Uzman gözüyle:
"İnsanlarımızın bir kısmı ruhsal sorunlarla
uğraşırken, bir kısmı da adayı hızla terk etmektedir. Ada'yı terk etme olayına
baktığımız zaman tam gerçekçi olmayan bir yaklaşımla karşılaşırız:
"İnsanlar ekonomik zorluklar nedeniyle göç ediyor." Bu tam gerçekçi
bir yaklaşım değildir. Göçün esas nedeni gelecek kaygısı, geleceğin bir şey
ifade etmemesidir ve yine toplumsal hiyerarşide daha üst bir noktaya gelememem,
bunun toplumda bir düzensizlik ve bazı insanların iki dudağı arasında olması
nedenidir.
Genç insanlara bakıyoruz, diyorlar ki "ben bu
toplumda kaldığımda, yükselmem daha iyi yerlere gelebilmem mümkün değil."
Diğer açıdan baktığımızda da toplumun insanlara verdiği şeyler kısıtlıdır,
toplumun baskısı fazladır. Büyük bir ülkede, büyük bir şehirde kaybolma,
denetimden kurtulma ve bağımsızlaşma-özgürleşme isteği ağır basmaktadır.
...Gelecek kuşaklarla ilgili ciddi bir hata yapıyoruz.
Biz geleceğin mutlu ve sorunlarla baş edebilen
kuşağını yaratmak zorundayız. Oysa ailelerin yaptığı "biz
yaşamadık, çocuklarımız yaşasın" mantığıyla, hiç üretmeyen, asalak,
başkaları tarafından düşünülen ve
beslenen bir noktaya geldik. Ekonomik gelişmelere rağmen bu noktadayız.
Ekonomimizin kötü olduğunu düşünmüyorum şahsen ben, ama mutsuzuz. Sahip
olduğumuz şeyler bizi mutlu etmiyor. Aileler de var güçleriyle çocuklarına bir
şeyler vermeye ve her istediklerini yerine getirmeye çalışıyorlar, fakat bu
çocuklar mutlu değil...(Psikiyatrist Mehmet Yağlı, Kıbrıs, 4.5.1998)
***
Yazar gözüyle:
"Hesap ortada, neslimiz tükeniyor. Hem nüfus, hem de
seçmen sayısı olarak, TC kökenlileriyle, şimdilik yary yarıyayaız. Gidişatı
beğenmiyenlşerin oy oranı Kıbrıslılar arasında yüzde yetmişlerde olmasına
rağmen, golifa vatandaşlık düzeni sayesinde yüzde otuzbeşlerde görünüyoruz.
Mekanizma ellerinde, muhalefeti sindirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar
vatandaş yapabiliyorlar.
...Burası ilk fırsatta, TBMM'de üç milletvekilliği
temsiliyetle Antalya'nın bir ilçesi olacaktır. Belki altı ayda bir o
milletvekillerine sıra gelip de gündem dışı konuşarak, sorunlarımızı anlatma
fırsatı bulacaklar. Kimbilir belki Hatay'ın sorunlarına bulunduğu kadar, bizim
sorunlarımıza da gerekli çareler bulunacaktır."(Hasan Fadıl, Yeni Düzen,
4.5.1998)
***
Politikacı gözüyle:
"Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar
Denktaş, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde "KKTC'de Değişim" konulu bir
konferans verdi.
Uzun bir süreden beri üzerinde durduğu "sistem ve
düzen değişikliğinde" ısrarlı olan Serdar Denktaş, "bozuk düzenin
sistem haline geldiğini", bu nedenle değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu
söyledi.
Denktaş, insanların yaşadıkları düzeni, düzenin de
insanları değiştirebileceğine dikkat çekerek, ülkedeki parlamenter sistemde
yıllar içinde oluşan düzenin verimsiz hale geldiğini, bozulduğunu, bunun
değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Mevcut durumdan hoşnut olan tek
milletvekili düşünemediğini dile getiren Serdar Denktaş, başkanlık sistemine
geçmek gerektiğini yineledi.
...Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş,
"ricayla yaşama düzenini silkelemekle işe başlamak gerektiğini"
söyleyerek, "Direnecekler ama, aşmalıyız. Bunu yapmazsak 2000'li yılların
kapısı kapanır. Değişim şarttır ve gereklidir. Toplum ister ve istediğini
ortaya koyarsa değişim olur" dedi. (Yeni Demokrat, 1.5.1998)
(Kıbrıslı Türkün Sesi dergisi, Sayı:35, Temmuz 1998)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder