Mehmet Yaşın’dan danışman olur mu, olmaz mı?
2 Nisan 1996 tarihli Birlik gazetesinde fotokopisi yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararına göre,
“Şair Mehmet Yaşın”ın bir yıl
süreyle KKTC Milli Eğitim ve Kültür
Bakanlığı’na sözleşmeli personel olarak alınması onaylanmış. Maaşı da ayda 70
milyon lira olacakmış.
Kıbrıs Türk aydınları arasında büyük yankılar yapan bu
onaydan, Kültür Dairesi Müdürü’nün bile
haberdar olmadığı, işlerin hep üst düzeyde yürütüldüğü gelen haberler arasında.
Vatansız olduğuna dair şiirler yazmış olan Mehmet Yaşın’ın kendisine bir vatan
bulduğunu zannedenler yanılacak. Çünkü eksantrik bir kişiliğe sahip olan
sanatçımız, Kültür Bakanlığı’nın danışmanlığını
İstanbul’dan yürütecekmiş. Görevi de galiba bir Kültür-Sanat Dergisi
yayımlamak olacakmış. Haydi hayırlısı.
Aralık 1993 milletvekilliği seçimlerindeki reklam
kampanyasıyla, “kırmızı”(!) CTP’nin “yeşil”lenmesine değerli katkılarda bulunan
Yaşın’ın, Türkiyeli diğer iki arkadaşıyla birlikte 1 milyar TL’yi cebe attıkları anımsanacaktır. Nisan 1995’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
de kurnaz davranıp kendi adına şirket kurarak, CTP’nin seçim kampanyasını bu
kez tek başına üstlenmek isteyen Mehmet’çik, bu kez ihaleyi kazanamamış ve 2
milyar TL’den olmuş. Bu öfke üzerine kaleme aldığı bir “Açık mektup”ta CTP’ye
veryansın ettiği anımsanacaktır.(Bak. Halkın Sesi, 1.4.1995)
İşte bu mektuptan bir bölüm: “Bilindiği gibi,
toplumumuzdaki bazı sol ve demokrat siyasi partiler sırayla kültür bakanlığını
yönetme şansını elde ettiler. Hükümet ettikleri sürelerde, kültür politikasını
ciddi bir şekilde ele almak bir yana, neredeyse sanat alanını gayrı-ciddi bir
meşgale gibi gördüler. Bu toplumun sanatçıları çok iyi biliyorlar ki, KKTC
Kültür Bakanlığı’nı yürüten de aslında Rauf Denktaş’tır. Hangi partiden olursa
olsun, bakanlık koltuğunda oturan kimler ise, adeta “Maarif Dairesi Kültür
Şubesi Müdürlüğü” yapmaktadırlar. Eğer siyasi partilerimiz, bu durumu
onaylayıp, kültür hayatının asli sorumluluğunu fiilen Rauf Denktaş’a bırakmaya
devam edeceklerse, sanatçı ve aydınların böylesine iktidarsız partileri muhatap
almasının hiçbir nedeni kalmadığını da kabulleniyorlar demektir”
Mektubunun devamında “Rum yazar örgütleri bütün Kıbrıs
adına konuşamaz” diyen Mehmet Yaşın, Mayıs 1995’te yapılacak PEN toplantısında
“Kıbrıs (Rum) PEN temsilcileriyle” masaya oturup, onları Kıbrıs Türk
edebiyatına yer vermedikleri için kınayacağını duyurmuştu. Tabii ki burada
anlaşılması gereken, Mehmet Yaşın’a ve çevresindeki üç-beş kişiye yer vermedir.
Çünkü şimdiye kadar Rum kesiminde Kıbrıs Türk edebiyatı veya sanatı konusunda
hazırlanmış olan bütün kitap ve dergi özel sayılarında , Kıbrıslı Türklerin
başka kültür adamları yokmuş gibi, sadece Yaşın’lardan ve onların yakın
çevresinden örnekler verilmiştir. Bu da herhalde Kıbrıs PEN’inin gözünden
kaçmamıştır.
Bundan önce de,1994 yılı sonunda, yine bir yolunu bulup, ABD’deki Harvard
Üniversitesi’ndeki bir toplantıya katılan Mehmet Yaşın, orada istediği gibi at
koşturtamayınca öfkesini Kıbrıs PEN’de almak istemiş ve KKTC Milli Eğitim ve
Kültür Bakanlığı Basın Bürosu aracılığıyla (Bakanlık Bürosunun Yaşın’ın Halkla
İlişkiler Bürosuymuş gibi onun
hazırladığı haberleri bir süre Kıbrıs Türk basınına vermesi ise ayrı bir
ilginçlik oluşturuyordu) yayımlanan haberde şu ifadeler kullanılıyordu: “Mehmet
Yaşın’a geçmişte Türkiye ve Kıbrıs’ta yapılan yasaklamaları anlatan bazı Rum
konuşmacılar (ki onlar da Yaşın’ların ahbabıdır ve 1986’da Türkiye’de ikamet
süresi dolduğu için ülkeyi terketmesinin istenmesini sınırdışı etme olayı
olarak lanse ettiği anımsanacaktır. Kıbrıs’ta ise kitapları serbestçe
satılmakta olup, askerlik görevini hala daha yapmaktan kaçındığı için sorunları
vardır), Kıbrıslı Türk şairin de Türklerin baskısını iyi bildiğini söylediler.
Bunun üzerine söz alan Mehmet Yaşın, “Benim gibi savaş karşıtı olduğu için
baskı görmüş biriyle bile Rumlar anlaşamadığına göre niçin Kıbrıs Türk
toplumundaki herkes tarafından kınandıklarını kendileri düşünsünler” dedi.” (Ortam,
4.1.1995)
Aynı konferansa Kanada’dan katılan Kıbrıslı Türk profesör
Tözün Bahçeli’ye geçen yılki Kıbrıs ziyaretinde olayı aktardığımızda, resmi
toplantı sırasında böylesi bir tartışmanın yapılmadığını ve olaydan haberi
olmadığını öğrendik. Demek ki daima olduğu gibi, kendisini öne çıkarmak isteyen Mehmet Yaşın,
resmi toplantı tutanaklarına geçmemiş bir tartışmayı haber yaparak, Bakanlık eliyle basına dağıttırmış ve Rauf
Bey’e daha o günlerden göz kırpmıştı.
Bakalım Mehmet
Yaşın’ın “KKTC Eğitim ve Kültür Bakanlığı Danışmanlığı” döneminde hangi ilginç
projeleri yaşayacağız. Bekleyelim ve görelim.
(Kıbrıslı
Türkün Sesi dergisi, Sayı:10, 20 Mayıs-20 Haziran 1996)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder