Uzun
yıllar Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komisyonu'nda Türkiye'nin savunmanlığını
yapmış olan uluslararası hukuk profesörü Bakır Çağlar, Yakın Doğu
Üniversitesi'nde 13 Aralık 1999 akşamı verdiği bir konferansta, 10 Aralık
1999'da Helsinki'de alınan AB kararlarını değerlendirdi.
Kıbrıs'la
ilgili paragrafta, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin üyeliği" değil de,
"Kıbrıs'ın üyeliği" deyiminin kullanılmış olmasının, Kıbrıs'taki Türk
muhalefet partilerine bir fırsat yarattığını ve partilerin bunu kullanarak,
üyelik görüşmelerinde söz hakkı istemelerinin olanaklı olduğuna dikkat çeken
Çağlar, bir soru üzerine, TC Başbakanı Ecevit'in de "Helsinki kararına
Kuzey Kıbrıs'tan gelebilecek tepkiler"den söz etmesi ile bu tür tepkileri kastettiğini
belirtmiştir.
Prof.Bakır
Çağlar, bir dinleyicinin, Kıbrıs'taki tapulu toprak üzerinde Kıbrıslı Türklerin
hakkının %15 olduğunu belirtmesi üzerine de, Denktaş'ın önerilen %24'ü bile
kabul etmediğini söyleyerek, güneyde mal bırakmış olan Kıbrıslı Türklerin de,
kuzeydeki toprağına gidemeyen Titina Loizidu'nun AİHM'de dava açtığı gibi, dava
açabileceklerini ve kendisinin bu davaları savunabileceğini duyurdu.
Loizidu
davasıyla ilgili olarak çıkan mahkeme kararında, KKTC'den sadece Türkiye
tarafından tanınan ve ona bağımlı yerel bir yönetim olarak söz edildiğini ve
kuzeydeki bütün tasarruflardan TC hükümetinin sorumlu tutulduğunu belirten
Prof.Çağlar, KKTC Anayasasındaki "devletin mülkiyet hakkı" ile ilgili
159. maddenin, uluslararası hukuka ve insan haklarına ters düştüğünü ve derhal
değiştirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
"Koyunların
sessizliği"nden hoşlanmadığını ve Kıbrıslı Türklerin de kendi insan
haklarının ihlâli karşısında harekete geçmeleri gerektiğini belirten Prof.
Bakır Çağlar, Kıbrıslı Türklerin AİHM'de dava açabilmeleri için neler yapılması
bildiren bir açıklama metni dağıttı.
(“H.Karlıdağ” imzasıyla, Kıbrıs'ta Sosyalist Gerçek
dergisi, Sayı:47, Ocak 2000)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder