15 Mayıs 2015 Cuma

LEYMOSUN'DA İNSAN HAKLARI SEMİNERİ YAPILDI


            Uluslararası Kıbrıs'ta İnsan Haklarını Koruma Derneği ile Avrupa Konseyi İnsan Hakları Başkanlığı tarafından birlikte düzenlenen ve "Avrupa Konseyi'nin 50 Yılı-İnsan Hakları Alanındaki Kazanımlar ve Öngörüler" konulu seminer, 16 Ekim 1999 günü Kıbrıs'ın Rum kesimindeki Le Meridian Otel'de gerçekleştirildi.
            Dernek Başkanı Dr.Hristos Kleridis, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Başkanlığı temsilcisi Stefano Valenti ve Kıbrıs Cumhuriyeti Başsavcısı Alekos Markidis'in konuşmaları ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Glafkos Kleridis'in masajının okunması ile başladı.
            Kıbrıs Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı Nikos Koşis tarafından okunan Kleridis'in mesajında şöyle denildi:
            "Bağımsızlığından beri Avrupa Konseyi üyesi olan Kıbrıs, acı deneyimlere sahiptir; Türk istilası ve devam eden işgalin sonuçlarına maruz kalmaya devam ediyor. Bunlar insan hakları ile ilgili bütün anlaşmalar dahil olmak üzere, uluslararası hukuk prensipleri ve kurallarının ciddi bir ihlalidir.
            Beyan edilenler ve gerçekler arasında büyük uçurum bulunduğu bir gerçektir. Bölünmelerden arınan Avrupa'da Kıbrıs ve halkının dramı acı bir istisna olarak kalmamalıdır. Birbirine bağımlı dünyada hiçbir ülke komşularının sorunlarına ilgisiz kalamaz. Bundan dolayı Kıbrıs, demokrasi ve insan hakları prensiplerinin aynı zeminde ileri götürülüp uygulandığını ezelden beri görmeyi arzuluyor. Avrupa kurallarının etkinliği, deklerasyonlardan ziyade prensip ve değerlere ne kadar bağlı olduğumuza; ayrıca çifte ölçü uygulamadan herkesin bunlara saygı göstermesini talep etmemize bağlıdır."

EN ÇOK BAŞVURU TC ALEYHİNE
            Seminerin sabahki ilk toplantısı, Kıbrıs Yüksek Mahkeme Başkanı Yorgos M.Pikis başkanlığında yapıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkan Yardımcısı Elizabeth Palm, "Strazburg Mahkemesinin bugünü ve geleceği" konulu konuşmasında ilginç bilgiler sundu. Mahkeme önünde 16 Haziran 1999 itibarıyla 9,979 kayıtlı başvuru ve inceleme halinde bulunan 47,186 geçici dosya bulunmakta olup, bunların üçte birinin kaydedileceği sanılmaktadır. Aleyhine yapılmış ve kabul edilmiş en çok şikayet başvurusu bulunan ülke Türkiye'dir (2,115). Bunu İtalya (1,472), Polonya (943), Birleşik Krallık (706) ve Fransa (667) izlemektedir.
            Avrupa'da insan haklarının korunması konusunda son 45 yıldır tarihi bir rol oynayan İnsan Hakları Komisyonu, Avrupa Konseyi'nin 1 Kasım 1998 tarihinde yürürlüğe giren 11. Protokolü uyarınca feshedilerek, İnsan Hakları Mahkemesi'nin tam gün mesai yapan sürekli bir mahkemeye dönüşmesi kararlaştırılmıştı. Komisyonun mahkeme haline dönüştürülmesinde en büyük etken, gelen başvurularda 1980'li yılların sonunda büyük patlama olması ve başvuruların çok geç sonuçlandırılmasıydı. İnsan Hakları Komisyonu, Ekim ayı sonunda çalışmalarını bitirip, elindeki dosyaları Mahkemeye devretmiş olacak. Komisyon yazılı başvurular yanında, her gün 700 mektup ve 200'den fazla telefon almaktadır.
            "Egemenliğe dayanan dokunulmazlık ve insan hakları: Hukuk ile Politikanın uyuşmazlığı - Pinochet Kararı'nın etkileri" konusundaki konuşmayı da, Kaliforniya Üniversitesi Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü Bayan Virginia A.Leary yaptı.

KOMİSYON YERİNE, TAM GÜN ÇALIŞACAK MAHKEME
            Öğle arasından sonra üzerinde tartışılan konu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlarından Lukis Lukaidis tarafından sunulan "Mahkeme ve başvurunun kabul edilebilirliğinin koşulları" idi. Belirtildiğine göre, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, kendisine gelen başvuruların incelenmeye alınıp alınmaması konusunda ilk araştırma ve duruşmaları tamamladıktan sonra, taraflar arasında "dostane çözüm"e gidilmemesi halinde, başvuruların ya Avrupa Konseyi'nin karar organı Bakanlar Komistesi'ne gönderilmesine, ya da önemli başvuruların her ay 1 hafta toplanan İnsan Hakları Mahkemesi'ne gönderilmesine karar veriyordu. Şimdi Mahkemenin tam mesai yapmasıyla, işlemler daha hızlı sonuçlanabilecek. Herhangi bir başvurunun sonuçlanması, acil durumlar dışında ortalama en az iki yıl sürmektedir.
            Avrupa Mahkemesi yargıçlarından Bostjan Zupancic ile İnsan Hakları Başkanlığı Bilinçlendirme Birimi'nden Stefano Valenti'nin konuşmaları ve bunlar üzerinde yapılan tartışmalardan sonra seminere son verildi.

KIBRISLI TÜRKLER DE KATILDI
            Leymosun'daki seminere Kıbrıs Türk kesiminden Ahmet An ile Haklar ve Özgürlükler Derneği temsilcisi Hayati Yaşamsal, Ulus Irkad ve Ümit İnatçı'nın katıldığı öğrenildi. Dergimize ulaşan bilgiye göre, Rum kesimine geçiş iznini önce vermeyen Kıbrıs Türk makamları, Ahmet An'ın ısrarları sonucu, geçiş iznini vermek zorunda kaldılar. Bilindiği gibi Ahmet An'ın, halen Strazburg'da görülmekte olan bir şikayet başvurusu bulunmaktadır.    
             
Editörün Notu: Geçen sayımızda yer alan Ahmet An'ın "İnsan haklarını savunmada tekelcilik mi?" başlıklı makalesinin özünü anlamak istemeyen Haklar ve Özgürlükler Derneği'nden Ümit İnatçı ve Hayati Yaşamsal, yazarımızı telefonla arayarak tehdit ederken; Ulus Irkad da, Ahmet An'ın "Hade" yazı kurulundan uzaklaştırılmasını talep etmiştir. Ülkemizde insan haklarını savunmaya soyunanların bu tavırları, ibret verici olmaktadır!


(İmzasız, Kıbrıs'ta Sosyalist Gerçek dergisi, Sayı:46, Kasım-Aralık 1999)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder