1986 yılında Turizm ve Kültür Bakanlığı, Kıbrıs’lı yazar ve
araştırmacıların kitaplarını basma kararını alarak, kitaplığımıza 5 yapıt
kazandırmıştı. Zamanın Bakanı İsmail Bozkurt kitapların girişinde yer alan
açıklamasında şöyle diyordu:
“Ülkemizin somut ve özel koşullarında, bir kültür veya sanat yapıtının
ortaya çıkması pek kolay olmuyor. Özellikle yazımda sorun daha belirgin ve -devlet
eli uzanmazsa- aşılması güç gibi görünüyor... Bakanlığımızın Kültür Yayınlarını
yaşama geçirmesi; ülkemizde kitap basma konusundaki güçlüklerin aşılmasında bir
önlem olarak düşünülmelidir.”
1987 yılında da Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Salih Coşar, yayımlanmak
üzere seçilen 4 yapıtın girişinde şunları yazıyordu:
“Son yıllarda canlanmaya başlayan kitap yazma ve basımı konusunda yazarlarımızın
ve yayımcılarımızın çabaları kadar; Bakanlığımız da kendine verilen görev
doğrultusunda gerekli desteği ve katkıyı sağlayarak kitap gibi, bir kültür
hazinemizin gelişip yücelmesinde tarihsel bir görevi yerine getirmektedir.”
Dizgi, montaj ve baskı işlerinin gecikmesi nedeniyle ancak 1988 yılı Aralık
ayı başında kitapçılara verilip, satışa sunulan bu 4 yapıtı sırayla sizlere
tanıtmak istiyoruz:
1. BATMAYAN
EĞİTİM GÜNEŞLERİMİZ... Kıbrıs Türk Eğitimi hakkında bir araştırma, Hazırlayan:
Ali Nesim, 464 s. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları: 6, Lefkoşa
1987
Halen Talim ve Terbiye Kurulu üyesi olan Felsefe-Sosyoloji öğretmeni Ali
Nesim, kitabın önsözünde şöyle demektedir:
“Evet “nerede” olduğumuzu hepimiz
biliyoruz, ama “nereden” geldiğimizi pek çoğumuz bilmiyoruz. İşte
bilenlerimiz, öğretmenlerimiz geçmişi biliyor ve biz de ancak onların en iyi
biçimde geçmişi bizlere aktarabileceğine inanıyoruz... İki yıl önce başladığım
bu çalışmanın bana verdiği zevk, öğrettiklerinin çok üstündedir... Bu kitabı,
ulaşamadığım tüm öğretmenlere de adamak en büyük avuntum olacaktır.”
Dört bölüm halinde hazırlanmış olan kitabın birinci bölümü “Dünden Bugüne
Eğitimimiz (İlkeler-Hedefler-Gelişmeler)” başlığını taşıyor. Bu bölümde Kıbrıs
Türk eğitim sisteminin tarihsel geçmişi kısaca özetlenmekte ve özellikle İngiliz
sömürge yönetimi dönemindeki sorunlar dile getirilmektedir.
“Unutulmayan Öğretmenler” başlıklı ikinci bölümde bir kısmı Türkiye’den
gelen, çoğu da Kıbrıslı Türk olan 20’den fazla öğretmenle ilgili bilgiler,
onların çeşitli etkinlikleri ve görüşleri verilmektedir. Bugün hepsi de
hayatta olmayan bu öğretmenler arasında mutlaka yer alması gereken, ama ne
yazık ki incelenmeyen şu isimleri anımsatmak isteriz: Mithat Bey, Başöğretmen
Sabahattin Efendi, Kıbrıslı Türk öğretmenlerin ilk örgütleyicilerinden Şevki
Vudalı, Arif Salih Efendi, Arap Necdet Bey vb.
50 kadar eski öğretmenle veya yakınlarıyla yapılan görüşmeler sonucu
hazırlanan “Öğretmenlerden Anılar” bölümü, kitabın üçüncü bölümünü oluşturuyor.
Kitabın bize göre en ilginç yanı, bu emekli öğretmenlerin kendi kişisel
deneyimleriyle ilgili olarak bizlere anlattıklarıdır. Anı yazma geleneğinin
olmadığı toplumumuzda, geçmişle ilgili olarak birçok bilgi, gözlem ve deneyim,
ne yazık ki yaşlı kişilerin ölüp gitmesiyle yok olmakta, genç kuşaklara
yeterince aktarılmamaktadır. Bu açıdan Ali Nesin’in bu bölümde topladığı
bilgiler çok yararlı olmuştur.
“Batmayan Eğitim Güneşlerimiz” kitabının 4. bölümünde “Notlar ve Ekler”,
5. bölümünde ise eski okul yaşamını, öğretmenleri, öğrencileri yansıtan “Resimler”
yer almaktadır. (Bu kitapla ilgili başka bir değinme yazısı, Haşmet M. Gürkan
tarafından Yeni Düzen gazetesinin 20-21 Ocak 1989 tarihli sayılarında
çıkmıştır.)
2. KIBRIS TÜRK
BASININDA İZ BIRAKANLAR. Hazırlayan: Sabahattin İsmail, 414 s. KKTC Milli
Eğitim ve Kîiltür Bakanlığı Yayınları: 7 , Lefkoşa 1987
Halen Enformasyon Dairesi Türkçe yayınlar sorumlusu olan yazar Sabahattin
İsmail’in daha önce Yeni Kıbrıs dergisinde yayımladığı bu araştırma dizisi ile
ilgili olarak yazar, kitabın başında bize şu bilgileri vermektedir:
“Bu kitapta yer alan gazeteler (Ses, Vakit, Ateş, Kurun, Türk Sözü, Sabah,
Memleket, Milliyet, Vatan, Köylü, Akın, Savaş), ilk anda bulabildiklerimden ve
harf devriminden sonra yayımlananlardan oluşuyor. Serinin ikinci kitabında,
yine harf devriminden sonra yayınlanan, ancak bu kitaba alamadığımız gazeteler
de alınacaktır. İstiklâl, Hürsöz, Nacak, Devrim, Zafer, Cumhuriyet, Halkın
Sesi, Bozkurt bunlar arasındadır. Harf devriminden önce yayımlanan Zaman, Yeni
Zaman, Doğru Yol, Söz, Vatan, Ankebut vb gazeteler ise serinin üçüncü kitabını
oluşturacaktır. Böylece Kıbrıs Türk Basınının tarihine, basın tarihine olduğu
kadar, Kıbrıs Türkünün savaşımına eşsiz harçlar ve katkılar koyan mücadele
basınımız, bir bütünlük içinde derlenmiş ve incelenmiş olacaktır.”
Sabahattin İsmail’in bu değerli incelemesi, daha çok “Kıbrıs sorunu ile
ilgilenenlere” yönelik. Yazar kitabı hazırlarken kullandığı yöntemi ise şöyle
açıklıyor:
“Gazetelerden aktarmalar yaparken, olası olduğunca geçmişe, o günlerin
sorunlarına ve bugünlere nasıl gelindiğine ışık tutan haber ve
yorumları aktarmaya ve araştırmacılara kaynak olabilecek belge nitelikli bölümleri
seçmeye özen gösterdim.” Araştırmacı-Yazar S. İsmail, incelediği gazetelerin
yazar kadrosu hakkında da derleyebildiği tanıtıcı bilgiler vererek, okuyucuya
yardımcı olmaya çalışmış.
“Kıbrıs Türk Basınında İz Bırakanlar”, eski gazetelerin arşivlerde bile zor
bulunduğu ülkemizde, bu konuda bilgi edinmek isteyenler için eşsiz bir çalışma.
İkinci ve üçüncü ciltlerinin de hazırlanarak, okuyuculara sunulmasını bekliyeceğiz.
Bu arada, eski gazetelerimizi yeni kuşaklara tanıtmak için ilk çalışmaları
başlatan ve 1984 yılının ilk yarısında Söz gazetesinde yayımlayan Haşmet M.
Gürkan’ın yazılarının da kitaplaşması çok yararlı olacaktır.
3. FOLKLORİK
SKEÇLER: Seni Orakta Gördüm, Ramazandan Bayrama, Kız Sana Nişan Geliyor, Oldu
Da Bitti Maşşallah, Yazan: Mehmet Levent, 110 s. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı
Yayınları: 8, Lefkoşa 1987
Halen Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Devlet Halk Dansları Topluluğu
yönetmenliğini yürütmekte olan Mehmet Levent, daha çok şiirleriyle tanınan bir
yazarımız. Bu kitapta toplanan 4 folklorik skeç, sırasıyla 1983, 1984, 1985 ve
1987 yıllarında Bakanlığa bağlı Folklor Araştırma-Eğitim Merkezi tarafından
sahnelenmiş bulunuyor.
Kitaba bir önsöz yazan folklor araştırmacısı Mahmut İslamoğlu şöyle
demektedir:
“Folklor değerlerimizin bir çoğunun vaktinde yazıya geçirilmeyişi yüzünden ziyan
olduğu acı bir gerçektir. Bundan ötürü elimizi çabuk tutup, ne kadar derleme
yapar ve yayınlarsak toplumumuzun geçmişine o kadar ışık tutmuş oluruz. İşte
değerli folklorcu arkadaşımız Sayın Levent, elinizin altındaki bu yapıtında
bunu başarmış ve folklorik değerlerimizin çoğunu yarınlara aktarmaya
çalışmıştır. Levent’in bu yapıtı diliyle, oyunuyla, manileri ve türküleriyle,
kısacası tüm geleneksel değerleriyle tamamen bizdendir, bizdir. Kıbrıs Türkçesiyle
yer alan karşılıklı konuşmalar, kendi yaşamımızı bir ayna gibi yansıtırken,
dil alanında çalışanlara da kaynaklık edecek niteliktedir.”
Kitabın sonunda ise 9 tane türkünün söz ve notaları verilmiş. Bu kitapla
son yıllarda yoğunlaşan folklorik araştırma ve etkinliklere bir katkı sağlayan
Mehmet Levent, çok yararlı bir çalışmasını kalıcılaştırmış oluyor.
4. KIBRIS
MÜFTÜSÜ HİLMİ EFENDİ: Şiirler, Yayıma Hazırlayan: Harid Fedai, 266s., KKTC
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları: 9, Lefkoşa 1987
Türkoloji eğitimi görmüş olan ve çeşitli devlet görevinde bulunduktan sonra
Nisan 1988’de kendi isteğiyle emekliye ayrılmış olan Harid Fedai, Kıbrıs
Müftülüğü de yapmış Şair Hasan Hilmi Efendi’nin (1782-1847) elde bulunan şiirlerini
ilk kez bir kitapta toplayarak, büyük bir kültür kizmetini yerine getirmiş oluyor.
Kitaba yazdığı “Sunuş” yazısında şiirleri elde edişinin öyküsünü anlatıyor.
Kitabın hazırlanmasında kaynak olarak kullanılan iki şiir defterinden birincisi,
ilkokul müdürlüğünden emekli Niyazi Bey’in el yazısıyla oluşturulmuş bir şiir
defteri olup, 1962 yılında Harid Fedai’nin Eğitim Müdürlüğünde müfettiş bulunduğu
sırada, Larnaka Bekirpaşa Ortaokulu Müdürü Necdet Alkaç tarafından kendisine
iletilmiştir. 1953’de ölen Niyazi Bey’in (yeğeni Dr. Ali N. Fikret’e geçen) ktapları
arasında, emekli öğretmen Orhan Seyfi Arı tarafından bulunan ikinci defteri,
yine Niyazi Bey’in “çok güzel el yazısıyla ünlü eserleri oturup, baştan sona
özene bezene yazma tutkusu”nun bir ürünü olarak ele geçiyor.
Harid Fedai “Sunuş” yazısında, Hilmi Efendi’nin şiirini değerlendirirken
şöyle demektedir:
“Ne ki Der-Saadet’in ağzıyla kuş
kapan bunca ünlü şairi varken “Belde-i Kıbrıs’tan padişaha övgü yazmaya
girişmek, yüreklilik isteyen bir işti doğrusu... Methiyede Sultan 2. Mahmud’un
yenilik girişimleri övülerek, kütüphanenin Ada için taşıdığı önem vurgulanır.
(Sözü edilen, Sultan 2. Mahmud tarafından 1829’da Lefkoşa’da yaptırılan
kütüphanedir. A.An)
Methiye, şairimizin İstanbul’a çağrılmasına yetecektir. Padişahın
yüreklendirmesiyle birlikte, sağlam kültürü, o güne değin gizli kalmış
yeteneğiyle birleşince, birbirinden güzel ikililer döktürülecek ve şiir
alanında en yüksek mertebe olan “Reisü’ş-Şu’arâ - Şairler Başkanı” ünvanına hak
kazanacaktır. Kendi deyişi ile Lefkoşe’de sanki gizlenmiş gibi yaşamını
sürdürürken ansızın üne kavuşur.” (s.7)
Harid Fedai, “Hilmi Efendi’nin şiire bakış açısı neydi acaba?” sorusunu
şöyle yanıtlamaktadır:
“Hemen söyleyeyim ki içinde bulunulan şiir ortamını hiç beğenmiyor, hep
yenilik peşinde koşuyordu... Bir yandan da beğenisini kanıtlayıcı diziler
döktürür, divan şiirinin elekten geçmiş ürünlerine açıkça meydan okuduğunu
gösteren örnekler verir... Hilmi Efendi, şiirde Mevlana, Hafız, Sadi gibi söz
ustalarını birbirinden güzel ikililerle överken, şair geçinenleri de yermeyi
sürdürür.” (s. 8-9)”
Şairimiz, Gaalib gibi mistik, Nâbi gibi hakimane ve Nedim gibi şuhdur. Şiir
tekniğinin çok sağlam olduğu gözlemlenir.” (s.11)
Hilmi Efendi’nin şiirlerinde adı geçen Raci, Sıdkı ve Nazım gibi Kıbrıslı
şairlerle ilgili olarak ne yazık ki hiçbir bilgi veya onların şiirlerinden
örnekler henüz ortaya çıkarılmamış durumda. Harid Fedai “onları arayıp bulma
çabalarımızı sürdürmekteyiz” diye yazmaktadır. (s.13)
Hilmi Efendi’ye ait 40 şiiri yayımlayan Harid Fedai, şu noktaya dikkat
çekmektedir:
“Yadsınamayacak
bir şiir düzeyi olan Hilmi Efendi’nin günümüze ulaşmış divan şairleri arasında
bulunması gerekmez miydi? Ne ki, sayılan belli sayıdaki kaynaklarda kendisi ve
şiiri hakkında çok az, yetersiz bilgiler var. Sanki görünmez bir el şiirlerini
gözardı ederek, unutturmak için olanca gücüyle çalışmıştır. Bir önceki
yüzyıldan geçtik; derin bilgi ve aşırı titizliği ile tanınan İbnü’l-Emin Mahmud
Kemal İnal bile, sağlam bir kaynak olan üç ciltlik “Son Asır Türk Şairleri”
adlı yapıtına O’nu almamıştır. İbnü’l-Emin adı edilen yapıtta Hilmi’den söz
eder; ama aralarında Kıbrıslı Hilmi Efendi yoktur... Öte yandan Hilmi Efendi ile
karşılaştırılması bile düşünülemeyen Kıbrıslı Hasan Tahsin Bey’e (1800-1861)
yer verildiğini görüyoruz... Yalnız, Namık Kemal, Hilmi Efendi’nin usta-işi
şiirlerinin ayırımındadır. Harabat’ı eleştirirken, hele Kıbrıs’ta Mutasarrıflık
yaptığı, dolayısıyle bu düzeydeki şiirlerin dikkatinden kaçmaması gerektiğini
belirterek, öfke ve alay dolu bir biçimde Ziya Paşa’ya bir kez daha çatacaktı.”
(s. 14 -15)
Kitabın 26. ile 175. sayfaları arasında yer alan 40 şiir, solda eski Türkçe,
sağda Latin harfleriyle okunuşu şeklinde verilmiş. Böylelikle konunun uzmanı,
orijinal metni de inceleme olanağına kavuşmuş oluyor. 179.-228. sayfalar
arasına yerleştirilmiş sözlük bölümü, Harid Fedai’nin titiz çalışmasının bir
ürünü. Kitap 229.-265. sayfalar arasında yer alan, Lefkoşa’daki Sultan 2.
Mahmud Kütüphanesi iç süslemeleri, tarih, levha yazıları ve bazı resimlerle
son bulmaktadır.
(Yeni Kıbrıs dergisi,
Nisan 1989)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder