"Bir
"kötü taklitler manzumesi" oluşturan 1940-60 dönemi
"şiirleri"ni de Kıbrıs Türk şiiri (edebiyatı) içinde saymak gerçekçi
gelmiyor bana...Kıbrıs Türk Şiiri'ni 1960'lı yıllarda kendini göstermeye
başlayan "genç bir şiir" olarak tanımlıyorum ben...Kendi politikasını
kurabilmiş, bilinçli, süregen üretim yapabilen şairlerin sayısı oldukça
az." (T.Öncül, Yaşasın Edebiyat dergisi, Temmuz 98)
Yıllardır eleştirdiğimiz hastalık, demek ki şimdi de seni
sarmış. Reçetenizi baba Özker Yaşın, son çıkardığı "Yüreğimin Yarısı
Sende" kitabında yer alan "Kıbrıs'ta yaşayan bazı şiir heveskarları
üzerine yazılmış hiciv denemeleri"nde yazmış bulunuyor. (s.109-128) Acil
şifalar dileriz!
***
"Önce Demirağ
vardı, şimdi bir de Öncel çıktı...Kıbrıs Türk Şiiri bunlarla başlayıp, bunlarla
bitiyormuş!...Yapmayın. Ayıptır. Yalnızca ayıp da değil, genelde Kıbrıs Türk
kültürüne, özelde de Kıbrıs Türk şiirine emek vermiş onlarca insanımızın alın
terlerine ve özverili çabalarına ihanettir de yaptığınız" (B.Fevzioğlu,
Kıbrıslı, Ekim 98)
Yıllardır, pohpohlanmış "sanat cuntası"nın
bencilliğine karşı vermekte olduğumuz mücadeleye katkıda bulunduğu için
Bülent'e teşekkürler.
***
"Nerdeyse
herkes sanatçı, şair yazar. Nereye dönseniz 50 adet şaire, sanatçıya, yazara
çarpıyorsunuz...Bunları niye yazıyoruz? Çünkü, bu işin iyice cılkı çıkmıştır da
ondan. Kim sahici, kim sahte, birbirine karışmıştır, ya da da öyle sanılıyor.
Elbette, bu sahiciler ve sahteler karmaşasında ülkemizde eleştirinin
kurumlaşamamasının, herkesin kendi ahbaplarını karşılıklı övme çiğliğinin rolü
büyük." (F.Demirağ, Kıbrıs, 2.10.98)
Yazdığımız eleştiri yazılarını, hoşgörüyle karşılayıp,
elinizde tuttuğunuz yayın organlarında basma dürüstlüğünü ve demokratlığını
gösteremezseniz, eleştiri kurumu nasıl gelişecek?
***
"201 yılda
yazılan ve yayınlanan bütün şiirler BOŞ, tek DOLU olanları Demirağ'la Öncül'ün
yazdıkları. Akıl işi mi bu?...Müminlik bizden, imamlık sizden. Sizi, önümüze
alalım lütfen. (B.Fevzioğlu, Avrupa, Vatan, Birlik, 7.10.98)
***
"Birtakım
şeyleri deştik, kedinin pisliğini örtmesi gibi görmezlikten-bilmezlikten
gelmedik diye, hemen savunma ve saldırıya geçenler...Kıbrıslı Türk şair ve
yazar sayısının neden yıllardır ve hala 3-5'i geçemediği üzerinde
düşünmelidirler...Kimseden akıl almayız, doğru bildiğimizi yazarız; kendi
üretimimize güvenir, hiç kimseden çekinmez ve bir şey de beklemeyiz."
(F.Demirağ, Kıbrıs, 8.10.98)
Kargaya sümüğü tatlı gelirmiş derler...
***
"Kendini 'her
ilmin alimi' sanan kişiler, birşey üretmek yerine, üretilen her şeyde 'kusur'
aramaktan öteye geçemezler...
Dikkat, yazının
sonuna "zorunlu üçüncü not"u koymayı unutmuşsun! (T.Öncül, Yeni
Düzen, 8.10.98)
***
"Bugüne kadar
eleştiri mekanizmasının oluşturulamaması, hedefleri saptırıyor. Kimin hangi
ilişkilerle nereye gittiği, kaç saniye alkış aldığı, hangi ünlüyle fotoğraf
çektirdiği, falanca dergide kaç sayfa yer tuttuğu gündemi belirlemeye devam
ediyor." (F.Naldöven, Yeni Düzen, 13.10.98)
***
"Yanlış ve
haksız bir yaklaşıma zorunlu bir yanıt: ...Eğer benim (ve benim gibi
yaptıklarını görmezden geldiklerinin) bugüne değin neler yaptığımı(zı), neler
ürettiğimi(zi) bilmiyorsa bu kendi defosudur...Hele de başkasını yok sayarak
sizin varolmanız mümkün değildir." (N.Cahit, Ortam, 15.10.98)
***
"Benmerkezci
tutum ve davranışları sergileyenler, K.T.Edebiyatına zararlı
oluyorlar...(M.Kansu, Avrupa, 15.10.98)
***
"Ve...üç
yazının sahibine de tek soru: Biz, medyada 'çarşaf çarşaf yer' kaptık da onlar
geri mi kaldı; üçünün de gazetelerde sütunları, hemen tüm gazetelerde çoğunun
ürünlerine çarşaf çarşaf yer veren sayfalar...anlı şanlı ekranlarda
kendileriyle ahbaplarının reklamlarına dönük, ahkam kestikleri programları yok
mu?" (F.Demirağ, Kıbrıs, 16.10.98)
Üzüm üzüme bakarak kararmıyor mu?
***
"Bizim
gocunacak hiçbir şeyimiz yok." (F.Demirağ, Kıbrıs, 20.10.98)
O halde niye bu hiddet, niye bu celal!
***
"Mitolojiye
angaje olmak, mitolojiden isim ve esin araklayarak çarşaf çarşaf şiir yazmak,
hazır imgelere konarak papatyayla sayfa süsler gibi şiir yazmak ne kadar
özgünlük olur bilmem. Türk şiirinden import ettiği yazınsal değerlere yasemin,
zeytin ve Limnidi ateşi katarak Kıbrıs Türk şiiri yaratma yanılgısına
kapılırken, şiirini belagata dayalı illüstratif bir şiire indirgeyen Fikret
Demirağ mı özgünlük örneği olacak?" (Ümit İnatçı, Avrupa, 21.10.98)
Doğru söze ne denir?
***
"Bir yazı
yazdım, ortalık karıştı." (T.Öncül, Yeni Düzen, 22.10.98)
***
"Bana
gelince...Hiçbir zaman 'en önde, en üstte olmak' gibi bir derdim olmadı. 'En
iyisi benim' gibi bir iddiam da olmadı." (F.Demirağ, Kıbrıs, 27.10.98)
Sen git bunları bir de Orbay Deliceırmak'a anlat.
***
"Doğru! Siz
büyüklerimiz, ancak sizi övdüğümüz zaman bizi takıyorsunuz. Yerdiğimiz zaman
ise nerdeyse peşimize DDT ile düşeceksiniz. Şunu artık kavrayınız: biz sadece
zırıltı çıkaran sinekler değiliz. Bize konuşma hakkı sağlayan tahsilimiz
var." (Ümit İnatçı, Avrupa, 30.10.98)
***
"Tartışmanın
kurallarını öğrenmek durumundayız...Kimse, başkasının varlığını, kimliğini
görmezlikten gelemez, yok sayamaz, kendini hep öne çıkarıp küfürler
yağdıramaz." (M.Kansu, Halkın Sesi, 3.11.98)
***
"Amatör
şairimize yanıt: ...Peki sen (T.Öncül) 14 edebiyatçıyı bir araya getirebilir
misin? Kaldı ki senin başkanlık döneminde Sanatçı ve Yazarlar Birliği mum gibi
eriyip, akıp gitmedi mi?" (Kemal Ankaç, Ortam, 5.11.98)
(Kıbrıslı Türkün Sesi dergisi, Sayı:40, Aralık 1998)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder