15 Aralık 1996 tarihinde yapılan resmi nüfus sayımına
göre, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)” diye anılan ve Kıbrıs Cumhuriyeti
topraklarının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin işgali altında tutulan kuzeyindeki
%37’lik bölümünde, fiili (de facto) olarak 200,587 kişinin yaşadığı
açıklanmıştı.
Kıbrıs Türk makamları tarafından yapılan ve sonuçları
Ankara'da TC Devlet İstatistik Enstitüsü'nde değerlendirilen bu ilk nüfus
sayımının verileri ise, ancak iki yıl sonra açıklanabilmişti. Buna göre, ikamet
esasına göre (de jure) nüfus da, 188,662 kişi
olarak bildirilmişti.
Açıklamayı yapan Başbakanlık Planlama Örgütü Müsteşarı
Ahmet Bulunç, aradaki 11,925 kişilik farkın, sayım günü KKTC'de bulunan kişilerin
devamlı ikamet yerinin KKTC dışında olduğunu beyan etmesinden kaynaklandığını
söylemişti. (Kıbrıs, 28 Kasım 1997)
ÇALIŞAN NÜFUSUN DAĞILIMI
KKTC Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü tarafından
yayımlanan “2001 Geçiş Yılı Programı (Taslak)” başlıklı ve 13 Kasım 2000
tarihli yayına göre (s.87), KKTC’de çalışan nüfusun kesimlere göre dağılımı
şöyle idi:
Sayı Dağılım (%)
1.
Tarım....................................15,236 ..... 17.1
2.
Sanayi...................................
8,651 ..... 9.7
a. Taşocakçılığı.................... 1,081 .....
1.2
b. İmalat sanayii.................. 6,183 ..... 6.9
c. Elektrik-su....................... 1,387 ..... 1.6
3.
İnşaat...................................
12,784 ..... 14.4
4.
Ticaret.................................
9,664 ..... 10.9
a. Toptan ve perakende........ 6,000 ..... 6.7
b. Otelcilik ve lokantacılık... 3,664 ..... 4.1
5.
Ulaştırma-Haberleşme......... 8,186
..... 9.2
6. Mali
müesseseler................. 3,026
..... 3.4
7.
Serbest meslek ve hizmetler. 13,378
..... 15.0
8. Kamu
hizmetleri (*)............ 18,096
..... 20.3
_____________________________________________
Toplam: 89,021 100.0
(*) KİT
ve Belediyeler dahil
Tablodan da görüleceği gibi, 89,021 kişiden oluşan
ekonomi açısından aktif nüfusun %20’si (18,096 kişi), kamu kesiminde istihdam
edilmiş olup, geriye kalan 70,925 kişi özel kesimde çalışmaktadır.
KAMU KESİMİ ÇALIŞANLARININ DAĞILIMI
DPÖ tarafından Şubat 2000’de yayımlanan 1998 yılına ait
İstatistik Yıllığı’na göre (s.137), kamu kesiminde çalışan personelin dağılımı
şöyle idi:
1. Memur............................ 4,796
2. Polis................................ 1,774
3. Öğretmen ....................... 2,821
4. Daimi
işçi ....................... 2,152
5. Diğer
............................. . 2,330
________________________________
Ara
toplam: ....................... 13,873 kişi
KİT ve
Belediyelerde çalışan memur ve işçilerin
sayısı, yıllıkta ayrıca verilmemekle beraber, bu sayının 4,223 olduğu
hesaplanabilir.
________________________________
Kamu
görevlileri toplamı:.. 18,096 kişi
Yapılan bir değerlendirmeye göre, 1997 yılı içinde kamuda
fiilen çalışmakta olan 13,416 kişi, gayri safi milli hasılaya %18 ile 20
arasında bir katkı sağlarken, genel bütçeden %38 oranında pay almaktaydı.
(Kıbrıs, 13 Ağustos 1997)
ÖZEL
KESİMDE ÇALIŞANLARIN DAĞILIMI
DPÖ’nün “İstatistik ve Araştırma Dairesi” tarafından
yaptırılan ve “1998 Genel Sanayi ve
İşyerleri Sayımı:Birinci Aşama Sonuçları-KKTC Toplamı” başlığı altında Temmuz
2000’de yayımlanan çalışmada (s.6-9), 1998 yılına ait “Faaliyet koluna göre
işyeri sayısı ve istihdam” şöyle verilmektedir:
İktisadi faaliyet
İşyeri Ücretle
çalışanların Çalışanların
kolu
sayısı yıllık ortalama
sayısı yıllık ort. sayısı
_______________________________________________________
KKTC..................7,807..........
18,111................... 26,572
Sürekli
.............7,502 ......... 17,534 .................. 25,541
Mevsimlik........ 305
......... 577
.................. 1,031
________________________________________________________
İmalat................. 1,099 .......... 5,467 ................... 6,647
İnşaat..................
110 .......... 1,055
.................... 1,126
Ticaret................ 3,882 ......... 6,547 .................... 10,468
Otel-lokanta.......
1,402 ......... 2,542
.................... 4,476
Ulaştırma...........
248 ......... 854
.................... 1,117
Mali aracı..........
58 ......... 185
.................... 209
Gayri menkul....
313 ......... 527
..................... 839
Eğitim ............. 56 ......... 202 .................... 267
Sağlık işleri......
265 ........ 149
.................... 423
Diğer toplum....
374 ........ 583
.................... 1,000
Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi, özel kesimdeki
7,807 işyerinde çalışan toplam 26,572 kişi içerisinde, ücret alarak başkasının
yanında çalışanların sayısı 18,111 kişidir. Bunlardan 17,534 kişisi sürekli
çalışırken, 577 kişisi de mevsimlik olarak çalışmaktadır. İstihdam bakımından
ise, ticaret kesimi ilk sırayı alırken, bunu imalat ve turizm kesimleri
izlemektedir.
Dikkati çeken bir başka nokta, 7,807 işyerinin 6 bine
yakınının, yani %76’sının kişisel mülkiyet olmasıdır. Örneğin 4 bine yakın
işyerinde tek kişi çalışmakta olup, bu da büyük olasılıkla işyerinin sahibi
olan kişidir. 50 kişinin üzerinde istihdamı olan işyeri sayısı 40, 100 kişinin
üzerinde istihdam yapan işyeri sayısı ise sadece 17’dir. (agy)
KAÇAK İŞÇİ SORUNU
Çalışma ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Alper,
KKTC’deki işyerlerinde çalışanların %70’inin “kaçak” olduğunu açıklarken
(Kıbrıs, 7 Ekim 1999), KKTC Meclisinde konuşan CTP Mağusa milletvekili Sonay
Adem de, KKTC hükümeti ile başsavcılığın gizlice anlaşarak, ülkedeki 20-25 bin
kaçak işçinin statülerinin yasalaşması için gayret gösterildiğinden şikayet
etmekte ve bu yönde TC hükümetiyle gizli protokoller imzalandığını
söylemekteydi. (Kıbrıs, 1 Kasım 2000)
Kaçak işçilerin sosyal güvenceden yoksun ve sendikal
örgütlenmeden uzak çalıştırılmaları, başka sorunlar da yaratmakta ve işçi
sınıfının örgütlü birliğinin sağlanmasında göz ardı edilemeyecek önemli bir
engel oluşturmaktadır.
ÇALIŞANLARIN SENDİKALAŞMA DURUMU
1996 yılında KKTC nüfusu 183,290 iken, çalışan kişi
sayısı 78,595 idi. Bu çalışanlardan sadece %27.6’sı, yani 21,718 kişi sendikalı
idi. Toplam sendikalı sayısının 15,792’si (%72.7’si) kamuda, 5,926’sı
(%27.2’si) özel kesimdeydi. (Ortam,
7.6.1996)
1998 yılına ait İstatistik Yıllığı’na göre, çeşitli işçi
sendikalarında örgütlenmiş olan sendikalı kamu ve özel kesim çalışanlarının
örgütsel dağılımı şöyle idi (s.142):
Sendika
Kişi
1. Dev-İş...........
2,274
2. Türk-Sen .....
5,250
3. Hür-İş .........
4,112
4. Bağımsız .....
13,228
____________________
Toplam: ..........
24,864 kişi
ÇALIŞMADAN MAAŞ ALANLARIN DURUMU
“İstatistik Yıllığı 1998”e göre, kamu ve devlet
kesiminden emekli olanların durumu şöyle idi:
- 1,531 kadar (Ekim 1996 rakamı) emekli mücahit dışta
kalmak üzere, toplam 10,393 kişi devletten memur emeklisi olarak maaş almaktaydı. Bunların 7,621 memur
emeklisi, 1480 polis emeklisi, 1292 öğretmen emeklisi idi.(s.123)
(2000 yılı
verilerine göre, bu rakam 10.362
kişidir.)
- Özel kesimde çalıştıktan sonra emekli olup da, Sosyal
Sigortalar Dairesi’nden emeklilik maaşı alanların sayısı ise, 15,329 idi.
Bunlar arasında Sosyal Sigortalar Yasasına göre emekli olanlar 8,773 kişi iken,
özel uygulamalarla emekli maaşı alanlar 7,511 kişi idi.(s.128-129)
(2000 yılı verilerine göre, bu rakam 17.000 kişi kadardır.)
- Devlet ayrıca her ay toplam 4,976 kişiye maddi yardım
yapmaktaydı. Bunlardan 3,710 kişiye sosyal yardım, 274 kişiye malül gazilik,
288 kişiye şehit ailesi, 250 kişiye hadise kurbanı, 329 kişiye ebeveynleri
şehit ve hadise kurbanı, 125 kişi de özürlü oldukları için ödeme yapılmaktaydı.
(s.130)
- Devlet, 1995-1996 ders yılında 1,572 kişiye karşılıksız
burs ödeneği vermekteydi.
(2000 yılı verilerine göre, bu rakama “diğerleri” başlığı
altında 1.222 kişinin de eklenmesiyle toplam
6,278 kişiye çıkmıştır.)
Her ay 57,422 çekin çıktığı devlet hazinesinden çeşitli
maaş ödemeleri için, 2000 yılı içinde ayda 25 trilyon TL ödenmekteydi. (Kıbrıs,
6.7. ve 4.10.2000)
SONUÇ
26 Aralık 1994 tarihli Yeni Çağ gazetesinde yayımlanan
“Memur cennetinde sendikacılık oyunu” başlıklı makalemizde, “KKTC devletçiği”ni
yöneten egemen çevrelerin, nüfusun önemli bir bölümünü midesinden kendisine
nasıl bağımlı bir hale getirdiğine dikkat çekmiş ve daha çok kamu kesimindeki
çalışanları örgütlemiş olan memur sendikalarının dar bir ekonomizm uğruna
sendikal yaşamı çıkmaza sürüklediğine parmak basmıştık.
Aradan geçen sürede, KKTC nüfusu içinde ekonomik açıdan
devlete bağımlı kılınanların sayısında görülen artış, bu bağımlılığın egemenler
tarafından bilinçli bir şekilde gerçekleştirildiğini göstermektedir. Ekonomik
bağımlılık, ideolojik bağımlılığı da getirmekte ve küçük burjuva tavırlar
düzenle uyumlaşmaktadır. Bir yandan devlet hazinesinden para alanların sayısı
artarken, öte yandan da memur sendikacılığı, bazı sendika bürokratlarının
elinde çalışanlar aleyhine sonuçlar vermeye başlamıştır.
Örneğin herhangi bir grev fonu bulundurmayan sendikaların
4-8 Aralık 2000 tarihlerinde 5 gün süreyle ekonomik önlemler paketine karşı
yaptıkları genel grev sırasında, ülkede hayat yavaşlamış, çöpler birikmiş, her
kesimde zor günler yaşanıp, milyarlarca liralık zarara yol açılırken, grevi
yapan kamu çalışanları yarar yerine zarara uğramıştır. Öte yandan grevle zarar
görmesi amaçlanan devlet, ancak %30’luk katılım oranı sağlanan genel grevden
400 milyar TL kârlı çıktığını açıklamıştır. (Kıbrıs, 6 Şubat 2001) Bir başka deyişle, aralarında CTP ve YBH gibi
siyasi partiler ile kamuda örgütlü sendikaların da bulunduğu 41 kuruluşun
örgütlediği genel grevin faturası, grev yaparak işbaşı yapmayanların
maaşlarından kesilerek çıkarılmıştır. Ekonomik önlemler paketi ise, aşama aşama
uygulanmaya devam etmektedir. (KTAMS, genel grevden dolayı üyelerine 47 ile55
milyar TL arasında bir ödeme yapacağını duyurmuştur -Yeni Düzen, 19 Şubat
2001-, ama bu, olumsuz sonucu değiştirmemektedir.)
Yukarıda adı geçen makalemizi, “Çalışanların
‘kendiliğinden’ değil de, ‘kendisi için’ sınıf olma mücadelesi için alınacak
daha çok yol vardır” diyerek bitirmiştik. Aradan geçen bunca yıl içinde pek de
ileriye gidilememişse, bunun nedenleri üzerinde tekrar tekrar kafa yormak,
somut durumun somut tahlilini yeniden yapmak gerekmektedir. Kaldı ki, bir küçük
burjuvalar denizi haline getirilen Kıbrıs Türk toplumu içinde verilecek olan
demokrasi ve sosyal-ekonomik ilerleme mücadelesi, giderek daha da
zorlaşmaktadır.
Örgütlülüğü artırarak, siyasal, ekonomik ve ideolojik
alanlarda sınıf mücadelesini yükseltmek ve geniş yığınlara çıkış yolunu
göstermek, tek seçenek olarak görünmektedir.
(“Ahmet An” imzasıyla, Kıbrıs’ta Sosyalist Gerçek
dergisi, Sayı:61-62, Mart-Nisan 2001 ve kitap içinde, Ahmet An, Kıbrıs Nereye
Gidiyor?, İstanbul 2002, s.232-238)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder