17-27 Nisan 1989 tarihleri Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez “Göçmen Kuşları Koruma
Haftası” olarak kutlanıyor. Lefkoşa’daki Mevlevi Tekke önünde açılan sergi ile
20 Nisan akşamı KTÖS lokalinde 23 kişinin katılımıyla gerçekleşen slayt gösterisi
bu çerçevede atılmış birer adımdır. Çok değil, bundan dört yıl önce Yeni Düzen
gazetesinde (22.5.85) “Güneyden kuzeye taşınan gelenek: Aytotorolular pulya tutkusundan
vazgeçmiyor” diye başlık atılıp, pulya katliamına övgüler düzülürken, bugün TC
kökenli de olsa bir “Kuzey Kıbrıs Kuşları Koruma Hareketi”nin oluşturulması ve
bu konuda kamuoyumuzun aydınlatılması olumlu bir gelişmedir. Bir süreden
beridir çeşitli etkinliklerde bulunan Dr. Eray Deliceırmak başkanlığındaki “Çevre
Koruma Derneği” varken, “ayrı olsun, bizim olsun” zihniyetiyle davrananlarca
oluşturulan “Kuzey Kıbrıs Doğa ve Çevreyi Koruma Hareketi” de, bu haftanın
düzenlenmesinde görev almış ve ilk etkinliğini gerçekleştirmiştir. “Friends of
Cyprus”un Ledra Palace’ta düzenlemeyi planladığı, ama yetkililerce izin
verilmediği için yapılamayan “Çevre” konulu toplantıya katılacak olanları,
yine belli bir siyasal çizgiye mensup olanlarca sınırlı tutan bu hareketin
grupçu olmayıp, işbirliğine açık bir tutum benimsemesini diliyoruz.
Uluslararası Kuşları Koruma Kurulu tarafından hazırlanan ve Sivas’ta
yerleşik Kuzey Kıbrıs Kuşları Koruma Hareketi’nce finanse edilen 1,000 adet “Kuşların
Dünyası” başlıklı 20 sayfalık kitapçık, Kıbrıs’taki öğrencilere dağıtılırken;
12,000 adet basılan “Uçan Konuklar” başlıklı bir broşür de bu hafta boyunca
halka ücretsiz verilmiştir. Bu yayınlardaki değerli bilgilerin okunarak,
yayılması, göçmen kuşların korunmasında çok önemli bir kazanım olacaktır. Bu
yılki bu aşının ülkemizde tutması, gerek bu konuya gönül verenlerin aydınlatma
çabalarıyla, gerekse başta Çevre Bakanlığı olmak üzere bütün ilgili makamların
konuya ciddiyetle yaklaşıp, gerekli önlemleri almalarıyla gerçekleşebilecektir.
Bilindiği gibi her yıl Kuzey ve Doğu Avrupa ile Doğu Afrika arasında göç
eden milyonlarca kuş, Kıbrıslı avcılar tarafından gerek görünmeyen ağlar,
gerekse ökse denen yapışkanlı dallarla yakalanarak öldürülmekte, sirkelenip
meze olarak yenmektedir. “Pulya” dışında diğer birçok kuş çeşidi de avcıların
hedefi olmaktadır.
Uluslararası Kuşları Koruma Kurulu, yaptığı bir açıklamada Kıbrıs’ta bir
mil karede öldürülen kuş sayısının diğer Akdeniz ülkelerindekinden çok daha
fazla olduğunu ve 1975-1985 yılları arasında bu sayının gittikçe artarak,
yılda 15-20 milyona ulaştığını bildirmiştir. Aralarında “pulya”ların da bulunduğu
bu göçmen kuşların “avcılık tutkusu” nedeniyle öldürülmelerinin devamı
halinde, bu kuş türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacakları
aşikârdır.
Japonya’da da benzeri geleneklerin sürdürülmesi sonucu, bugün orada zaten
az sayıda olan kuş türlerinin çoğu yok olmuştur. Kıbrıs Rum kesiminde 1957’den
beri çalışan Kıbrıs Ornitoloji Derneği yanında, Kıbrıs Kuşları Koruma Derneği,
Yeryüzü’nün Dostları Derneği, Kıbrıs Çevre Derneği, Ökse Karşıtları Komitesi,
Kıbrıs Yabani Yaşam Derneği, Kıbrıs Biyoloji Derneği vb onlarca kuruluş, Kıbrıs’ın
uçan konuklarının korunması için yıllardır çaba göstermektedir.
Kıbrıs Rum Yönetimi ise 1988 yılı Mart ayında imzaladığı Avrupa Konseyi’nin
Bern Sözleşmesi uyarınca bu konuda etkin önlemler alma güvencesini vermiş
olmasına rağmen, göçmen kuşların avlanmasını durduramamıştır.
Bizde olduğu gibi, onlarda da, etkin siyasal çevreler, özel av izinleri
çıkartarak, korunmaya alınmış birçok kuş çeşidinin avlanarak yok edilmesini
sağlamaktadırlar.
Kıbrıs’ımızın bu uçan konuklarını yok olmaktan kurtarmak için, gerekli
etkin ve koruyucu yasal düzenlemeler bir an önce alınmalı, yöneticilerin
çağdışı politikalarına, doğal çevre düşmanı uygulamalarına karşı
durulmalıdır. Bu yolda örgütlü mücadele vermek, doğaya ve çevremize olan sorumluluğumuzun
bir gereğidir. Kıbrıs Türk insanını bezdirip, bu adadan göç ettirenlere karşı
yeterli bir mücadelenin verilemediği bir
ortamda acaba göçmen kuşların katledilmelerini nasıl engelleyebileceğiz? İşte
sorun burada!..
(Ortam gazetesi, 25 Nisan 1989)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder