedeniyle işlerini beklemeden yaptıranlar yanında, kuyruklardaki hastalar haksızlığa uğramaktadırlar.
Bedava verilen ilaçlar da suistimal edilmektedir. Bir tek hastanın 1.500 KL’dan fazla ilaç aldığı saptanmıştır. Devlet hastanesinde tek kişilik odanın günlüğü 30 KL, iki kişilik oda 25 KL, daha çok kişilik odalar ise 18 KL olarak Şubat 1992’den beri saptanmış, tedavi parası ise ayrı olarak ödenmektedir. (Cyprus Mail, 21 Mart 1993)
Yasaya göre yıllık geliri 2.750 KL altında olan bekârlar ve 4.500 KL altında geliri olan evli kişiler parasız muayene ve tedaviden yararlanabilmektedir. Yıllık geliri 7.000 KL’nin altında oılanlar ise, tedavinin %50’sini ödemekle yükümlüdür. Acil Servis’teki muayenelerde 1 KL alınması şeklindeki öneri, Temsilciler Meclisi’nde 50 sent’e indirilmiştir. (Cyprus Mail, 21 Ağustos 1992)
Uzmanlar, hastaların ödeme güçlerinin araştırılması konusunda etkin bir uygulamaya gidilmesinin bir çözüm olmadığım, çünkü nüfusun sadece bir kesimine kamu sağlık hizmeti vermenin çağdışı bir sistem olduğunu belirtmişlerdir. Bu şekilde hem sağlık hizmeti veren sistem içinde parçalanma ve gerginliklere yol açılmakta, hem de sistem bir bütün olarak zarar görmektedir.
ZORLUKLAR: Uzmanlara göre, Kıbrıs Rum kesimindeki sağlık hizmetleri sisteminin birçok eksiklikleri vardır. Pahalı olan hastane hizmetlerine ulaşmayı kısıtlayan, “kale bekçisi” görevi yapan, etkin bir 1. basamak hekimliği sistemi yoktur.
Yeni tıp teknolojiler, etkinlikleri kanıtlanmadan benimsenip kullanılmaktadır. Teşhisler ve eczane hizmetleri etkin olmayan bir şekilde sunulmaktadır. Özel kesimde görülen gelir artırmaya yönelik tutum, maliyet etkinliğine bakılmadan sürdürülürken, benzeri şekilde kamu kesiminde de uygulanmaktadır. Bazan da bu tutum, hastalar ve vergi mükelleflerinin yararı için değil, sırf cihazı sağlayanların yararı için kullanılmaktadır.
Reform için kapsamlı bir yaklaşım gerekmektedir. Aksi halde maliyet enflasyonu ve etkin olmama kurumlaşacaktır. Reformun ne getirip, ne götüreceğini üstlenmek için dinamik bir siyasal liderlik gerekmektedir. Uzmanlara göre, yeni modelin uygulanmasıyla, tıp mensupları ve tıbbi malzeme sağlayanlar arasındaki bazı kesimler kayba uğrayacak ve karşı çıkacaklardır. Bir de yeni sistemi geliştirmek için bazı acil harcamalar yapılacak, ama bunun karşılığının alınması için 5 ile 10 yıl gerekecektir.

GENEL SAĞLIK SİGORTASI NASIL ÇALIŞACAK?
Uzmanlar tarafından hazırlanan 10 sayfalık raporda, genel sağlık sigortasının devlet, işveren ve çalışanların katkılarıyla finanse edileceği ve gelir düzeyine bakılmaksızın bütün nüfusu kapsayacağı belirtilmektedir. Katkılar, kişinin gelir düzeyiyle orantılı olacak ve temel esas, hastaların kendi doktor ve hastanesini seçme hakkına sahip olmasıdır. Sistem maliyetlerin denetimine göre ve yüksek nitelikli tıbbi hizmetin güvence altına alınmasıyla ilerleyecektir.
Genel sağlık sigortası, bağımsız bir yönetim tarafından yürütülecektir. Hastalar, özel kesimden bir “aile doktoru” seçebilecek ve bu doktor kendisine kayıtlı olan hastaların dosya sayısına göre ödenecektir. Her aile doktorunun en az 1,000 tane kayıtlı hastası olmalıdır ve bu sayı 3,000’i aşamaz. Aile doktorları “kaleci” görevi yapacak ve hastaları gerekli gördüğü takdirde bir uzman hekime veya devlet hastanesine havale edecektir.
2. basamak hekimliği tedavisi için özel veya kamu tercihi hastaya ait olacaktır. 3. basamak hekimliği, örneğin kalp cerrahisi, devlette kalacaktır. Çünkü bunun için gelişmiş teknoloji sadece devlette vardır.
Yeni sisteme göre, devlet hastaneleri, özel kesim hastaneleriyle eşit temelde yarışacaktır. Maliyetler, genel sağlık sigortası tarafından hastalar adına ödeneceğinden, devlet hastaneleri de kendi kendilerini finanse etmek zorunda kalacaklardır. Bunun için de önkoşul, devlet hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’ndan mali ve yönetim açısından bağımsız olması zorunluluğudur. Yeni teknolojinin getirilmesi, özel ruhsatlarla sıkı bir şekilde denetlenecektir. İlaç sistemi sınırlandırılacaktır. Yararlı olduğu kanıtlanmamış tedaviler, sistem tarafından ödenmeyecektir.
Laboratuvar hizmetleri ve ilaçlar, teklif usulüne göre büyük miktarlarda “satın alınacaktır”. Verilen sağlık hizmetlerinde belli bir düzey aranacak, bu düzeyi tutturamayanların hizmet sunmasına izin verilmeyecektir.
Uzman raporuna göre, yeni sağlık sigortası sisteminin sunulması, 1992 fiyatlarına göre 126 milyon KL’na mal olacaktır. Bu, gsmh’nın %10.5’i kadardır. Devlet halen, bu amaçla 60 milyon KL’nı her yıl harcamaktadır. (Cyprus Weekly, 14 Ocak 1994) Aynı miktar paranın harcanması sürdürülürse, %6’lık bir açık olacak, bu da işçi ve işverenden sağlanacaktır.
Kendi hesabına çalışanların gerçek gelirlerinin tahmin edilmesi gerekeceğinden bazı sorunlar çıkabilecektir. Ama ideal bir sağlık sistemi olmadığından, halen uygulanmakta olan sistemlerin en iyi yanlarından yararlanılarak, Kıbrıs’ın yerel koşullarına uyarlanacaktır.
3. basamak hekimliğin bir kısmı da ülke dışından satın alınacaktır. Halen her yıl 5 milyon KL dış tedaviler için harcanmaktadır. Bunun azaltılması için de İngiltere ve İsrail’den getirilen uzmanların Kıbrıslı hekimlere yardımcı olması için çalışmalar yapılmıştır. Projede görevlendirmek üzere, özellikle halk sağlığı uzmanı, epidemiyolojist, meslek hastalıkları uzmanı gibi dallarda master yapmaları için personel eğitimi gerçekleştirilmiştir. (Cyprus Weekly, 28 Ocak 1994)

(Hekimce dergisi, Sayı:3, Nisan-Mayıs-Haziran 1994)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder