27 Mayıs 2015 Çarşamba

AYRICALIKLI DANIŞMAN


Mehmet Yaşın’dan danışman olur mu, olmaz mı?                                                

2 Nisan 1996 tarihli Birlik gazetesinde fotokopisi  yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararına göre, “Şair Mehmet Yaşın”ın  bir yıl süreyle  KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na sözleşmeli personel olarak alınması onaylanmış. Maaşı da ayda 70 milyon lira olacakmış.

Kıbrıs Türk aydınları arasında büyük yankılar yapan bu onaydan,  Kültür Dairesi Müdürü’nün bile haberdar olmadığı, işlerin hep üst düzeyde yürütüldüğü gelen haberler arasında. Vatansız olduğuna dair şiirler yazmış olan Mehmet Yaşın’ın kendisine bir vatan bulduğunu zannedenler yanılacak. Çünkü eksantrik bir kişiliğe sahip olan sanatçımız, Kültür Bakanlığı’nın danışmanlığını  İstanbul’dan yürütecekmiş. Görevi de galiba bir Kültür-Sanat Dergisi yayımlamak olacakmış. Haydi hayırlısı.

Aralık 1993 milletvekilliği seçimlerindeki reklam kampanyasıyla, “kırmızı”(!) CTP’nin “yeşil”lenmesine değerli katkılarda bulunan Yaşın’ın, Türkiyeli diğer iki arkadaşıyla birlikte 1 milyar TL’yi  cebe attıkları anımsanacaktır.  Nisan 1995’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de kurnaz davranıp kendi adına şirket kurarak, CTP’nin seçim kampanyasını bu kez tek başına üstlenmek isteyen Mehmet’çik, bu kez ihaleyi kazanamamış ve 2 milyar TL’den olmuş. Bu öfke üzerine kaleme aldığı bir “Açık mektup”ta CTP’ye veryansın ettiği anımsanacaktır.(Bak. Halkın Sesi, 1.4.1995)

İşte bu mektuptan bir bölüm: “Bilindiği gibi, toplumumuzdaki bazı sol ve demokrat siyasi partiler sırayla kültür bakanlığını yönetme şansını elde ettiler. Hükümet ettikleri sürelerde, kültür politikasını ciddi bir şekilde ele almak bir yana, neredeyse sanat alanını gayrı-ciddi bir meşgale gibi gördüler. Bu toplumun sanatçıları çok iyi biliyorlar ki, KKTC Kültür Bakanlığı’nı yürüten de aslında Rauf Denktaş’tır. Hangi partiden olursa olsun, bakanlık koltuğunda oturan kimler ise, adeta “Maarif Dairesi Kültür Şubesi Müdürlüğü” yapmaktadırlar. Eğer siyasi partilerimiz, bu durumu onaylayıp, kültür hayatının asli sorumluluğunu fiilen Rauf Denktaş’a bırakmaya devam edeceklerse, sanatçı ve aydınların böylesine iktidarsız partileri muhatap almasının hiçbir nedeni kalmadığını da kabulleniyorlar demektir”

Mektubunun devamında “Rum yazar örgütleri bütün Kıbrıs adına konuşamaz” diyen Mehmet Yaşın, Mayıs 1995’te yapılacak PEN toplantısında “Kıbrıs (Rum) PEN temsilcileriyle” masaya oturup, onları Kıbrıs Türk edebiyatına yer vermedikleri için kınayacağını duyurmuştu. Tabii ki burada anlaşılması gereken, Mehmet Yaşın’a ve çevresindeki üç-beş kişiye yer vermedir. Çünkü şimdiye kadar Rum kesiminde Kıbrıs Türk edebiyatı veya sanatı konusunda hazırlanmış olan bütün kitap ve dergi özel sayılarında , Kıbrıslı Türklerin başka kültür adamları yokmuş gibi, sadece Yaşın’lardan ve onların yakın çevresinden örnekler verilmiştir. Bu da herhalde Kıbrıs PEN’inin gözünden kaçmamıştır.

Bundan önce de,1994 yılı sonunda,  yine bir yolunu bulup, ABD’deki Harvard Üniversitesi’ndeki bir toplantıya katılan Mehmet Yaşın, orada istediği gibi at koşturtamayınca öfkesini Kıbrıs PEN’de almak istemiş ve KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Basın Bürosu aracılığıyla (Bakanlık Bürosunun Yaşın’ın Halkla İlişkiler Bürosuymuş gibi  onun hazırladığı haberleri bir süre Kıbrıs Türk basınına vermesi ise ayrı bir ilginçlik oluşturuyordu) yayımlanan haberde şu ifadeler kullanılıyordu: “Mehmet Yaşın’a geçmişte Türkiye ve Kıbrıs’ta yapılan yasaklamaları anlatan bazı Rum konuşmacılar (ki onlar da Yaşın’ların ahbabıdır ve 1986’da Türkiye’de ikamet süresi dolduğu için ülkeyi terketmesinin istenmesini sınırdışı etme olayı olarak lanse ettiği anımsanacaktır. Kıbrıs’ta ise kitapları serbestçe satılmakta olup, askerlik görevini hala daha yapmaktan kaçındığı için sorunları vardır), Kıbrıslı Türk şairin de Türklerin baskısını iyi bildiğini söylediler. Bunun üzerine söz alan Mehmet Yaşın, “Benim gibi savaş karşıtı olduğu için baskı görmüş biriyle bile Rumlar anlaşamadığına göre niçin Kıbrıs Türk toplumundaki herkes tarafından kınandıklarını kendileri düşünsünler” dedi.” (Ortam, 4.1.1995)

Aynı konferansa Kanada’dan katılan Kıbrıslı Türk profesör Tözün Bahçeli’ye geçen yılki Kıbrıs ziyaretinde olayı aktardığımızda, resmi toplantı sırasında böylesi bir tartışmanın yapılmadığını ve olaydan haberi olmadığını öğrendik. Demek ki daima olduğu gibi,  kendisini öne çıkarmak isteyen Mehmet Yaşın, resmi toplantı tutanaklarına geçmemiş bir tartışmayı haber yaparak,  Bakanlık eliyle basına dağıttırmış ve Rauf Bey’e daha o günlerden göz kırpmıştı.

Bakalım  Mehmet Yaşın’ın “KKTC Eğitim ve Kültür Bakanlığı Danışmanlığı” döneminde hangi ilginç projeleri yaşayacağız. Bekleyelim ve görelim.

(Kıbrıslı Türkün Sesi dergisi, Sayı:10, 20 Mayıs-20 Haziran 1996)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder