"Babam
1940'lı yıllardan itibaren "ya taksim, ya ölüm" diye uğraş vermiş bir
politikacıdır. Ben, özellikle politik hayata başladığım günden itibaren
KKTC'nin kuruluşuna ve bu devlete sahip çıkmaya çalışan bir
politikacıyım." (Serdar Denktaş)
***
"Türkiye, KKTC ile olan ekonomik ilişkilerden karlı
çıkıyor. Anavatan, 1897-1997 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde KKTC
bütçesine 395.4 milyon dolarlık (83 trilyon TL) yardım yaparken, bunun 5 katını
ülkemize sattığı mallarla geri aldı. Türkiye, söz konusu dönemde KKTC ile
yaptığı alışverişten net 2 milyar 7 milyon 200 bin dolar (421 trilyon 512
milyar TL) karlı çıktı." (Kıbrıs gazetesinin özel haberi)
***
"Gerçekten bağımsız bir
Kıbrıs istiyorsak, bunun yolunun federasyondan geçeceğini unutmayalım. 35
yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Türklerine vermiş olduğu hakları aramadık,
1974'te elimizde fırsat varken, anayasal düzenin yeniden kurulmasını istemedik,
bari şimdi gözümüzü dört açalım Bunu yapmazsak "Yandı gülüm keten helva"
misali vatanımızın ve insanlarımızın nasıl elimizden kayıp gittiğine baka baka
ağlayacak, bir toplumun yok oluşuna nasıl nokta koyduklarını göre göre ağıt
yakacak, yıllarca verdiğimiz haklı mücadelenin nasıl kullanıldığını görüp
kendimiz için değil, başkaları için çalıştığımızı kesinleştirecek ve kendi
ülkemizde yabancılaşacağız. Asimilasyonun tamamlandığını görecek, belki göç
edecek ve KKTC diye Kakasını atıp, TC'nin içinde bir parça olacağız. Bu
muydu mücadelemizin amacı?" (Dr.Mehmet Çağlar-Ortam gazetesi yazarı)
***
Üniversite Temsilciler
Konseyi'nin panelinde konuşan DP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Serdar Denktaş, KKTC ekonomisinin Rumunkine denk hale getirilmemesi
halinde hüsran yaşanacağını ifade etti.
KKTC'de dışişleri konularının
Cumhurbaşkanı'na ve Türkiye'ye "ihale edildiğini", iktidarın da
halkın da bunun rahatlığı içinde bulunduğunu ve ilgisiz kaldığını belirten
Denktaş, nüfus politikasını eleştirerek "Gelen Türk, giden Türk ama, biz
bu memlekette, özellikle eğitimli insanları tutmalıyız" diye
konuştu."
CTP Genel Başkanı Talat,
ekonomiyi güçlendirmek için çok şey yapılabileceğini, ancak sorunların altından
hep Kıbrıs sorununun çıktığını belirterek, KKTC'ye kara para aklamak
isteyenlerin, kumarhane-mafya ilişkileri bulunanların ve hazır tesisleri almak
isteyenlerin geldiğini, hiçbir ciddi tyatırımcının gelmediğini ve gelmeyeceğini
savundu.
Türkiye'yle sayılamayacak kadar
çok protokol yapıldığını, ancak bunların uygulanmadığını ileri süren Talat,
"Önemli olan, işleyen protokoller yapmaktır" diye konuştu.
TKP Genel Başkanı Mustafa
Akıncı, iki toplumun önce yan yana yaşamayı öğrenmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin er geç AB üyesi
olacağını, böylece Türkçe'nin Avrupa'da zorunlu dil haline geleceğini anlatan
Akıncı, Kıbrıs'ın da federal çözüm sonrası AB'ye üye olması gerektiğini, sadece
Rumların üyeliğinin Türklerin göçünü artıracağını dile getirdi.
Akıncı, "AB üyeliği
gerçekleşirse, ben tersine göç bekliyorum" dedi.
***
Cumhuriyet Meclisi'nin 12 Şubat
günü yaptığı maraton birleşimde konuşan Cumhurbaşkanı Denktaş'ın "iki
devletlilik" önerisi ve "toplumlararası görüşmeler bitmiştir"
şeklindeki açıklaması, muhalefetin tepkisine neden olurken, iktidar tarafından
olumlu karşılandı...
Halka doğru mesajın verilmesi
gerektiğini anlatan CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer, "Ortak bir
egemenliğe ulaşmak için acı çektik. Bugün bunu terk edersek, halka açıklamak
gerekir" dedi. 28 yıllık politikanın terk edilmesinin Rumlara AB'ye girme
fırsatı sağlayacağını belirten Soyer, bu politikanın terk edilmesi halinde
yaşanacak süreçte Kıbrıs Türk halkının dünyadan daha da soyutlanacağını ifade
etti.
"Bu memleket bizim
vatanımızdır" diyen Soyer, "Bu yüzden vurgumuzu Anavatan Kıbrıs diye
belirledik. Bu Türkiye'yi reddetmek değildir" diye konuştu.
TKP Genel Başkanı Mustafa
Akıncı, "İki devletlilik esası kabul edilmedi" diye masadan kaçmamak
gerektiğini, görüşme olsun veya olmasın devleti güçlendirmek gerektiğini
söyledi. Toplumu ve devleti güçlü kılmak için yapılacak çok iş olduğunu dile
getiren Akıncı, "Rumlar yaklaşırsa bir ortak devlet kurarız.
Yaklaşmazlarsa Türkiye'nin bir vilayeti olarak değil, güçlü bir devlet olarak
yolumuza devam ederiz" şeklinde konuştu.
Lefkoşa Bağımsız Milletvekili
Özker Özgür, iki ayrı devlet önkoşulu sürmek kanımca yanlıştır. Bu Türkiye'ye
de zarar verecektir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın iki toplumlu
federasyona inanmadığını sık sık dile getirdiğini söyleyen Özgür, Taksim
politikasının nelere mal olduğunun görüldüğünü belirtti.."
***
Kıbrıs'ın en eski
hukukçularından eski milletvekili, bakan ve parti başkanı Ahmet Mithat
Berberoğlu, Kıbrıs sorununu Toplum Postası'na değerlendirdi:
"Geçmişte biz Kıbrıs
Cumhuriyeti'ne sahip çıkılması gerektiğini söylediğimizde vatan haini ilan
edildik. Ama bugün 1960 Anayasası'na, anlaşmalarına sığınarak, Türkiye ve
Yunanistan'ın garantörlük haklarından, ya da bu iki ülkenin birlikte üye
olamayacağı bir uluslararası kuruma Kıbrıs'ın üye olamayacağından
bahsediyorlar. Federe Devlet ilan edildikten sonra, 1983'te Cumhuriyet ilan
etmek hukuk dışı bir olaydı. Ne çekiyorsak, bütün sebebi budur. KKTC'yi kurmak
hukuk dışı bir karardı.
Biz Kıbrıs Cumhuriyeti gemisindeydik. Bu gemiyi terkettik ve bir sandala
atladık. Şimdi sandal da batıyor."
(Kıbrıslı Türkün Sesi dergisi, Sayı:32, Nisan 1998)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder